Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2925 E. 2022/1809 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2925 – 2022/1809
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2925
KARAR NO : 2022/1809

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2019
NUMARASI : 2015/518 Esas 2019/417 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 26.09.2014 tarihinde …plakalı aracın davacıya çarparak yaralanmasına neden olduğunu, davacının iyileşme sürecinde davalı SGK tarafından karşılanmayan bakım ve tedavi gideri yaptığını, geçici ve sürekli maluliyetinin bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri, geçici ve sürekli işgöremezlik bakım gideri için 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı SGK’dan, sürekli iş görmezlik ve efor tazminatı için şimdilik 1.000,00 TLnin kaza tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalı… tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, kazaya karışan aracın belirlenmediğini, davacının kusur oranının ispat etmesi gerektiğini, kusur oranlarının ve maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını, geçici iş görmezlik ve efor tazminatının talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı SGK tarafından cevap dilekçesi verilmemiş savunma yapılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının yaralanmasına neden olan aracın kesin bir biçimde kanıtlanamadığı, davanın yasal olarak yükümlendirilen davalı … yöneltildiği, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nca düzenlenen raporda davacıda daimi iş görmezlik oranının %6,1, geçici iş görmezliğinin 4 ay ve bakıcı ihtiyacının 1,5 ay olduğunun saptandığı, yapılan itirazlar üzerine alınan Adli Tıp Kurumu’nun 26.07.2017 tarihli raporunda davacıda daimi iş görmezlik oranının %6,1, geçici iş görmezliğinin 9 ay ve bakıcı ihtiyacının bulunmadığının belirlendiği, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nca düzenlenen 15.03.2018 tarihli raporda olay anını belirleyen bir kanıt bulunmadığından sürücünün ışık ihlali yaptığının kabulü halinde tam kusurlu, ışık ihlali yapmadığının kabulü halinde ise kusurlu olmadığının belirtildiği, davacının zararının giderilmesi için dava dışı sürücünün kusurunun bulunduğunun kanıtlanması gerektiği, davacı davalının kusuru bulunduğuna dayanarak dava açtığından kusur olgusunu davacının kanıtlaması gerektiğini, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’ndan alınan raporlarda davalının kusuru bulunduğunun tartışmasız biçimde kanıtlanamadığı, bu rapordan ayrı davalının kusurunu gösterir bir delil dosyaya sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece alınan kusur raporlarında ikili bir değerlendirme ile afaki olarak yalnızca trafik ışıklarına uyulup uyulmadığı olasılıkları üzerinden soyut bir değerlendirme yapıldığını, somut olay incelendiğinde davacıya kusur atfetmenin imkansız olduğunu, dosya içerisinde bulunan savcılık kanalı ile alınan bilirkişi raporunda davacının yaya geçidi üzerinde hareket ettiğinin açıkça görüldüğünü, araç sürücüsünün ise kurallara riayet etmeyerek kusuruyla dava konusu kazaya sebebiyet verdiğini, araç sürücüsünün davacıya vurup kaçması, yardım etmemesi kimliği tespit edilemeyen bu şahsın tam kusurlu olduğunu gösterdiğini, olayın olduğu esnada CD çözümlemesi görüntülerinden de anlaşılacağı üzere olay yerinde yoğun bir trafik olduğunu, araç sürücüsü; ışıklı yaya geçidinin bulunduğu, hem yaya hem araç trafiğinin yoğun olduğu bir noktada hızla çarparak davacıyı yaraladığını, bilirkişiler tarafından bu husus hiç değerlendirilmeden yalnızca ışığın kime ne renk yandığı üzerinde durulduğunu, araç sürücüsünün sağdan trafiğin devam ettiğini görerek acele şekilde sağ şeride girmeye çalıştığını, tüm fotoğraflardan araç sürücüsünün diğer araç sürücülerini de zarara uğratacak şekilde hareket ederek sağa şeride girmeye çalışması, araç takip mesafelerine uymaması, kanun öngördüğü şekilde araçlar arası boşluk bırakma kuralına riayet etmemesi, EGO otobüsünü de zorlayarak sağa doğru iyice dar dönmeye çalışması nedeniyle kusurlu olduğunu, 3. fotoğrafta yaya geçidinde hareket eden bir başka yaya bulunduğunu ve kazaya neden olan aracın solunda duran araçların hareket etmeyerek yayaların geçişini beklediğini, bunun da davacının yeşil yanarken karşıya geçmiş olduğunu gösterdiğini, bilirkişi raporunda bu husus üzerinde durulmadan soyut değerlendirmelerle ihtimaller üzerine üstün körü bir kusur raporu hazırlandığını, rapora karşı itiraz ve beyanlarının değerlendirilmediğini, kusur durumunun aydınlatılması hususunda yeterli tahkikat yapılmadığını, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/3027 Soruşturma numaralı dosya içerisinde mevcut CD’nin celp edilerek mahkeme tarafından izlenmesi ve kusur raporunda belirtilen 1. halin mi yoksa 2. halin mi gerçekleştiğinin takdir edilmesi ve gerekli görülmesi halinde davacının isticvap edilerek kazanın meydana gelişine ilişkin yeminli beyanlarına başvurulmasının talep edildiğini, ancak yerel mahkemece dava konusu kazayı aydınlatacak bu taleplerinin yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, sürücüsü tespit edilemeyen aracın davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığını belirterek maddi tazminat talep etmiştir.
Dava konusu kazadan sonra kaza tespit tutanağı düzenlenmediği, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/3027 sayılı soruşturma dosyasında müşteki …’ın yaralanması nedeniyle soruşturma dosyası açıldığı ancak şüphelinin belirlenmemesi nedeniyle daimi arama kararı verildiği, hazırlık soruşturma dosyasında mobese kayıtlarının bulunduğu, CD izleme tutanağının mevcut olduğu görülmüştür.
Dava konusu kaza nedeniyle mahkemece Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan 15.03.2019 tarihli raporda dosyadaki kamera kayıtlarında yayaya çarpma anının görünmediği, kroki bulunmadığı, tanık beyanı bulunmadığı belirtilerek “iki ihtimale göre değerlendirme yapılmış 1. halde aracın kırmızı ışıkta geçmiş olması halinde sürücünün tam kusurlu olacağı, yayanın kusurunun bulunmayacağı, 2. halde ise yayanın kırmızı ışıkta geçmesi halinde yayanın tam kusurlu olacağı, sürücüsünün kusurunun bulunmayacağı” belirtilmiş ise de dosya kapsamında olaya ait kamera görüntülerinin kayıtlı olduğu CD nin bulunmadığı, Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda olay yeri ve anını gösteren CD ve kamera kaydı olduğu ve izlendiği belirtilmiş ise de raporda yolun durumu, ışıkların yanma sırası, araçların hareket yönleri, hangi yöne kırmızı ışık yandığı gibi ayrıntılar belirtilmeden tarafların kırmızı ışıkta geçme ihtimaline göre ayrıntısız ve yetersiz rapor düzenlenmiş olması nedeniyle rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.
İstinaf incelemesi sırasında dava konusu kazaya ait Mobese kayıtları bulunan CD Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasından getirilmiş, CD’de bulunan kayıtlara göre olay yerinin trafik ışıkları ile geçişin sağlandığ, yaya ve araç trafiği yoğun kavşak olduğu ancak araçların hareket yönlerine göre ışıkların hangi yöne ne renk yandığı anlaşılamadığından mahkemece öncelikle kaza tarihinde kaza yerinde uygulanan sinyalizasyon sisteminin ilgili kuruluştan getirilmesi ve gerektiğinde olay yerinde keşif yapılarak kazaya karışan araç ve davacı yayanın kırmızı ışıkta geçip geçmediğinin ve kazanın oluşuna göre tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için Karayolları Fen Heyeti veya İTÜ’den seçilecek bilirkişi heyetinden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 15.09.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.