Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2883 E. 2022/836 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2883 – 2022/836
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2883
KARAR NO : 2022/836

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2019
NUMARASI : 2018/913 Esas 2019/557 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Genel Müdürlüğü vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı EGO vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı kuruluşa ait …’un sevk ve idaresindeki otobüsün 17.09.2018 tarihinde … 446. caddede seyir halinde iken davalı kuruma ait rögar kapağına çarpması sonucu otobüste maddi hasarın meydana geldiğini, trafik tespit tutanağı ve işletme bilirkişi raporunda otobüs şoförünün kusursuz bulunduğunu, kusurun tamamının rögar kapağının bakım ve onarımından sorumlu kurum olan davalı … Genel Müdürlüğüne ait olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu otobüste maddi hasarın oluştuğunu, otobüsün bir süre servis dışı kalması sonucu davacı kuruluşun gelir kaybına uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak 4.646,45 TL’nin olay tarihi olan 17/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı kurumun rögar kapaklarını düzenli olarak kontrol ederek kullanışlı hale getirdiğini, kazaya davacının aracını yol, görüş durumunun gerektirdiği şartlara uygun kullanmayarak sebebiyet verdiğini ve hasarın artmasına neden olduğunu, davacının kendi kusuru nedeniyle tazminat talep edemeyeceğini, talep edilen bedelin fahiş olduğunu, bilirkişi tarafından gerçek zararının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kazanın meydan gelmesinde araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, davalının ise 2918 Sayılı Yasanın 13, 14 maddesine aykırı eylemi nedeniyle tamamen kusurlu olduğunu, raporunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere 3.933,28 TL malzeme ve işçilik bedeli 518,00 TL gelir kaybı olmak üzere, toplam zararın 4.451,28 TL olduğunu raporunda mütalaa ettiğini, raporun karar vermeye yeterli ve elverişli görüldüğünü toplanan delillere kazanın oluş şekline ve tüm dosya kapsamına göre, olay tarihinde, karayolu üzerinde bulunan davalının sorumluluğunda olan rögar kapağının, davacıya ait otobüsün yerinden çıkarak otobüse zarar verdiği tespit edilmiş olup, alınan rapora göre de kazanın meydana gelmesinde davalının %100 oranında kusurlu olduğu anlaşıldığından davacının aracından meydan gelen hasardan ve kazanç kaybından davalının sorumlu olduğu, bilirkişi raporuna göre davacının aracında 3.933,28 TL hasar meydan geldiği ve ayrıca 518,00 TL kazanç kaybı olmak üzere 4.451,28 TL zarar meydan geldiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 4.451,28 TL’nin kaza tarihi olan 17/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek olan 3095 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince değişen oranlarda avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı ve davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda hasar ve kusur konusunda yapılan değerlendirmelerin yerinde olmasına rağmen hasar değerlendirmesi üzerinden yapılan hurda tenzilatının yerinde olmadığını, davacı … Genel Müdürlüğünün 4325 ve 5393 sayılı yasalarla oluşmuş tüzelkişiliği olan ve kamusal görev yapan bir genel müdürlük olup, sahip olduğu tüm mal, eşya ve araçların kamuya ait olduğunu, söz konusu tenzilatı gerektiren herhangi bir hurda değerlendirme ve gelir elde etme imkânın kanunen bulunmadığını, bu nedenle yapılan tenzilat üzerinden verilecek kararın kamu zararına neden olacağını davacının kusursuz olduğu kazada kamuya ait zararı tazmin etmesinin ortadan kalkacağını belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/913 E. ve 2019/557 K. sayılı ve 08.07.2019 tarihli kısmen kabul kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusunun, rögar kapağına çarpma sonucu oluşan maddi zararın tazmini talepli olduğunu, burada iddia edilen kusurun idarenin hizmet kusuru olup davacının talebinin hizmet kusuruna dayalı tam yargı davasının konusunu oluşturduğunu, görevli yargı yolu “İdari Yargıdır” olup, davaya karşı Yargı Yolu (Görev) itirazında bulunmuş olmalarına karşın mahkeme bu itirazın reddinin yasaya aykırı olduğunu, yol bakım, onarım ve yapımından sorumlu olan kuruluşun … Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi olduğunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununun 7/g bendine ve yine KTK‘nın 10 maddesi gereğince davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken davalı idarenin sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, davalı idare dışında Ankara’da kazı çalışması yapan …, … Doğalgaz, …, Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Dairesi Başkanlığı gibi kuruluşlarda bulunduğunu, öncelikle rögar kapağının kime ait olduğunun tespiti gerekirken bu yönde araştırma yapılmadığını, mahkeme kararına etki eden bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda; araç sürücüsünün tamamen kusursuz, davalı idarenin ise tamamen kusurlu olduğu belirtilmiş ise de araç sürücüsünün yol, hava ve trafik koşullarına uygun olarak araç kullanma yükümlülüğüne ve gerekli dikkat ve özen gösterme yükümlülüklerine uygun araç kullandığını düşündüklerini, aracın hız limitlerine uygun kullanılıp kullanılmadığının da somut delil ve emarelere dayandırılmamış olup, bilirkişi tarafından farazi olarak kanaatte bulunulduğunu, eğer araç; trafik ve yol koşullarına uygun kullanılıp gerekli dikkat ve özen gösterilseydi kazanın meydana gelmeyeceğinin muhtemel olduğunu dolayısıyla olayda araç sürücüsünün “tamamen kusursuz “olduğu yönündeki kanaatin gerçekçi ve doğru olmadığını, olayda araç sürücüsünün de kusuru bulunduğunu, araç sürücüsü tedbirli araç kullanmak zorunda olup bu nedenle araç sürücünün şoför mahalline geçmekle zaten 2/8 (sekizde iki) kusurlu sayıldığını, tamamen davalı idarenin kusurlu olmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ve kazanç kaybı istemine ilişkindir.
1-Davacı vekilinin istinaf sebepleri incelendiğinde; HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir. Buna göre 2019 yılı için Maliye Bakanlığınca istinaf kesinlik sınırı 4.400,00 TL olarak belirlenmiştir.
Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 4.400,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 4.400,00 TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400,00 TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.(HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili 4.646,45 TL araç hasarı ve kazanç kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmiş, mahkemece 4.451,28 TL maddi tazminatın kabulüne karar verilmiş olup, miktar yönünden reddine karar verilen 195,17 TL maddi tazminat miktar yönünden kesin olan bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK’nın 346. maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu durumda; HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan karar tarihi itibariyle reddine karar verilen miktar istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda davacı vekilinin reddedilen maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davanın trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı ile gelir yoksunluğu zararının davalı …’den tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle adli yargının görevli olması, olay mahallinde resmi görevlilerce KTT düzenlenmesi, kazaya sebebiyet veren kapağın davalı idareye ait olduğunun davalının savunması ve kapağın dosyada mevcut fotoğraflarından anlaşılması, davalı idarenin kanunla kendisine yüklenen görevini gereği gibi yerine getirmediğinin, davalıya ait rögar kapağının aracın geçişi sırasında yerinden çıkarak aracın sol orta teker amortisör bağlantıları, teker köpüğü, merkez kapağı, alt muhafaza saçları ve kızaklarına zarar verdiğinin, kapağın yerinden çıkararak aynı zamanda dava dışı park halindeki araca da çaparak zarar verdiğinin, bakım eksikliği nedeniyle kazanın meydana geldiğinin bu nedenle davalının olayda tamamen kusurlu olduğunun, aracın tipi, caddenin fiziki konumu, yapısı, kaza saati dikkate alınınca davacıya ait araç sürücüsünün azami seyir hızından fazla hızla seyretmesinin mümkün olmadığının bu nedenle sürücünün kusurlu olmadığının bilirkişi raporu ile tespit edilmesi, bu şekilde davacı tarafın davalı idarenin hukuki sorumluluğunu ve zararı dosya kapsamı itibari ile ispat etmesi, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, olayda davalı idarenin %100 oranında kusurlu olduğunun ve davacı aracında toplam 3.933,18 TL tutarında hasar ve onarım süresince 518,00 TL tutarında gelir yoksunluğu oluştuğunun belirlenmesi, davalı tarafın tazminatla sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmaması, kusur durumunun ve davacı aracında iş bu kaza nedeniyle meydana gelen hasar ve gelir yoksunluğu zararının usulüne uygun şekilde tespit edilmesi, bilirkişi raporunun denetime, hüküm kurmaya ve dosya kapsamına uygun bulunması, davacı tarafın haksız fiil hükümleri gereğince davalıdan zararının giderilmesini isteme hakkının bulunması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355 maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1. maddeleri gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2- 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Genel Müdürlüğü vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Davalıdan alınması gereken 304,00 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 76,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 228,00 TL harcın davalı … Genel Müdürlüğünden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacıdan peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf başvurusunda bulunan davacıya iadesine,
5-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-İstinafa gelen davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatırdıkları oranda kendilerine iadesine,
8-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 31.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.