Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2881 E. 2022/920 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI : ….

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, 26.06.2016 tarihinde davacı …… sevk ve idaresindeki tescilsiz motorsikleti ile Bilecik istikametinden … istikametine seyir halinde iken, davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı … plakalı traktör sürücüsü dava dışı …’in yolun soluna dönmek isterken tüm yolu kapatmasıyla, traktörün arkasında bulunan bıçaklara çarpmamak için sola doğru yönelmesi akabinde … plakalı araç ile çarpışmaları neticesinde çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza neticesinde davacılar … ile motorsiklette yolcu olan …’ın ağır derecede yaralandıklarını, zararların tazmini için 08.08.2016 tarihinde davalıya başvurulmasına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı … için sürekli iş göremezlik nedeniyle 500,00 TL, geçici iş göremezliği nedeniyle 500,00 TL, … için sürekli iş göremezlik nedeniyle 500,00 TL, geçici iş göremezliği nedeniyle 500,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketinin temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 16/11/2018 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davacı … için geçici işgöremezlik tazminatını 4.678,19 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 61.442,73 TL’ye, … için geçici işgöremezlik tazminatını 3.101,39 TL’ye, sürekli iş göremezlik tazminatını 22.091,89 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, kazaya karışan … plakalı aracın 23/06/2016-2017 tarihleri arasında davalı şirkete ZMMS ile sigortalı olduğunu, usulüne uygun yapılmış başvuru bulunmadığını, İstanbul Anadolu mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, davacı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunu, davacıların kask ve kolluk gibi diğer koruyucu teçhizatları kullanmadan motosiklet ile seyahat etmesi ve ayrıca davacı Rüveyde’nin de yolcu taşımaya uygun olmayan araçla seyahat etmesi nedeniyle zararın meydana gelmesinde ağır kusurlarının bulunduğunu, bu durumun zarar ile kaza arasındaki illiyet bağını kopardığını, davanın sigortalı araç maliki ve sürücüsüne ihbar edilmesini, hazırlık ve ceza dosyaları istenerek kusur oranları ve davacıların maluliyet durumlarına ilişkin ATK’dan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, toplanan delilere, tarafların iddia ve savunmalarına, karar vermeye elverişli kusur raporu, 28/12/2018 tarihli maluliyet raporu ile aktüer raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davalıya sigortalı araç sürücüsünün, kazada %60 oranında, davacı …’ın %40 oranında kusurlu olduğu, diğer davacı yolcunun ise kazanın oluşumuna etkisi olmadığından kusursuz olduğu, ATK tarafından düzenlenen 28/12/2018 tarihli raporla 1950 doğumlu …’ın 26/06/2016 tarihinde geçirdiği kaza neticesinde vücut genel çalışma gücünden %18 oranında kaybettiği, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, davacı …’ın ise vücut genel çalışma gücünden %2 oranında kaybettiği, 4 ay süre ile iş göremez halinde kaldığının anlaşıldığı, bu durumda davalı … şirketinin oluşan zarardan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine uyarınca araç sürücüsünün yahut işleteninin kusuru oranında sorumlu olduğu, 14.04.2019 tarihli aktüer raporu gereğince davacı …’ın 4.678,19 TL geçici iş göremezlik, 55.479,34 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu, diğer davacı …’ın ise 3.101,39 TL geçici iş göremezlik, 6.525,78 TL sürekli iş göremezlik zararının olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile, davacı … için 4.678,19 TL geçici iş göremezlik tazminat ile 55.479,34 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 60.157,53 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 29/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı … için 3.101,39 TL geçici iş göremezlik tazminat ile 6.525,78 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 9.627,17 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 29/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Değişen poliçe genel şartları ile tedavi gideri teminatındaki geçici iş göremezlik zararlarının teminat kapsamı dışında bırakılmış olup bu teminatın tamamının SGK’na devredildiğini, davalı şirket tarafından da bu devir işlemi için SGK’na yüzmilyonlarca lira prim aktarımı yapıldığını, SGK’dan ödeme alınıp alınmadığının da sorulmadığını,
2918 sayılı Kanunun 6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik, 98. maddesine göre … … Kurumunun sorumluluğunda olan hususun yaralanma sebebiyle oluşan tedavi giderleri ile sınırlı olduğunu, tüm tedavi süresinde meydana gelen sağlık giderleri ve geçici iş göremezlik zararının SGK tarafından karşılandığını, bu konuda kaza ve poliçe tarihi itibari ile yürürlükte bulunan ZMMS genel şartlarına göre geçici iş görmezlik tazminatı konusunda SGK’nın sorumlu olduğu, buna rağmen ilk derece mahkemesince davalı … aleyhine geçici iş görmezlik tazminatına karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu (Adana BAM 3. H.D. 05/06/2018 tarihli 2018/628 E. 2018/695 K. sayılı ilamı),
Dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, kaza tespit tutanağı incelendiğinde de görüleceği üzere sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, ceza dosyası celbedilmeden makine mühendisi tarafından düzenlenen 26.04.2017 tarihli kusur raporu çerçevesinde %60 kusur oranı üzerinden hesaplama yapıldığını bu kusur raporunun taraflarına tebliğ edilmeden hüküm kurulduğunu, olay yerinin geliş-gidiş tek şeritli yol olduğunu, olayın tanığı İsmail Koral’ın ifadesinde açıkça sigortalı araç sürücüsünün sola dönmek için karşı şeritten gelen aracın geçmesini beklediği ve aracın geçmesini takiben sola hareket etmesini takiben önündeki sigortalı traktörü uygun takip mesafesinde ve hızda izlemeyen davacı …‘ın sollamanın yasak olduğu yolda traktörün solundan geçmek istemesi ve takiben motosikletin kontrolünü kaybederek devrildiğini, sigortalı araç ile motosiklet arasında herhangi bir çarpışma olmadığını, nitekim bilirkişi raporunda da davacının traktörün arkasındaki alete çarpmamak için sola doğru manevra yaptığının belirtildiğini, davacı takip mesafesine ve takip hızına uymuş olsa bu neviden bir manevra yapmasına gerek kalmayacağını, bu durumun tüm kusurun davacı yanda olduğunun açıkça ispatı olduğunu, bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağı arasında fahiş oranda açık bir çelişki olup, ceza dosyasının da celbedilmediği nazara alındığında eksik inceleme yapıldığının anlaşıldığını, ceza dosyasının celbiyle birlikte çelişkinin giderilmesi için dosyanın ATK veya İTÜ öğretim görevlilerinden müteşekkil üç kişilik bilirkişi heyetine gönderilmesi gerektiğini, ayrıca davacıların dizlik, kolluk gibi koruyucu ekipman olmadan motosiklet kullandığını, bu nedenle müterafik kusurun da değerlendirilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın konusu davacı yanın gelecekte mahrum kalacağı işgöremezlik zararı olup gelecekte doğacak bir zarar için bugün faize hükmedilmesinin faizin ruhuna aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/738 E 2019/404 K ve 15.05.2019 tarihli kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacılar vekili 26.06.2016 tarihinde davalıya Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı aracın davacı …’ın sevk ve idaresindeki, davalı …’nın yolcu olarak bulunduğu motorsiklete çarpması sonucu davacıların yaralandığını belirterek, davacılar için geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Dava konusu kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında tescilsiz motosiklet sürücüsü …’ın köprü üzerinde aynı istikamette sol tarafta tarla yoluna dönmek üzere duraklayan … plakalı traktörün sol tarafından geçmek istediği sırada motorsikletin direksiyon hakimiyetini kaybedip sürüklenmesi ile motorsiklet sürücüsü …’ın ve motorsiktetteki yolcu …’ın yaralandığı kazada motorsikletin traktöre teması olmadığı, sürücü …’ın Trafik Kanunun 54/b maddesi “geçme yasağı kuralını ihlalle kusurlu olduğu”, … plakalı traktör sürücüsü …’in ise kusursuz olduğunun belirlendiği, mahkemece hükme esas alınan 26.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda ise kaza tespit tutanağında tescilsiz motosikletin, sola dönmek isteyen traktöre çarpmamak için sola doğru manevra yapmakla direksiyon hâkimiyetini kaybetmekle devrilmesi sonucu bu olayın meydana geldiği belirtilmiş ise de mevcut krokide her iki aracın çarpma noktasının işaretlendiği, dosya bulunan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden, her iki aracın iki yönlü 7 metre genişlikteki Bilecik-… karayolu üzerinden ayni yönde seyir ettiğini, sürücü … yönetimindeki … plaka sayılı traktör ile köprüyü geçerek yolun solundaki tarla yoluna dönüş yapmak istediğinde, ayni yönde arkasından gelen sürücü … yönetimindeki motosiklet ile önündeki traktörü yakın takip etmesi, ayni zamanda traktör sürücüsünün ise arkasından gelen motosiklete dikkat etmemesi şeklinde meydana gelen olayda her iki tarafında belli oranlarda kusurda pay sahibi oldukları, sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı traktör ile olay mahalline geldiğinde, yolun soluna yani tarla yoluna dönüş yapmak istediğinde, arkadan gelen araçları dikkatli kontrol etmemesi, bulunduğu yerden ani dönüş yapmakla olayda, Karayolları Trafik Kanunun 84/f ve 53/b md. ihlalle birinci derecede (%60 oranında) kusurlu olduğu, sürücü …’ın ise olay yeri köprü geçişine geldiğinde sola dönüş yapmak isteyen traktörü yakın takip etmesi, geçmek istediği traktöre gerekli uyarıları yapmamak, dikkatsiz ve tedbirsiz seyir etmekle, Karayolları Trafik Kanunun 53/a ve 54/a-3 md. ihlale ikinci derecede (%40 oranında) kusurlu olduğu, davacı …’ın ise koruyucu kask takmaması ile dava konusu trafik kazası arasında her hangi illiyet bağının bulunmadığı, motosiklette yolcu konumunda olmakla meydana gelen olayda her hangi bir kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğine ilişkin belgeye rastlanmadığı davalı vekilinin 14.11.2018 tarihli aktüer raporuna ve davacılar vekilinin 16.11.2018 tarihli ıslah dilekçesine süresi içinde yaptığı itirazında 26.04.2017 tarihli kusur raporuna da itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Taraf vekillerince dava konusu olay nedeniyle … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/2094 Hazırlık sayılı dosyası olduğu belirtilmiş ancak soruşturma dosyası kapsamında yapılan işlemler, dava açılıp açılmadığı mahkemece araştırılmamıştır.
6098 sayılı TBK.nın 74.maddesi “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmünü içermektedir. Madde metninde de anlaşıldığı üzere ceza mahkemesinin beraat kararının hukuk hâkimini bağlamayacağı, ancak beraat kararı bir maddi olguyu tespit ediyorsa bu kararın hukuk hâkimini bağlayacağı, beraat kararı suçun sanık tarafından işlenmediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayanıyorsa, bu kararın hukuk hâkimini de bağlayacağı, bundan başka kusurun takdiri ve zararın miktarını tayini hususundaki kararın hukuk hâkimini bağlamayacağı hüküm altına alınmıştır (Turgut Uygur, Borçlar Kanunu Şerhi, C. 1, s. 844). Ancak hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K). Hukuk hâkimi ceza mahkemesi kararındaki fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını belirleyen maddi olgularla ve ceza mahkemesince verilen mahkûmiyet kararı ile bağlıdır.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece dava konusu olayla ilgili … Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/2094 Hazırlık sayılı dosyası istenerek; eğer ceza dava açılmış ise ceza dava dosyası da incelenmek suretiyle (kesinleşen maddi olgu açısından) kaza tespit tutanağındaki kusur oranı ile hükme esas alınan 26.04.2017 tarihli bilirkişi raporundaki kusur oranları arasındaki çelişkinin giderilmesine yönelik konusunda uzman bilirkişi heyetinden (ATK, İTÜ veya KGM Fen Heyeti gibi kurumlardan) kusur raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.