Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2873 E. 2022/1387 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/06/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 28.08.2018 tarihinde davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın park halinde bulunan araca çarptığını, kaza sırasında park halindeki aracın arka kasa kısmında koli düzelten davacının yaralandığını, davacının beyin kanaması geçirdiğini 69 gün rapor aldığını, tedavi gördüğü, 69 günde masraf yapmak zorunda kaldığını, davalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere 500,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi poliçe limiti ile sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini geçici iş görmezlik tazminatını 2.521,11 TL, sürekli iş görmezlik tazminatını 30.790,82 TL olmak üzere 33.311,93 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, ceza mahkemesi dosyasının derdest olduğunu, kusurun kesinleşmediğini, davacının raporlu olduğu dönemde de maaşını almaya devam ettiğini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … şirketi vekili davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı sürücü … ‘ün idaresinde bulunan … plakalı aracın park halindeki … plakalı araca çarpması sonucunda kazanın meydana geldiği, kaza sırasında … plakalı araçta bulunan davacı … … yaralandığı, olayın meydana gelişinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğu, kaza nedeniyle davacının % 5,1 oranında iş gücü kaybı bulunduğu ve 9 ayda iyileşeceğinin belirlendiği, hesap raporunda davacının sürekli iş göremezlik zararının 30.790,82 TL, geçici iş göremezlik zararının 2.521,11 TL olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şekli, kazanın meydana gelişinde davalının kusur oranları, davacının bu kaza nedeniyle yaşadığı acı, elem ile hakkaniyet kurallarına göre manevi tazminat belirlendiği gerekçesi ile maddi tazminat davasının kabulü ile 30.790,82-TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 2.521,11 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 33.311,93 TL’nin davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 07.04.2014 tarihinden, davalı … yününden kaza tarihi olan 28.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal ile birlikte davalı … ‘den tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının kaza sonucu yaralanması nedeniyle subaraknoid kanama (beyin kanaması) teşhisi konularak 4 gün tedavi altına alındığını, tedavi sonrasında 30 gün istirahat ve sonunda kontrol edilmek üzere taburcu olduğunu, sonrasında aynı hastanede muayene edilerek 69 gün iş görmez raporu verildiğini, trafik kazasının büyüklüğü ve etkilerinin ciddiyeti davacının sosyal hayata geri dönmesini zorlaştırdığını, yargılama sürecinin uzun sürmesi ve cismani zararın tespiti için 3 defa muayene olmasının da olayın psikolojik etkilerini artırdığını, davacının ölümden dönmüş olması, bu süreçte çektiği acıları ve sonrasındaki psikolojik etkilerini bir nebze olsun karşılamak amacıyla manevi tazminat talep ettiklerini, takdir olunun tazminat miktarının hakkaniyete uygun ve tatmin edici olmadığını, manevi tazminatın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalıya isnat edilecek kusur bulunmadığını, davacının uğradığı iddia olunan tüm zararların giderildiğini, maluliyetinin de bulunmadığını, … A.Ş.’de çalıştığını, sağlık güvencesi olduğu, tüm hastane masraflarının karşılandığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte raporlu olduğu belirtilen sürelerde de maaşını almaya devam ettiğini, bu hususlar irdelenmeden hazırlanan raporlara dayalı olarak tesis edilen kararın kaldırılması gerektiğini, kusur raporunda ceza dosyasında mevcut kusur raporunun tekrar edilmiş olduğunu, ancak kazanın olduğu yer, araçların konumları, araçlarının konumlarının mevcut trafik kurallar çerçevesinde değerlendirilmesi ve davacı yanın iş güvenliği önlemlerini alıp almadığının tespitine ilişkin hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, bu eksikliğin giderilmesi için mahkeme tarafından keşif kararı verilmesi gerektiğini, davalı tarafından frenin tutmadığı, şiştiği vs. nedenlerle aracı yavaşlatmak amacıyla sağ şeride geçtiğini, aracın frenleri konusunda ayrıca bir tespit yaptırılmadığını, park yasağı olan yerde belki de emniyet şeridine ayrılan bir alanda davacının içinde bulunduğu aracım park halinde olduğunu, maluliyete ilişkin Adli Tıp raporunu kabul etmediklerini, raporda davacının vücut bütünlüğünde herhangi bir bulguya rastlanılmadığı tespit edilmişse de, raporun sonuç kısmında davacının vücut genel çalışma gücünden kayıp olduğu görüş ve kanaatinin belirtildiğini, kaza ile iş gücü kabı arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı değerlendirilmesi gerektiğini, aktüer bilirkişi raporunda 2019 yılı güncel asgari ücret verileri esas alınarak hesaplama yapıldığını, geçici iş göremezlikten kaynaklanan tazminat alacağının 2.521,11 TL olduğu, sürekli iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat alacağının 30.790,82 TL olduğunun belirtildiğini, davacı yanın sürekli iş gücü kaybı zararına yönelik tespit ve hesaplamalarının hayatın olağan akışına ters düşerek, davacının sigortalılık süresinin ve yıpranmanın esas alınmadığını, aktif ve pasif dönem için uygulanan arttırım ve iskonto oranlarının hatalı uygulandığını ıslah dilekçesi de, kanunen öngörülen süre içerisinde talep edilmemiş olduğundan zaman aşımına uğradığını, davacının zararın artmasına neden olduğunu, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesinden görevsizlikle geldiğini bu nedenle davalı yararına vekalet ücreti verilmesi gerektiğini, ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Taraf vekillerinin HMK.nın 355. Maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davalıların zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve sürücüsü olduğu aracın park halinde bulunan araca çarptığını, kaza sırasında park halindeki aracın arka kasa kısmında koli düzelten davacının yaralandığını 69 gün rapor aldığını, tedavi gördüğünün, 69 günde masraf yapmak zorunda kaldığını, belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece davacının yaralanması nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında, bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin diğer istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak; 6100 sayılı HMK.nın Tasarruf ilkesi başlıklı 24. maddesinde; (1) Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz.
(2) Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder.
6100 sayılı HMK.nın 25.maddesinde; “Kanunda öngörülen istisnalar dışında, hâkim, iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Ve Kanunla belirtilen durumlar dışında, hâkim, kendiliğinden delil toplayamaz.” düzenlemesi gereğince taraflarca getirilme ilkesi benimsenmiş olup hakimin tarafların söylemediği şeyi veya vakıları kendiliğinden dikkate alması hukuka aykırılık oluşturur.
HMK.nın taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. Maddesinde ise; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü gereğince hakim tarafların taleplerini aşacak şekilde karar veremez.
Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının yaralandığını, beyin kanaması geçirdiğini, 69 gün rapor aldığını, çalışmadığının belirterek maddi tazminat talep etmiş, mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının 69 gün iş ve güçten kalmış olması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL maddi tazminat davası olduğu tespit edilmiş, mahkemece belirlenen bu uyuşmazlık konusuna taraf vekillerince itiraz edilmemiş ve ön inceleme tutanağı imzalanmıştır. Bu durumda davacının 69 günlük çalışmadığı süre için maddi tazminat talep ettiği kabul edilerek buna göre karar verilmesi gerekirken davacının maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğu görülmemiştir.
Davacının dava dilekçesindeki talebinin 69 gün çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı gelire ilişkin olduğu, mahkemece ön inceleme duruşmasında da uyuşmazlığın bu şekilde tespit edildiği, davacının yaralanması nedeniyle Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından 3 ay geçici iş göremezliğinin bulunduğunun belirlendiği, aktüer raporu ile 3 aylık geçici iş göremezlik süresince davacının zararının 2.521,11 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre davacının olay tarihinde çalışıyor olması nedeniyle istinaf incelemesi sırasında dairemiz tarafından … Kurumuna davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasına ve Ankara 37. İş Mahkemesinin 2021/15 E. Sayılı dosyasının istenmesine karar verilmiştir. … Kurumu tarafından gönderilen yazıda davacıya dava konusu kaza nedeniyle 4.506,90 TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, Ankara 37. İş Mahkemesi dosyasında, SGK tarafından kazaya neden olan aracın sigorta şirketi olan ….ne karşı rücu davası açıldığı ve 2.743,58 TL geçici iş göremezlik tazminatının rücuen tahsiline karar verilmesinin talep edildiği, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Davacının geçici iş göremezlik nedeniyle talep edebileceği zarar, çalışmakta olduğu işini yapamaması nedeniyle uğradığı kazanç kayıpları olup, SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik dönemi için tazminat ödendiğinin anlaşılması ve bu ödenen tazminatın zarar sorumlularına rücu edilebilecek zararlardan olması halinde zarar görenin aynı zarar için iki kez ödeme alması sebepsiz zenginleşmesine neden olacağından ödenen miktarın davacının zararından mahsup edilmesi gerekir.
Dava konusu olayda davacıya SGK tarafından geçici iş göremezlik tazminatı ödendiği ve kazaya neden olan aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketine rücu edildiği, davacının geçici iş göremezlik süresince meydana gelen kazanç kaybının SGK tarafından yapılan ödeme ile karşılandığı, aynı zararın iki kere karşılanamayacağını ve dava dilekçesinde talep edilmeyen zarar kalemlerinin ıslah dilekçesi ile istenemeyeceği gözetilerek davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmiş olması doğru görülmediğinden davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.353/1.b.2. maddesi gereğince kesinleşmiş yönler korunarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 28.08.2013 tarihinde meydana gelen kazada davalının tam kusurlu olduğu, olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyeti, gördüğü tedaviler, tedavi ve iyileşme süresi zararın ağırlığı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda, davacı yönünden belirlenen manevi tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davacı vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi KARARININ KALDIRILMASINA,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Buna göre;
1-Davalı … aleyhine açılan maddi tazminat davasının reddine,
2-Davalı …. yönünden ilk derece mahkemesi tarafından verilen hüküm kesinleştiğinden aynen korunarak; Maddi tazminat davasının kabulü ile 30.790,82 TL sürekli iş görmezlik tazminatı, 2.521,11 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 33.311,93 TL’nin 07.04.2014 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal ile birlikte davalı …. den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Manevi tazminat davasının kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın 28.08.2013 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal ile birlikte davalı … ‘den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunun gereğince hüküm altına alınan maddi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 2.275,53 TL harçtan peşin yatırılan (peşin harç olan 70,05 TL ile 560,00 TL ıslah harcının toplamı) 630,05 TL mahsubu ile kalan 1.645,48 TL harcın davalı …. den tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
4-Harçlar Kanunun gereğince hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı üzerinden alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcının davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından bu yargılama nedeni ile yapılan 41 adet tebligat gideri 414,40 TL, müzekkere posta masrafı 103,70 TL, bilirkişi masrafı 900,00 TL, Adli Tıp ücreti (614,50 TL ile 568,50 TL ) 1.183,00 TL, maluliyet rapor ücreti 500,00 TL ve peşin harç 630,05 TL olmak üzere toplam 3.731,15 TL’nin davalı ….’den tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat yönünden ayrıca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden maddi tazminat davası yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1. Maddesi gereğince taktir edilen 3.997,43 TL vekalet ücretinin davalı …. den tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiğinden reddine karar verilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 2.521,11 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’e ödenmesine,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333.maddesi uyarınca yatırana iadesine,
II-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı vekili ve davalı … vekili tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 55,90 TL yargılama giderlerinin davalı …’den tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 32,50 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 26.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.