Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2866 E. 2022/825 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2866
KARAR NO : 2022/825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI : 2017/545 Esas 2019/574 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … Sigorta A.Ş. vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18.06.2017 tarihinde müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu ve müvekkili … sevk ve idaresindeki araç ile davalı … sevk ve idaresindeki, işleteni … olan ve davalı … tarafından ZMMS ile sigortalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada müvekkilleri … ile …’ın yaralandığını ve maluliyetlerinin meydana geldiğini, trafik kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve davalıların zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 100,00 TL geçici iş göremezlik, 100,00 TL sürekli iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı giderinin sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, ayrıca her bir müvekkili için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde; müvekkili … için taleplerini 3.000,00 TL geçici iş göremezlik, 2.666,25 TL bakıcı gideri, olmak üzere toplam 5.666,25 TL olarak; müvekkili … için taleplerini ise 3.812,25 TL geçici iş göremezlik, 40.169,00 TL sürekli iş göremezlik, 5.332,50 TL bakıcı gideri olmak üzere 49.313,75 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacıların sakatlığı ile trafik kazası arasında illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur ve maluliyet tespitinin Adli Tıp Kurumu ilgili kurullarınca yapılmasını talep ettiklerini, bakıcı giderinin sakatlık teminatı kapsamında olduğunu, müvekkili şirketin tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını, hesaplamanın yeni genel şartlara göre yapılması gerektiğini, hesaplamada asgari ücretin baz alınması gerektiğini, SGK tarafından bağlanan bir gelir var ise mahsup edilmesi gerektiğini, hatır taşıması olduğunu, avans faizi talebinin haksız olduğunu, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; 18.06.2017 tarihinde müvekkillerden …’e ait … sevk ve idaresindeki araç ile davacı …’ın kullandığı araç arasında Çankırı yolu Avşar köyü kavşağında davaya konu edilen kazanın meydana geldiğini, aracı kullanan müvekkili …’ün kurallara riayet ederek kaza yeri kavşaktan kontrollü bir şekilde yola çıktığını, davacı … idaresindeki aracın kavşağa hızlı girmesi nedeniyle kazanın meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını, ayrıca maddi manevi tazminat davalarının şartı olarak meydana gelen kaza ile ortaya çıkan sakatlık arasında illiyet bağının tespitinin gerektiğini, davacı yanın belirtilen beyanı dışında müvekkilinin kusuruna yönelik herhangi bir tespit ve kanaat gösterilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin 18.6.2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu, hasar dosyası, poliçe, kaza tespit tutanakları, emniyet araştırması sonuçları, Kalecik Cumhuriyet Savcılığının 2017/ 309 sayılı soruşturma dosya suretinin dosyaya kazandırıldığı, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporunda kaza nedeniyle davacı …‘ın sürekli iş göremezlik durumunun olmadığı, bakıcı ihtiyacının olmadığı, 2 ay geçici iş göremezlik durumunun bulunduğunun tespit ediliği, davacı …‘ın ise özür oranının %8 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 3 ay olup, bakıcı ihtiyacının olmadığının tespit edildiği; kusur ve aktüerya bilirkişisinden alınan raporda; davalı araç sürücüsünün olay sırasında kavşağa girdiğinde solundan gelen davacı sürücüye ilk geçiş hakkını vermesi ve sonrasında sola dönüş yapması gerekirken buna uymadığı gözetilerek % 75 kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kavşağa girerken seyir hızını azaltıp kontrollü geçiş yapması gerekirken buna uymadığı için % 25 kusurlu olduğu, yolcu …‘ın kusursuz olduğunun tespit edildiği, poliçe tarihi itibarı ile yeni genel şartlar uygulanarak … ‘ın ev hanımı olması nedeniyle asgari ücret, …’ın sitelerde mobilyacılık yaptığı tespit edildiğinden buna ilişkin gelir durumu gözetilerek raporun hazırlandığı, davacılar vekilinin rapor doğrultusunda ıslah dilekçesi verdiği; manevi tazminat yönünden kazanın oluş şekli, davalının asli kusurlu olması, tarafların sosyal ekonomik durumları, davacıların kazada yaralanma durumu ile yaşanan korku ve endişe hali gözetilerek davacıları zenginleştirmeyecek davalıları ödeme güçlüğüne düşürmeyecek oranda duyulan acı ve ızdırabın bir nebze telafisi için manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olduğu, gerekçesi ile; maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, davacı … yönünden 3.000,00 TL geçici iş göremezlik 2.666,25 TL bakıcı gideri toplamı 5.666,25 TL’nin, … yönünden 3.812,25 TL geçici iş göremezlik 40.169,00 TL sürekli iş göremezlik 5.332,50 TL’nin bakıcı gideri toplamı 49.313,75 TL olarak toplam 54.980,00 TL’nin … ve … yönünden 18/06/2017 kaza tarihinden … Sigorta A.Ş. için talep gibi 29/07/2017 temerrüt tarihinden yasal faizi ile müştereken müteselsilen tahsiline, davacıların manevi tazminat talepleri yönünden ise davacı … için 15.000,00 TL, … için 35.000,00 TL manevi tazinatın sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline, fazlaya yönelik talebin reddine, karar verilmiş hüküm davalıların tamamı tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin tecrübeli bir şoför olduğunu, kurallara uygun çıkış yaparken, hızla kavşağa giren davacının kazaya neden olduğunu, bu nedenle müvekkilinin kusuru olmadığını, kusur raporunu bu nedenle kabul etmediklerini, manevi tazminat yönünden ise mahkemece hükmedilen manevi tazminat ile yaralanma şekli ve maluliyet oranın orantılı olmadığını, Mahkemece davacılar lehine 60.312,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş iken davacıların uğramış olduğu zarara yakın şekilde manevi tazminata karar verilmesinin manevi tazminat düzenlemesine aykırılık oluşturduğunu, manevi tazminat belirlenirken kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranda olması gerektiğini, bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurmayacak olması, ölçülülük ilkesine uygun, manevi tazminatın amacına uygun olması gerektiğini, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiğini, mahkemce verilen manevi tazminatın ise Yargıtay emsal kararlarına uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin geçici iş göremezlik zararlarından ve bakıcı giderinden sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacıların bakıcı tuttuklarını belgeleyemediğini, bu nedenle giderin net asgari ücret üzerinden nazara alınması gerektiği halde brüt ücret üzerinden karar verilmesinin, ZMMS Genel Şartlarına da uygun olmaması nedeniyle hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusur durumunu da kabul etmediklerini, davacının tam kusurlu olduğunu, ayrıca kusuru kabul etmemekle birlikte davacı …’ın zararları yönünden müvekkilinin %100 kusur üzerinden sorumlu tutulmasının da hatalı olduğunu, müvekkilinin, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zararlarından sorumlu olduğunu, davacı tarafından davanın sadece müvekkili ve sigortalı araç sürücüsüne karşı dava açılmış olması nedeniyle ancak kusur oranında tazminat talep edebileceği, sigortalı araç sürücüsü %75 kusurlu iken, müvekkilinin davalı …’ın zararlarından %100 kusura göre sorumlu tutulmasının haksız olduğunu, davacıların emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, mahkemenin müterafik kusur ve hatır taşımasını resen değerlendirmesi gerektiği, bunun yanı sıra mahkemece tazminata ıslah edilen kısım açısından ıslah tarihinden, dava konusu edilen miktar açısından ise dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken 29/07/2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de haksız olduğunu, davacı …’ın sürekli iş görmezlik zararının olması nedeniyle davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiği halde mahkemece bu hususta karar verilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek kararın kaldlrılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Kaza tespit tutanağında; “18/06/2017 günü saat:12.30 sıralarında Ankara-Çankırı Karayolu (D-765-06) Devlet Karayolunun 03+500 Km’sinde (Avşar Kavşağında) çift taraflı trafik kazasının meydana geldiği, Ankara’dan Çankırı istikametine seyir eden … yönetimindeki … plakalı otomobilin yolun belirtilen km’sinde bulunan Afşar Kavşağı’na geldiğinde yolun sağ tarafından karşıya geçmek ve sola dönmek isteyen … plakalı … yönetimindeki aracın sol yan tarafından çarpması sonucu kaza meydana gelmiştir. ….Kazanın oluşumunda; … plakalı otomobil sürücüsü …’ın 2918 Sayılı KTK’da yer alan sürücü kusurlarından 52/1-a maddesinde yazılı ‘aracın hızını, kavşaklara yaklaşırken azaltmamak’ kuralını ihlal ettiği, … plakalı otomobil sürücüsü …’ün ise aynı kanunun 57/1-a maddesinde yer alan ‘Kavşaklara yaklaşırken, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamamak, geçiş hakkı olan araçlara ilk geçiş hakkını vermemek’ kuralını ihlal ettiği” denilerek, olayın oluş şeklinin tespit ettiği anlaşılmaktadır.
Kazaya ilişkin soruşturma dosyasında alınan beyanlarda da kazanın kavşak noktasında tespit tutanağında belirtilen şekilde meydana geldiğinin beyan edildiği görülmüştür.
Mahkemece alınan kusur raporunda da; soruşturma dosyası, kaza tespit tutanağı değerlendirilerek, kavşak noktasında geçiş önceliğinin anayolda seyreden davacı araç sürücüsünde olduğu değerlendirilerek, kazanın meydana gelmesinde, davacıya ilk geçiş hakkını tanımadan kavşağa giren davalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün ise kavşağa girerken hızını yavaşlatmadığından bahisle %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Meydan gelen kazada davacıların yaralanması nedeniyle davacıların Maluliyet/Özür raporları alınmış, … Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporlarda; davacı …’nın meydana gelen yaralanması nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelmediği, iyileşme süresinin 2 ayı bulacağı, sürekli bakıma muhtaç kalmadığı, ancak iş göremez kaldığı 2 ay süresinde başka birisinin bakımına muhtaç olduğu; davacı …’ın ise yaralanması nedeniyle %8 oranında özürünün meydana geldiği, iyileşme süresinin 3 ay olduğu, sürekli bir başkasının bakımına muhtaç kalmadığı, iş görmez kaldığı 3 ay süresince başka birisinin bakımına muhtaç olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Aktüer Hesap Bilirkişi tarafından davacı …’nın sürekli iş görmezlik zararı bulunmadığından, geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı giderini hesaplandığı, davacı …’ın ise geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş görmezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin hesaplandığı, davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ile müvekkili … için karşı tarafın kusuruna isabet eden miktar üzerinden, müvekkili … yönünden ise kusurunun bulunmamasına göre %100 kusura göre hesaplanan miktar üzerinden tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
1-İstinaf eden tüm davalılar tarafından, kusur durumuna itiraz edilmiş ise de; meydana gelen kaza ana yol tali yol kavşağında meydana gelmiştir. Tali yoldan, ana yola çıkış yapan davalı sürücü kavşaklarda geçiş önceliğine ilişkin KTK ve Yönetmelik hükümleri gereğince, anayolda seyreden araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekmektedir. Tüm dosya kapsamına göre, davalı sürücünün, ana yolda seyreden araçlara ilk geçiş hakkı tanımaksızın kavşak içerisine girmesi ile kazanın meydana geldiğinin anlaşılmasına göre, alınan kusur raporu dosya kapsamına ve kazanın meydana gelişine uygun olmasına göre davalıların kusur durumuna yönelik istinaf talepleri yerinde görülmediği gibi; davalı … … Sigorta A.Ş. vekili tarafından, müterafik kusur indirimi gerektiği ileri sürülmesine rağmen, dosya kapsamında davacıların emniyet kemerinin takılı olmadığına yönelik tespitin bulunmamasına göre müterafik kusurun da kanıtlanamamış olmasına göre istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı …Ş. vekili tarafından geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olmadığı ileri sürmüş ise de;
Davalı vekili tarafından geçici iş görmezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de;
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun “Bedensel Zarar” başlıklı 54. maddesinde;
“Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” denilmiştir.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile; Geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli iş göremezlik (kalıcı sakatlık ya da maluliyet) nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85.maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” denilmiştir, aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarından alınan tedavi giderlerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağından, yine bakıcı gideri de tedavi gideri olmakla birlikte Yasa’nın 98. Maddesi gereğince SGK’nın sorumluluğunda olan tedavi giderleri kapsamında bulunmadığından TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zararlardan, KTK’nın 85. ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumludur. Geçici iş göremezlik zararlarının ve SGK’nın sorumluluğu dışında kalan tedavi giderlerinden, davalının sorumlu olmadığına yönelik KTK’nın 92. maddesinde düzenleme de bulunmamaktadır. Buna göre, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nın sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında bulunmayan, geçici iş göremezlik zararı ve geçici bakıcı gideri yasaya aykırı şekilde ikincil norm olan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyeceğinden davalı … şirketinin buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.
3-Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili tarafından bilirkişi tarafından hesaplanan bakıcı giderine ilişkin hesaplama da istinaf edilmiş ise de; yapılan hesaplamanın Yargıtay 4. Hukuk Dairesince benimsenen hesaplama yöntemine uygun olmasına, gerçek zarardan teminat limiti ile sorumlu olan sigorta şirketinin sorumluğu açısından gerçek zararın hesaplanmasına yönelik kuralların Genel Şartlar ile daratılamayacak olmasına göre davalı vekilinin hesaplamaya yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
4-Davalı … vekili, davalı …’ın zararı yönünden %100 kusura göre sorumlu tutulmasının haksız olduğunu ve hatır taşımasının değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de; KTK’nın 88/1. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” hükmüne yer verilerek, zarara birden fazla kişinin neden olması halinde müteselsilen sorumluluğu kabul edilmiştir. Zarar verenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketleri açısından, belirtilen yasal düzenlemenin aksi düzenlemediğinden, sigorta şirketleri de, meydana gelen zarardan sigorta teminat limiti ile sınırlı olarak müteselsilen sorumludur. Öte yandan müteselsilen sorumluluk halinde tüm sorumlular hakkında dava açılmasına ilişkin bir zorunluluk bulunmadığından, zarar gören sorumlululardan birisi yahut bir kaçı hakkında dava açarak zararını müteselsilen talep edebilir.
Buna göre, davacı tarafından ıslah dilekçesi ile müvekkili …’ın zararı açısından, kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmamasına göre tamamını davalılardan talep etmiş olmasına göre mahkemece talep doğrultusunda, davacı …’ın tüm zararından davalı … şirketini müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmediği gibi, davacıların eş olmaları yanı sıra araç malikinin de davacı … olmasına göre davalının müteselsilen sorumlu olduğu olduğu miktar yönünden hatır taşımasına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
5-Davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talepleri yönünden ise ;
Dava konusu olan manevi tazminat istemi, 6098 sayılı TBK’nun 56.maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükme göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır.
Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Somut olayda, davacıların kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanmış olması, davacılardan …’nın ayrıca engelinin meydana gelmiş olması nazara alındığında yaralanmanın boyutları ve kaza sonrası davacının yaşadıkları gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve her iki tarafın mali ve sosyal durumları ile kazadaki kusur oranlarına uygun, hakkaniyet ve nesafetle tespit edilmiş olduğu anlaşıldığından davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talepleri de yerinde görülmemişir
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalılar … ve … vekilinin tüm istinaf sebeplerinin, davalı … … Sigorta A.Ş. vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
6- Davalı … … Sigorta vekilinin, davacı …’nın sürekli iş göremezlik zararına yönelik kurulan hükme ilişkin ve hükmedilen faize ilişkin istinaf talebinin incelenmesinde;
Davalı vekili tarafından, davacı …’nın sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde verilmediğini ileri sürmüş ise de; mahkeme kararında maddi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, fazlaya ilişkin istemin reddine karar veriliği anlaşılmaktadır. Fazlaya ilişkin reddedilen kısım, davacı …’nın sürekli iş görmezlik tazminatına ilişkin talebine yönelik olup açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte hüküm altına alındığı, hükmün gerekçesi, ıslah dilekçesi ve dosya kapsamından anlaşıldığından, davalının bu nedene dayalı istinafı yerinde değil ise de reddedilen kısım üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru olmadığından, bu nedenle istinaf talebi yerinde görülmüştür.
Ayrıca, davalının temerrüdü yönünden ise, KTK’nın 99. Maddesi gereğince sigorta şirketinin temerrüdü hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile belirlenen belgeler ile gerçekleşeceğinden, davacının eksik evrak ile müracaatı nedeniyle dava tarihinden önce temerrüdü gerçekleşmediğinden, davalının temerrüdü açılan dava ile oluştuğundan dava tarihinden itibaren yasal faizi ile alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, sigorta şirketinin 29/07/2019 tarihinden yasal faizi ile sorumlu tutulmuş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle; davalı … ve … vekilinin tüm, davalı … … Sigorta A.Ş’nin ise yukarında 6 no’lu bent haricindeki istinaf taleplerinin reddine, 6 no’lu bentte yazılı nedenlerle davalı … … Sigorta A.Ş.’nin istinaf taleplerinin ise kabulüne; ilk derece mahkemesi kararının, davalı … … Sigorta A.Ş lehine olacak şekilde kaldırılmasına, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek, davacı …’nın sürekli iş görmezlik tazminatı talebinin reddedilmiş olması nedeniyle istinaf eden davalı lehine vekalet ücreti takdir edilerek ve sigorta şirketinin sorumluluğu açısından faiz başlangıcı düzeltilerek, ilk derece mahkemesi kararından kesinleşen yönler korunarak, yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı … ve … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davalı … … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2019 tarih ve 2017/545 Esas – 2019/574 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne,
A-… yönünden 3.000 TL geçici iş görmezlik, 2.666,25 TL bakıcı gideri toplamı 5.666,25 TL’nin,
B-… yönünden 3.812,25 TL geçici iş görmezlik, 40.169,00 TL sürekli iş görmezlik, 5.332,50 TL’nin bakıcı gideri toplamı 49.313,75 TL olarak toplam 54.980,00 TL’nin … ve … yönünden 18/06/2017 kaza tarihinden … Sigorta A.Ş. için 11/08/2017 dava tarihinden yasal faizi ile müştereken müteselsilen tahsiline,
Fazlaya yönelik talebin reddine,
Alınması gereken 4.142,74 TL harçtan peşin alınan 530,60 TL harcın düşümü ile eksik kalan 3.612,14 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan toplam 562,00 TL harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Davacılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 7.021,09 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT’ne göre 100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan toplam 1.732,50 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne,
15.000,00 TL …, 35.000,00 TL … yönünden toplam 50.000,00 TL ‘nin … ve …’den 18/06/2017 kaza tarihinden müştereken müteselsilen tahsilene,
Fazlaya yönelik talebin reddine,
Alınması gereken 3.415,50 TL harcın davalılar … ve …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 5.850,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı … ve …’den alınarak davacılara verilmesine,
Davalılar … ve … kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 5.850,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalılara verilmesine,
Talep halinde artan avansın iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
III- İstinaf talebi kabul edilen davalı … … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 1.036,00-TL istinaf karar harcının talep halinde davalı … … Sigorta A.Ş.’ye iadesine,
IV-İstinaf talebi kabul edilen davalı … … Sigorta A.Ş. tarafından 121,30 TL istinaf başvurma harcı olarak yapılan istinaf yargılama giderinin davacılardan alınarak davalı davalı … … Sigorta A.Ş’ye verilmesine,
V-İstinaf talebi reddedilen davalılar … ve …’den Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.216,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.889,56 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.327,14-TL harcın bu davalılar … ve …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,
VI- İstinaf talebi reddedilen davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
VII-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VIII-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 31/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.