Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2840 E. 2022/654 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 29.07.2012 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, meydana gelen maluliyet nedeniyle Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/101 E.,sayılı dosyası ile dava açtığını, o dönemdeki maluliyetine ilişkin zararının davalı … şirketi tarafından tazmin edildiğini, ancak geçen süre zarfında müvekkilinin fizik tedavi de görmesine rağmen, bu tarih itibariyle maluliyetinin ilerlediğini ve kolunu kullanamaz hale geldiğini, hal böyle olunca yeni bir dava açmanın zorunlu hale geldiğini, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL maddi zararın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından davacı vekili …’ya 25.11.2014 tarihinde 24.237,62.-TL ana para ve 7.337,19.-TL ferileri olmak üzere toplam 31.574,81.-TL ödeme yapıldığını, işbu ödemeye ilişkin ibraname düzenlendiğini, düzenlenen ibraname ile müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Ayrıca KTK 111/2 gereğince 2 yıllık hak düşürücü sürenin sona erdiğini, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. Maddesi 2. fıkrasında yetersiz anlaşmaların iptaline ilişkin 2 yıllık süre belirlenmiş olduğunu, hak düşürücü sürenin aşımı söz konusu olduğunu, 2 yıllık hak düşürücü süre dolduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun kalmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının 29/07/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/101 Esas, 2015/171 Karar sayılı dosyasına göre iş bu dava ile aynı olan tazminat talebine ilişkin karar verildiği, davacının söz konusu davada hüküm tesisinden sonra maluliyetinin ilerlemiş olması sebebiyle eldeki davada bu artışa karşılık iş gücü kaybı tazminatı talep ettiği, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/101 Esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığı ve davacı tarafından da 24/11/2014 tarihli ibraname ile davalının “fazlaya ilişkin ve/veya faiz talebi asli ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam altında da bir hak ve talebimiz olmayacağını..” şeklinde ibra edildiği ve ibraname üzerinden 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu bu suretle davalının herhangi bir sorumluğunun kalmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının talebinde haksız olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Kararın eksik ve hatalı olduğunu, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davada, müvekkilinin sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, müvekkilinin ibraname tanzim edildiği tarihte henüz maluliyetini öğrenmediğini, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da maluliyet oranın belirlenmediğini, bu nedenle yargılama süresince de maluliyet durumunu öğrenmesinin söz konusu olmadığını, zira Yargıtay içtihatlarına göre maluliyetin her artışının ayrı bir olgu olduğunu, bu nedenle ayrı davaya konu edilebileceğini belirterek, kararın eksik inceleme ile verildiğinden bahisle kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece, davacının daha önce cismani zararı nedeniyle Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/101 E. Sayılı dosyasında, cismani zararlarını davalıdan talep ettiğinden ve yargılama sırasında davacının her türlü tazminat haklarına yönelik olarak davalıyı ibra ettiğinden ve KTK’nın 111. Maddesi gereğince 2 yıl içerisinde ödemenin yetersiz olduğundan bahisle ibranamenin iptali için dava açmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle açılan davadan sonra sulh olunması ve haksız fiil sorumlusunun ibra edilmiş olması, davadan feragat edilmiş olması halinde feragat tarihinden, sulh olunmuş ise sulh tarihinden önceki, ibra edilmiş olması halinde ise ibraname tarihinden önceki zararları kapsar, davacının ibranamesinde ” “fazlaya ilişkin ve/veya faiz talebi asli ve ferileri kapsamında ve sair herhangi başkaca bir nam altında da bir hak ve talebimiz olmayacağı..” şeklinde ibrası olması halinde dahi, ibranameden/feragatten sonra “gelişen durumlar” nedeniyle oluşan zararlar açısından zarar sorumlusunun, sorumluluğu sona ermez.
2918 Sayılı Yasandan kaynaklanan sorumluluk davalarında KTK’nın 111. Maddesinde ” (1)Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. (2)Tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.
” denilerek, yetersiz ödeme nedeniyle açılacak davalar 2 yıllık hak düşürücü süreye tabi kılınmış ise de, sonradan “gelişen durumlar” nedeniyle ortaya çıkan zararlar açısından 2 yıllık hak düşümü süresi uygulanmaz. Davacı feragat/ibra etmiş olsa dahi “…” nedeniyle zararlarını talep edebilir.
Somut olayda; davacı 29/07/2012 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle yaralandığından ve maluliyeti meydana geldiğinden bahisle geçici ve kalıcı iş göremezlik zararlarının tahsilini 07/02/2014 tarihinde açtığı dava ile davalı …Ş.’den talep etmiş iken, 24/11/2014 tarihli ibraname ile zararlarının karşılandığından bahisle davalı … şirketini ibra etmiş ve görülmekte olan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davadan 27.11.2014 tarihli mahkemeye sunduğu dilekçesi ile de davalı ile sulh olduklarından bahisle sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiş, mahkemece 19/03/2015 tarihinde, davacının talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür. Eldeki davada ise, davacı vekili dilekçesinde, gelişen durumda bahsederek müvekkilinin maluliyetinin arttığından bahisle tazminat talep etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının dava dilekçesinde “…” nedeniyle tazminat talebinin değerlendirilmesi açısından, ibraname tarihinden önceki tedavi evrakları yanı sıra ibraname sonrasında tedavisinin devam ettiği iddiası var ise ibraname tarihinden sonraki tüm tedavi evrakları da dosyaya kazandırılarak, davacının meydana gelen kaza nedeniyle sürekli maluliyetinin meydana gelip gelmediği, iyileşme süresinin ne kadar olduğu, davacının 24/11/2014 tarihinde ve sonrasında devam eden tedavisinin bulunup bulunmadığı, 24/11/2014 İbraname tarihi ile eldeki dava tarihi arasındaki süreçte davacıdaki arazların gelişim gösterip göstermediği hususlarında, kaza tarihinde yürürlükte olan… Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre ATK İhtisas Kurulu’ndan ya da üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinin ikinci fıkrasının da değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/7181 E. 2021/11466 K. sayılı emsal kararı)
Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurunun kabulü ile; uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanılmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davacının ibra tarihinde ve sonrasında devam eden tedavisi var ise bu husus davacıya açıklatılarak, yukarıda açıklandığı şekilde davacının “…” iddiaları ve oluşan duruma göre KTK’nın 111/2 maddesi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/05/2019 tarihli 2018/721 Esas 2019/449 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.