Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2835 E. 2022/528 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/07/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde: davacının “…” olarak bulunduğu araçla 10.04.2016 günü seyir halinde iken, davalıya trafik sigortalı dava dışı …’ın kullandığı aracın, davacının içinde bulunduğu aracın sol ön kısmına hızlı bir şekilde çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının sakatlanarak malul kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 50,00-TL geçici ve 50,00-TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 100,00-TL maddi tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsilini talep etmiş; 05/04/2019 tarihli ıslah dilekçesinde geçici iş göremezlik tazminatı talebini 11786.63TL’sına yükseltmiştir.
Davalıya, çıkarılan tebliğe rağmen davaya süresinde cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, kaza tutanağı, adli tıp raporu, sigorta poliçesi, bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya içeriğine göre; olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS sigortası ile sigortalı araç sürücünün kullandığı aracın yaralamalı trafik kazasına sebep olduğu, bu kaza nedeniyle ….. tarafından düzenlenen 11/06/2018 tarihli rapora göre, davacı …’ın çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği esas alındığında vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının tespit edildiği, tarafların maluliyet raporu ve bilirkişi raporuna karşı itirazlarının bulunmadığı, bu suretle davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talep etmesini gerektirir maluliyeti oluşmadığından bu yöndeki talebinin reddi gerektiği, diğer yandan kaza tarihinde mevcut ZMMS poliçesi ve yasal düzenlemeler karşısında geçici iş göremezlik tazminatının genel şartların A.5.maddesi kapsamında olmadığı gözetildiğinde davacının bu yöndeki talep şartlarının da oluşmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının 9 ay geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddine karar verildiğini, Yargıtay 17 Hukuk Dairesi Başkanlığının istikrar kazanmış bütün kararlarında geçici işgöremezlik ödeneğinden davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağının ısrarla belirtildiğini, ‘(17. Hukuk Dairesi 2015/2841 E. , 2017/10212 K.” sayılı ilamı, 17. Hukuk Dairesi 2014/14209 E. , 2017/709 K.sayılı ilamı), İstinaf Mahkemeleri ile Yargıtay arasında bir uyum olması ve İstinaf Mahkemelerinin kararlarının Yargıtay kararlarına uygun olmasının hukuk birliği açısından son derece önemli olduğunu, ayrıca maluliyet raporunun İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınması gerektiğini, Ankara Üniversitesinden alınan raporu da kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. Maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
1. Tedavi giderleri.
2. Kazanç kaybı.
3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir.
Bunlar doktrin ve Yargıtay uygulamaları ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık ya da maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun İşletenin Hukuki Sorumluluğu başlıklı 85. maddesinde işletenin sorumlu olduğu zararlar belirlenmiş, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” denilmiştir. Aynı kanunun 91. maddesinde ise “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.” şeklinde belirtilmiştir.
6111 sayılı yasa ile değiştirilen 2918 sayılı 98. maddenin başlığı “Sağlık hizmet bedellerinin ödenmesi” olarak düzenlenmiş ve trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde … tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. Ancak, …, tüm tedavi giderlerinden değil, söz konusu madde kapsamında kalan belgeli ve resmi ya da özel sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmet bedellerinden sorumludur.
Yukarıda belirtilen maddelerden de anlaşılacağı üzere geçici işgöremezlik tazminatı, yaralanan kişinin iyileşme süresince çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan zararı olup, 2918 sayılı KTK.nın 98. maddesinde belirtilen sağlık hizmet bedeli sayılamayacağı gibi, iyileşme süresince meydana gelen ve TBK.nın 54. maddesinde de sayılan bu zarardan zarar sorumluları KTK.nın 85. maddesi ve 91. maddesi gereğince araç işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortası sorumlu olduğundan ve KTK.nın 98. maddesinde belirtilen SGK’nun sorumlu olduğu sağlık hizmet bedeli kapsamında geçici işgöremezlik, bakıcı gideri ve tüm tedavi giderleri zararı bulunmadığından ve yasa ile düzenlenmeyen hususun zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ile düzenlenmesi mümkün olmadığı gibi, kanun maddesine aykırı genel şart hükümleri de getirilemeyecektir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK’nun haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Somut olayda davacının, kazaya bağlı yaralanması nedeni ile sürekli ve geçici iş görmezliğinin bulunup bulunmadığı hususunda AÜTF Hastanesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp ABD Başkanlığınca son durum raporu da alındıktan sonra düzenlenen raporda, davacının davaya konu trafik kazası sonucu yaralanması nedeniyle vücut genel çalışma gücü kaybı olmadığı, 9 ay süre ile geçici iş göremezlik hali olduğu belirtilmiştir. İş bu rapor davacı vekiline 06.07.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup davacı vekili 22.10.2018 tarihli oturumda maluliyet raporuna itirazda bulunmamış, kusur ve tazminata ilişkin rapor alınmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin maluliyet raporuna itirazının bulunmaması nedeniyle raporun İstanbul ATK Başkanlığından alınması gerektiğine dair istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Mahkemece davacı vekilinin talebi üzerine konusunda uzman bilirkişilerden alınan 03.04.2019 tarihli raporda, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün olayda şeride tecavüz etmesi ve mahal şartlarına uygun hızda aracını kullanmaması nedeniyle%100 oranında kusurlu olduğu, davacı … konumunda olduğundan kazanın oluşuna ilişkin kusuru bulunmadığı, davacının içinde … olduğu aracın sürücüsünün de kusursuz olduğu tespit edilmiş olup kusur durumu dosya kapsamına uygun bulunmuştur. Aynı tarihli aktüer bilirkişi raporunda davacının 9 aylık geçici iş göremezlik süresi için net asgari ücret üzerinden 11.786,63TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplanmıştır. Davacıya davaya konu trafik kazasından dolayı rücuya tabi ödeme yapılmadığı SGK’nın cevabi yazısından anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından buna ilişkin talebin reddine, geçici iş göremezlik tazminatının kabulüne, davalıya sigortalı aracın dava dışı gerçek kişi adına kayıtlı olması ve ticari amaçla kullanıldığına dair somut belge bilgi bulunmaması sebebiyle yasal faiz işletilmesi, dosya kapsamında davalı sigorta şirketinin 14.10.2016 tarihli cevabi yazısından davacı tarafça davalı sigorta şirketine tazminatın ödenmesi konusunda dava açılmadan önce başvuruda bulunulduğu anlaşılmakla (tebliğ belgesi dosyada mevcut olmadığından)davalının14.10.2016 tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile bu tarihten itibaren davacı yönünden hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle bu talebin de reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18.07.2019 tarih, 2016/826 Esas 2019/836 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiğinden, buna göre;
1-Davacının sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
2-Davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebinin kısmen kabulü ile 11.786,63TL geçici iş göremezlik tazminatının 14.10.2016 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigorta AŞ’den tahsili ile davacı …’a ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 805.14TL harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 29,20TL ve ıslahla yatırılan 39,00TL harcın mahsubu ile, bakiye 736,94-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/1.maddesine göre belirlenen 5.100,00TL ücreti vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, reddedilen miktar üzerinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan AAÜT’sinin 13/2. maddesine göre belirlenen 50.00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan başlangıçta yatırılan 29,20-TL başvurma harcı, 29,20TL peşin harç ve 39,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 97,40-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 205,60 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.005,60 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 1.000,57 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından sarfedilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK 333. maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davacı tarafından yatırılan 44.40-TL istinaf karar harcının,karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 44,33 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca davacı taraf yönünden kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRESİ İÇİNDE TEMYİZİ KABİL, kabul edilen tazminat miktarına göre davalı sigorta şirketi yönünden KESİN olmak üzere 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.