Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2826 E. 2022/685 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 06/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/12/2009 tarihinde davacının yaya kaldırımında beklediği sırada davalılardan …….. ait, davalı … şirketine Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk … Poliçesi ile sigortalı aracın geri manevra yaparken kaldırımdaki davacıya çarpmasıyla davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek, daimi ve geçici iş görmezlik, bakıcı gideri ve yol gideri için şimdilik 5.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, manevi tazminat miktarının yargılama sırasında belirleneceğini bu suretle manevi tazminat da talep ettiklerini belirtmiş, dava açılışı sırasında dava harcını maddi tazminat talebi olan 5.000,00 TL üzerinden ikmal etmiş, manevi tazminata yönelik bir harç yatırmamış, ıslah dilekçesi ile 72.878,73-TL maddi tazminatın, kaza tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan (Davalı … şirketinin poliçe limitleri ile sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 22.05.2015 tarihli dilekçesi ile 30.000 TL manevi tazminatın davalı ….. Şirketi’nden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, manevi tazminata ilişkin harcı ikmal etmiştir.
Davalı … … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davacının kazada meydana gelen yaralanmasının yaşamını tehlikeye sokacak mahiyette olmadığını, bakıcı ihtiyacının olduğu iddiasına dayalı olan talebinin kabulünün mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile, 3.130,49 TL geçici iş göremezlik, 65.375,14 TL sürekli iş göremezlik, 4.372,80 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 72.878,43 TL tazminatın davalı … Ltd. Şti. yönünden kaza tarihi olan 30/12/2009, davalı … şirketi bakımından ise poliçe limiti ile sınırlı olmak şartıyla dava tarihi olan 27/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Ltd. Şti.’den kaza tarihi olan 30/12/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, fazla ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının, davaya konu trafik kazası öncesinde 17. 01.2008 tarihinde, sol bacağında ve dizinde kırıkların meydana geldiği bir iş kazası geçirdiğini, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp raporunda davacının, dava konusu kaza sebebiyle kalça bölgesinde kırık meydana geldiği, geçici ve sürekli işgücü kaybına uğradığı belirtilmiş ise de; dava konusu kazadan hemen sonra … tarafından düzenlenen 30.12.2009 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; davacının kendisine araç çarptığını ifade ederek acil servise geldiği, genel durumunun stabil olduğu ve taburcu edildiğinin belirtildiğini, … Bölümlerı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 08.12.2016 tarihli raporda davacının vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığı tespitlerinin yapıldığını, aynı şekilde, … Hastanesi’nin 03.05. 2018 tarihli raporunda da benzer tespitler yapıldığını, tüm bu hususlar dikkate alındığında – kabul anlamına gelmemekle birlikte – davacıda kalıcı bir maluliyet durumu var ise, buna sebep olan olayın dava konusu trafik kazası olmadığını, davacının 2008 yılında geçirmiş olduğu işkazası ile yine trafik kazası sonrası geçirmiş olduğu serebravasküler olayın maluliyetin kaynağı olduğunun sübut bulduğunu, bu suretle maluliyet ile kaza arasında illiyet bağı bulunmadığını, davacının, dava dilekçesinde manevi tazminat miktarı için bir değer göstermediğini, daha sonra 22.05.2015 tarihli dilekçesi ile manevi tazminat miktarını dosyada hiçbir tespit yapılmadan 30.000,00 TL olarak belirleyerek harcını ikmal ettiğini, manevi tazminat davasının belirsiz alacak mahiyetinde olmayıp bölünemeyen bir tazminat türü olduğunu, davacının bakıcı hizmetinden faydalanmamış olması nedeniyle bakıcı giderine hükmedilemeyeceğini, aracın ticari araç olmaması nedeniyle tazminata ticari faiz işletilmemesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava; 30.12.2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının yaralanmasına ilişkin tıbbi kayıtların incelenmesinde, … tarafından düzenlenen 30 12.2009 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda; davacının kendisine araç çarptığını ifade ederek acil servise geldiği, genel durumunun stabil olduğu ve taburcu edildiğinin belirtildiği, … Bölümleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 08.12.2016 tarihli raporda davacının kaza neticesi vücut genel çalışma gücünden kaybetmediği, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının belirlendiği, … Hastanesi’nin 03.05. 2018 tarihli raporunda da benzer tespitlerin yapıldığı, mahkemece … Bilimleri Bölümü Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 08.12.2016 tarihli raporda, olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının geçirdiği kaza neticesi vücut genel çalışma gücünün daimi kaybı olmadığı, 6 ay geçici iş görmezliği olduğunun belirlendiği, rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine mahkemece İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’nden alınan rapor uyarınca davacının femur distal suprakondiler kırığının olduğu, 24.01.2008 tarihinde ameliyat edildiği, kırığın vida ve plaklarla stabilize edildiği ifade edilerek %16,2 meslekte kazanma gücü kaybına, 6 ay geçici iş görmezliğe uğradığı ve 6 ay süre ile başkasının yardımına ihtiyaç duyabileceğinin belirtildiği, mahkemece anılan son raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dosya muhteviyatından davacının dava konusu kazadan 8 ay önce işkazası geçirdiği, bu kaza neticesi femur alt uç kırığı nedeniyle maluliyetinin meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin hükme esas anılan bilirkişi raporu ile 30 12.2009 tarihli genel adli muayene raporu, … Bolumlerı Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 08.12.2016 tarihli rapor, … Hastanesi’nin düzenlediği 03.05. 2018 tarihli rapor arasında çelişkiler bulunduğu gibi, davacının maluliyetine neden olan yaralanmanın dava konusu kaza ile mi yoksa kazadan önce geçirmiş olduğu iş kazasına bağlı olarak mı geliştiği konusunda çelişkiler mevcuttur. Anılan çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile karar verilemez.
Kabule göre de, TBK madde 56; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu´nun 01.03.2006 tarih ve 2006/2-14 Esas, 2006/26 Karar sayılı kararında ifade edildiği üzere, manevi tazminatın amacı, zarar görenin kişilik değerlerinde ve bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın) giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir. Manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olması ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunması nedeniyle birden fazla bölümler halinde istenemez. Bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesinin manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırılık oluşturacağından; manevi tazminat davasının, “manevi tazminatın bölünemezliği” kuralına aykırı bir biçimde kısmi veya belirsiz alacak davası olarak açılması da mümkün değildir. Yukarıdaki bilgiler ışığında; manevi tazminatın belirsiz alacak olarak açılmasının mümkün bulunmaması ilkesi uyarınca mahkemece manevi tazminat istemi yönünden davanın hukuki yarar yokluğuna bağlı olarak dava şartı yokluğundan reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Hal böyle olunca mahkemece, 30.12.2009 tarihli trafik kazası nedeniyle davacının maluliyeti bulunup bulunmadığı, varsa maluliyetinin oranının tespiti (kazadan önceki maluliyeti ve kaza nedeniyle oluşan maluliyetinin ayrı ayrı belirlenerek) ve kaza ile illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bakıcı ihtiyacı olup olmadığının ve var ise süresinin kesin olarak tespiti için davacının tedavisine ilişkin tüm evraklar da eklenmek suretiyle İstanbul Adli Tıp Üst Kurulu’ndan çelişkiyi giderecek şekilde usulüne uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınıp, kararın sadece davalı … tarafından istinaf edilmiş olması gözetilerek usuli kazanılmış hakların da korunmasıyla, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre istinaf eden davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 16.07.2019 tarihli, 2014/118 Esas, 2019/826 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talebi halinde kendisine iadesine,
3-İstinaf eden davalı vekili tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
4-İstinafa gelen davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.