Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2813 E. 2022/559 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/07/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/06/2014 tarihinde, davalı … idaresinde bulunan … plakalı aracın geri manevra yaptığı sırada davacı yayaya çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını, davacının %5 maluliyeti üzerinden davalı sigorta şirketi tarafından bir miktar ödeme yapılmış olsa da yeterli olmadığını, kaza nedeni ile tedavisi devam eden davacının Kurum tarafından karşılanmayan tedavi giderlerinin bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00-TL maddi tazminatın ve 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilin talep etmiş, 25/04/2019 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile dava dilekçesindeki talebi olan 5.000,00-TL’nin, 100,00-TL’sini tedavi gideri, 4.900,00-TL’sinin ise sürekli ve geçi iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu belirterek, davasını 126.041,84-TL olarak artırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinden itibari ile zamanaşımı süresinin dolduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacı tarafın başvurusu nedeni ile 26/06/2015 tarihinde 13.993,61-TL ödeme yapılarak tüm zararın karşılandığını, davalı sigorta şirketinin tedavi giderleri yönünden sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesi gerektiğini, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı … idaresinde bulunan … plakalı araç ile karşıdan karşıya geçmekte olan davacıya çarpması ile meydana gelen kazanın oluşunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, kaza nedeni ile davacının vücut genel çalışma gücünü %28,2 oranında kaybedecek ve 6 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığını, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması nedeni ile %5 maluliyet oranı ile bağlı olmayacağını, davacının talep edebileceği tazminat miktarının aktüer bilirkişi tarafından hesaplandığını belirterek, davanın kısmen kabulüne, 126.041,83-TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilen alacağa davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, tedavi giderine yönelik 100,00-TL tazminat isteminin reddine, 25.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve Banu Büyükbalta’dan olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesi ile maluliyet oranını %5 olarak kabul etmiş olmasına rağmen %28,22 maluliyet oranı üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, daha önce verilen görevsizlik kararı nedeni ile lehlerine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemesinin, mahkeme kararının gerekçesinde sadece bilirkişi raporlarına atıfta bulunarak yeterli bir gerekçe yazılmamış olmasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile; dava konusu kaza nedeni ile davacının ağır şekilde yaralandığını, belirlenen %5 maluliyet oranı üzerinden davalı sigorta şirketi tarafından bir miktar ödeme yapıldığını, ancak ödemenin davacının gerçek zararını karşılamadığını belirterek, gerçek zarar miktarının karşılanması için eldeki davayı açtığı sabittir. Davacı tarafın alınan ödemenin yeterli olmadığı ve daha fazla zararı bulunduğu iddiası ile açtığı davada, talebinin niteliği ve kapsamı itibari ile kendisini herhangi bir ölçü ile sınırlamadığı anlaşıldığından davalı sigorta şirketi vekilinin bu yöndeki itirazı yerinde görülmemiştir.
Eldeki dava önce asliye hukuk mahkemesinde açılmış, bu mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararı sonrasında süresi içinde görevli mahkemeye gönderilen dosya bakımından, istinafa gelen davalı vekili tarafından “daha önce verilen görevsizlik kararı nedeni ile lehlerine vekalet ücreti” takdir edilmesi gerektiği iddia edilmektedir.
Mahkeme tarafından görevsizlik veya yetkisizlik kararı verildikten sonra yapılacak işlemler HMK 20 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddede; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir.
Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” şeklindeki düzenleme HUMK’nın 27.vd. maddelerindeki düzenlemeye benzer şekildedir.
Mahkeme tarafından verilen görevsizlik/yetkisizlik halinde iki olasılık bulunmaktadır. Ya taraflarca süresi içinde yapılan gönderme istemi üzerine dosya görevli/yetkili mahkemeye gönderilerek devam edecektir. Ya da, süresi içinde gönderme istemi olmadığında, mahkeme tarafından verilecek ek karar ile “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilecektir.
Doktrin ve uygulamada kabul edildiği üzere; görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra süresi içinde talep edilmesi ile dosyanın görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi halinde, devam edilen dava yeni bir dava olmayıp açılan davanın devamı niteliğindedir. Nitekim, görevli/yetkili mahkemede yeniden harç alınmaması, zamanaşımı veya hak düşürücü sürelerin görevsiz mahkemede davanın açıldığı zamana göre dikkate alınması, görevsiz mahkemece konulan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarının devam etmesi vb. tüm uygulamalar, bu nedenden kaynaklanmaktadır. Avukat da, müvekkilinden görevsiz mahkemedeki hizmeti için ayrı, görevli mahkemedeki hizmeti için ayrı bir vekalet ücreti isteyemeyecektir. Zira, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 171. maddesine göre; avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder esası kabul edilmiştir. Görevsizlik/yetkisizlik kararı ile gönderilen dosyanın devam dosyası olması karşısında, işin sonu gelmediği için ayrı bir vekalet ücreti talep edilmesi de mümkün değildir.
Mahkeme tarafından takdir edilen vekalet ücreti açısından ise; HMK 323/ğ maddesine göre vekalet ücreti bir yargılama gideri olup, HMK 326/1. maddeye göre, yargılama giderlerinden aleyhine hüküm verilen taraf sorumludur. Yani, tarafların yargılama giderleri sorumluluğu nihai karar ile başlayacaktır. Görevsizlik/yetkisizlik kararından sonra davanın görevli/yetkili mahkemede devam etmesi halinde, ilk verilen karar nihai bir karar olmadığı için, taraflar leh ve aleyhine herhangi bir yargılama giderine hükmedilmesine dair yasal düzenleme bulunmamaktadır. Aksine, ikinci olasılık olan, görevsizlik/yetkisizlik kararından sonra süresi içinde gönderme isteminin bulunmadığı hallerde de, mahkeme tarafından “davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmesi esası kabul edilmiş ve bu karar ile birlikte harç, (talep olması halinde) yargılama gideri ile vekalet ücretine karar verilmesi öngörülmüştür. Bu düzenleme dahi, ilk kararın nihai karar olmadığının sonucu ve ispatıdır. Sonuç olarak, her iki olasılıkta da, ilk verilen görevsizlik/yetkisizlik kararı, nihai sonuç açısından “askıda” bir karardır. Tarafların davaya devam iradelerine göre, nihai sonuç belirlenebilecektir.
Bu noktada, HUMK’daki “yeniden harç alınamaz” ifadesine HMK’da yer verilmemesinin hiç bir önemi bulunmayıp, yukarıda açıklandığı üzere, görevsizlik/yetkisizlik kararından sonra devam eden davaya bağlanan zamanaşımı, ihtiyati tedbir vs. uygulamasına dair diğer tüm sonuçlar da kanunda açıkça düzenlenmemiştir. Nitekim HUMK’nın uygulandığı dönemde yeniden harç alınmadığı gibi, HMK’nın uygulandığı dönem bakımından da yeniden harç alınmamaktadır. Bu nedenle, harç düzenlemesinin HMK’da yer almamasının, görevsizlik/yetkisizlik kararından sonra devam eden davada yeniden harç alınması sonucunu doğurmadığı gibi, bu davayı yeni bir dava haline getirmez ve ilk karardan sonra vekalet ücreti takdiri sonucunu doğuramaz.
Tüm bu nedenlerle görevsizlik kararı nedeni ile davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinde bir usulsüzlük bulunmayıp, davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin de reddine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde ve gerekçelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 3531/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 8.609,91-TL karar harcından peşin alınan 2.154,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.455,51-TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usullen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.