Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2801 E. 2022/677 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/09/2017 tarihinde, davacı idaresinde bulunan ….. plakalı araç ile dava dışı sürücü … idaresinde bulunan ve davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın karıştıkları kaza sonucunda davacının ağır şekilde yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 100,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 100,00-TL geçici iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, kazaya karışan karşı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, ancak her iki araç sürücüsünün de kaza sırasında akrobasi ve yarış yapmaları nedeni ile doğan zararın teminat dışı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, kazanın oluşuna ilişkin kusur durumu ile davacı tarafın yaralanmasına ilişkin maluliyet durumunun yürürlükteki mevzuata uygun olarak belirlenmesini ve SGK tarafından yapılan ödemelerin tespiti ile tazminattan düşümünün yapılması gerektiğini, usulüne uygun temerrüt oluşmadığından faiz başlangıcının dava tarihi olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davacı idaresinde bulunan araç ile davalı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan ve dava dışı sürücü … idaresinde bulunan aracın karıştıkları kazanın meydana gelmesinde davacının %50 ve dava dışı sürücünün %50 oranında kusurlu olduklarını, kaza nedeni ile davacının vücut genel çalışma gücünü %73 oranında kayıp ettiğini ve iyileşme süresinin 12 ay olduğunun belirlendiğini, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının 421.414,83-TL ve geçici iş göremezlik tazminatının 14.449,45-TL olarak belirlendiğini, ancak kaza tarihi itibari ile poliçe limitinin 330.000,00-TL olduğunu belirterek, davanın kabulü ile 330.000,00-TL’nin 17/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; maluliyet raporu alınması için yapılan 900,00-TL masrafın yargılama giderleri içerisinde yer almamasının usule aykırı olması neden ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece alınan maluliyet raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğinde belirlenen esaslara uygun olarak oluşmuş bir kurul tarafından düzenlenmemiş olması, raporu düzenleyen heyette olması gereken uzman hekimlerin bulunmaması, raporun evrak üzerinden yapılan inceleme ile verilmiş olması nedeni ile usule aykırı olmasına rağmen bu raporun hükme dayanak alınmasının, yine geçici iş göremezliğin hastahane dışı tedavi süreci içerisinde olmasına ve 6511 sayılı yasanın 59.maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı yasanın 98. maddesinene göre SGK’nun sorumluluğunda bulunması nedeni ile teminat dışı olmasına rağmen, geçici iş göremezlik tazminatından davalı … şirketini sorumlu tutar şekilde hüküm kurulmasının, hesap raporunda davacının yaşam süresinin ne kadar olduğunun anlaşılamaması, bilinen dönemin sonunun 31/12/2019 olarak belirlenmesine rağmen, işleyecek aktif dönem için davacının bakiye yaşını 22 olarak alınmak sureti ile fazla hesaplama yapılmasının da usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Hükme esas, davalı tarafından zarar gören kişiye ödenmesi gereken gerçek zararın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda davacı için iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak bakiye ömür süresi belirlendiği belirtilmiş, ancak davacının muhtemel bakiye ömür süresi 99 yaş kabul edilerek bu yaşa göre hesaplama yapılmış olması doğru görülmemiştir. Yapılması gereken Yargıtay tarafından da görüş değişikliği ile gerçek zararın belirlenmesinde kabul edilen ilkelere göre davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp, % 10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması ve davalı yararına oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek hesaplama yapılması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yapılan ve denetime müsait olmayan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmeyerek yerel mahkeme kararı kaldırılmıştır.
Kabule göre de; Yerel Mahkeme tarafından verilen kararda, davacı tarafından yapılan 900,00-TL maluliyet raporu masrafının yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmemiş olması da usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak ve sonucuna göre, kazanılmış haklar da korunarak, yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/05/2019 tarih, 2018/308 Esas – 2019/441 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2019/8616 Esas sayılı dosyasına yatırılan teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.