Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2792 E. 2022/622 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/04/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Araç Hasarından Kaynaklanan Maddi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/05/2018 tarihinde, davalı …’nın sevk ve idaresindeki ve davalı … şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile müvekkiline ait aracın çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalının %100 oranında kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası maddi imkansızlıklar nedeniyle aracını yaptıramamış ise de ekspertiz raporu aldığını, alınan raporda hasar bedelinin 14.075,00-TL tespit edildiğini ve ekpertiz için de 236,00-TL ödendiğini, ayrıca kusur tespiti açısından da ekspertiz raporu aldığını, alınan raporda kazanın meydana gelmesinde araç sürücülerinin %50’şer oranda kusurlu olduğunun tespit edildiği, eksper için de 236,00-TL ödemede bulunduğunu, zararının karşılanması için davalı … şirketine müracaat edilmiş ise de zararının karşılanmadığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00-TL hasar bedeli, 236,00-TL kusur tespiti bilirkişi raporu ücreti, 236,00-TL değer kaybı bilirkişi ücreti olmak üzere 1472,00-TL’nin sigorta şirketinden temerrüt tarihinden avans faizi ile, diğer davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde, davacının asli ve tek kusurlu olduğunu, savcılık soruşturmasında alınan bilirkişi raporu ile de bu durumun tespit ediliğini, davacının sunduğu ekspertiz raporlarına itibar etmenin de mümkün olmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının kazanın meydana gelmesinde kusur durumunu kanıtlaması gerektiğini, talep edilen değer kaybının usulüne uygun tespit edilmediğini, ekspertiz ücretinin de makul olmadığını, avans faizi talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın; trafik kazasına dayalı hasar bedeli ile hasar ve kusur ekspertiz ücretinin araç maliki ve sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkin olduğu, UYAP sisteminden yapılan kontrolde, davacının maliki olduğunu beyan ettiği aracın davacı adına kayıtlı olmadığının tespit edildiği, … celbolunan evrakların incelenmesinde de araca ait poliçenin 17/08/2018 tarihinde kazadan sonra satıştan dolayı iptal edildiğine dair kayıt bulunduğu, 29/01/2019 tarihli celse 3 nolu ara karar uyarınca davacı vekiline dava tarihi itibariyle araç mülkiyetinin davacıya ait olup olmadığını bildirmek ve buna ilişkin delillerini sunmak üzere verilen süre içerisinde davacı vekili beyan dilekçesi ve ekinde Ankara 68. Noterliği’nin 02/08/2018 tarih ve …. yevmiye sayılı…..suretini ibraz ettiği, ara karar uyarınca sunulan beyan dilekçesinde özetle, davacı vekili müvekkilinin aracı rayiç değerinin çok altında sattığını, kazadan kaynaklı hasar bedeli zararının giderilmediğini ve hukuki menfaatinin devam ettiğini beyan ettiği, dava dosyası ve davacı vekili beyanlarından davacının söz konusu kaza nedeniyle hasar talebinde bulunduğu aracı, aracın hasarını gidererek mi sattığı yoksa hasarlı olarak mı sattığının anlaşılmadığı, dava tarihi itibariyle araç mülkiyetinin davacıya ait olmaması nedeniyle, davacının talep ettiği hasar bedelini kendisinin karşıladığını ispat etmesi ve buna ilişkin belgeleri sunması ihtimali dışında, sadece aracı hasarlı olarak satması nedeniyle rayiç değerinin altına satılan araç için hasar bedelini isteyebileceğine yönelik iddiasına ise itibar edilmediği, zira her ne kadar davacı taraf hasarlı aracı yaptırmaksızın gerçekleşen satış nedeniyle, aracın rayiç değerinin altında satıldığını iddia etmekteyse de, bu durumda dahi davacının tazminini istediği talep hasar bedeli değil, hasarlı aracın satışından kaynaklı olarak uğramış olduğu zarar olması gerektiği, kazalı aracın hasarlı olarak satışı halinde hasarın giderilerek satışı halindekinden daha düşük bedele satılacağında şüphe olmadığı, ancak buradaki tazminat talebinin hasar bedeli olarak nitelendirilerek istenmesine imkan bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece dosyayı bilirkişiye tevdi ederek talepleri konusunda bir karar vermesi gerekirken, müvekkilinin aracını rayiç bedelinin çok altında satmak zorunda kaldığına yönelik beyanlarına istinaden, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle meydana gelen zararın tazmini istemidir. Mahkemece davacının zararını onarım bedeli olarak talep ettiği, aracı ise onarım yaptırılmaksızın satıldığından, aracın hasarlı satışından kaynaklanan zararını talep edebileceği, bu nedenle açılan dava da olmadığından bahisle davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
TBK’nın 49. maddesi gereğince ” Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” meydana gelen haksız fiilin 2918 Sayılı Yasadan ve motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanması halinde zarar gören, zararını Yasa’nın 85. maddesi gereğince işletenden ve yine yasa’nın 91. maddesi gereğince, işletenin KTK’nın 85/1 maddesi kapsamında sorumluluğunda olan zararlardan sorumlu olan trafik sigortacısından da teminat kapsamında kalması halinde ve teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere talep edebilir.
Haksız eylemlerde zarar sorumluları, gerçek zarardan sorumlu olurlar. Davacı haksız eylem sonucu zararı oluştuğu andan itibaren gerçek zararını sorumlulardan talep edebilir. Zarar görenin zararını talep etmeden önce kendisinin giderme zorunluluğu yoktur. Zarar gören, hasarlı araç onarılmadan, satılmış olsa dahi, talep edebileceği miktar gerçek zarar ile sınırlı olduğundan, gerçek zararını aşmamak üzere onarım bedelini de talep edebilir. Aracın onarılmaksızın satılmış olması, bu kapsamdaki zararın talep edilmesine engel değildir.
Davacının gerçek zararına yönelik talebi doğrultusunda mahkemece yapılacak yargılamada, HMK’nın 266. maddesi gereğince kusur tespiti ve hasar konusunda uzman bilirkişisinden tüm dosya kapsamına göre rapor alınmalı, davacı aracının tamirinin ekonomik olup olmadığı, tamiri ekonomikse toplam onarım bedeli, ekonomik değil ise; aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilip gerçek zarar miktarı belirlenmeli, davacının aracını satmış olması nedeniyle satış değerinin, gerçek zarara etkisi değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Hal böyle iken, mahkemece deliller toplanılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde davacının aracı onarmadan sattığından bahisle onarım bedeli talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvusurunun kabulü ile, uyuşmazlığı çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, yukarıda açıklandığı üzere, taraf delilleri toplanarak, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumuna ve gerçek zararın tespitine ilişkin bilirkişiden rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesi gönderilmesine, davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 16/04/2019 tarihli 2018/664 Esas 2019/270 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.