Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2760 E. 2022/620 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/07/2016 tarihinde sürücü … idaresindeki davalı tarafından ZMMS ile sigortalı minibüsün seyir halinde iken TCDD yük treninin sağ yan kısmına çarpması nedeniyle ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, araçta yolcu olan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde minibüs sürücüsünün asli kusurlu olduğunu ve davalının zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geçici bakıcı gideri için 500,00-TL, sürekli bakıcı gideri için 500,00-TL, sürekli iş göremezliği için 500,00-TL olmak üzere toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 23.927,65-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.506,78-TL geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili; yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna itirazında geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin poliçe teminatı kapsamına olmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin maddi tazminatına ilişkin olduğu; kaza tespit tutanağı, sigorta poliçesi, ceza dosyası ve tedavi evraklarının dosyaya kazandırıldığı, davacının meydana gelen kaza neticesinde yaralandığı ve A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan maluliyet raporunda davacının çalışma gücünü kaybetmediğinin belirtildiği, alınan raporun hangi yönetmelik çerçevesinde hazırlandığının belirtilmemesi nedeniyle yeterli görülmeyerek Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’dan alınan rapora göre davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre %3 oranında engelinin oluştuğu ve iyileşme süresinin 3 ay olduğunun tespit edildiği, raporun dosya kapsamına uygun olduğu, kusur ve aktüer bilirkişiden alınan alınan rapora göre ise kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada ise geçici iş göremezlik zararının 4.506,78 TL, sürekli iş görmezlik zararının ise 23.927,65 TL olduğu, SGK tarafından yapılan ödeme mahsup edildiğinde bakiye iş göremezlik zararının 23.885,02 TL, bakıcı giderinin ise 3.902,97 TL olarak hesap edildiği, davacının ıslah dilekçesi ise sürekli iş görmezlik talebini 23.927,65 TL’ye çıkardığı ve 4.506,78 TL geçici iş göremezlik tazminatı talep ettiği, davacının bakıcı giderini kanıtlayamadığından talebin reddine karar verilmesi gerektiği, geçici iş göremezlik talebi yönünden dava dilekçesi ile bu hususta açılan dava olmadığından, dava açılmayan hususta da karar verilemeyeceğinden hüküm tesis edilmediği, talep edilen sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden ise davacının talebinde haklı olduğu ve davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile; açılan davanın kısmen kabulüne, 500,00 TL geçici bakıcı gideri, 500,00 TL sürekli bakıcı gideri talebinin reddine, sürekli iş göremezlik talebinin kabulü ile 23.927,65 TL’nin davalının başvuru yapıldığını beyan ettiği tarihi takip eden 8 iş günü sonu olan 08/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geçici iş göremezlik tazminatı konusunda açılmış bir dava bulunmadığından bu konuda esas hakkında hüküm verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının kalıcı maluliyetine ilişkin raporlarının çelişkili olduğunu, A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen raporda vücut genel çalışma gücünü kaybetmediğinin belirtildiği, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporda ise davacının %3 oranında engeli olduğunun bildirildiğini, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca Maluliyet Raporunun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenle Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporun nazara alınamayacağını, raporun ilgili yönetmelikte belirtilen forma uygun olarak ve yönetmelikte belirtilen uzmanlardan oluşmadığından uygun olmadığını, mahkemece hükmedilen avans faizinin de haksız olduğunu belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, bakıcı gideri ve sürekli iş görmezlik istemidir. Mahkemece, davacı bakıcı giderini kanıtlayamadığından reddine, sürekli iş göremezlik tazminatının kabulüne, ıslah dilekçesi ile talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı hakkında ise usule uygun açılan bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından maluliyet raporuna ve faiz türüne yönelik istinaf edilmiştir.
Davacı vekili 27/07/2016 tarihinde yük treni ve müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu minibüsün karıştığı kazada müvekkilinin yaralandığından bahisle tazminat talebine ilişin olarak mahkemece A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD Başkanlığından alınan, davacının muayenesinden ve tedavi evraklarından bahsedilen, ancak hangi yönetmelik çerçevesinde değerlendirme yapıladığına yönelik açıklama içermeyen raporda, davacının vücut çalışma gücünü yitirmediği 3 ay süre ile iş göremez halde kaldığı belirtilmiş. Davacının da itirazı sonrası mahkemece de alınan raporda değerlendirmenin hangi yönetmeliğe göre yapıldığına yönelik açıklama olmaması nedeniyle raporun karar vermeye elverişli olmaması nedeniyle, Adli Tıp Kurumu’ndan yeniden rapor alınmasına karar verilmiş, 2659 Sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 13. Maddesinin “b” bendi kapsamındaki Adli Tıp Başkanlar Kurulu’nun görevlendirme yetkisi ile maluliyet raporu düzenlenmesinde 3. İhtisas Kurulu yanında görevli kılınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 30/01/2019 tarihli 1392 sayılı raporda Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında; “Alt ekstremiteye ait sorunlar, eklem hareket açıklığı, kalça eklemi hareket kısıtlılığı, Tablo 3.8a ve 3.8b ye göre; 1. Tüm Vücut Engellilik Oranı %3 (yüzdeüç) olduğu; İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği” denilerek, meydana gelen engel durumunun tespit ediliği, alınan raporun davalıya tebliğ edilmesine rağmen rapora itiraz edilmediği görülmüştür.
1-Davalı vekili tarafından mahkemece alınan her iki rapor arasında çelişki olduğu ilerisi sürülerek karar istinaf edilmiş ise de; mahkemece Üniverisite Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporun, usulüne uygun şekilde hazırlanan bir rapor olmadığı, mahkemece de bu nedenle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına göre, alınan raporun dosya kapsamına uygun olmayan rapor sonrasında alınmış olmasına göre ilk raporun, hükme esas alınan rapora çelişki oluşturmayacak olmasına; Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporun, mahkemece ilgili kurul belirtilenmeden yazılan yazıya istinaden, 2659 Sayılı Yasa 13/b maddesi kapsamında yapılan görevlendirme çerçevesinde ilgili Kurul tarafından hazırlamış olmasına göre tanzim edilen rapoun yasaya uygun bulunmasına; tanzim edilen rapora davalının süresi içerisinde itirazının bulunmaması yanı sıra alınan raporun davacının tedavi evrakları değerlendirilerek ve muayenesi yapılarak, denetlenebilir şekilde gerekçeli olarak hazırlanmış olmasına ve davacının kaza neticesinde meydana gelen yaralanmasına uygun olmasına; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından çalışma gücünün azalması yahut yitirilmesine yönelik raporların Adli Tıp Kurumu’ndan veya Üniversitelerin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından alınabileceğinin benimsenmiş olmasına göre davalı vekilin maluliyet raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; davalının kusur durumuna ve aktüer hesaplamaya yönelik istinaf taleplerinin bulunmamış olması nedeniyle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, sigortalı aracın ticari minibüs olması nedeniyle mahkemece faizin avans faizi olarak belirlenmiş olmasında isabetsizlik de bulunmamasına göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 1634,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 408,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 1225,88 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.