Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/276 E. 2021/981 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/276 – 2021/981
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/276
KARAR NO : 2021/981

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2018
NUMARASI :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/01/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında, davalı … …’ün sevk ve idaresinde bulunan ve olay tarihi itibari ile maliki bulunduğu aracı ile davacıya çarparak hayati tehlike geçirecek şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, kaza tespit tutanağında davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, diğer tarafların ve davacının kusurlarının olmadığını, davacının meydana gelen kazada omuz ve diz kısmında kırıklar meydana geldiğini ve basit tıbbi müdahale ile düzelemez boyutta, hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, kaza sonrası üç ameliyat geçirdiğini, bu operasyonlar sonucunda vücuduna 13 adet vida takılarak boyun, bacak vs. yerlere protez uygulandığını, bu olay sebebiyle 25/04/2017 tarihli engelli sağlık kurulu raporundan da anlaşılacağı üzere davacının %17 oranında engelli kaldığını, sakatlılık halinin ve vücuttaki sabit izlerin verdiği rahatsızlığın ve kaza sonrası hayli olumsuz yönde değişen yaşamının yarattığı psikolojik travma sebebiyle aşırı derecede üzüntü duyduğunu, fiziki ve manevi acılar çektiğini, ruh sağlığının bozulduğunu, davalılar tarafından bu zamana kadar davacının manevi zararının karşılanmadığını beyan ederek, 35.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 14/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … vekili; davalının 14/01/2017 tarihinde sevk ve idaresindeki araçla olay yeri kavşaktan sağa dönüşü esnasında sol taraftan çok süratli olarak gelen aracın idaresindeki araca çarpmış olduğunu ve çarpmanın etkisiyle aracının kontrolünü kaybederek tıra çarpmış olduğunu, yol kenarına park etmiş olan tırlardan dolayı da görüş alanının kısıtlı olduğunu, davacı yaya … … ise kendisinin değil de diğer araç sürücüsünün çarpmış olduğunu beyan ederek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; dava konusu kazaya karışan aracın davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece; davanın kabulüne, 35.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hükmedilen miktara davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 14/01/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, karar verilmiş; hükme karşı davalı … … vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, kazanın meydana geliş şekli ve davalının sosyal – ekonomik durumu da göz önünde tutularak, 6098 sayılı B.K.nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılarak karar verilmediğini, dosyada mevcut olan trafik kazası tespit tutanağının gerçeği yansıtmadığını, tarafların kusur durumunun tespiti için alınan raporlardaki değerlendirmeleri kabul etmediklerini, kök raporda sürücü … …’in kullandığı araç sürücüsünün de kazanın meydana gelmesinde hatalı ve kusurlu olduğunun açıkça belirtildiğini, olayın meydana gelmesinde sürücü … …’in tam kusurlu olduğunu, anılan nedenle bu sürücüye %25’lik kusur izafesinin kazanın meydana geliş şekli değerlendirildiğinde yetersiz olduğunu, tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları ile olayın meydana gelişine sebep olan etkenlerin tamamının göz önünde bulundurularak farklı bir bilirkişiden yeni bir rapor alınması gerekirken eksik inceleme sonucu karar verildiğini, hükme dayanak alınan 18.10.2018 tarihli Adli Tıp raporuna karşı yapılan itirazların da mahkemece değerlendirilmediğini, anılan raporda davacının kaza sebebiyle sol kol ve sol dizinde kırık olduğunun, kolunda ve ayağında kısıtlılık olduğunun belirlendiğini ancak davacının fizik tedavi almadığını, eksik tedavi yapılması nedeniyle davacının maluliyet oranının oldukça fazla hesaplandığını, yerel mahkemenin yol ver levhası olup olmadığına ilişkin araştırma yapmadığını belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı manevi tazminat istemine ilişkin olup, dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, olaya ilişkin kaza tespit tutanağı uyarınca araç sürücüsü … …’ün aracıyla seyri sırasında aracının sol ön kısmıyla, solundan seyir halinde olan sürücü … … yönetimindeki araca çarpması ile bu aracın savrulması, savrulma esnasında aracın kaldırımda bulunan yaya … Genç’e çarpması sonucu yayanın yaralandığı kazanın oluşumunda araç sürücüsü … …’ün, istikametinde yol ver levhasının bulunduğu beyanında sağa döneceğini belirttiği ancak doğru seyir halinde olduğunun tespit edildiği kanaati oluştuğu ve bu suretle kavşaklarda geçiş önceliği kuralına uymadığı, diğer araç sürücüleri ve yayanın kusursuz olduğunun belirlendiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 21.05.2018 tarihli asıl ve 12.10.2018 tarihli ek bilirkişi raporları uyarınca, kazanın oluşumunda davalı sürücü … … ün dur/yol ver levhası olan kavşakta geçiş önceliğine uymaması kavşağa tedbirli olarak girmemesi nedeniyle %75, ihbar olunan … … in gece vakti ıslak zeminde kavşağa yanaşırken hızını ayarlamaması nedeniyle %25 oranda kusurlu oldukları, davacı yayanın kusurunun bulunmadığının belirtildiği,19/10/2018 tarihli AÜTF Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığının raporu uyarınca davacıda kaza nedeniyle sol humerus üst uç ve tibia plato kırığı, kolunda ve ayağında hareket kısıtlılığı oluştuğu, leğen kemiğinden parça alınıp dizine yerleştirildiği, neticeten davacının kaza neticesi %12 oranda kalıcı maluliyetinin bulunduğu, 6 ay süre ile de geçici tam iş göremezliğinin bulunduğunun tespit edildiğinin anlaşılmasına, mahkemece hükme esas alınan, kusur raporunun olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun bulunmasına, hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına, hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden; 6098 TBK’nun 56/1. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51.maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacının kusursuz olması ve % 12 oranında maluliyetinin oluşması vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana gelmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kazada yaralanması nedeni ile çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … …’den alınması gereken 2.390,85 TL harçtan peşin alınan 600 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.790,85 TL istinaf karar ve ilam harcının bu davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davalı … … tarafından istinaf kanun yoluna başvurma harcı peşin yatırıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden davalı … … tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine
5-Davalı … … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.