Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2759 E. 2022/865 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2759
KARAR NO : 2022/865

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI : 2015/1597 Esas 2019/537 Karar

DAVACI :
DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 01/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 07/02/2014 tarihinde, davalı …’a ait olan ve … idaresinde bulunan … plakalı aracın, yaya olan İdil …’a ve davacı …’a çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda, davacı …’un eşi ve davacı …’un annesi olan …’un hayatını kaybettiğini, …’un ise yaralandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ölüm nedeni ile her bir davacı için 1.000,00’er TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müteselsilen tahsilini, ölüm nedeni ile 100.000,00’er TL manevi tazminatın ve davacı …’in yaralanması nedeni ile 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı işleten ve sürücüden tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ceza mahkemesinde yapılan yargılamada ölenin asli kusurlu olduğunun belirlendiğini belirterek talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, ölenin çalışmadığı gözetiliğinde destek tazminatının şartları oluşmayacağından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde hızla yola çıkan müteveffanın kusurlu olduğunu, davalının kusurunun bulunmadığını, kaza sorasında davalının alkollü olmadığını, olayın travması ile olay yerinden ayrıldığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, kaza nedeni ile doğan zarardan davalı şirketin poliçe limiti ile sınırlı olarak ve sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere, zarar hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, davacı …’in yaralanmasına ilişkin olarak maluliyet raporu alınmasını, ayrıca kazanın oluşuna ilişkin kusur durumunun belirlenmesini, ölüm nedeni ile tazminat belirlenirken müterafik kusurun dikkate alınmasını, davalı şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkeme; davalı …’ın, idaresinde bulunan araç ile yaya olan …’a ve davacı …’a çarpması ile meydana gelen kaza sonucunda davacı …’un eşi, davacı …’in annesi olan İdil …’in hayatını kayıp ettiğini ve …’in ise yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %40 oranında, müteveffanın ise %60 oranında kusurlu olduklarını, asgari ücretle çalıştığı anlaşılan müteveffa yönünden destek tazminatı hesaplaması yapıldığını belirterek, maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile; 100.720,62-TL …, 14.033,14-TL … için toplam 114.753,76-TL maddi tazminatın … ve …’tan olay tarihinden, ….’den dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminatı yönelik talebin kısmen kabulüne; …’un ölümü nedeni ile davacı … için 50.000,00-TL, davacı … için 60.000,00-TL ve davacı …’un kazada yaralanması nedeni ile 50.000,00-TL olmak üzere toplam 160.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken müteselsilen tahsiline karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ölen eşin çalıştığı ispat edilememiş olmasına rağmen maddi tazminat hesaplanmasının, ölenin kusuru dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş belirlenmesinin, yine davacı küçüğün yaralanmasında ağırlıklı kusurun ölen annede olmasına rağmen manevi tazminatın fahiş belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın araçların yoğun olduğu bir bölgede ve araçların arasından ani olarak çıkan yayanın kusuru ile meydana gelmesine ve davalı sürücünün kusuru olmamasına rağmen aksi yönde yapılan kabulün hatalı olduğunu, hükme dayanak alınan maddi tazminat raporunun eksik ve belirlenen manevi tazminat miktarlarının fahiş olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme dayanak alınan hesap bilirkişi raporunda davacı eş için evlenme ihtimalinin rapor tarihine göre değil kaza tarihine göre belirlenmemesinin usul ve yasaya aykırı olması nedeni ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … AŞ vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;

Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat ve cismani zarar nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava konusu kaza nedeni ile davacıların desteği …’un ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat ve davacı …’un yaralanması nedeni ile manevi tazminat talebinde bulunulmuştur. Mahkemece, destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak davacı … …’un yaralanması nedeni ile hükmedilecek manevi tazminatın miktarının belirlenebilmesi için uğradığı zararın kapsamının belirlenmesi gerektiği açıktır. Bunun için de kaza nedeni ile uğradığı maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Bu bakımından Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Ana Bilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan rapor alınması gerekmekte olup, buna dair olarak denetime elverişli olarak rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davacı eş … tarafından kazada ölen eşi …’un ölümü nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunulmuş, Mahkeme tarafından davanın kabulüne, 100.720,62-TL destekten yoksun kalma tazminatının davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Ancak davacı …, ilk derece mahkemesinde devam eden yargılama sırasında, 14/07/2017 tarihinde evlenmiş olduğundan, destek zararının da evlenme tarihine kadar hesaplattırılması gerekmekte olup; hesap bilirkişisinden rapor alınarak, davacı …’un evlenme tarihine kadar oluşan gerçek zararının belirlenmesi ve buna göre yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.
Yine somut olayda, aktüerya bilirkişi raporunda, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanarak düzenlenen rapor doğrultusunda hüküm kurulmuş, davalı taraf maddi tazminata itiraz etmiştir. Esasen, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, hak sahibi davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında ilk kararda hükme dayanak alınan 2019 rapor tarihi verilerine göre, TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak (ilk kararın davacı tarafça istinaf edilmediği gözetilerek ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar korunarak) desteğin ve hak sahibi davacıların bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, yazılı olduğu gibi desteğin ve davacıların 1931 tarihli “PMF” cetveline göre bakiye ömür süresinin tespiti ile tazminat hesabı yapılması doğru olmadığından, denetime elverişli olmayan tazminat raporuna itibar edilerek karar verilmesi de doğru değildir.

Açıklanan nedenlerle, davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı … AŞ vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler ikmal edilerek ve kazanılmış haklar korunarak sonucuna göre karar verilmesi için HMK’nun 353/1-a-6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … vekili, davalı … vekili ve davalı …. vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/07/2019 tarih, 2015/1597 Esas 2019/537 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde istinafa gelen davalılara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davalı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Ankara Batı İcra Dairesinin 2019/28161 esasına yatırılan 310.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.