Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2758 E. 2022/927 K. 08.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/01/2009 günü, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı olan araç ile karıştığı kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, davalılar tarafından sigortalı her iki aracın da kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ve zararlarından sorumlu olduklarını, HMK 107/1-2 maddesine göre dava açtıklarını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların sürücülerin kusuru ile sınırlı olarak, davalı … Sigorta A.Ş.’den 1.000,00 TL, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’den 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL malüllük-sakatlık, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde Trafik Sigortası ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili şirketin iş bu kaza nedeni ile ödenmesi lazım gelen tazminatın tamamını davacı tarafa ödediğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu kaza sonucunda malul kalan davacı yanın başvurusu neticesinde hasar dosyası açıldığını ve dosyanın aktüere gönderildiğini ve ödenmesi lazım gelen tazminat miktarı hesaplatıldığını, 18.02.2015 tarihinde 10.346,26 TL tutarındaki maluliyet tazminatının davacı tarafa ödendiğini, beyanları saklı kalmak kaydıyla yargılama aşamasında ve hasar başvurusu arasındaki geçen süre nedeniyle tazminat miktarında farklılık çıkması kuvvetle muhtemel olduğundan, öncelikle ödeme yapıldığı tarihteki verilere göre hesaplama yapılmasını, hesaplamanın sonucu çıkacak tutar ile ödeme tutarı arasındaki afaki bir fark olmaması halinde ibranamenin esas alınarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatlarının mahsubu gerektiğini, dava dilekçesinde davacı yanın herhangi bir maluliyeti olduğundan bahsedilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması sebebiyle asgari %25 indirim yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, ödeme yaparak sorumluluğunu yerine getirdiğini savunarak müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile zararı karşılanan davacının davasının reddine, aksinin kabulü halinde ise sorumluluğun azami poliçe ile sorumlu tutulmasına, temerrüde düşmemiş veya dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama gideri ve faize karar verilmemesine, karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece davanın; trafik kazası nedeniyle, kaza yapan araçta yolcu konumunda bulunan davacıda oluşan cismani zarar bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, davacı vekili dava dilekçesinde 20.01.2009 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı olan … plakalı araçla … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta ettirilmiş olan … plakalı araçların çarpışması sonucu müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı, deliller toplanarak …Başkanlığından olay tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik uyarınca alınan raporda davacının vücut genel çalışma gücünden % 31.2 oranında kaybettiği, 12 ay geçici iş göremezlik halinin olduğunun tespit edildiği, kusur ve aktüerya bilirkişisinden rapor alındığı, davacının olay günü … plakalı kamyonun kasa kısmında dava dışı şahıs ile birlikte kasadan taşmış vaziyette olan reklam panosunun yanında yolculuk yaptıkları, kendi can güvenliklerini tehlikeye attıklarından davacının %25, araç sürücüsünün tabelayı en azından bağlaması ve davacıyı bu şekilde kamyonet arkasına bindirmemesi gerekirken bindirdiği gözetilerek … tarafından sigorta edilen araç sürücüsünün %50, davalı … Sigorta tarafından sigortalı … plakalı araç sürücüsünün fren tertibatına geç basması ve hızını ayarlamaması nedeniyle %25 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, PMF 1931 hayat tablosu ve %10 arttırım %10 iskonto uygulanarak ve davalı … tarafından davadan önce yapılan ödeme mevcut ise de yapılan ödemenin ödeme tarihi itibarı ile gerçek zararı karşılamadığı değerlendirilerek mahsubu ile hesaplama yapıldığı, davacının talep arttırım dilekçesi ile talep ettiği miktarda zararının oluştuğu ve davalılardan talep edebileceği gerekçesi ile; “Davanın kabulüne, 206.009,95 TL’nin 132.895,42 ‘TL’sinin 18/02/2015 ödeme tarihinden … Sigorta A.Ş’.den avans faizi ile tahsiline, 73.114,53 TL’sinin … Sigorta A.Ş.’den 01/04/2015 dava tarihiden yasal faizi ile tahsiline” karar verilmiş, hüküm davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece verilen kararın eksik inceleme ile verildiğini, maluliyete ilişkin çelişki giderilmeden davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu, zira … Adli Tıp ABD’den alınan maluliyet raporunda davacının %31,2 maluliyeti hükme esas alınmış ise de; SGK tarafından dosyaya sunulan cevabi yazıda davacının sürekli iş göremezliğinin %10’un altında olması nedeniyle kendisine peşin sermaye değerli gelir bağlanmadığının ifade edildiğini, iki rapor arasında bariz fark olduğunu çelişki giderilmeden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca, meydana gelen kaza tarihi ile ıslah tarihi arasında uzamış zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde zamanaşımı def’ine ilişkin taleplerinin değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir.
Davalı vekili mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmadığından bahisle kararı istinaf etmiştir.
Davacının 20/01/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, dosya kapsamındaki tedavi evraklarından anlaşılmaktadır. Meydana gelen kazanın iş kazası olması nedeniyle davacının Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaatı sonrasında meydana gelen kaza nedeniyle düzenlenen formda ….sayılı ve Kocaeli Üni. Tıp Fakültesi 06/04/2011-655 sayılı raporlarındaki “sol femur kırığı + sol patella tendon kesisi + kafa travması ilgili eklemler de hareket kısıtlılığı yok. Sol bacakta 1 cm kısalık var. Psikiyatri muayene bulguları normal (psikiyatri başvurusu kazadan 2 yıl sonra)” şeklindeki tespitlere göre Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybının %6,1 oaranında olduğunun tespit ediliği, yine Üsküdar Devlet Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’ndan alınan 15/01/2015 tarihli raporda da; “işitme kaybı+ subdural ve epidural kanama + sol kolda parezi, + opere sol femur subtrokanterik” teşhislerine göre davacının %28 oranında engelli olduğunun tespit edildiği dosya sunulan rapor ve belgelerden görülmüştür.
Mahkemece hükme esas alınan A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 12/02/2018 tarihli raporda; davacının dosya içerisindeki tüm tedavi evrakları ve son durum raporları değerlendirilmiş ayrıca raporda “Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi 15/04/2016 tarihli beyin BT cd’sinin anabilim dalımızca yapılan incelemesinde; sol frontotemporoparietal alanda kemik greftin toplam kafa kemik açıklığı yaklaşık 10 cm2 olarak ölçülmüştür.” denildikten sonra devamında “Şahsın maluliyetinin hesaplanmasında olay tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınmıştır. Şahsın OAY:23, …:1, sol alt ekstremite kısalığı için, A cetveli XII.Liste, ASN:20-d, AAÖ:1, kraniektomi sonrası sol frontotemporoparietal kemik açıklığı için A cetveli Liste, ASN:1-E, AAÖ:30, SİGS:A olarak alındığında ve … formülü uygulandığında vücut genel çalışma gücü kayıp oranı %31,2 (yüzde otuzbirvirgüliki) olarak hesaplanmıştır” denilerek, maluliyet durumu tespit edilmiştir. Tespit edilen maluliyet oranın önceki raporlardan farklı ve yüksek belirlenmesinin kafa kemik açıklığının yaklaşık 10 cm2 olduğuna yönelik belirlemeden kaynaklandığı anlaşılmakla birlikte, önceki rapor ve belgelerde bu hususta tespit olmadığı görülmüştür.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Somut olayda, davacının geçirdiği trafik kazası nedeniyle tespit edilen bulgular ile hükme esas alınan rapordaki bulguların, “özellikle kafa kemiklerindeki açıklığa ilişkin tespit açısından ” önceki raporlar ile çelişmesi yanı sıra; raporu tanzim eden Adli Tıp Uzmanlarının “kafa kemiklerindeki açıklığın” kendileri tarafından ölçümlendiğine ilişkin beyanları dışında bu duruma ilişkin alanında uzman doktorun tespitinin bulunmaması, ölçümlemenin ise “yaklaşık” olarak olarak yapıldığının belirtilmiş olması, kafa kemiklerinde açıklık olduğu kabul edilse dahi, yaklaşık olarak ölçümlendiği tespit edilen miktarın cetvelde gösterilen Arıza Ağırlık Ölçüsü (AAÖ) açısından 20 ve 30 kabul edilebilecek sınırda olduğundan (9 cm2 olması durumda AAÖ:20 olacağından) hükme esas alınan rapor karar vermeye elverişli görülmemiştir.
Buna göre; Mahkemece dosyada mevcut raporlar arasındaki açıkça çelişki olduğundan ve daha önceki raporlarda “kafa kemiklerinde açıklığa” ilişkin bir değerlendirme olmadığı halde Adli Tıp Uzmanları tarafından bizzat yapıldığı belirtilen “yaklaşık” bir tespite göre raporun tanzim edilmiş olmasına göre alınan rapor karar vermeye elverişli olmadığından, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü Kaybı ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde; davacının kazaya bağlı geçici ve sürekli maluliyetinin meydana gelip gelmediği, sürekli maluliyeti meydana gelmiş ise, hangi oranda olduğu ve iyileşeme süresinin ne kadar olacağı hususunda rapor alınarak ve raporlar arasındaki çelişki giderilerek sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf talebinin kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, hükmün davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış haklar da gözetilerek maluliyet raporunun sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaf sebeplerinin kararın eksik incelemeden kaldırılmış olmasına göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/07/2019 tarihli 2015/611 Esas – 2019/577 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan 2.269,52 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davalıya iadesine,
4-Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2019/11076 E. Sayılı dosyasına depo edilen 290.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.