Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2752 E. 2022/613 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRES….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/07/2019
NUMARASI …..

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30/09/2017 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu….. plakalı aracın, davalı tarafa ZMMS ile sigortalı …. plakalı araç ile çarpışması neticesi meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralandığını ve iş göremezlik halinin doğduğunu, kaza tespit tutanağında davalıya sigortalı araç sürücünün tam kusurlu bulunduğunu, davacının alçı sıva ustası olup asgari ücretten kat kat fazla gelir elde ettiğini, davadan önce davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek; belirsiz alacak davası kapsamında ve davalının sorumluluğu müştereken ve müteselsil olmak üzere tazminatın tamamına yönelik olmak üzere 1.000-TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 500-TL geçici olarak bakıma muhtaç kalmadan dolayı hasıl bakıcı giderinin başvuru tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; 21/05/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 104.103,57-TL olarak, geçici bakıcı gideri zararına yönelik talebini 1.404,06-TL olarak artırmış ve harcı ikmal etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; sorumluluklarının poliçe limiti ve kusur ile sınırlı olduğunu, gerçek zararın tespiti için kusur ve maluliyet raporu alınması gerektiğini, yeterli bilgi ve belge ile ihbarda bulunulmadığından davadan önce temerrüt hasıl olmadığını, avans faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın kısmen kabulüne, 104.103,57-TL sürekli iş göremezlik, 1.404,06-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 105.507,63-TL’den %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle 84.406,10-TL’nin 23/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar karar verilmiş; karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyeceğini, somut olayda davacının işini yaptığı kişi ile işe giderken meydana gelmiş kazada, sürücü ile davacı arasında bir menfaat ilişkisi olduğundan hatır taşıması indirimi yapılmasında isabet olmadığını ileri sürerek mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dosyada kusur raporu alınmadığını, ceza dosyasında alınan kusur raporunun yerel mahkeme yönünden bağlayıcı olmadığını, yolcu olarak araçta bulunan davacının emniyet kemeri takıp takmadığı tespit edilemediği gibi hatır taşıması indirimi de yapılmadığını, geçici iş göremezlik zararından sorumluluklarının bulunmadığını belirterek mahkeme kararının istinaf yolu ile kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sonucu oluşan yaralanma nedeniyle bakıcı gideri ve daimi işgücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Mahkemece davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, … Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Başkanlığı’ndan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik gereği alınan raporda kaza sebebiyle davacının çalışma gücünden %10 oranında kaybettiği, 6 ay geçici iş göremezlik halinin olduğunun tespit edildiği, alçı ve sıva ustası olarak çalıştığı tespit edilen davacının belirlenen ücreti ve TRH-2010 bakiye yaşam tablosu gözetilerek hesap raporu alındığı, davacının taşımasının menfaat karşılığı yapıldığına dair bir iddia ve tespit bulunmadığı gerekçesi ile hesap edilen tazminatlardan %20 hatır taşıması indirimi yapılmak suretiyle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına; mahkemece kusura yönelik rapor alınmış olmasına, raporun hüküm kurmaya elverişli bulunmasına, davacının kaza esnasında emniyet kemeri takmadığına yönelik bir ispat bulunmamasına, SGK’nın hangi tedavi giderlerinden sorumlu olduğu, SGK tarafından karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde belirlenmiş ve sınırlandırılmış olup, anılan kanun kapsamı dışına çıkılarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar ZMMS Genel Şartları’nın A.5.maddesinde yapılan genel şartlardaki düzenlemeler ile SGK’nın sorumluluk kapsamının genişletilmesi; bir kanun maddesinin, idarenin yapmış olduğu bir düzenleme ile değiştirilmesi mümkün olmayıp, SGK’nın sorumluğunun kapsamını belirleyen KTK’nun 98. madde hükmüne aykırı olacak şekilde düzenlenen Genel Şartlardaki bu yöndeki bir belirlemenin, KTK’nın 92.maddesine 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik sonucu eklenen (i) maddesi nedeniyle yasal hale geldiği de söylenemeyeceğinden bedensel zararın bir türü olan geçici iş göremezlik zararından ve tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderlerinden davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
2)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Hatır taşıması indirimi sadece davacının içinde bulunduğu aracın sorumlularının faydalanacağı bir indirim olup bu indirim tüm tarafların, özellikle de kazaya karışan karşı aracın sorumlularının faydalanabileceği bir indirim değildir. Somut olayda davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsünün kusursuz olması karşısında, hesap edilen tazminatlardan mahkemece %20 hatır taşıması indirimi yapılması isabetli görülmemiştir.
Yine dosyada mevcut kaza tespit tutanağında davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunun tespit edilmesi, mahkemece hükme esas alınan 15/05/2019 tarihli kusur raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirlendiğinin görülmesine göre, hükmün gerekçesinde “davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu” şeklindeki kısmın çıkartılarak “davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusursuz olduğu” şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf eden tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde, davacı vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda 2 nolu bentte belirtilen gerekçelerle kabulü ile kararın kaldırılmasına, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca hesaplanan tazminattan hatır indirimi yapılmaksızın yeniden hüküm kurulması ve hüküm gerekçesinde yer alan “davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu” şeklindeki kısmın çıkartılarak gerekçenin “davacının içinde bulunduğu araç sürücüsünün kusursuz olduğu” şeklinde düzeltilmesine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 hükmü uyarınca ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/07/2019 tarih ve 2018/395 Esas – 2019/536 Karar sayılı kararının HMK 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
IV-Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
1-Davanın Kabulü ile 104.103,57-TL sürekli iş göremezlik, 1.404,06-TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 105.507,63-TL’nin 23/05/2018 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 7.207,22-TL harçtan peşin alınan 391,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.815,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan toplam 427,80-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince hesaplanan 13.973,22-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.227,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Talep halinde artan avansın yatıran tarafa iadesine,

İSTİNAF YARGILAMA HARÇ VE GİDERLERİ
1-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 7.207,22-TL istinaf karar harcının peşin yatırılan 1.801,80-TL mahsubu ile bakiye 5.405,42-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
2-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
3-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafça yapılan 18,00-TL istinaf yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.