Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2741 E. 2022/524 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …….

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … ve … … vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların murisi …’ya ait … marka 2015 model hasarsız ticari otobüse, sürücü … hakimiyetinde iken davalı … …’nın kullandığı ve diğer davalı … …’ya ait hususi otomobilin çarptığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucunda murisin aracında ciddi mahiyette hasar oluştuğunu ve birçok parça değişimi gerektiğini, aracın değer kaybettiğini, davalı … …’nın tam ve asli kusurlu olduğunu, aracın 18.03.2017 tarihinden fatura tarihi olan 29.04.2017 tarihine kadar 43 günde ancak tamir edilebildiğini, bu tamir sürecinde muris servisçilik yaptığı için büyük gelir kaybı yaşadığını, davalı aracın … … A.Ş. tarafından sigortalandığını, … şirketince murise ait hesaba 2.430,00 TL ödendiğini, araçta servis tarafından 35.945,75 TL değerinde tamirat yapıldığını, ödenen değer kaybının hakkaniyete uygun bulunmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmek kaydıyla, araçta meydana gelen değer kaybının … şirketi tarafından ödenmeyen bakiye tutarı için şimdilik 100,00 TL kısmına dair ve araç mahrumiyeti sebebiyle doğan zararın şimdilik 100,00 TL kısmına dair tazminat taleplerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 28.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile değer kaybı talebini 11.988,00TL’sına, araç mahrumiyeti talebini 2.805,32TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın kendi adına trafikte kayıtlı olduğunu, olay tarihinde aracı oğlu olan diğer davalı … …’nın kullandığını, her ne kadar araç kendi üzerine kayıtlı ise de arabayı oğlunun kullanmakta olduğunu ve onun da kusurlu olmadığını, davacıların kendilerine ait servis aracını kullanan kişinin … isimli kişi olduğunu ve tazminat davasının bu kişi hakkında açılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur
Davalı … … cevap dilekçesinde; davacıların kendilerine ait aracı … isimli kişinin kullanmakta olduğunu, davanın … aleyhine açılması gerektiğini, olayda kendisinin kesinlikle bir kusurunun olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … şirketi; süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, tüm dosya kapsamı, … hasar dosyası ve bilirkişi raporu gereğince davaya konu kaza dolayısıyla davalı … … Anonim Şirketinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısı olduğu araç sürücüsü davalı … …’nın % 75 oranında kusurlu olduğu, davacı aracında dava konusu kaza nedeniyle bakiye 11.988,00-TL’lik değer kaybı meydana geldiği, dava açılmadan önce davalı … şirketince 07/09/2017 tarihinde 2.430,00-TL’lik değer kaybına ilişkin davacıya tazminat ödemesi yapıldığı, ayrıca davacı aracının onarımda kaldığı süre içerisinde 2.805,32 TL’lik araç mahrumiyetine ilişkin zarar oluştuğu anlaşıldığından, dava ve ıslah dilekçesinin kabulü ile 11.988,00 TL değer kaybının davalılar … … ve … … yönünden kaza tarihi olan 18/03/2017, davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 24/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, 2.805,32 TL araç mahrumiyeti nedeniyle oluşan zararın davalılar … … ve … … kaza tarihi olan 18/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı … ve … … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … ve … … vekili istinaf dilekçesinde; davanın kabulünün hatalı olduğunu, dosyadaki bilirkişi raporlarının birbiri ile çeliştiğini, hükme esas alınan raporun davalı taraf aleyhine sonuç doğurduğunu, Eskişehir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/ 923 E. ve 2019/559 K sayılı dosyasında her aşamada alınan bilirkişi raporlarında davalı sürücünün tali kusurlu olarak tespit edildiğini, davalı taraf daha az kusurlu olmalarına rağmen yüksek miktarda haksız tazminat ödemeye mahkum edildiklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK’nun 355. maddesi gereğince İstinaf edenlerin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararının tahsili istemine ilişkindir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıların murisi adına kayıtlı ticari aracın hasarlandığını, murisin aracın tamirde olduğu sırada 26.04.2017 tarihinde vefat ettiğini, davacıların murisin yasal mirasçıları olan eş ve çocukları olduğunu, davalı tarafın olayda kusurlu olduğunu, davalı … şirketi tarafından davadan önce muris hesabına 2.430,00TL değer kaybı tazminatı ödendiğini, ancak araçta daha fazla değer kaybı oluştuğunu, ayrıca aracın 43 gün tamirde kaldığını, murisin araçla servis işi yaptığını, bu nedenle gelir kaybı da olduğunu belirterek şimdilik 100,00TL değer kaybı zararının tüm davalılardan, araç gelir kaybı zararının davalı … şirketi dışındaki davalılardan tahsilini talep etmiş, artırım dilekçesi ile toplam 11.988,00TL değer kaybı ve 2.805,32TL gelir kaybı zararının tahsilini talep etmiş, mahkemece artırım dilekçesine göre davanın kabulüne karar verilmiştir.
Haksız fiilin bir türü olan trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında, zarar veren taraf kusuru oranında ve gerçek zarardan sorumlu tutulabilir. Kusur durumunun ve talep edilecek tazminat miktarının belirlenmesi için konusunda uzman bilirkişi yada bilirkişilerden veya bu konuda uzman kurum yada kuruluşlardan rapor alınması gerekmektedir. HMK’nın 266. maddesi gereğince mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Mahkemece kusur ve tazminat miktarının tespiti hususunda uzman olduğu yerleşik Yargıtay uygulamaları ile de kabul edilen makine mühendisi bilirkişiden ilk rapor alınmış ise de, tarafların itirazı üzerine alınan ikinci raporda görüş bildiren oto hasar uzmanı bilirkişinin, kusur tespiti, değer kaybı ve gelir kaybı belirlenmesi hususunda uzmanlığı olduğu, ne iş yaptığı, mesleğinin ne olduğu anlaşılamadığı gibi raporunda denetime elverişli olmadığı görülmüştür. Zira davacı tarafa ait araçta oluşan değer kaybının tespiti için, aracın kaza tarihinden önceki özellikleri, modeli, markası, öncesinde hasar kaydı olup olmadığı, km’si, hangi işte kullanıldığı, yıpranma ve amortismanı gözetilerek kazadan önceki ikinci el piyasa değeri ile kaza sonucu oluşan hasarı giderildikten sonraki ikinci el piyasa değerinin tespit edilmesi ve aradaki fark kadar değer kaybı zararı olduğunun kabulü ile hüküm kurulması gerekir. Yine davacı tarafça aracın servis işinde kullanıldığı ve tamir süresince servis işinden elde edilen gelirden mahrum kalındığı ileri sürülerek buna ilişkin tazminat talebinde bulunulmakla, bu hususta da öncelikle yine uzman bilirkişiden aracın makul tamir süresinin tespiti ile bu süre içinde aynı özelliklere sahip bir başka aracın günlük kiralama bedelinin ne kadar olabileceğinin belirlenmesi ve tamir süresi ile günlük kiralama bedelinin çarpılması sonucu bulunan tazminata karar verilmesi gerekmektedir. Zira sürücüsü hazır olmakla, tamir süresince mahrum kalınan aracın kiralama bedelinin bu zararı oluşturacağı açıktır. Kaldı ki kaza tarihinde de aracın başka bir sürücü olan … yönetiminde olduğu, adı geçen şahsın geciktikleri için hızlı seyrettiğini, davalının da hızlı olduğunu ifade ettiği görülmüştür.
Dosya kapsamında aracın fotoğrafları, kasko ekspertiz raporu bulunmakta olup özellikleri, km’si bellidir. KTT ve ceza mahkemesinde keşiften sonra alınan trafik bilirkişi raporunda davalıya … fasılalı trafik ışığının, davacı tarafa kırmızı fasılalı trafik ışığının yandığı, ayrıca davacı tarafa hitap eden DUR levhasının olduğu anlaşılmaktadır. Trafik ışıklı kavşaklarda araçların geçiş önceliği, kendisine hitap eden trafik ışığına göre belirlenir. Işık olmayan kavşaklarda, yolların birbirine eşit olduğunun kabulü halinde sağdan gelene geçiş hakkı verilmektedir. HMK’nın 266. maddesinde de belirtildiği üzere çözümü hukuk dışında özel yada teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim resen de bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilir. 30.01.2019 tarihli bilirkişi raporu konusunda uzman olmayan bilirkişilerce düzenlendiğinden, hükme esas alınamaz.
Bu durumda mahkemece, trafik kazasının meydana gelmesinde araç sürücülerinin kusur durumları ile davacı taraf aracında davaya konu trafik kazası sonucu oluşan değer kaybı ve aracın makul tamir süresi ile bu sürede aynı nitelikte bir aracın kiralanma bedelinin tespiti hususlarında, KGM fen heyeti yada İTÜ gibi kurum yada kuruluşlardan, yukarıda tazminatların nasıl hesaplanacağına yönelik açıklamalarda dikkate alınarak, tüm dosya kapsamı, KTT, ceza mahkemesi kapsamı, fotoğraflar, eksper raporu, ilk bilirkişi raporu vb. birlikte değerlendirilip, irdelenerek denetime ve hükme elverişli, gerekçeli, açıklamalı bir rapor alınarak sonucuna göre (hükmün sadece davalı … ve … … tarafından istinaf edildiği, diğer davalı … şirketinin aleyhine verilen hükmü istinaf etmediği, bu şekilde davacı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, bu konularda uzman olmadığı anlaşılan bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmediği gibi; kabule göre de; tespit edilen araç mahrumiyeti zararından, davacı tarafa izafe edilen kusur oranında indirim yapılmadan sanki davalı taraf olayda tamamen kusurluymuş gibi söz konusu tazminatın tamamına hükmedilmesi de doğru olmadığından davalılar … ve … … vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar … ve … … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile; Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20.05.2019 tarihli, 2017/998 Esas – 2019/493 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan 252,63TL istinaf karar harcının istek halinde ilgili davalılara iadesine,
3-Davalılar … ve … … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Davalılar tarafından yatırılan 150.00TL gider avansından kullanılmayan kısmın istinaf talebinde bulunan davalılara iadesine,
5-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.