Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
Ankara BAM 26. Hukuk Dairesi ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/03/2022
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalılardan … ait olup, diğer davalı …’un kullandığı ve davalı … şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın 06/10/2017 tarihinde neden olduğu trafik kazası sonucu davacıların miras bırakanı …’nin öldüğünü, düzenlenen poliçenin ölüm halinde kişi başına 100.000,00 TL manevi tazminat ödemesini güvence altına aldığını, gerçek kişi davacıların ise işleten ve haksız fiil faili olmaları nedeni ile manevi tazminattan sorumlu olduklarını belirterek her bir davacı için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılar yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta şirketi yönünden ise 01/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili; Trafik kazası sonucu ölen ve davacıların miras bırakanı olduğu söylenen kişinin olayda asli kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsü … kaza sonrası olay yerinden kaçmayıp, kazaya uğrayan kişiye yardımcı olduğunu, hastaneye ulaştırılması için ambulans çağırdığını, ölüm olayından sonra da ölenin yakınları ile ilgilendiklerini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; Ölümle sonuçlanan kazaya karıştığı söylenen araç için 100.000,00 TL limitli bireysel genişletilmiş kasko poliçesi düzenlediklerini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ölen ile araç sürücüsünün kusur dağılım oranlarını gösteren raporun ATK’dan alınması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, olayın haksız fiilden kaynaklanması nedeni ile kendilerinden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini, talep edilebilecek faizin ise yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, Karabük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/79 Esas sayılı dava dosyasında, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 08/11/2018 tarihli raporda, davalı sürücü … tali kusurlu, ölen …’ın ise asli kusurlu olduğunun belirlendiği, iş bu tazminata ilişkin dosyada alınan 08/04/2019 tarihli raporda da, ölen …’ın % 90 oranında, davalı sürücü … ise % 10 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, Manevi tazminat dışındaki ölüm olayından kaynaklanan zararların giderilmesi için Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2017/797 Esas sayılı davanın yapılan yargılaması sırasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden 12/03/2019 tarihli rapor alınmış ise de, yukarıda içerikleri özetlenen 08/04/2019 ve 08/11/2018 tarihli iki rapor kazanın oluş şekline uygun olup, kusur dağılım oranları da makul göründüğü için bu raporlar esas alınarak hüküm oluşturulduğu, olayda sigortalı araç sürücüsünün tali ve %10 oranında, … ise asli ve %90 oranında kusurlu olacak şekilde neden oldukları kaza sonucu …’ın öldüğü, ölüm olayı nedeni ile ölenin anne, baba ve kardeşleri olan davacıların büyük acı ve üzüntü duyduklarının tartışılmaz olduğu, bu acının bir ölçüde giderilmesi amacı ile manevi tazminat talep edilmiş olup, sigorta şirketinin düzenlenen poliçe nedeni ile diğer davalıların ise işleten ve araç sürücüsü olmalarından dolayı manevi tazminattan sorumlu oldukları, manevi tazminatın poliçede öngörülen limit dikkate alınarak talep edilmiş olması, ölen ile sigortalı araç sürücüsünün olaydaki kusur dağılım oranları, gerçek kişi tarafların belirlenebilen gelir durumları dikkate alınarak manevi tazminat takdir edilerek, davacı …’nin talebinin kısmen kabulüne, 15.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp davacı …’ye ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 04/12/2017 dava tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, davacı …’nin talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’e ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 04/12/2017 dava tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, davacı …’nin talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 04/12/2017 dava tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, davacı …’ın talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 04/12/2017 dava tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine, davacı …’nın talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 04/12/2017 dava tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, fazla istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; meydana gelen zararın ağırlığı tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, dava konusu kaza nedeni ile davacılar yakınının hayatını kaybettiğini, davacı … ve …’nin kaza nedeni ile biricik oğullarını küçük yaşta kaybettiğini, evlat acısı yaşadıklarını, davacılar …, Nalan Âşık ve …’nın ise biricik kardeşlerini kaybettiklerini, müteveffanın vefatı nedeniyle zor günler yaşayan davacıların halen olayın şokunu atlatamadığını, hayatlarının bundan sonraki hiçbir kısmında …’ın yanlarında olmayacağını,
Davalı sürücünün raporda belirtilenden daha fazla kusurlu olduğunu, meskun mahalde hız sınırlarına uymadan, dikkatsiz ve tedbirsizce araç süren davalı sürücünün, kazanın meydana gelmesine kusuruyla sebebiyet verdiğini, yerleşim yeri dâhilinde bulunan bir yola girmesine rağmen hızını azaltmadığını, yeterince aydınlatılmamış yolda aracın hızını görüş, hava, yol ve trafik şartlarına uydurmadığını, sürücünün çok hızlı olduğunun, soruşturma aşamasında dinlenen tanık ifadeleriyle de sabit olduğunu,
Davalı sürücünün, fren, selektör, korna tedbirlerine başvurmadığını, kazayı önlemek için hiçbir tedbir almadığını, olay yerinde davalı sürücünün kullandığı araca dair fren izi dahi bulunamadığını,
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda müteveffaya atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, bisikletli sürücülerin taşıt yolunu kullanma hakkına sahip olduğunu, hatta bisikletli sürücülerin, motorlu taşıtlara göre geçiş önceliğinin söz konusu olduğunu, gelişmiş ülkelerde de bisikletli sürücülere ve yayalara her zaman öncelik verildiğini, davalı sürücünün, çok hızlı ve dikkatsizce araç sürerek müteveffaya çarptığını, mahkemece tazminata hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve tarafların sosyo ekonomik durumlarının hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, bu hususlar dikkate alındığında davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının çok az olduğunu, hükmedilen tazminatın, davacıların acılarını dindirmekten çok uzak adeta davalıları ödüllendirici nitelikte olduğunu, hükmedilecek olan manevi tazminat tutarının, davalılarda caydırıcı etki yaratması gerektiğini, caydırıcı olmaktan uzak kaldığını, manevi tazminat miktarlarının failde caydırıcı, cezalandırıcı; mağdurda ise onarıcı etki yaracak nitelikte olması gerektiğini,
En kutsal insan hakkı olan yaşam hakkının yitirilmesinden doğan derin ıstırabı hiçbir değerin telafi edemeyeceğini, amaçlananın sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek; öte yandan zarar veren yanı da dikkat ve özen göstermek konusunda etkileyecek bir yaptırımla, caydırıcı olabilmek olduğunu,
Sigorta şirketine dava tarihinden önce başvuru yapıldığını, mahkemece başvuru olmadığı gerekçesi ile sigorta şirketi yönünden dava tarihi itibariyle faize hükmedildiğini, dava dileksi ekinde başvuru ve teslim bilgilerine ilişkin evrakların sunulduğunu, davalı tarafa meydana gelen kaza ile ilgili olarak manevi tazminatın ödenmesi talepli ihtarname ve eklerinin 15/11/2017’de tebliğ edildiğini, İhbar tarihinden 15 gün geçmesine rağmen davalı taraflarca manevi zararlarının karşılanmadığını, davalının temerrüt tarihinin 01/12/2017 olduğunu, temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini,
Kısmen kabul halinde aleyhe ret vekâlet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, manevi tazminat davalarında hâkimin takdir yetkisi söz konusu olduğundan, miktar hâkimin takdirindeyken davanın kısmen kabul edilerek zarar gören davacılar aleyhine ret vekâlet ücretine hükmedilmesinin adeta zarar gören ve mağdur durumda olan davacıların cezalandırılması niteliğinde olduğunu, hak arama özgürlüğünün ihlal edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davacılar lehine daha yüksek miktarda manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davanın temeline ilişkin olan kusur oranlarının tespiti bakımından dosyada tüm çelişkilerden uzak ve tartışmasız bir kusur raporu bulunmadığından, ceza yargılaması sırasında ATK’den alınan rapor ile aynı kazaya ilişkin farklı taleplerin incelendiği Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/797 E. sayılı dosyasında ATK’den alınan rapor farklı sonuçlar içerdiğinden ve işbu davada alınan rapora yerel mahkemece hangi sebeple üstünlük atfedilerek itibar edildiği açıkça belirtilmediğinden verilen kararın hatalı olduğunu,
Sigortalının ilgili kazada kusurunun bulunduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte mevcut duruma göre belirlenen manevi tazminat miktarının da yargıtay uygulamalarına göre yüksek kaldığını, somut olay özelinde kusur durumunun belirleyici olacağı da gözetilerek anne, baba ve kardeşler için Yargıtay uygulamaları ile uyuşmayan miktarda yüksek tazminata hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; ölümle sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-06.10.2017 tarihinde saat 19:00 sıralarında davalı tarafa ait ve davalı sürücü … yönetimindeki aracın, davacıların oğlu ve kardeşi olan bisikletli …’a çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazasında … vefat etmiştir. KTT’da davalı taraf aracının sağ ön tampon çamurluk ve ayna kısımları ile yolun sağından soluna geçmek isteyen … yönetimindeki bisiklete çarptığı belirtilmiştir. Davalı sürücünün olaydan sonra küçüğü hastaneye götürdüğü, müteveffanın vücut travmasına bağlı beyin kanaması ve gelişen komplikasyon nedeniyle öldüğü anlaşılmıştır. …’ın oyun arkadaşı olan …, …’ın mahalle yolundan ana yola çıktığı esnada hızlı seyreden davalı sürücü yönetimindeki aracın …’a çarptığını ifade etmiş, hazırlık soruşturması sırasında alınan bilirkişi raporunda müteveffanın asli, davalı sürücünün tali oranda kusurlu bulunmuştur. Ceza mahkemesinde hükme esas alınan Ankara ATK trafik ihtisas dairesince düzenlenen raporda, davalının sol şeritte seyrettiği, bisikleti ile yolun sağından soluna geçmek isteyen …’a sol şeritte çarptığı, olay yerinde aydınlatma olmadığı, meskun mahal olduğu, tek yönlü eğimli, virajlı 7 mt genişlikte yol olduğu, müteveffanın trafiğe açık alanda bisiklet kullandığı, gece vakti aydınlatma olmayan yerde davalı tarafa ait aracın hız ve mesafesini dikkate almadan, kontrolsüzce yola girdiğinin kabulü ile müteveffanın asli, davalı sürücünün hızlı ve dikkatsiz olması sebebiyle tali oranda kusurlu oldukları belirtilmiştir.
İş bu tazminat dosyasında konusunda uzman bilirkişice düzenlenen raporda, tanık, sürücü beyanları, hazırlık soruşturması ve ceza dosyası kapsamı ile ceza davasında hükme esas alınan rapor incelenip değerlendirildikten sonra, motorsuz aracın, motorlu araca geçiş önceliği vermediği, gece vakti, aydınlatma olmayan, trafiğe açık yola aniden girdiği, bisiklette gece ve aydınlatma olmayan yol şartlarında görünürlüğünü sağlayacak şekilde ışıklandırma olmadığından bahisle müteveffanın %90 oranında asli, davalı sürücünün meskun mahalde hızlı seyrettiği, korna, selektör, fren tedbiri almadığı, dikkatsiz davrandığından bahisle olayda %10 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacılar tarafından maddi tazminat istemi ile Ankara 14. ATM’nin 2017/797 Esas sayılı dosyasında İstanbul ATK’dan alınan raporda müteveffanın olay anında sağ şeridi takiben seyrederken mi yada yolun sağından soluna geçerken mi kazanın olduğu hususunda kesin kanaat oluşmadığından bahisle terditli kusur oranı belirlenmiş ise de, dosya kapsamındaki tanık beyanı, KTT, ceza dosyası kapsamından müteveffanın bisikleti ile yolun sağından soluna geçmek isterken kazanın gerçekleştiği anlaşılmakla, ceza dosyasında alınan rapor ile iş bu dosyada hükme esas alınan raporda belirlenen kusur durumu kazanın oluş şekline uygun bulunmuştur. Mahkemenin de aynı kanaatle bu raporlara itibar edilmiş, kusur durumunun ve hükme esas alınan raporun denetime, hükme elverişli, dosya kapsamına uygun bulunmuştur.
TBK’nın 56. Maddesi gereğince kaza sonucu küçük yaştaki evlatlarını ve kardeşlerini kaybeden davacılar lehine manevi tazminat şartlarının oluşması, müteveffanın kazanın oluşumunda asli (%90 oranında), davalı sürücünün tali (%10 oranında) kusurlu olmaları, davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının; olay tarihi, kazanın oluş şekli, izafe edilen kusur durumu, davacılar ile müteveffanın yakınlığı, müteveffanın henüz 8 yaşında çocuk olması, tarafların SED, manevi tazminatın amacı ve ölçütleri, zenginleşme, fakirleştirme, cezalandırma, özendirme amacı taşımaması, mamelek hukukuna ilişkin zararı tazmin niteliğinde bulunmaması, davacı anne baba ile kardeşlerin müteveffanın ölümü nedeniyle yaşadığı üzüntü, acı, elem, keder, ülkenin ekonomik koşulları, paranın satın alma gücü gibi hususlar gözetilerek tayin ve takdir edilmiş olması, davanın reddine karar verilen kısmı üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalı taraf lehine vekalet ücreti takdir edilmesinde (davacı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretini geçmemek üzere) bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre (HMK’nın 355. maddesi gereğince davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda) yerel mahkeme kararı bu yönlerden usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin davalı … şirketinin temerrüt tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmadığına ilişkin istinaf talebine gelince; Davacılar vekili dava dilekçesinde davalı … şirketine dava açılmadan önce poliçe limiti dahilinde manevi zararlarının karşılanması için ekinde belgelerle birlikte başvuruda bulunulduğunu, başvuru dilekçesinin davalıya 15.11.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, buna rağmen davalı … şirketinin zararlarını gidermediğini belirterek manevi tazminatların davalı sigortacıdan 01.12.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Dava dilekçesi ekinde bulunan belgelerden davacılar vekilinin tarihsiz dilekçe ekinde belgelerle birlikte davalı … şirketinden ilgili poliçe limiti dahilinde manevi tazminatın ödenmesi hususunda başvuruda bulunduğu, dilekçe içeriğinde davalıya 15 gün ödeme süresi verdiği, bu dilekçenin yine dosya kapsamında mevcut belgeye göre davalı … şirketine 15.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece davalı … şirketinin hükmedilen manevi tazminatlardan, başvuru dilekçesinin tebliğ tarihine davacı tarafça tanınan 15 günlük ödeme süresi eklenerek 01.12.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizle sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi davalı … şirketine dava açılmadan önce başvuru yapılmadığı gerekçesi ile 04.12.2017 dava tarihinden itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 297/2.maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların,sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinden,hüküm fıkrasının başında yazılı gerekçeye ait sözler çıkarılarak, Yerel mahkeme kararının, Dairemizce kaldırılan hükümleri dışında kalan sair kısımları, infazda tereddüt yaşanmaması için aynen yazılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Davalı … … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20.05.2019 tarih ve 2018/82 Esas 2019/475 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1)a-Davacı …’nin talebi ile ilgili olarak; Talebin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’ye ödenmesine, Davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 01/12/2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, Fazla istemin reddine,
b-Davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL tek bir vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
2)-a-Davacı …’nin talebi ile ilgili olarak; Talebin KISMEN KABULÜNE, 15.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’e ödenmesine, Davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 01/12/2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına,Fazla istemin reddine,
b-Davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL tek bir vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
3)-a-Davacı …’nin talebi ile ilgili olarak; Talebin KISMEN KABULÜNE, 10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, Davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 01/12/2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, Fazla istemin reddine,
b-Davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL tek bir vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4)-a-Davacı …’ın talebi ile ilgili olarak;Talebin KISMEN KABULÜNE,10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, Davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 01/12/2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, Fazla istemin reddine,
b-Davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL tek bir vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5)-a-Davacı …’nın talebi ile ilgili olarak;Talebin KISMEN KABULÜNE,10.000,00 TL manevi tazminatın tüm davalılardan müteselsilen alınıp, davacı …’a ödenmesine, Davacı alacağına davalılar … ve … yönünden 06/10/2017 kaza tarihinden itibaren davalı … yönünden 01/12/2017 temerrüt tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, Fazla istemin reddine,
b-Davacı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c-Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL tek bir vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Alınması gereken 4.098,60 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL.nin mahsubu ile bakiye 3.757,05 TL nin davalılardan tahsili ile hazineye ödenmesine,
7-Davacılar tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 341,55 TL peşin harç olmak üzere toplam 372,95 TL’nin davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
8-Davacılar tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 337,00 TL ve bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 887,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 532,20 TL’sinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, artan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … şirketinden alınması gereken 4.098,60TL istinaf karar harcından, peşin alınan 1.025,00TLharcın mahsubu ile bakiye 3.073,60TL harcın tahsili ile hazineye gelir kaydına,
2-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı … tarafından yatırılan 150,00TL gider avansından kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
3-İstinaf başvuru harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan 43,20 TL istinaf yargılama giderlerinin, davalı … şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve iadesi ile gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince, kesin olmak üzere oy birliği ile 04.03.2022 tarihinde karar verildi.
…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.