Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2707 E. 2022/603 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI …….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla, yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 10.01.2017 tarihinde davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın yaya olan davacı …’e çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunmadığını, kaza sonrası …… sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, davacının yaralanması nedeniyle bedeni iş gücü kaybı oranının % 5 olarak belirlendiğini, sol ayak kemiklerinde kırıklar ve sağ ayak kemiklerinde ezilmeler oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00-TL iş gücü kaybının davalılardan, 30.000,00-TL manevi tazminatın ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında maddi tazminat talebini 32.609,17-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili, kaza sonrası tutulan tutanağın ve kusurun davacı tarafın beyanına dayanılarak düzenlendiğini, davacı tarafın maddi menfaat temin etmeyi amaçladığını, kazanın meydana gelmesinde davalının kural ihlali olmadığını, davacının kontrolsüz şekilde aniden aracın önüne çıkması sonucu kazanın meydana geldiğini, olay yerinde yapılacak keşif sonucu ve alınacak raporla gerçeğin ortaya çıkacağını, davacı tarafın güç kaybı iddialarının asılsız olduğunu, maluliyet raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; ….. Başkanlığınca düzenlenen raporda “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması, Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre davacının sol tibia ve fibula kırıkları ile sol alt ekstremitede uyluk ve bacakta mevcut atrofi nedeniyle tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve özür oranının % 6 olduğunun belirtildiği, …… Trafik İhtisas Kurulu’nun raporuna göre davalı sürücü …’nun trafik kazasının meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişi raporunda davacının zararının 32.609,17-TL olduğunun hesaplandığı, davacı vekilinin maddi tazminat taleplerine yönelik davadan feragat ettiklerini beyan ettiği gerekçesi ile; davacının maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalının idaresinde bulunan araç ile davacıya çarptığını, davacı için hükmedilen manevi tazminatın çok düşük olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün taşıt yolu üzerinde sola dönüş yaparken yaya olan davacıya ilk geçiş hakkını vermeyerek kazaya sebebiyet vermesinden dolayı asli kusurlu olduğunu, davacının yaralanması nedeniyle vücudundaki kalıcı sakatlık meydana geldiğini günlük işlerini yapamadığını, gündelik temizlik işlerine de gidemediğini ve kazanç elde etme olanağının ortadan kalktığını, davalı …’nun ise eczacı olduğunu, aylık kazancının belirtilenin üzerinde olduğunu, caydırıcılık unsuru da dikkate alınarak manevi tazminat belirlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının maddi tazminatın … şirketi tarafından ödendiğini, davacının maddi tazminat yönünden davadan feragat ettiğini, maddi zararı karşılanan davacının manevi zarar talebinin de reddi gerektiğini, tanzim edilen kaza raporunda olay yeri ve kazanın oluş şeklinin tam ve doğru olarak belirtilmediğini, olayda bilgi sahibi olan tanıkların dinlenmediğini, olayın oluşu ve tarafların kusur durumlarının tam ve doğru olarak belirlenmesi için keşif yapılmaması ve tanıkların dinlenilmemiş olmasnın hak kaybına sebep olduğunu, kazadan sonra davalının davacı ile bizzat ilgilendiğini, maddi ve manevi destekte bulunduğunu, davacının maluliyet durumu nazara alındığında manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, 10.01.2017 tarihinde meydana gelen kazada davalıların sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacı yayaya çarparak yaralanmasına neden olduğunu belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiş, mahkemece maddi tazminattan feragat edilmesi nedeniyle feragat nedeniyle reddine, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmiştir.
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 6098 sayılı TBK.nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 10.01.2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığından alınan raporda davalı sürücünün sola dönüş yaparken kavşak çıkışından geçiş yapan yayaya ilk geçiş hakkını vermemesi nedeniyle tam kusurlu olduğu, …….. tarafından düzenlenen raporda davacının kazada yaralanması nedeniyle tibia şaft kırığı meydana geldiği, bu nedenle ortopedi servisine yatırılarak ameliyat edildiği, intramodüller çivileme yapıldığı, sol tibia ve fibula ile sol alt ekstremitede uyluk ve bacakta atrofi meydana geldiği bu nedenle özür oranının %6 olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır.
Dava konusu olayda, olayın meydana geliş şekli, davalının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olması, somut olayın özellikleri, davacının yaralanmasının şekli ve niteliği, tedavi süreci, zararın ağırlığı, kaza tarihindeki paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda, davacı yönünden belirlenen tazminat miktarının hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar daha yüksek olması gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile 20.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, kesinleşen yönler korunarak HMK.nın 353/1.b.2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
II-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK.nın 353/1.b.2.maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Buna Göre;
1-Davacının, davalılar … … A.Ş. ve … hakkındaki sürekli iş göremezlik zararına ilişkin maddi tazminat davasının, HMK’nın 307- 312. maddelerinde düzenlenen davacının vaki feragati nedeniyle reddine,
2-Davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 20.000,00-TL manevi tazminatın 10.01.2017 kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
3-Davacının, davalı … hakkındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 44,40-TL karar harcının peşin alınan 105,89-TL harçtan mahsubuna,
5- Harçlar Kanunu gereğince manevi tazminat yönünden alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan ve mahsuptan sonra kalan 61,49-TL harcın ve ıslah ile alınan 107,97-TL harcın mahsubu ile kalan 1.196,74-TL. harcın davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir olarak kaydedilmesine,
6-Davacının maddi tazminat talebi yönünden yaptığı giderlerin üzerinde bırakılmasına, lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Maddi tazminat ile ilgili davalılar tarafından istenilmediğinden, davalılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, talep olmadığından davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Manevi tazminat yönünden davacının ayrıca yaptığı gider olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
9-HMK’nın 333/1. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından artan olması durumunda karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
10- Davacı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili davacıya ödenmesine,
11- Davalı … yargılamada vekil ile temsil edildiğinden reddine karar verilen manevi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’na ödenmesine,
III-İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davalı …’dan alınması gereken 683,10-TL. istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 171,00-TL.nın mahsubu ile kalan 512,10-TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir olarak kaydedilmesine,
3-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 31,44-TL yargılama giderinin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK.nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1.a maddesi gereğince miktar itibariyle KESİN olmak üzere 10.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.