Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/269 E. 2021/945 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2018
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Maddi ve Manevi Tazminat

KARAR TARİHİ : 20/05/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/06/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, cadde üzerinde karşıdan karşıya yaya olarak geçmeye çalışan davacıya, davalı …’in sevk ve idaresindeki ve davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucunda davacının yaralandığını, ayaklarından ve kalça kemiklerinden ağır derecede malul kaldığını, davalı … şirketince davacının maluliyetinin %28,2 olarak kabul edilip ona göre ödeme yapılmış ise de kazada tam kusurun davalılardan araç sürücüsünde olup, davacının maluliyetin bu orandan daha fazla olduğunu, kaza sebebiyle psikolojik yönden de zarara uğradığını belirterek, belirsiz alacak davası kapsamında 10 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 10 TL kalıcı çalışma gücü kaybı olmak üzere 20 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesini, 35.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 04/12/2018 tarihli oturumda maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat ettiğini bildirmiştir.
Davalı …. vekili; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili; ceza dosyasında alınan raporda davacının ağır kusurlu olduğunun belirlendiğini, davacı tarafın zararı ve kusuru ispatla mükellef olduğunu, davacının bedensel bütünlüğün ihlali sonucunda ortaya çıkan maddi zararının olmadığını, manevi tazminat davasının bir ceza olmadığını, manevi tazminata hükmedilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; maddi tazminat talebi yönünden feragat edildiğinden her iki davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, davacının iyileşme süreci ve kalıcı maluliyeti nedeniyle manevi üzüntü ve elem yaşadığı ve yaşayacağının kabulünün hayatın olağan akışına uygun olduğu gerekçesi ile manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; talep edilen miktar ile tarafların kusur oranları karşılaştırıldığında ve olay tarihinden itibaren işletilen faiz nazara alındığında hükmedilen manevi tazminatın hakkaniyete ve hukuka uygun olmadığını, manevi tazminata dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminatın reddedilen kısmına göre lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesinin ve maddi tazminat talebinden feragat nedeniyle vekalet ücreti yönünden lehlerine hüküm kurulmamış bulunmasının yerinde olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1) Davada 20 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesinin talep edildiği, 04/12/2018 tarihli oturumda davacı vekilince maddi tazminata ilişkin taleplerinden feragat edildiği, mahkemece maddi tazminat talebinden feragat edildiğinden her iki davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …. lehine 20 TL vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 323.maddesinde yargılama giderlerinin nelerden oluştuğu düzenlenmiş olup vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti de yargılama giderlerinden sayılmıştır. HMK’nın 326.maddesinde, kanunda yazılı haller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği hükme bağlanmıştır. Hüküm tarihinde geçerli AAÜT 3/2 maddesinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücreti hesaplanacağı, AAÜT 13/2 maddesinde bu ücretin reddedilen tutarı geçemeyeceği düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda davalı … da kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, mahkemece maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle hüküm tarihinde geçerli AAÜT 13/2 hükmü gereğince vekalet ücreti takdirinin kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine olması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
2) Davacı taraf, dava konusu kaza sonucu yaralanmasından duyulan üzüntü nedeniyle, 35.000,00 TL manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, dosyada alınan kusur ve maluliyete dair bilirkişi raporları ile davalı …’in %20 oranında kusurlu davranışı ile davacının %8 kalıcı maluliyeti ile 9 ayda iyileşebileceği düzeyde yaralanmasına sebebiyet verdiği olayda, davacının bu iyileşme süreci ve kalıcı maluliyeti nedeniyle manevi üzüntü ve elem yaşadığı ve yaşayacağının kabulünün hayatın olağan akışı gereği olduğu, davacının bu manevi zararından davalı …’in kusurlu davranışı sebebiyle sorumlu olduğu gerekçesi ile manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 56. (BK’nın 47.) maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerekliliğini dikkate almalıdır.
Somut olayda trafik kazası sonucu davacının cismani zarara uğraması nedeniyle duyduğu acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, 9 ayda iyileşebilecek derecede ve %8 oranında sürekli malul kalacak biçimde yaralanan davacıda meydana gelen zarar, davacının kazadaki %80 kusur durumu, olay tarihindeki paranın alım gücü dikkate alındığında hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha az manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, mahkemece anılan hususlar ve somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi yerinde görülmemiştir.
3) Mahkemece maddi tazminat talebi yönünden feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabul, kısmen reddine karar verildiği, davacı tarafça yapılan yargılama giderinin tamamının davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
HMK 326. maddesi gereğince yargılama giderleri davada haksız çıkan tarafa yüklenir. Yargılama sonucunda iki taraftan her biri yönünden kısmen haklılık durumu ortaya çıktığında ve kısmen kabul- kısmen red şeklinde hüküm kurulduğunda, mahkemece yargılama giderlerinin haklı çıkma oranında taraflar arasında paylaştırılması suretiyle davalının sorumlu olduğu miktarların belirlenmesi gerekmektedir. Anılan yasal düzenleme gereğince somut olayda yargılama giderlerinde kabul ve red durumuna göre oranlama yapılarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde, davalı … vekilinin istinaf taleplerinin yukarıda belirtilen gerekçelerle kabulü ile kararın kaldırılması, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK.353/1-b/2 maddesi uyarınca yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2018 tarih ve … sayılı kararının HMK 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
II- Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
1-Maddi tazminat yönünden davadan feragat edilmiş olmakla her iki davalıya yönelik maddi tazminat talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
Harçlar Kanunu’nun 22.maddesi gereğince, dava açılışı sırasında alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
Maddi tazminat bölümü yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre takdir ve tayin olunan 20,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
2-Davalı …’e yönelik manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’ten 04/05/2010 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
Alınması gerekli 341,55 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 119,62 TL harçtan düşümü ile bakiye 221,93 TL harcın, davalı …’ten alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
Dava açılışı sırasında yatırılan peşin harç 119,62 TL ve 31,40 TL başvurma harcının davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Davanın kabul edilen manevi tazminat bölümü yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre takdir ve tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
Davanın red edilen manevi tazminat bölümü yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre takdir ve tayin olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
3-Davacı tarafça yapılan toplam 548,35 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 78,29 TL’nin davalı …’ten alınıp davacıya verilmesine geri kalan giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı var ise yatırana iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA HARÇ VE GİDERLERİ
1- İstinaf talebinde bulunan davalı … tarafından yatırılan 252,10 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2- Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalı …’a iadesine,
3- Kararın taraflara tebliği, harç ve diğer işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Dairemizin bu kararına karşı HMK’nun 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvuru hakkı açık olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.