Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2672 E. 2022/482 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ …..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05.10.2011 tarihinde davalı … şirketi tarafından ZMMS sigortalı aracın karışmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucunda araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin sürekli malul kaldığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davalının zararlarından sorumlu olduğunu,…… tarafından 02.06.2016 tarihinde tanzim edilen raporda davacının %14 oranında sürekli iş göremez halde olduğunun, 6 ay süre ile geçici iş göremez halde kaldığının tespit edildiğini, davalıya müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını, müvekkilinin daha önce … … Komisyonu’na başvurduğunu, 2016 Esas 41084, 2017 Karar 21471 sayılı karar ile 87.497,09-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 4.096,27-TL geçici iş göremezlik tazminatına hükmedildiğini, ancak … … Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazlarının reddedilmesi üzerine davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 2017/2342 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan incelemede 4 aylık yasal süre içerisinde karar verilmediğinden kararın kaldırıldığını, bu nedenle dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4.500,00-TL sürekli maluliyet tazminatı, 500-TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplamda 5.000,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminat talebini 3.934,98-TL ye, sürekli iş göremezlik tazminat talebini 109.208,65-TL ye çıkarmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde bahsi geçen aracın davalı … şirketine 04.08.2011-2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı davalı şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olmak üzere ölüm/sakatlık halinde 200.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacının kaza sırasında emniyet kemerinin takılı olup olmadığının araştırılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi gideri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacı yanın dilekçesinde belirttiği maluliyet oranı ile bağlı olduğunu, davacının SGK tarafından herhangi bir ödeme alıp almadığının sorulması gerektiğini, davacının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiz talebinin haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, davacının dava açmadan önce … … komisyonuna müracaat ettiği, … komisyonunca yapılan incelemede davacının maluliyet raporunun alındığı, 23/05/2017 tarihli kararla geçici ve sürekli maluliyete dayalı tazminat ödemesine hükmedildiği, ancak hakem kararının istinaf incelemesi nedeniyle usulden kaldırıldığının görüldüğü, … hakem heyetince alınan maluliyet raporu yeterli görüldüğünden mahkemece ayrıca maluliyet raporu alınmasına gerek görülmediği, dava konusu kaza olay yeri tespit tutanağına göre, kazanın davacının içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek virajda aracı sağ tarafa devirmesi sonucu meydana geldiği, ceza mahkemesinde alınan kusur raporunda sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunun belirlendiği, davalı taraf emniyet kemeri takılmamasına dayalı müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de; hazırlık beyanları dahil hiçbir beyanda davacının emniyet kemerinin takılı olmadığına dair bir ifade geçmediğinden, aracın yana yatması ile araç içindeki yolcuların sağ tarafa yığılmalarının ve davacının yaralanmasının bacak kısmından olduğu da gözetildiğinde söz konusu yaralanmanın emniyet kemeri takılı olsa dahi gerçekleşeceği gözetilerek bu yönde bir müterafik kusur indirimine gidilmediği, … Başkanlığı’nca hazırlanan rapora göre davacının vücut çalışma gücünden %14 nispetinde kaybettiği, 6 ay süreyle iş göremez halde kaldığı, devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının belirtildiği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan hesap raporunda, davacının 109.298,65-TL sürekli, 3.934,98-TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 113.233,63-TL tazminata hak kazandığı kabul edilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, sigortalı araç kamyon olmakla birlikte araç sürücüsünün davacının eşi olması, araç işletenin de sürücünün amcası olması ve araçta davacının ticari bir gaye ile taşınmaması nedeniyle faiz türünün yasal faiz olması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; 109.298,65-TL sürekli, 3.934,98-TL geçici iş göremezlik tazminatı toplamı 113.233,63-TL’nin 13/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kazaya karışan aracın kamyon olduğunu, bu nedenle faizin ticari avans faizi olarak uygulanması gerekirken yasal faize karar verilmesinin haksız olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak fazin avans faizi ile olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istanaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmadığını, rapora ilişkin itirazlarının nazara alınmadığını, A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda davacının 6 ay iş görmez kaldığı, %14 maluliyetinin meydana geldiğinin tespit edildiğini, mahkemece raporun davacının maluliyeti tam olarak tespit ediliebilir olmadığı dönemede alındığını, bu nedenle ATK Adli Tıp 3. İhtisas Kusurlundan rapor alınması gerektiğini, meydana gelen kaza ile davacının maluliyeti arasında illiyet bağının da tespit edilmesi gerektiğini, bağımsız medikal şirketinden alınan raporda kaza nedeniyle davacının maluliyetinin meydana gelmeyeceğinin belirtildiğini, bu nedenle raporun çelişkili olduğunu, geçici iş göremezlik zararlarından ise müvekkilinin sorumluluğu olmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu, davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle, yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağı ve soruşturma dosyası kapsamına göre, olay tarihinde dava dışı …’ın, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı nakliye kamyonu ile İskendurun’dan İzmir iline nakliyesini yaptığı mandalina yükü ile birlikte, araç içerisinde eşi … ve 3 çocuğunu alarak yola çıktığı, olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde, ölümlü ve yaralamalı trafik kazasının meydana geldiği, davacının da, tedavi evraklarına göre sol ayak ve bacak kısmından yaralandığı görülmüştür.
Davacı kaza sonrasında, psikolojik rahatsızlıkları oluştuğunu iddia ederek, yaralanması nedeniyle oluşan zararlarını davalı … şirketinden talep etmiş, engel durumunun tespiti açısından … Hastanesinden alınan 09/02/2015 tarihli 351-212 sayılı raporda “05/10/2011 tarihinde geçirdiği trafik kazasından sonra var olan ruhsal sıkıntıları artmıştır. Tedavi görmesine rağmen kısmen işlevsellliği düzelmiştir. Karar: Kronik Derpresyon, tedavi ve işlevselliği kısmen düzelen (%40) Bu ruhsal maluliyet oranı 05/10/2011 tarihindeki kaza ile ilgilidir.” şeklinde rapor tanzim edildiği, raporda kaza öncesi var olan ruhsal sıkıntılardan bahsedildiği görülmüştür.
… Hastanesinden kaza ile rahatsızlıklarının illiyetinin tespiti husunda alınan 19/10/2017 Tarihli 3693 Sayılı Engelli Raporunda ise “Tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen anksiyete bozukluğu %25. İlaç Remisyonda epilepsi %5, eklem kontraktörü %10; balthazard formülüne göre %36 engel oranı” denildiği, söz konusu raporda da, kaza ile rahatsızlığı arasındaki illiyet bağının değerlendirilmediği görülmüştür.
Daha önce … … Komisyonunda açılan ve usulden reddine karar verilen dosya kapsamında … Başkanlığından alınan 02/06/2016 tarihli raporda ise “12/11/2011 tarihli epikrizinde davacının trafik kazası sonrası sağ bacakta nekrotik yaraları nedeniyle kliniğe başvurduğu, 4 aylık hamile olduğu, sağ ayak dorsalinde bacağa uzanan 15×5 cm’lik alanda akıntılı nekrotik yara ve medioinferior bölgesinde 5X4 cm’lik nekrotik akıntılı yara izlendiği, kemik açıklığı mevcut olmadığı, yara bakımı yapıldığı, greftable hale geldiği, opere ediliği,
Buca Tıp Merkezinin 21/11/2011, 31/05/2012, 15/10/2012, 04/09/2013, 30/01/2015 tarihli epikrizlerinde, adı geçenin, mutsuzluk, isteksizlik, uykusuzlık, sinirlilik, hayattan zevk almama, panik atak yaşama, endişe, evham, sıkıntı şikayetleri olduğu, tanı:panik bozukluk (epizodik parokssmal anksiyete) depresif nöbet olduğu, … Hastanesinin 09/02/2015 tarihli sağlık kurulu raporunda; tanı; kronik depresyon, tedavi işlevselliği kısmen düzelen olduğu, postopperatif skatris konraktör (greft konmuş) olduğu, sağ bacak mediali ve sağ ayak dorsalinde geçirilmiş operasyona ait skarlar olduğu,
07/10/2015 tarihli engelli sağlık kurulu raporunda sağ ayak multipl bölgede ve sol uylukta greft donör alanlarında skarlar, sağ alt ekstremitede kırık sekeli, sağ ayak dorsifleksiyon 10 derece, diğer normal açık olduğu, depresyon, tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen olduğunun belirtilmesine göre,….. İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak yapılan değerlendirmede; Şahsın OAY: 28, MGN:1, psikiyatrik arızası için A Cetveli 1. Lİste ASN:16-A-a, AAÖ:45 (işlevselliği ölçüsünden 1/3 orantılama yapılarak) SİGS:A olarak alındığında vücut genel çalışma gücünü %14 olduğu, iyileşme süresinin 6 ay olduğu,” raporda belirtilmiştir.
Yine dosyaya kazandırılan, bir takım tekli reçetelerde de davacının, kazadan önceki ruhsal rahatsızlıkları nedeniyle 25/11/2008 tarihinden itibaren devam eden tedavilerinden bahsedildiği görülmüştür.
Mahkemece, davacının, … … Komisyonuna başvurusu sırasında alınan raporunun yeterli olduğundan bahisle rapor alınmasına yer olmadığına karar vererek, davacının tahkime müracaat aşmasında alınan rapor yeterli görülerek, yeniden rapor alınmamıştır. Davalının alınan rapora yönelik kabulü bulunmadığı, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
“Bedensel Zarar” başlığı altında düzenlenen 6098 sayılı TBK.’nın 54. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Trafik kazasına maruz kalan kişilerin kaza nedeniyle psikolojik olarak etkilenecekleri tartışmasız bir gerçek olsa da, bu etkilenmenin maluliyete sebep olacak yoğunlukta olup olmadığı, bir kısım arızalar meydana gelmiş ise genel vücut çalışma gücüne etki eden arıza ağırlık ölçüsü üzerinde ne miktarda etkili olacağı, bir takım rahatsızlıklar var ise kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, kazadan önce de rahatsızlıklarının bulunması halinde, kazaya bağlı çalışma gücü kaybının ne ölçüde olacağı, psikolojik rahatsızlıklarının sürekli maluliyet oluşturup oluşturmadığı, tedavisinin mümkün olup olmadığı hususunun saptanması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davadan önce alınan raporun uygun olduğu belirtilerek, yeniden rapor alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalının, davacı tarafından sunulan rapora yönelik kabulü bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı tarafından somut sebepler ileri sürülerek itiraz edilen rapora göre karar verilemeyeceği gibi, davalının kaza öncesinden de, bir takım psikolojik rahatsızlıkları olduğu dosya kapsamından anlaşılmasına rağmen, raporda bu hususta değerlendirme yapılmamış olması, kaza ile illiyetinin değerlendirilmemiş olması, rahatsızlıklarının tedavisinin mümkün olup olmadığının ve kazadan önce de, maluliyeti var ise sırf kazaya bağlı artan maluliyetinin ne derecede olduğunun değerlendirmemiş olması nedeniyle, hükme esas alınan rapor davacının kaza nedeniyle maluliyetinin tespiti açısından yeterli olmadığından da hükme elverişli olmadığı görülmektedir.
Bu durumda mahkemece öncelikle dosya kapsamında mevcut tedavi evraklarında davacının 2008 yılından beri devam eden rahatsızlıklarından bahsediliğinden, davacının söz konusu rahatsızlıklarına ilişkin tüm tedavi evrakları da dosya içerisine kazandırılarak, davacının kaza tarihinde yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli maluliyetinin meydana gelip gelmediği, gelmiş ise süresi ve oranın ne kadar olduğu, davacının sürekli maluliyetinin bulunması halinde, meydana gelen kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının kaza öncesinden kaynaklanan rahatsızlıklarından bahsedildiğinden, kaza nedeniyle meydana gelen rahatsızlıkların, önceki rahatsızlıkların artmasına etkisi olmuş ise ne oranda olduğu, meydana gelen rahatsızlığın Arıza Ağırlık Ölçüsünün vücut çalışma gücüne etkisinin yönetmelik ekindeki cetvelde belirtilen boyutta olup olmadığı, kabul edilen boyutta olmaması halinde oranlamayı gerektirecek ve çalışma gücü kaybına etki edebilecek boyutta olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas kurulundan rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ve davalının hukuki dinlenilme hakkını kısıtlar şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereği davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, mahkemece yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekili ve davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/06/2019 tarihli 2018/802 Esas 2019/521 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı ve davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-Ankara 18. İcra Müdürlüğü 2019/10947 Esas sayılı dosyasına depo edilen 200.000,00-TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.