Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/267 E. 2021/678 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2018
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/04/2021

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/06/2015 tarihinde davalılardan araç sürücüsü ve işleten olan …’ın kullandığı araçla, davacının kullandığı aracın çarpışması sonucu davacının yaralanarak maluliyete uğradığını, kazanın oluşumunda davalı sürücünün tam kusurlu olduğunu, aracın davalılardan sigorta şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğundan davacının maddi zararının karşılanmasında sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın, sigorta şirketinden sigorta limiti ile maddi tazminatla sınırlı olmak kaydıyla kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle, diğer davalının maddi ve manevi tazminattan sorumlu olarak olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıların sorumlulukları dikkate alınarak müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, maddi tazminat talebini 80.836,62 TL olarak arttırmıştır.
Davalılardan … vekili tarihli cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde asli kusurun davacı araç sürücüsü olduğunu, teknik bir arıza nedeni ile sağa çekip park ettiği aracına, aracın ya çok süratli olması ya da muhtemelen uyumuş olması sebebi ile arkadan çarparak kazaya sebebiyet verdiğini, olayda asli kusurlu olan sürücünün talep ettiği yüksek manevi tazminatın hakkaniyet kurallarına da aykırı olduğunu belirterek davanın usül ve esastan reddini talep etmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; aracın zorunlu trafik sigorta poliçesinin şirket tarafından düzenlendiğini, şirketin maddi zarardan poliçe teminat limiti ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının talep etmiş olduğu geçici iş göremezlik zararından dolayı davalı şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının maluliyet oranının belirlenmesi gerektiğini, ayrıca manevi tazminat talebinden sorumlu olmadıklarını belirterek, açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece yapılan yargılamayı takiben; maddi tazminat talebi bakımından; davanın kabulü ile 80.836,62 TL’nin davalı …’dan kaza tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren, davalı … Şirketi yönünden dava tarihi olan 07/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne 15.000 TL manevi tazminatın davalı …’dın kaza tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı … vekili ile davalı … vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; maluliyet raporları arasında çelişki mevcut olduğunu, davacının, … …tarafından verilmiş olan %7 maluliyet raporu bulunduğunu, yargılama esnasında alınan maluliyet raporuna göre ise davacının maluliyet oranının %57,9 olarak belirlendiğini ve bilirkişi tarafından bu rapora göre hesaplama yapıldığını, tazminat hesabının aktüer hesaplama konusunda Uzman ve Hazine listesinde yer alan bir aktüer tarafından yapılması gerektiğini, hesabın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda, davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının aylık net 3.000 TL gelir elde ettiğini beyan etmiş olup, buna ilişkin bir kayıt bulunmadığını, sadece tanık beyanlarına dayalı olarak 3.000 TL üzerinden hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, bulunan oran farkının 3,36 ka olmasının uygun olmadığını, bilirkişi tarafından bulunan verinin 2014 yılı Kasım ayını değil, 2015 yılı Haziran ayını göstermesi gerektiğini,raporda …. İlçe Tarım Müdürlüğü kayıtlarına göre davacının 2014 – 2015 yıllarında ürün yetiştirdiğinden söz edildiğini ,bu yazıdan davacının kazanç bilgisine ulaşılamayacağını, tazminat hesaplamasında esas alınması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 olması gerektiğini, davalının meydana gelen kazada kusursuz olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı tarafça delil olarak sunulmuş bulunan maluliyet raporunun denetime elverişli olmadığını, tazminat hesaplamasında esas alınması gereken yaşam tablosunun TRH 2010 olması gerektiğini, davacının gelirinin tespitinin yeterli inceleme yapılmadan, hatalı belirlendiğini, belirterek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İstinaf eden taraf vekillerinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağı uyarınca 26.06.2015 tarihinde sürücü …‘in sevk ve idaresindeki çekici ve yarı römork ile seyri sırasında yolun sağında bulunan emniyet şeridinde aracının arıza yapmış olması nedeniyle durmuş olan …’ın sevk ve idaresindeki kamyonun sol arka kısmına çarpmasıyla her iki aracın savrulması neticesi kazanın meydana geldiği,kazanın oluşumunda çekici sürücüsü …’in arkadan çarpma kuralını ihlal ettiği, sürücü …ın ise zorunlu haller dışında duraklamak kuralını ihlal ettiğinin belirlendiği, mahkemece kusur bilirkişisinden alınan 05/04/2016 tarihli rapora göre, kazanın oluşumunda araç sürücüsü …’in, kazanın oluşumunda %70 oranında asli kusurlu olduğu, kamyon sürücüsü … ise %30 oranında ikinci derecede kusurlu olduğunun bildirildiği, mahkemece İTÜ Öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 23/01/2017 tarihli rapora göre kazanın oluşumunda davacı sürücü …’in %70 oranında, davalı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, davalı … tarafından kullanılan aracın davalı … şirketi tarafından 02.09.2014 tarihinde ZMM sigorta poliçesinin tanzim edildiği, mahkemece alınan 06/02/2017 tarihli maluliyet raporuna göre kaza neticesi davacının % 57,9 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirlendiği, dosyaya sunulan 04.11.2016 tarihli …. Devlet Hastanesi engelli sağlık kurulu raporu uyarınca ise davacının kaza neticesi % 7 engel oranı bulunduğunun belirlendiği, mahkemece aktüer bilirkişiden alınan raporda, davacı … için (sadece tır şoförü olarak kazanç sağladığı kabul edildiğinde) maluliyet maddi zararının 57.380,13 TL, (tarımsal kazançla birlikte tır şoförü olarak da kazanç sağladığı kabul edildiğinde) davacının maluliyet maddi zararının 80.836,62 TL olduğunun bildirildiği, raporun PMF 1931 yaşam tablosu esas alınarak düzenlendiği ve hükme esas alındığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, hükme esas alınan … düzenlenen 06/02/2017 tarihli maluliyet raporunda davacının % 57,9 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiğinin, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin belirtilmesi, dosyada yer alan 04.11.2016 tarihli … … Hastanesi tarafından düzenlenen engelli sağlık kurulu raporunda ise davacının engel oranının % 7 olarak belirtilmesi karşısında yerel mahkemece maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yine, hükme esas alınan aktüer raporunda davacının çiftçilik yaptığının kabulü ile hesaplama yapılarak davacının gelirinin 3.000 TL olarak kabulü ile belirlenen tazminat miktarının yerel mahkemece hükme esas alındığı ancak dosya kapsamında davacının çiftçilikten elde ettiği gerçek gelirin belirlenmesine yönelik bir delil bulunmadığı gibi mahkemece de bu yönde bir araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, … .. … .., … ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında…. Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih,…. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih …. sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında….. Tablosu’nun kullanılması gerekirken yerel mahkemece…. uygulaması ile tazminat hesabı yapılan aktüer bilirkişi raporunun hükme esas alınması da doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek yapılan inceleme neticesinde davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin ayrı ayrı kabulüne, mahkemece öncelikle maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Adli Tıp 3.İhtisas Kurulundan davacının geçirdiği kaza neticesi maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre tespitinin sağlanması, davacının çiftçilik yaptığı iddiası karşısında ilgili Ziraat odasından davacının çiftçilik yaptığı alan ve kaza tarihinde bu işten sağladığı aylık gelir durumunun tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanması, akabinde dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progresif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.06.2018 tarihli … Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, yukarıda açıklandığı üzere tüm deliller toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kaldırma ve gönderme sebebine göre davalı … vekili ve davalı … A.Ş. vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinafa gelen davalı … tarafından yatırılan 1.515,00 TL istinaf karar harcının bu davalıya iadesine,
3-İstinafa gelen davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 1.440,10 TL istinaf karar harcının bu davalıya iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.