Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2666 E. 2022/373 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 16/02/2014 tarihinde davalı sürücü …’ün, sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında karşıya geçmek isteyen davacı … … çarparak basit bir tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek ve 4 ağır kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, davalı …’ün olayda tam ve asli kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı … … için 1.000,00 TL maddi tazminatın, ve … … için 3.000,00 TL, babası … … için 2.000,00 TL, annesi … … için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 7.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 16/11/2015 tarihli talep artırım dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin dava değerini 65.845,48 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı … Hesabı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan aracın trafikten men edildiğini, trafikten men edilmiş araç için trafik sigortası yaptırmasının mümkün olmadığını, davalının sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya karıştığı iddia edilen araç sürücüsünün kusurunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenmesi gerektiğini, kusur incelemesi yapılmadan tazminat hesabının yapılmasının hatalı olduğunu, maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu’ndan alınması gerektiğini, tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik zararından SGK’nun sorumlu olduğunu, davalının temerrüde düşmediği gibi dava açılmasına da sebebiyet vermediğini, davacının avans faizi talebinin yasal dayanağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesi, davanın kısmen kabulüne, 65.845,48 TL’nin davalı … açısından haksız fiil tarihi olan 16/02/2014 tarihinden davalı … Hesabından dava tarihi olan 03/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müteselsilen alınarak davacı … … verilmesine, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/02/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı … … verilmesine, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/02/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı … … verilmesine, 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/02/2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalı …’den alınarak davacı … … verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu trafik kazasında trafik kuralları ve olayın oluşuna göre davalının kusursuz olduğunu, kaza ile ilgili Ankara 21.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/227 E. sayılı dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu raporunda da davalının kusursuz bulunduğunu,ceza mahkemesinin bu rapora itibar etmediğini bu nedenle ceza mahkemesi kararının temyiz edildiğini, dava dilekçesinde işgöremezlik tazminatı talep edilmediği halde mahkemece bu kaleme hükmedildiğini, maluliyet raporunun kendilerine tebliğ edilmediğini, maluliyet raporunu kabul etmediklerini, hesap bilirkişisi raporunu da kabul etmediklerini, 13 yaşındaki davacı …’ın öğrenci ve yaşı küçük olmasına rağmen çalışıyor varsayılarak hesap yapıldığını, raporda davacının adının sehven … … olarak yer aldığını, davacının reeskont faizi talebinin de yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava, yaralanmalı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara bağlı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda kaza tespit tutanağı uyarınca, 16.02.2014 tarihinde sürücü …’ün, idaresindeki aracıyla seyri sırasında karşıya geçmekte olan yaya … …’a çarpmasıyla kazanın meydana geldiği, kazada sürücü … ve yayanın kural ihlali olduğunun belirlendiği, davalı sürücünün kullandığı aracın kaza tarihinde ZMM sigortasının bulunmadığı, mahkemece kusur bilirkişi heyetinden alınan 01/06/2015 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ün %100 oranında kusurlu olduğu, yaya … …’un ise kusursuz olduğunun belirlendiği, Ankara 21.ASCM’nde yapılan yargılamada ATK‘dan alınan 02.12.2014 tarihli rapor uyarınca kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusursuz yayanın ise tam kusurlu olduğunun belirlendiği ancak aynı mahkeme tarafından … Genel Müdürlüğü’nde görev yapan heyetten alınan raporda ise kazanın meydana gelmesinde yaya … …’un kusursuz olduğu,sanık sürücü …’ün olayda tamamen kusurlu olduğunun belirlendiği, anılan ceza dosyasında neticeten sanığın tam kusurlu olduğunun kabulü ile bilinçli taksirle yaralamaya neden olmak suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay tarafından olayda sanığın şerit değiştirme kurallarına uymaması nedeniyle tam kusurlu olduğu ancak bilinçli taksir olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle kararın bozulduğu, bu suretle kazanın meydana gelmesinde Yargıtay’ın da kabulünde olduğu üzere davalı sürücünün tam kusurlu bulunduğu, mahkemece…. Başkanlığı’ndan alınan 05/08/2015 tarihli rapor uyarınca davacı …’ın kaza neticesi sağ uyluk kemiği ve diz kapağı kırığı nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %10,3 nispetinde kaybettiği, erişkin olması halinde 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kalacağı, maluliyet tespiti işlemleri yönetmeliğinin 12. Maddesine göre devamlı surette başka birinin bakımına muhtaç olmadığının belirlendiği, aktüer bilirkişi raporu uyarınca davacının talep edebileceği maluliyet zararının 65.845,48 TL olduğunun belirlendiği, mahkemece anılan raporun hükme esas alınmasıyla yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Olayın oluş şekli, mahkemenin kusura ilişkin kabulü ve ceza mahkemesinde yapılan yargılamada davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunun Yargıtay değerlendirmesi ile de açıklığa kavuşmuş olmasına, dava dilekçesinde davacılar vekilinin işgöremezliğe dayalı maddi tazminat talep etmiş olmasına, maluliyete ilişkin raporun 23.02.2019 tarihinde istinaf eden davalıya tebliğ edildiğinin anlaşılmasına, aktüer raporunda davacı …’ın adı yerine dava dışı … … isimli bir kişinin adının geçmesinin maddi hata mahiyetinde olup sonuca etkili bulunmamasına, tazminat hesabında yaşı küçük davacı …’ın gelirinin asgari ücret baz alınarak yapılmasında ve tazminata yasal faiz işletilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına, aktüer bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmasına göre davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Hükmedilen manevi tazminat miktarı yönünden; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56. maddesinde bedensel zararlardan doğan manevi tazminat düzenlenmiş ve bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, Hâkimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği, ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde ise zarar görenin veya ölenin yakınlarının da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini talep edebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ancak TBK. m. 56/f. 2’de yer alan ağır bedensel zarar ifadesinin hangi tür zararları kapsayacağı ise madde metninden açık bir şekilde anlaşılmamaktadır. TBK. m. 56/f. 2’de anılan ağır bedensel zararlardan ne anlaşılması gerektiği konusunda ise 6098 sayılı Kanunu’na dair Adalet Komisyonu raporundan faydalanılabilir. Zira Komisyon raporunda bu hususun netliğe kavuşmasına imkân tanıyan açıklamalar mevcuttur. Buna göre “ağır bedensel zararın takdirinde”, zarara uğrayan organların önemi, oluşan iş-görmezlik derecesinin oranı, uğranılan ruhsal zararın niteliği ve diğer durumlar gözetilecektir. (Adalet Komisyonu Raporu, s. 267. http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss321.pdf)
Somut olayda, davacı …’da kaza neticesi meydana gelen kırıklar nedeniyle bu davacı lehine manevi tazminat koşullarının oluştuğu ve davacı …’ın anne babası olan davacılar yönünden ise evlatlarının yaralanması nedeniyle ağır bedensel zararın ve manevi tazminat koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacı …’ın kusursuz olması ve sağ uyluk kemiği ve diz kapağı kırığı nedeniyle vücut genel çalışma gücünden %10,3 nispetinde kaybettiği, erişkin olması halinde 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kalacağının belirlenmesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacı …’ın kazada yaralanması, diğer davacıların çocuklarının yaralanması nedeni ile, çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacıların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına göre HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı … vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılması gereken 4.976,07 TL harçtan peşin alınan 1.245,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.731,07 TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden davalı … tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde bu davalıya iadesine,
4-İstinaf eden davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.