Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2652 E. 2022/214 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Nedeniyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 29/12/2017 tarihinde, davalı …’in sürücüsü olduğu ve davalı … … A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, yaya olarak yolun karşısına geçmekte olan …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, ölenin müvekkili … eşi, diğer müvekkillerinin ise babası olduğunu, müvekkillerinin ölenin desteğinden mahrum kaldığı gibi manevi olarak da ızdırap çektiklerini, davalı … şirketine müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını, belirterek davacıların her biri için 1.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca müvekkili … için 7.500,00-TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000,00’er TL manevi tazminatın, davalı …’ten tahsili ile müvekkillerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin olay tarihinde normal hızla seyir halinde iken, bulunduğu yerden 50-60 m. ileride yaya geçidi bulunmasına rağmen, yaya geçidi olmayan yerden müvekkilinin gidiş istikametine göre yolun sağından karşıya geçmek isteyen …’ın hızlı şekilde yola fırlaması nedeniyle müvekkilinin aracının ön sağ ve sağ yan kısımları ile kendisine çaptığını, kazanın meydana gelmesinde vefat edenin kusurlu, müvekkilinin ise kusursuz olduğunun ceza soruşturmasında alınan rapor ile de tespit edildiğini, bu nedenle davacıların zararından müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … … A.Ş. (… … A.Ş.) vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde kusurun, yaya geçidi olmayan yerde yolun karşısına geçmeye çalışan vefat edende olduğunu, kaza tespit tutanağında sürücünün hızını azaltmadığı belirtilmiş ise de sürücünün hızının normal olduğu, kazanın meydana gelmesinde sürücünün kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kayanaklanan tazminat davası olduğu, Ankara ….. Trafik ihtisas Dairesinden alınan kusur raporunda, kazanın meydana gelmesinde vefat eden yayanın asli ve %100 kusurlu olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davacıların zararlarından davalıların sorumlu olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde, davalının da kusurlu olduğunun tespit ediliğini, söz konusu tutanağın olay yerinde olay anına en yakın sürede hazırlanması nedeniyle atfedilen kusurların göz önüne alınması gerkirken, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan kusur raporunda tespit edilen kusur oranlarının kabulünün hatalı olduğunu, davalı araç sürücüsünün hız sınırlarına uymadığının sabit olduğu, davalı araç sürücüsünün hızının cadde dönüşündeki süre ile kazanın meydana geldiği yerdeki süre nazara alındığında saatte 57,85 km olacağını, bu nedenle 50 km/s’den daha hızlı olduğunun sabit olduğu 14 m. fren izine göre de hızının 60 km/s olduğunu, bu nedenle raporun hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle, destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Mahkemece; kazanın meydana gelmesinde, destek yayanın kusurlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacılar vekili tarafından kusur durumuna yönelik olarak istinaf edilmiştir.
Kaza Tespit Tutanağında; “Sürücü … … sevk ve idarsindeki ,,, plakalı aracıyla …. Caddesi istikametinden …. Caddesini takiben …..an Bulvarı istikametine seyrederken……önüne geldiğinde aracının gidiş istikametinde yolun sağından karşıya geçmek isteyen yaya …’a aracının sağ ön ve sağ yan kısımlarıyla çarpması neticesinde yaralamalı maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda yaya …’ın krokide gösterilen yaya lehvası olan bölümden geçmediği ve ışıklı işaret veya yetkililerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda yaklaşan aracın uzaklık ve hızını gözönüne almayarak kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, yine aynı kazada ….. plakalı araç sürücüsü … … krokide gösterilen yaya geçidine hızını azaltmamak kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu” denilerek kazanın meydana geliş şekil tespit edildiği görülmüştür.
Kazaya ilişkin yapılan ceza soruşturmasında, kazanın oluş şekline ilişkin deliller toplanarak ve kamera kayıtları ilişkin çözüm tutanakları da değerlendirilerek alınan raporda ise; bilimsel ve teknik değerlendirme yapılarak, araç sürücüsünün gidiş istikametine göre yolun sağından yaya geçidi olmayan bir noktada, gelen araca geçiş önceliği vermeksizin yola giriş yapması nedeniyle kusurlu olduğu, araç sürücüsünün ise hızının yasal sınırlarda olması, yayayı görür görmez fren tedbirine başvurması ve sola manevra yaparak kazanın meydana gelmemesi için gerekli tüm tedbirleri aldığından kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığının tespit edildiği; raporun yeterli görülmeyerek Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan 16/02/2018 tarihli raporda da; kaza tespit tutanağı, ifadeler, kaza anını gösteren kamera kayıtları değerlendirilerek kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusursuz olduğu, destek yaya’nın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, raporlar doğrultusunda araç sürücüsü hakkında Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, Sulh Ceza Mahkemesine yapılan itirazın da reddedildiği görülmüştür.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 29/03/2019 tarihli raporda da “Davalı sürücü … … sevk ve idaresindeki ….. plakalı otomobiliyle gece vakti meskun mahalde Sivas caddesi istikametinden bölünmüş … caddesini takiben ….. Bulvarı istikametine seyri sırasında no:36/b önlerine geldiğinde gidiş istikametine göre sağ tarafta park etmiş araçlar arasından görüş ve tedbir alma imkanını kısıtlayıcı bir şekilde gidişine göre sol tarafa karşıdan karşıya geçmek için yola giren yayayı gördüğünde sola yönelerek fren tatbik ettiği mevcut şartlarda olayı önlemek bakımından alabileceği başkaca önlem olmadığı anlaşılmış olup mevcut şartlarda meydana gelen olayda sonuçta atfı kabil kusuru yoktur.
Yaya … karşıdan karşıya geçerken, olay yeri yakınında bulunan yaya geçidini kullanmaya özen göstermediği, yaya geçidi dışından can güvenliğini tehlikeye atacak vaziyette, taşıt trafiğini, gelen aracın hız ve yakınlığını dikkate almadan kurallara uygun olmayan bir şekilde park etmiş araçlar arasından kontrolsüzce taşıt yoluna girip solundan gelen ilk geçiş hakkını bırakmadığı sürücü … … sevk ve idaresindeki otomobilin sadmesine maruz kaldığı olayda dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı hareketiyle asli kusurludur.” denilerek, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, destek yayanın ise %100 oranına asli kusurlu olduğu, tespit edildiği görülmüştür.
Davacılar vekili, kaza tespit tutanağına itibar edilmesi gerektiğini ve raporun delil durumuna uygun olmadığını ileri sürmüş ise de; kaza tespit tutanağının aksi her zaman ispat edilebilir bir tutanak olmasına, gerek ceza soruşturmasında, gerekse de mahkemece alınan raporda kazanın oluş şeklinin ifadeler ve kamera kayıtları değerlendirilerek kusur durumunun belirlenmiş olmasına, desteğin, aracın gidiş istikametine göre sağından ve duran araçlar arasında geçerek karşıya geçmek istemesine, davalının her türlü önlemi almasına rağmen intikal mesafesinin kısa olması nedeniyle kazayı önleyemediğinin bilirkişi raporları ile kanıtlanmış olmasına, raporların dosya kapsamına ve olayın oluş şekline uygun olmasına göre davacılar vekilinin kusur raporuna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, kazanın desteğin kusuru ile meydana geldiğinin oluşa ve dosyadaki delil durumuna uygun bilirkişi raporları ile anlaşılmasına, desteğin kusuru ile meydana gelen kaza nedeniyle davalıların sorumluluğu bulunmasına, bu nedenle mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davacılar vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacılardan alınması gereken 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının peşin alınan 88,80-TL’den mahsubu ile fazladan alınan 8,80-TL’nin istekleri halinde davacılara iadesine,
4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.