Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2648 E. 2022/383 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 16/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06/06/2017 tarihinde, müvekkilinin saat:15.40 sıralarında taşıt yolundan karşıya geçmek için yola indiği sırada, yol kenarında duraklama halinde bulunan davalı …’ın sürücüsü olduğu, işleteni davalı … olan ve davalı … şirketi tarafından sigortalı araç ile güvenli şekilde geri manevra yapmayarak müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, kaza nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu, davalı … şirketine müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, müvekkilinin efor, geçici iş göremezlik ve kazanç kayıpları nedeniyle 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi haricindeki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, davacının davasını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde müvekkili …’ın kusurunun bulunmadığını, ayrıca davacının maddi ve manevi zararı olmadığı gibi istenilen tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası, davacı ile ilgilendiğini, ceza dosyasında alınan raporda müvekkilinin kusurlu olduğu belirtilmiş ise de kusur raporunu kabul etmediklerini, bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece, davanın, yayaya çarpma şeklinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, mahkemece alınan kusur raporunda davalının %100 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği, …. Başkanlığı’ndan alınan raporda, kaza neticesinde davacının %25 oranında maluliyetinin meydana geldiğinin ve 3 ay süre ile iş göremez kaldığının tespit edildiği, yargılama sırasında davacı vekilinin maddi zararının sigorta şirketi tarafından karşılanmış olması nedeniyle davasından feragat ettiğinden feragat nedeniyle davanın reddine ve davadaki haklılık durumuna göre davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, manevi tazminat talebi yönünden ise kaza neticesinde davacının maluliyet durumuna, iş göremezlik süresine ve kusur durumuna göre davacının manevi tazminat talep etmekte haklı olduğu ve talep edilen manevi tazminat miktarının uygun olduğu gerekçesi ile; maddi tazminat istemiyle açılan davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin kabul ile 30.000,00 TL manevi tazminatın 06/06/2017 kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş hüküm davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece müvekkili … hakkında verilen kararın hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmaması nedeniyle müvekkilleri hakkındaki maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi ve ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun olmadığını, davacının geri geri manevra yapan müvekkilinin aracını görmesine rağmen yaya geçidi olmayan yerde aniden yola fırlaması ile kazanın meydana geldiğini, çarpma noktasının asfalt yolun 2 m. içerisinde olduğunu, kazaya davacının neden olduğunu, kaza sonrasında kendisine her türlü desteği sağladığını, müvekkilinin aracı ile davacının bacağının üzerinden geçmediğini, davacının çarpmanın etkisi ile yaralanmış olabileceğini, tanıklarının dinlenmediğini, kazanın trafiğin yoğun olduğu yolda, yolun karşısına geçmeye çalışan davacının yaklaşık 100 m. ileride ışıklı yaya geçidi tabelası ve 50 m. ileride yaya geçidi olmasına rağmen trafiği aksatacak ve canını tehlikeye atacak şekilde hareket etmesi neticesinde meydana geldiğini, kazada yayanın kaldırım kenarında durduğu kabul edilerek, müvekkilinin 8/8 oranında kusurlu olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, müvekkilinin aracının sol tarafı ile kaldırım kenarında duran yayaya çarpmasının mümkün olmadığını, çarpmanın yolun ortasında meydana geldiğini, davacının maddi tazminat talebinden feragat etmiş olmasına göre müvekkilleri lehine vekalet ücreti takdir edilememesinin hatlı olduğunu, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacının kusurlu olması ve olayın oluş şekline göre tazminat talebinin haksız olduğunu, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Yargılama sırasında davacının maddi zararının davalı … şirketi tarafından karşılanması nedeniyle maddi tazminat talebinden feragat etmesi nedeniyle maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin ise kabulüne karar verilmiştir.
Olay tarihinde, davalı araç sürücüsünün, meskun mahal içerisinde, bölünmüş yolda aracını yol kenarına park etmek için geri manevrası sırasında yolun karşısına geçmek için bekleyen davacıya, sürücünün beyanına göre kör noktasında olması nedeniyle göremeyerek çarpması neticesinde kazanın meydana geldiği anlaşılmıştır.
Kazaya ilişkin yürütülen soruşturma dosyasında kusur bilirkişisinden alınan raporda; araç sürücüsü…’ın sevk ve idaresindeki aracıyla olay mahalli olan yerde aracını geri manevraya başlamadan önce, aracın arka ve yan kısımlarını iyice kontrol ettikten sonra aracını sağ ve sol dikiz aynası yardımlarıyla ve gerekir ise aracının dışına gözcü çıkarmak suretiyle bu gözcüden alacağı yardımla güvenli bir şekilde geri manevrasını gerçekleştirmesi gerekirken, kontrolsüz yanlış manevra ile arka tarafında kaldırım kenarında bulunan bulunan …’ya çarpması sonucunda oluşan kazada 2918 Sayılı Yasanın 47/d, 67/a, 84/j ve 81/ maddelerine riayetsizliği nedeniyle tamamen asli kusurlu olduğu; yaya … ise karşıya geçmek için, yolun kaldırım kenarına iniş yaparak taşıt trafiğini kontrol ettiği sırada, sağ tarafında yol kenarında duraklama halinde bulunan sürücü …’ın yönetimindeki aracını park etmek için kontrolsüz geri manevrası sırasında çarpması sonucunda meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığının tespit ediliği, UYAP sisteminden yapılan kontrolde de Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılamada, bahsi geçen rapor çerçevesinde araç sürücüsü …’ın tam kusurlu, yaya … ise kusursuz olduğu kabul edilerek, mahkemenin 2018/147 E. 2018/572 K. sayılı dosyasında cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, kusur bilirkişisinden alınan raporda da; ceza dosyasındaki deliller çerçevesinde değerlendirme yapılarak, davalı araç sürücüsünün aracını yol kenarına park etmek için geri manevrası sırasında, manevraları düzenleyen kurallara uymayarak, gerisindeki davacıya çarpması ile meydana gelen kazada asli %100 kusurlu olduğu, davalının ise trafik akışına göre yolun sağından soluna geçmek için beklediği sırada geri geri gelen aracın çarpması ile meydana gelen kazada kusurunun bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Kaza neticesinde A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan malluliyet raporunda davacının %25 oranında vücut çalışma gücünü kaybettiği, 3 ay süre ile iş göremez halde kaldığı tespit edilmiştir.
1-Davalılar vekili kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru olmadığını ve kusur raporunu kabul etmediğini ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; davalı araç sürücüsünün bölünmüş yol içerisinde, trafik akışına göre yolun sağıdan soluna olacak şekilde geçmeye çalışan yayaların, trafik akış yönünün tersine geri manevra ile gelen aracı göremeyeceğini öngörerek gerekli önlemleri alarak park etmek istediği yere geri manevra ile yanaşırken gerekli tedbiri alması gerektiği halde, beyanına göre de ölü noktada kaldığını iddia ettiği davacıya çarpması ile kazanın meydana gelmiş olmasına, alınan kusur raporunun, olayın oluşuna, ceza dosyasındaki delillere uygun olmasına, ceza dosyasındaki tanık beyanlarının da değerlendirilmiş olmasına göre davalılar vekilinin kusura ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalılar vekili maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddedilmiş olması nedeniyle müvekkilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; davacının maddi tazminat talebinden feragati hakkın özünden vazgeçilmesinden kaynaklanmamaktadır. Davadan sonra davalı …. tarafından zararlarının karşılanması sonrasında davasından feragat ettiği, dosyaya sunulan ibraname ve sulh protokolünden anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olduğunun anlaşılmasına ve davacının yapılan ödeme ile maddi tazminat alacağının konusuz kalması nedeniyle davasından feragat etmiş olmasına göre dava açmakta haklı olan davacı aleyhine, davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
3-Davalının manevi tazminata ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiil neticesinde cismani zararın meydana gelmesi halinde, zarar gören cismani zararı nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
6098 TBK’nın 56/1. maddesi hükmüne göre “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü ile aynı yasanın 51. maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre hakkaniyete uygun olarak bir miktar manevi tazminata hükmedebilir.
Somut olayda; olay tarihi, olayın oluş şekli, kazada davacının kusursuz olması ve davacının yaralanması neticesinde %25 oranında maluliyetinin meydana gelmiş olması ve iyileşmesi süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, davacının kazada yaralanması nedeni ile çektiği acı ve duymuş olduğu üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve davacının uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının hakkaniyete uygun bulunmasına göre davalılar vekilinin manevi tazminat takdirine ve miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalılar … ve … vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf eden Davalılar … ve …’tan alınması gereken 2.049,30 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 515,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.534,30 TL harcın Davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf eden davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve diğer işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.