Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2638 E. 2022/96 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.05.2017 tarihinde davalı tarafından sigortalanan aracın sebebiyet verdiği kaza nedeni ile davacının yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun olmadığını, kaza nedeni ile davacının malul kaldığını, davalı … şirketine 03.07.2017 tarihinde başvurduklarını ancak ödeme yapılmadığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 3.200,00 TL daimi iş göremezlikten kaynaklanan maddi tazminatın başvuru tarihi olan 03.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 28.856,88 TL olarak arttırmıştır.
Davalı, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın kabulüne, 3.430,97 TL geçici 25.425,91 TL kalıcı iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 28.856,88 TL’nin 14/07/2017 temerrüt tarihiden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı … … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; ceza dosyasında uzlaşma söz konusu olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise dahi uzlaşma kapsamında yapılan ödemenin mahsup edilerek, tazminat değerlendirmesi yapılması gerektiğini, davacının kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, davacının kask takmadan seyahat etmesi nedeniyle müterafik kusuru bulunduğunu, ZMMS Genel Şartları uyarınca, geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, hesaplanacak tazminata ancak davacının ıslah ettiği kısım için ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.
Uyuşmazlık, meydana gelen kaza nedeniyle ceza soruşturması sırasında, zarar gören davacı ve sigortalı araç sürücüsünün uzlaşmaları halinde, aynı eylem nedeniyle tazminat davası açılıp açılamayacağına ilişkindir.
Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur.
CMK’da yapılan bu düzenlemeler ile uzlaştırma bir ceza muhakemesi kurumu olarak kabul edilerek, 5271 sayılı CMK’nın 253, 254 ve 255. maddelerinde, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Ceza Muhakemesi kurumu olan uzlaşma ile suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisinin sağlanması amaçladığından, tarafların uzlaşması halinde tazminat hukuku çerçevesinde açılmış ve açılacak hukuk davalarına etkisi de, yasada düzenlemiştir.
CMK’nın 253/19 maddesine “(19) Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde, 171. maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171. maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38. maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.”
İlgili yasal düzenleme çerçevesinde, tarafların uzlaşması ve akabinde uzlaşma raporunun hazırlaması sonrasında, Cumhuriyet Savcısı tarafından uzlaşmanın tarafların özgür iradelerine dayandığı ve edimin uygun olduğunun belirlenmesi ile tamamlanan uzlaşma, haklar ve borçlar açısından tarafları bağlar. Uzlaşma, tarafların birbirlerine karşı hak ve yükümlülükleri konusunda karşılıklı anlaşmaları ile sağlandığından ve bu husus şüphelinin anlaşma iradesine etkileyecek bir husus olduğundan, tazminat hukuku açısından sorumluluk ve dava haklarının devam edip etmeyeceği CMK’nın 253/19 ve uzlaşma hükümleri çerçevesinde belirlenmelidir.
Somut olayda; meydana gelen taksirle yaralama eylemi nedeniyle Çumra Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/224 uzlaştırma numaralı dosyasında müşteki …’ın uzlaştrmacıya ulaşarak uzlaşmak istediği, uzlaşma için maddi, manevi zararlar ve iş gücü kaybının telafisi bakımından 15,000,00 TL talep ettiğini bildirdiği, bunun üzerine uzlaştırmacının şüpheli …’e ulaşarak kendisini bilgilendirdiği ve uzlaşma teklifi için davet ettiği,tarafların bir araya getirildiği,müştekinin, şüphelinin kendisine 15,000,00 TL’yi elden ödediğini, parasını aldığını, şüphelinin ise müştekiye elden 15,000,00 TL ödediğini beyan ettiği, tarafların istenilen edimin yerine getirilmesi konusunda mutabık kaldıkları, bu şekilde 13.10.2017 tarihinde uzlaşmanın, istenilen edimin yerine getirilmesi ile sağlandığı anlaşılmaktadır.
…. tarafından düzenlenen 15.06.2017 tarihli Adli Tıp Uzman raporu ve uzlaşma tutanağı ile sabit olduğu üzere , davacının uzlaşma tarihinde yaralanmasının boyutu ve mahiyetini bildiği,davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün maddi ve manevi zararları karşılığında ödediği 15.000,00 TL tazminat karşılığında tarafların uzlaştığı anlaşılmaktadır.
Davacı ve sigortalı araç sürücüsü arasında, davanın açılmasından sonra gerçekleşen uzlaşma ile, davacı ,bakiye zararları yönünden tüm sorumlular hakkındaki davadan feragat etmiş sayılmaktadır.
Bu durumda, davacının kazanın tarafları arasındaki ilam mahiyetinde belge sayılan uzlaştırma raporu ile açılmış olan davadan feragat etmiş sayılmasıyla davalı … şirketi aleyhine açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetli değildir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın yukarında açıklanan gerekçeler ile “davanın feragat nedeniyle reddine” şeklinde düzeltilmesi ile yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 19/07/2019 tarihli, 2017/491 Esas – 2019/575 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın CMK.nın 253/19. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 629,38 TL’den mahsubu ile bakiye kalan 570,08 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılamada vekil ile temsil edildiğinden 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana resen iadesine,
İSTİNAF BAŞVURUSU NEDENİYLE YAPILAN HARÇ VE MASRAFLAR YÖNÜNDEN;
1-Davalı … şirketi tarafından yatırılan 500,00 TL istinaf karar ve ilam harcının istek halinde iadesine,
2-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 7. İcra Dairesinin 2019/11729 Esas sayılı dosyasına yatırılan 48.363,08 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK.nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.