Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2637 E. 2022/512 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2019
NUMARASI : ……

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 03/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, 07.01.2017 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın geri geri gelirken davacıya ait araca çarptığını, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, araçta 16.703,26-TL.’lik hasar meydana geldiğini ve değer kaybı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00-TL değer kaybının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sorumlu olduklarını, rapor alınarak zararın belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı sürücü …’un geri geri manevra yaparken davacıya ait aracın ön kesimine çarptığı olayda %100 oranında kusurlu olduğu, araçta 3.640,00-TL. değer kaybı belirlendiği, davacının davalı sürücü … yönünden davayı takipsiz bıraktığı ve bu tarihten itibaren yasal üç aylık sürenin geçtiği, açılan davanın HMK 150 maddesi uyarınca 3 aylık süre içerisinde yenilenmediği gerekçesi ile davalı … yönünden açılan davanın HMK 150 .maddesi gereğince 3 aylık süre içerisinde yenilenmediği anlaşılmakla açılmamış sayılmasına, davalılar … ve … Sigorta A.Ş. hakkında araç hasar tazminatı yönünden açılan davada, davanın kısmen kabulü ile, 3.640,00-TL hasar tazminatının davalı … ve … Sigorta A.Ş. den tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükme esas alınan raporun sigorta eksperi olmayan, dolayısıyla değer kaybı hesabı konusunda uzmanlığı bulunmayan makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlendiğini, eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, 05.10.2017 tarihli değer kaybı tespit raporunda 5.000,00-TL değer kaybı belirlendiğini, motor kaputundaki 1 değişim ve 1 boya, sağ ön çamurluktaki 1 değişim ve 1 boya ile ön paneldeki 1 değişim dikkate alınarak hesaplama yapılarak aracın rayiç değeri 106.000,00-TL olarak belirlenerek değer kaybı bulunduğunu, bilirkişi raporunda ise aracın değerinin 104.000,00-TL olarak alındığını, bu açıdan dahi hesaplamanın hatalı olduğunu, hesaplamada ön paneldeki değişimin dikkate alınmadığını, Trafik Sigortası Genel Şartları Değer Kaybı Hesaplama Formülü gereği; sadece mekanik ve fiber aksamın değişiminin değer kaybı yaratmadığını, onun dışındaki boya, onarım ve değişimlerin değer kaybı hesabında dikkate alındığını, raporda bu durumun da göz ardı edildiğini, ek raporda da itirazlarının karşılanmadığını, sigorta eksperi olmayan ve konuya ilişkin uzmanlığı bulunmayan bilirkişi tarafından hazırlanan, eksik ve hatalı değerlendirmeler içeren raporun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, sigorta eksperi yeni bir bilirkişiden rapor alınarak hesaplama yaptırılması gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı vekilinin HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu aracın davacıya ait araca çarpması sonucu araçta meydana gelen değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesi için makine mühendisi bilirkişiden alınan raporda zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında belirtilen formül uygulanarak 3.640,00-TL değer kaybı meydana geldiği belirlenmiş, davacı tarafından rapora itiraz edilmiştir.
Dava konusu kaza 07.01.2017 tarihinde meydana gelmiştir. Davacı, aracında meydana gelen değer kaybını aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinden talep etmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunun 90. Maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının … Gazetede yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.
Yargıtay tarafından kabul edilen hesaplama yöntemine göre; hasara uğrayan aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, daha önce hasar görmüş ise hasarlı parçaları değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının hesaplanması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının belirlenmesi için aracın modeli, yaşı ve özelliklerine göre ikinci el hasarlı ve hasarsız değerinin ve buna göre değer kaybının Yargıtay tarafından belirlenen uygulamaya uygun olarak belirlenmesi için gerekçeli, ayrıntılı ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirlenen değer kaybı bedeline göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 03.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.