Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2636 E. 2022/619 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI;
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22.07.2017 tarihinde müvekkili …’ın aracının arıza yapması nedeni ile emniyet şeridinde beklerken, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın müvekkiline çarpması neticesinde, müvekkilinin feci şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davalının müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı tutarak 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL sakatlık tazminatının, ihtarnamenin tebliğ tarihinin 15 gün sonrası olan 22.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen aracın müvekkili şirket tarafından … Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik sigortasındaki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ancak sigortaladığı araç işletenin sorumluluğu nispetinde zarardan sorumlu tutulabileceğini, bunun için öncelikle kazada kusur durumunun tespiti gerektiğini, dava konusu olayda taşımanın niteliğinin tespiti ile hatır taşıması nedeniyle hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, zira davacının sigortalı araç sürücüsünün köylüsü olduğunun ceza dosyası kapsamından açıkça anlaşıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;
Mahkemece, davanın daha önce arızalanan aracının arkasında yaya olarak bulunan davacıya, geriden gelen davalı tarafından sigortalı aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, davacının yaralandığından bahisle cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu kazaya ilişkin kaza tespit tutanağı, olaya ilişkin soruşturma evrakları, Asliye Ceza Mahkemesinin dosyası ve dosyada alınan kusur raporunun dosyaya kazandırıldığı, … Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda davacının meydana gelen kazaya bağlı yaralanması nedeniyle vücut genel çalışma gücünden % 7 oranında kaybettiği, 9 ay geçici iş göremezlik halinin olduğunun tespit edildiği, kusur ve aktüerya bilirkişisinden alınan raporda da davacının kusursuz olduğu, davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacının çalıştığı iş yerinden maaş bordrolarının celp edildiği, yapılan geçici ödeme miktarının gözetildiği, yeni genel şartlara göre TRH-2010 Yaşam Tablosuna göre rapor alındığı, davacının talep artırım dilekçesi ile talepte bulunduğu miktarda tazminat talep edebileceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile 6.123,39 TL geçici iş göremezlik, 63.376,44 TL kalıcı iş göremezlik bedeli toplamı 69.499,83 TL’nin talep gibi 22/12/2017 tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ;
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; geçici iş göremezlik zararının Genel Şartlar gereğince, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, bu nedenle kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazanın meydan gelmesinde tüm kusurun sigortalı araç sürücüsünde olduğunun kabul edilmesinin dosya kapsamına uygun olmadığını, davacının araç arızası nedeniyle dörtlüleri yakmasının yeterli olmadığını, ayrıca reflektör de konulması gerektiğini, kaza tespit tutanağında reflektör koyulduğunun tespit edilemediğini, dolayısı ile kazanın meydana gelmesinde davacının ağır kusurlu olduğunu, kusura ilişkin değerlendirmenin hatalı olduğunu, davacının gelirine ilişkin olarak kaza tarihindeki gelirinin asgari ücrete oranlaması ile belirlenen miktara göre hesaplama yapıldığını, gelirindeki artışın asgari ücret kadar olacağına yönelik kaide olmadığını, bu nedenle hesap tarihine kadar olan tüm maaş bordroları getirtilerek buna göre hesaplama yapılması gerektiğini, gelecekte olaşacak kayıplar için bugünden faiz işletilmesinin haksız olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekilinin kazanın meydana gelmesine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde;
Kaza tespit tutanağı, kazaya ilişkin ceza dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; olay tarihinde tarihinde saat 02:50 sıralarında aydınlatmalı yol üzerinde; davacının aracının arızalanması nedeniyle bankette durduğu sırada, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün sevk ve idaresindeki aracın ön kısımları ile yolun sağında bankette arıza yapan davacı …’ na ait araca ve araç arkasında yaya olarak bulunan davacıya çarpması ile kazanın meydana geldiği görülmüştür.
Kaza tespit tutanağında, kazanın meydana gelmesinde, davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün 2918 sayılı … Trafik Kanunu’nda yer alan sürücülere ait diğer kusurlardan 52/b (Sürücüler, araçların hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır.) kural ihlalinin olduğu … plaka sayılı araç sürücüsü …’nın kusurunun olmadığı tespit edilmiştir.
Olaya ilişkin yapılan ceza yargılaması sırasında … 5. Asliye Ceza Mahkemesince, … Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan kusur raporunda da; kazanın kaza tespit tutanağında tepit edilen şekilde meydana geldiği kabul edilerek; davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu, davacı …’nın ise kusurunun bulunmadığının tespit ediliği görülmüştür.
Mahkemece alınan kusur raporunda; …’nın aracının arızalanması nedeniyle banket üzerinde gerekli önlemleri alarak durduğu sırada, gerisinden gelen sigortalı aracın yaya olan davacıya ve duran araca çarpması ile meydana gelen kazada, sigortalı araç sürücüsünün; olay mahalline gelmeden önce gece aydınlatmanın bulunduğu otoyolda seyri esnasında aracının seyir hızını hava yol trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurup kontrollü ve dikkatli bir şekilde seyretmesi gerekirken aksine hareketle dikkatsizce ve kontrolsüzce seyri esnasında bankette arıza nedeniyle park halinde bulunan … plaka sayılı araca çarpmasıyla meydana gelen dava konusu trafik kazasının oluşumunda 2918 sayılı … Trafik Kanun 52/b (Sürücüler, araçların hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadır.), 56/1a maddesi ile yönetmeliğin 101/b maddesine riayetsizliği sebebiyle asli ve tam kusurlu olduğu tespit edilmiş, mahkemece alınan kusur raporuna göre davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Alınan kusur raporunda kabul edilen olayın oluş şeklinin, kaza tespit tutanağı, ceza mahkemesinde alınan kusur raporu ve ceza dosyasındaki delil durumuna, özellikle yine sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan tanıkların kazanın oluşuna ilişkin beyanlarına uygun olmasına, kazanın gece meydana gelmesine rağmen aydınlatmalı yol üzerinde ve yolun sağında banket üzerinde duran araca ve yayaya çarpması ile meydana gelmiş olmasına, göre; kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli ve %100 kusurlu kabul edilmiş olmasında isabetsizlik görülmediğinden, davalının kusura yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili tarafından aktüer hesap bilirkişisi tarafından hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatına ve davacının gelirinin hesaplama şekline itiraz edilmiş ise de; Geçici iş göremezlik zararları TBK ve 2918 Sayılı Yasa kapsamında tedavi gideri kapsamında olmadığından, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında,… sorumluluğunda bulunmamasına, öte yandan TBK’nın 54. maddesi kapsamında, zarar verenden ve eylemlerinden sorumlu olanlardan talep edilebilecek zararlar kapsamında olmasına, sigortanın KTK’nın 91. maddesinden kaynaklanan sorumluluğu açısından ise KTK’nın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının teminat dışında kalan zararlar kapsamında sayılmamasına göre, davacının geçici iş göremezlik zararlarından davalı sorumludur. Bu nedenle davalının mahkemece hükmedilen geçici iş göremezlik tazminatına yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığı gibi, davacının zararının hesaplanmasında kaza tarihinde çalıştığı kurumdan alınan bordrosunun nazara alınarak hesaplanma yapılmış olmasına, diğer yandan davacının kaza tarihinden rapor tarihindeki dönem içerisindeki çalıştığı dönem içerisindeki SGK’ya bildirilen prime esas kazancın net miktarının dahi, hesap edilen oranın üzerinde olmasına göre davacının işleyecek aktif dönemde asgari ücretin 1.187 katı üzerinde gelir elde edeceğinin kabulüne göre hesaplama yapılmış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Her ne kadar mahkemece TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, %1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle “devre başı ödemeli belirli süreli rant yöntemi” uygulanarak hesaplama yapılması yoluna gidilmiş ise de, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihat değişiliğine giderek gerçek zarar hesabında TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresinin tespit edilmesi ve hesaplamanın da “progresif rant yöntemi” uygulanarak yapılmasını benimsemiş olması nedeniyle uygun değil ise de, mahkemece yapılan hesaplamanın davalı lehine olması karşısında davalının aktüer hesap raporuna yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında, davalı aleyhine olabilecek usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalıdan alınması gereken 4.747,63 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.186,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.560,65 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.