Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2604 E. 2022/593 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI ……..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, müvekkilinin 28/01/2005 doğumlu olup halen ilkokula gittiğini, 02/08/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı … kontrolünde ve kendisine ait araç ile müvekkilinin babası … kontrolündeki aracın çarpıştığını, bu kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, elinde kalıcı maluliyet meydana geldiğini, kazada …’un asli kusurlu bulunduğunu ve Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/1503 esas 2010/189 karar sayılı kararı ile hapis cezasına mahkum edildiğini, diğer davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise …’a ait … plakalı aracın ZMMS Sigortasını yaptığını ve poliçe kapsamında maddi tazminattan sorumlu olduğunu, müvekkilinin sol elinde oluşan kalıcı sakatlık nedeniyle iş gücü kaybına uğradığının açık olduğunu, müvekkilinin başkaca tedavi giderlerinin de olduğunu, müvekkilinin estetik operasyon geçirdiğini ve bu operasyon nedeniyle 1.620,00 TL operasyon ücreti ödediğini, doktora ödenen bu ücret haricinde hastaneye de 2.321,00 TL ödediğini ileri sürerek; toplam 3.941,00 TL tedavi giderlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilinde oluşan işgücü kaybı nedeniyle 100,00 TL’nin kaza tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’tan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının 02/08/2009 tarihinde kazaya karıştığını beyan ettiği … plakalı aracın müvekkili şirkete ….. nolu poliçe ile sigortalı olduğunu, dava dilekçesine hiçbir belge eklenmediği gibi trafik kazası tespit tutanağı da eklenmediğini, olayın trafik kazası olduğunu ve müvekkili şirketten talep edilen tedavi giderlerinin 6111 sayılı kanun gereğince SGK’dan talep edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; … plakalı aracı ile Kayseri’den Elbistan’a seyir halinde olduğunu, …’ın idaresindeki aracı ile kendisini sollayıp geçmek ister iken kendisinin aracının sol ön kapasını sıyırarak geçtiğini ve çok hızlı olduğu için sol orta refüje çarpmak suretiyle altı takla attığını, olaydan sonra polisi ve ambulansı aradığını, davacıların hastanede kendisinden para talep ettiklerini, o an üzerinde bulunan cüzi bir parayı belki paraları yoktur düşüncesi ile davacılara verdiğini, daha sonrasında kendi aracı ile ilgili poliçeleri istediklerini, buna rıza gösterdiklerinde bu poliçeden de maddi zararlarını karşıladıklarını, bu rağmen davacıların her telefon açtıklarında kendisinden yüklü miktarda paralar istediklerini, kendisinin 5 çocuk babası olduğunu, anne ve babasının da yanında kaldığını çocuklarının tahsiline devam ettiğini, olayda kendisinin kusurunun bulunmadığını, kazanın davacının meskun mahalde hızlı gidişinden kaynaklandığını, o mahalde 40’ı geçmemesi gerektiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı vekilinin 16/08/2016 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketi aleyhine açtığı maddi tazminat davasından feragatı nedeniyle HMK 307. ve devamı maddeleri dikkate alınarak davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davalı sigorta şirketi vekilinin talebi gereği gereği lehine maddi tazminat davası yönünden vekalet ücretine hükmedilmeyeceği, davacının davalı …’a karşı açtığı maddi tazminat davasının davadan sonra diğer davalı sigorta şirketince yapılan ödeme nedeniyle dava konusuz kaldığından bu hususta esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği, davacı vekilinin 16/08/2016 tarihli dilekçesinde maddi tazminat davası yönünden lehine yargılama gideri talebi bulunmadığından davalı … yönünden maddi tazminat davası yönünden lehine vekalet ücretine hükmedilmeyeceği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu, olayın meydana geliş şekli, trafik kazasındaki kusur durumları, davacının kaza nedeni ile duyduğu elem ve üzüntü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olay tarihine göre paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkeleri bir arada değerlendirilmek suretiyle davacının uğradığı manevi zarar nedeni ile, manevi tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmış olmakla davacının davacının davalı …’a karşı açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davacının davalı … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine, davacının davalı …’a karşı açtığı maddi tazminat davasının davadan sonra diğer davalı sigorta şirketince yapılan ödeme nedeniyle dava konusuz kaldığından bu hususta esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının davalı …’a karşı açtığı manevi tazminat davasının kabulü ile, 10.000,00 TL manevi tazminatın trafik kaza tarihi olan 02/08/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, cevap dilekçesinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep ettiklerini bu yöndeki beyanın dikkate alınmadığını, kusur raporunda karşı tarafın %20 kusurlu olduğu belirtilmesine rağmen manevi tazminata bu husus göz önüne alınmadan hükmedildiğini, malullük raporunun çelişkili olduğunu, Adli Tıp Uzmanı …’in 08.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda maluliyet oranının %22,4. olduğunu, 02.08.2009 tarihli ATK raporuna göre %11.44 olarak belirlendiğini, 22.12.2016 tarihli ATK 3.İhtisas Kurulunun raporunda bu oranın %7.2 olduğunu, 04.04.2019 tarihli ATK 2 Üst Kurulu raporuna göre %36 oranının belirlendiğini, kusur raporuna itiraz ettiklerini, davalı Sigorta şirketi vekilinin 26.09.2017 tarihli dilekçe ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiğini ve vekalet ücretine hükmedilmediğini, … vekili olarak bu yönde talep, beyan ya da dilekçe olmamasına rağmen Yerel Mahkemenin müvekkil … yönünden vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, maddi tazminattan feragat edildiğine göre bunun masraflarının tamamen davalı üzerinde bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, bilirkişi raporlarına itirazlarının gözetilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … vekilinin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması halinde, bu olayın hükümde göz önüne alınması ve mahkemenin, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi yönündeki Mahkeme kabulü yerinde görülmektedir.
Bununla birlikte, 6100 sayılı HMK’nın “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331. maddesinin 1.fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Bu durumda mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin olarak dava tarihindeki tarafların haklılık durumu gözetilerek bir karar verilmesi gerekir. Başka bir ifadeyle mahkemenin yargılamaya devam ederek dava açıldığı zaman hangi tarafın haksız olduğunu tespit etmesi ve tutumuyla dava açılmasına sebep olan tarafı yargılama gideri ile mahkum etmesi gerekir. Davanın konusuz kalması halinde davalının yargılama giderinden sorumlu tutulmaması için dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk duruşma oturumunda davayı kabul etmesi gerekir. Somut olayda, sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle davanın konusuz kaldığı, tarafların dava tarihine göre haklılık oranı ve davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek Mahkemece davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
Hükmedilen manevi tazminat miktarları yönünden, 6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmü ile aynı Yasanın 51.maddesinde; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne göre, somut olayda olay tarihi, olayın oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, tarafların çektikleri acı ve duymuş oldukları üzüntünün boyutu, hakkaniyet ve manevi tazminat miktarının bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmaması ilkesi ve tarafların uğradığı manevi zarar göz önüne alındığında, kusur oranının manevi tazminat miktarının takdirinde değerlendirilmesi gerekmekle birlikte, matematiksel oranda bir indirim yapılması gerekmemesine ve maluliyet durumu nazara alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun bulunmasına, göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı tarafından yatırılması gereken 683,10 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 170,47 TL’nin mahsubu ile bakiye 509,63 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Başvuran davalı tarafından yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere 10/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.