Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2584 E. 2022/45 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan Rücuen Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/09/2014 tarihinde, müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, istiap haddinin 900 Kg üzerinde ağırlıkla seyir halinde iken ….. plakalı seyir halindeki araçlara çarparak kazaya neden olduğu, kaza tespit tutanağına göre, kaza yapan sigortalı araçta istiap haddi aşılması olduğu ve kazanın bundan kaynaklandığı, müvekkilinin….. plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle 26.800,00 TL zarar görene ödemede bulunduğunu, kazanın münhasıran istihap limitinin aşılamasından meydana gelmesi nedeniyle ZMMS Genel Şartları B-4-d maddesi uyarınca müvekkilinin sigortalısına rücu hakkı bulunduğunu, yapılan ödemenin rücuen tahsili için Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2015/17173 E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin aracının ruhsatında da belirtildiği üzere azami yüklü ağırlığının 40.000,00 Kg olduğunu, “Araçların Yüklenmesine İlişkin Ölçü ve Usuller İle Tartı ve Boyut Ölçüm Toleransları Hakkında Yönetmelik” hükümlerinde tartı toleransının en çok (aracın azami ağırlığının %3,75)+500 kg olarak düzenlendiğini, müvekkilinin aracının ağırlığının 40.000 Kg olmasına göre toleransın 1500 Kg+500 Kg olduğunu, bu nedenle istiap haddinin aşılmadığını davanın haksız olduğunu, kaldı ki kazanın da istiap haddinin aşılmasından meydana gelmediğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın ZMMS kapsamında zarar görene yapılan ödemenin, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığından bahisle ZMMS Genel Şartları gereğince rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine istemine ilişkin olduğu; davacının, meydana gelen kazanın, sigortalı aracın istiap haddini aşılmasından kaynaklandığını ve bu nedenle zarar görene yapılan ödemenin rücuya tabi olduğunu iddia ettiği, kaza tespit tutanağında; kazanın araç sürücüsünün beyanına göre sağından bir aracın sıkıştırması nedeniyle sola manevra yapmasından meydana geldiğinin belirtildiği; bilirkişiden alınan raporda da, kazanın meydana gelmesinde şeride tecavüz etme kuralını ihlal eden sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, trafik zabıtası tarafından yarı römorkta istiap haddini aşan 900 kg yük olduğunun belirtildiği, ancak kantar fişinin bulunmadığı, aracın azami ağırlığının 42.000 Kg geçmesi halinde istiap haddinin aşılmasının söz konusu olabileceği, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığının belirtildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının kazanın istihap haddinin aşılmasından kaynaklandığını kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece hükme esas olunan raporun karar vermeye elverişli olmadığını, bilirkişinin sürücünün beyanı çerçevesinde bir başka aracın sıkıştırması ile kazanın meydana geldiğini kabul ederek rapor tanzim ettiğini, davalının ilk defa cevap dilekçesinde dayandığı iddiaya istinaden kazanın davalının beyanı gibi olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağının aksi ispatlanıncaya kadar olayın oluşunu belirleyen kanıt olduğunu, kaza tespit tutanağında da aracın 900 kg istiap haddinin aşıldığını tespit ettiğini, aksi kanıtlamadığına göre kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığının kabulü gerektiğini, raporun çelişkili olduğunu, mahkeme gerekçesindeki sürücünün aksi ispat edilemeyen savunmasına göre başka aracın sıkıştırması ile şerit ihlali nedeniyle kazanın meydana geldiğinin kabulü edilmesinin de hatalı olduğunu, dosya içerisinde başka bir aracın sıkıştırmasına dair delil bulunmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında zarar görene yapılan ödemenin, kazanın sigortalı aracın istiap haddini aşması nedeniyle meydana geldiğinden bahisle, sigortalıdan rücuen tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
ZMMS Genel şartları B.4.ç bendi gereğince; “Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,
” sigortalısına rücü edebilir. Davacı, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığını ispatlamakla yükümlüdür.
Kaza tespit tutanağında;14/09/2014 tarihinde saat:00.20 Sıralarında, …. hız sınırlarının ve istihap haddinin üzerinde yükle seyir sırasında, şehir kapısı girişinde, polis merkezindeki şifahi beyanına göre; sağından bir aracın sıkıştırması ile sola doğru direksiyon tedbiri aldığında, sol yanında aynı istikamette seyreden, sürücü … … sevk ve idaresindeki ….. plakalı araca çarparak, 68 m. orta refüj korkuluk taşlarına sıkıştırarak, sürükleyip duruşa geçtiği, kaza sonrası sürücüler araçlarından indikten sonra, kazadan dolayı yeteri kadar emniyet ve güvenlik tedbiri almadan yol üzerinde bekledikleri esnada, sürücü … sevk ve idaresindeki …. plakalı aracı ile sol şeridi takiben görüşe açık aydınlatmanın bulunduğu kesimde, kaza yapan …..9 metre tek teker fren izi ile dorsenin arka kısmına çarparak, duruşa geçtiği kazada kendi aracında sürücü … ve yolcu …’ın olay yerinde vefat ettiği, yolcu …’ın yaralandığı, ilk kazanın meydana gelmesinde, …’ın KTK’nın 51/1-a maddesini ihlal ettiğinden kusurlu olduğu belirtilmiş; tutanakta aracın yüklü ağırlığına ilişkin bir belirleme yapılmaksızın İstiap haddini aşma miktarı 900 Kg gösterilmiş, ayrıca takografa göre de hızının 90 km/saat olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Dosya kapsamına, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığına yönelik başkaca delil sunulmamıştır.
Mahkemece alınan kusur raporunda ise; aracın sınıfı özellikleri ve römorklu olmasına göre yüklü ağırlığının 42.000,00 Kg geçmesi halinde istiap haddinin aşılmasından söz edilebileceğini, aracın yüklü ağırlığına ilişkin dosyada kantar fişi olmadığı 900,00 kg istiap haddinin aşıldığının kaza tespit tutanağında belirtildiğini, araca yüklenen yükün miktarı bunun çok üzerinde olması ve bunun kazaya etkisi olmasıyla ancak olayın münhasıran istiap haddinin aşılması sonucunda meydana geldiğinin söylenebileceğini, davaya konu kazanın ise davacı tarafından sigortalı aracın, sürücünün beyanına göre arkadan bir aracın sıkıştırması ile sola manevra yapmak istediği sırada solundaki davacının ödeme yaptığı zarar gören araç ile çarpıştığının anlaşıldığı, kazanın istiap haddinin aşılmasından kaynaklanmadığı, ancak davalıya ait araç sürücüsünün şeride tecavüz etme kuralını ihlal ettiğinden %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Sigortalı araç sürücüsü tarafından, kaza tespit tutanağının düzenlenmesi sırasında kazanın başka bir aracın sıkıştırması ile sola manevrası sırasında meydana geldiğini belirttiğinden, davacı vekili tarafından bu hususun sonradan ileri sürülen bir husus olduğu iddiası bu nedenle yerinde görülmemiştir. Öte yandan davacı sigortacı, zarar görene yapmış olduğu ödeme nedeniyle rücu hakkı olduğunu, rücu şartlarının bulunduğunu ispatlamakla yükümlüdür. Davacı istiap haddinin aşılmasının yanı sıra kazanın da istiap haddinin aşılmasından kaynaklandığı ispatlamakla yükümlüdür.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu kaza tespit tutanağında belirlenen olayın oluş şekline ve dosya kapsamına uygun olup, kazaya istiap haddinin aşılmasının neden olduğu davacı tarafından kanıtlanamamıştır. Bu durumda mahkemece davanın reddedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.