Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2578 E. 2022/606 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 25/01/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların babası olan …’ın vefat ettiğini, …’ın müteveffanın eski eşi olduğunu, davacıların bu evlilikten doğan müşterek çocukları olduğunu, müteveffanın kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, yolcu olan müteveffaya kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını, SGK kayıtlarına göre kazanın meydana geldiği tarihte müteveffanın davalı ….. Şti.’nde İş Kanunu’na tabi olarak çalıştığını ve … A.Ş.’ye ait malları Konya’ya götüren kamyonun şoförü olduğunu, müteveffanın ölümü ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, 250,00 TL cenaze giderinin, her bir davacı için 250,00’şer TL olmak üzere toplam 750,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, her bir davacı için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın fiilin meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden maddi tazminat talebini 10.410,45 TL, davacı … yönünden maddi tazminat talebini 39.009,21 TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Nak. Ltd. Şti. vekili; müteveffanın kaza tarihinde davalı şirkette şoför olarak çalıştığını, kaza olayı ile ilgili SGK’ya iş kazası bildiriminin yapıldığını, ancak olayın iş kazası olmasının ve şirketin işveren olmasının bu kaza nedeniyle sorumlu tutulması için yeterli olmadığını, kazanın 3. kişinin tam kusuru ile meydana gelmiş olup, kaza ile davalı şirket tarafından yürütülen iş arasındaki illiyet bağının kesildiğini, bu sebeple şirketin kaza nedeniyle sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinde davalı şirkete kusur izafe edilmesi durumunda, olay iş kazası olduğundan SGK tarafından hak sahiplerine bağlanacak peşin sermaye değerli gelirin ve diğer ödemelerin tazminat miktarından indirilmesi gerektiğini, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; davalı şirketin müteveffa ve davacılar ile arasında herhangi bir ilişki olmadığını, olayın meydana gelmesinde şirketin kusurunun bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı …Ş. vekili; şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup, araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, tarafların kusur durumunun tespiti gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı hesabının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları ve eki uyarınca yapılması gerektiğini, somut olayda müteveffanın çocukları … ve …’ın yaş sınırını aştığından ve destekten çıktıklarından, bu davacılar yönünden davanın reddi gerektiğini, müteveffanın geçirdiği kaza, iş kazası niteliğini taşıdığından SGK’dan davacılara iş kazası nedeniyle bağlanan peşin sermaye değerinin sorulmasını talep ettiklerini, şirketin cenaze ve defin gideri ile manevî tazminat yönünden herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, faize hükmedilmesi halinde faizin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz olduğunu, davalıya KTK 97. maddesi kapsamında geçerli bir başvuru yapılmadığından ödeme de yapılmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …; kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, davalı …’nun kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili; davalı şirket çalışanının olayın meydana gelmesinde kusurlu olmamasından mütevellit davalı şirketin de herhangi bir tazminat sorumluluğunun doğmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; davacı tarafın sigortalının kusurun ve zararını ispat etmesi gerektiğini, davacıların müteveffanın destek olduğunu makul ve muteber delillerle ispatlamakla yükümlü olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı lehine tazminata hükmedilmesi halinde faizin başvuru tarihinden itibaren yasal faiz olarak belirlenmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili,davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılamayı müteakip, maddi tazminat istemi yönünden; davalılar …, … …, … … A.Ş., … … … ve Ticaret A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davalılar … … … … … … A.Ş., … hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile, Davacı … için 8.299,55 TL, Davacı … için 31.087,39 TL maddi tazminatın bu davalılardan müştereken ve müteselsilen (… şirketi yönünden poliçe limitleri dahilinde,) davalı … şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 25/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, davacı … …’ın maddi tazminat isteminin reddine, 500,00 TL cenaze ve defin giderleri isteminin reddine, manevi tazminat istemi yönünde; davalılar …, … … … Otomotiv … ve Ticaret Anonim Şirketi, … … A.Ş., … … A.Ş., … … … ve Ticaret A.Ş. hakkındaki manevi tazminat istemlerinin reddine, davalılar … … … … Danışmanlık Pazarlama Mühendislik … … ve Ticaret Limited Şirketi ve … hakkındaki manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile, davacı … … için 25.000,00 TL, Davacı … için 25.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen bu davalılardan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, mahkemece cenaze ve defin masrafları hususunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan red kararı verildiğini, davacının cenaze giderini belgelerle ispatlama zorunluluğu bulunmadığını, müteveffanın bordrosundaki ücretin gerçek ücreti yansıttığı konusunda açık bir şüphe bulunmaktayken, tazminat hesabında emsal ücretin esas alınmadığını, davacı … … bakımından evlenme tarihine kadar tazminat hesabı yapılması gerektiğini, müteveffanın, düzenli gelire halihazırda sahip olan anne ve babasına düzenli olarak maddi yardım sağlayacağının kabulünün hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2017/158 Esas sayılı dosyada …’ın destek payının %20 olarak hesaplandığını, mahkemece bu hususun nazara alınmadığını, raporda kusur indirimi yapılmış olmasına rağmen ilk derece mahkemesince mükerrer şekilde %20 müterafık kusur indirimi yapıldığını, müteveffa ile davalı … … arasında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, … A.Ş.nin ise davalılar … ve … şirketlerinin taşıma hizmeti verdiği şirket olduğunu, dava konusu haksız fiilin, aynı zamanda iş kazası niteliğinde olduğunu, ölen işçinin kusurlu davranışının illiyet bağını kesmediğini, yalnızca sonuca katkı sağladığını, davalı …Ş.’nin de zarara katlanması gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde, davalı şirketin … plakalı aracın maliki ve işleteni olmadığını, aracın sürücü ve malikinin davalı … olduğunu, davalı şirketin müteveffanın işvereni olduğunu, iş kazası nedeni ile işverene açılacak tazminat davalarında iş mahkemelerinin görevli olduğunu, kazanın 3. kişinin tam kusuru ile meydana gelmesi nedeniyle kaza ile davalı şirketçe yürütülen iş arasındaki illiyet bağının kesildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf dilekçesinde, SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin toplam hesaptan düşülmesi gerektiğini, aynı olayla ilgili olarak görülen Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/158 Esas sayılı dosyası kapsamında SGK’na müzekkere yazılarak davacılara bağlanan gelirle ilgili olarak bilgi istendiğini, SGK’dan gelen cevap yazısında eş … …’a 107,368.78.-TL ilk peşin sermaye değeri, kızı … … için 45,728.38.-TL ilk peşin sermaye değeri hesaplandığının bildirildiğini, diğer davacı …’ın ise işe girmesi nedeniyle 24.09.2017 tarihi itibariyle bağlanan gelirlerinin kesildiğini, cevap yazısı ekinde, meydana gelen kazanın bir iş kazası olduğunun da ayrıca değerlendirildiğini, …’ın tazminat talep hakkı bulunmadığını, kendisinin 2017 yılında çalışmaya başladığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, davacılardan …’ın destekten çıktığına ve destekten yoksun kalma tazminatına hak kazanamayacağına ilişkin raporlara aykırı bir şekilde, davacı … lehine maddi tazminatın hüküm altına alınmasının uygun olmadığını, davanın açıldığı tarih itibariyle, davacı …’ ın … Üniversitesi … Fakültesinde eğitim görmediği, eğitimine dava açıldıktan çok sonra başladığı göz önünde bulundurulduğunda da dava açıldığı sırada mevcut bulunmayan bir durumun eldeki dava dosyasında göz önüne alınmasının, bu duruma ilişkin ve dosyaya süresinden sonra sunulan belgeye göre de tazminat hesabı yoluna gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı vekilinin, müteveffanın vergilendirilmiş gelirine ilişkin herhangi bir belge sunmamış olmasına rağmen ve desteğin asgari ücret üzerinde para kazandığını belgeyle ispat edememesi karşısında, emsal üzerinden hesaplama yapılması ve bu şekilde hesaplanan miktarın hükme esas alınmasının kabul edilemeyeceğini, müteveffanın babası olan …’ın destekten çıkması durumunda babaya düşen 1 payın anne …’ya verilmesi bu surette desteğin 2, eşin 2, çocuğun 1 ve anne …’nın payı ise baba …’ın destekten çıkması nedeniyle 2 olması gerektiğini, davalıya atfedilen kusuru kabul etmediklerini, karayollarına da kusur hasredilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatların fahiş miktarda olduğunu, kazanın meydana geldiği 25/01/2017 tarihinde kazaya karışan aracın … … A.Ş. firmasından kasko sigortası ile sigortalı olması ve maddi tazminatın yanı sıra ayrıca manevi tazminatın da kasko poliçesi ile teminat altına alınmış olması dolayısıyla davanın bu … firmasına da ihbarı ile davaya dahil edilmesi gerektiğini, müterafık kusur nedeniyle tazminat miktarlarında hakkaniyet indirimin daha fazla uygulanması gerektiğini, davalı aleyhine hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarlarına yasal faiz yerine hatalı değerlendirme neticesinde avans faizi hükmedilmesinin de yerinde olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tarihinde müteveffa … ile davalılardan … … … Ltd. Şti. arasında hizmet akdine tabi iş ilişkisi bulunduğu, müteveffanın anılan davalı işveren nezdinde şoför olarak çalıştığı, şirketin adına tescilli kamyonu bulunduğu yerden almak üzere yolcu olarak bindiği aracın karıştığı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, SGK tarafından müteveffanın maruz kaldığı kaza olayının, işverene bağlı görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanda meydana geldiği belirlendiğinden, 5510 sayılı Kanunun 13.maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre iş kazası olduğunun tespit edildiği, eldeki davada müteveffanın işverenine de husumet yöneltildiği anlaşılmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanununun 1.maddesinin ikinci fıkrasında “Bu Kanun, 4.maddedeki istisnalar dışında kalan bütün iş yerlerine, bu iş yerlerinin işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanır.” 5521 sayılı Yasanın 1. maddesinde; “İşçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkları İş Mahkemelerinde çözümlenir” hükmüne yer verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 1.maddesinde; “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir” hükmü düzenlenmiştir.
Görev kamu düzenine ilişkin bir husus olup, eldeki davada, davacıların murisi ile davalılardan … … … …. Ltd. Şti. arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğu ve davanın iş kazasından kaynaklandığının anlaşılmasına, davada işverene karşı da husumet yöneltilmiş olmasına göre, mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İş Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması nedeniyle HMK.nın 115/1 maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmiş olması doğru görülmediğinden HMK’nın 355.maddesi gereğince görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle bu husus re’sen gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.a.3. maddesi gereğince görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, istinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … Ltd. Şti. vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1.a.3. maddesi gereğince görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

İstinaf eden taraf vekillerinin sair istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
5-Ankara 22. İcra Dairesi 2019/10373 Esas sayılı dosyasına yatırılan 210.276,26 TL’lik teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 10.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.