Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2553 E. 2022/633 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 10.02.2012 tarihinde, davalıların sürücüsü, işleteni ve ZMMS sigortacısı olduğu aracın, davacıların yolcu olarak bulunduğu araca çarptığını, davalı sürücü …’in kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, davacıların kaza sonucu yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davacı … için 15.000,00-TL manevi tazminat ile 500,00-TL geçici işgöremezlik, 500,00-TL sürekli işgöremezlik tazminatı; davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminat ile 500,00-TL geçici işgöremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 12.10.2019 tarihli talep arttırım dilekçesi ile davacı … yönünden geçici işgöremezlik tazminatını 4.826,12-TL’ye, … yönünden ise 1.448,80-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … vekili, kazanın meydana geldiği alanın hem davacıların içinde bulunduğu araca hem de …’ın kullandığı araca kapalı olduğunu, kaza yeri davalı işletenin çalışma alanı olduğu için …’ın, işletenin personelini almak amacıyla kaza yerine girdiğini, ceza dosyasında kendisini savunamadığı için asli ve tam kusurlu bulunduğunu, ancak yeniden kusur yönünden inceleme yapılmasını, davacıların yaralanmasının hafif nitelikte olduğunu, istenilen tazminatların fahiş olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Ltd. Şti.vekili; davanın zaman aşımına uğradığını, davacıların belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, kazanın trafiğe kapalı ve inşaat faaliyeti yürütülen yol bölümünde meydana geldiğini, kendilerine ait araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, yaralanmaların geçici ya da sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmadığını, çalışma gücü kayıp oranına ve kusur dağılımına ilişkin raporların ATK’dan, tazminat hesabına ilişkin raporun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması gerektiğini, davacıların zararlarının oluştuğunu ve asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiklerini kanıtlamaları gerektiğini, dosya içerisinde tazminattan indirim yapılmasını gerektiren nedenler var ise bunların dikkate alınmasını, kazaya karışan aracın dava dışı … Şirketinden 12 ay süre ile kiraladıkları için davanın bu şirkete ihbarı gerektiğini, istenilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; kazaya neden olduğu söylenen … plaka sayılı aracın 16.12.2011-12.12.2012 tarihleri arasında kendilerine trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına bağlı olmak şartı ile kaza tarihindeki poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, olayda sigortalı araç sürücüsünün kusuru olmadığını, çalışma gücü kayıp oranı ve kusur dağılım raporlarının ATK’dan, tazminat hesabına ilişkin raporun aktüer siciline kayıtlı bilirkişiden alınması gerektiğini, davacıların asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiklerini ve zararlarının varlığını kanıtlamaları gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, kusur dağılım oranlarının belirlenmesi için bilirkişiden ceza yargılamasının yapıldığı Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 05/11/2012 tarihli ve mahkeme tarafından 07/08/2018 tarihli raporlar alındığı, birbirlerini doğrulayan her iki raporda da belirtildiği gibi, davalı …’in % 100 oranında kusurlu olacak şekilde neden olduğunun kabul edildiği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından 28/07/2015 ve 23/02/2017 tarihli raporlar alındığı kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlanıp, davacılardaki yaralanmalar ile uyumlu olduğu için hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen 28/07/2015 tarihli rapora göre davacı …’in sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmaksızın 2 ay süre ile iş göremezlik oluşturacak şekilde, 23/02/2017 tarihli rapora göre davacı …’ın sürekli çalışma gücü kaybı oluşturmayıp, 6 ay geçici iş göremezlik oluşturacak şekilde yaralandıklarının kabul edildiği, gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun ve denetime açık olması nedeni ile hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen 19/12/2018 tarihli rapora göre, davacılardan …’ın geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zararının 1.448,80-TL ve diğer davacı …’ın geçici iş göremezlik nedeni ile 4.423,38-TL zararının oluştuğu, haksız fiil nedeni ile sorumlu olan davalılar … ve … Şirketinin kaza tarihinden itibaren, taleple bağlı kalınarak davacıların maddi tazminat isteklerine yasal faiz uygulanması gerektiği, davacıların bir diğer talebinin manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların kusurları olmaksızın meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacıların sürekli çalışma gücü kaybı oluşmasa da belirli süre ile geçici olarak iş ve güçlerinden kalacak şekilde yaralandıkları ve iyileşme süresi içerisinde tedaviyi de kapsayan acılı bir dönem geçirdikleri için manevi tazminat talep etmelerinin mümkün olduğu, davacıların olayda kusursuz olmaları, sigortalı araç sürücüsünün olayda tam kusurlu bulunması, davacılardaki yaralanmaların niteliği, tedavi süresi ve elde ettikleri belirlenebilir gelirlerin dikkate alınarak davacı … için 2.000,00-TL, diğer davacı … için 4.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Şirketinden müteselsilen alınmasına, manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren değişen oranlı faiz uygulanması gerektiği, dava dilekçesi hazırlanır iken davalılar arasında ayrım gözetmeksizin manevi tazminatın tüm davalılardan talep edildiği, sigorta şirketinin poliçe kapsamında manevi tazminat nedeni ile sorumlu olmadığı için her iki davalının sigorta şirketine yönelik manevi tazminat isteğinin reddi gerektiğinden; davacı …’ın talepleri ile ilgili olarak; sürekli iş göremezlik zararına ilişkin talebin tüm davalılar yönünden reddine, geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zarar yönünden;1.448,80-TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, davacı alacağına davalılar … ve … Şirketi yönünden kaza tarihi olan 10/02/2012 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/10/2013 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat talebi yönünden; sigorta şirketi ile ilgili manevi tazminat isteminin reddine, 2.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Şirketinden kaza tarihi olan 10/02/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine; davacı …’ın talepleri ile ilgili olarak; sürekli iş göremezlik zararına ilişkin talebin tüm davalılar yönünden reddine, geçici iş göremezlik nedeni ile oluşan zarar yönünden; 4.423,38-TL tazminatın davalılardan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacı alacağına davalılar … ve … Şirketi yönünden kaza tarihi olan 10/02/2012 tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 09/10/2013 tarihinden itibaren değişen oranlı yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminat talebi yönünden; Sigorta şirketi ile ilgili manevi tazminat isteminin reddine, 4.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve … Şirketinden kaza tarihi olan 10/02/2012 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu , kazanın meydana geldiği yolun her iki araç için de trafiğe kapalı olmakla beraber, davalının sevk ve idaresindeki aracın sahibi olan … Ltd. Şti.’nin faaliyet gösterdiği çalışma alanı olması nedeniyle davalının aracıyla o yolda seyir ederken bu hususu düşünerek o yola girdiğini, ancak davacı yanın ise, o yolun kapalı olduğunu bile bile yola girdiğini, şirket çalışmalarını taşırken o yolu kullanan davalının öngöremeyeceği şekilde karşısına çıkarak işbu elim kazaya sebebiyet verdiğini dolayısıyla yerel mahkemenin verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu, davalının uzun yıllar şoförlük yaptığını bugüne kadar kendi kusurlarıyla hiçbir kazaya sebebiyet vermediğini, dava konusu kazanın da kapalı yolda meydana geldiğini, davalının karşı yönden gelen aracı gördüğünde kazanın oluşmaması için elinden geleni yaptığını, fakat karşı taraf aşırı süratli olduğundan kazaya engel olamadığını, davacı yan tarafında dosyaya ibraz edilen raporlar incelendiğinde, Ankara Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan 14.02.2012 tarihli ön raporda, davacılardan …’ın yaralanmasının “kişinin yaşamını tehlikeye sokacak bir durum olmadığı, basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu” açıkça ifade edildiğini, yine Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 06.03.2012 tarihli … hakkında düzenlediği raporda mevcut yaralanmanın “kişinin yaşantısını tehlikeye sokmadığı, vücuttaki kemik kırığının yaşam fonksiyonlarını hafif (1) derecede etkileyecek nitelikte olduğu” ifade edildiğini, taraflar hakkında düzenlenen adli tıp raporlarında da açıkça belirtildiği üzere, tarafların trafik kazası sonucu yaralanmaları hafif nitelikte olup, davacı vekilinin iddia ettiği gibi davacıların hayati fonksiyonlarını ve yaşamlarını etkileyecek nitelikte olmadığını, davanın reddi gerekirken kabulünün yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … vekilinin davacı …’la ilgili maddi tazminata yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde;
1- HMK’nın “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341.maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 2.12.2016 tarihli … Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41.maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmiş, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Karar tarihi itibariyle, miktar ve değeri 4.400,00-TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.(HMK 341/2) Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 4.400,00-TL’lik kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.(HMK 341/3) Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 4.400,00-TL’yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz.(HMK 341/4)
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekili davacı … için 1.448,80-TL maddi tazminatın (geçici işgöremezlik) davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece 1.448,80-TL maddi tazminatın kabulüne karar verilmiş olup, miktar yönünden kesin olan bu karara karşı davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvuramaz.
HMK’nın 346.maddesi gereğince, kesin olan karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulması halinde, kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi istinaf incelemesi sırasında da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Bu durumda; HMK’nın 341/2. maddesinde açıklanan karar tarihi itibariyle kabulüne karar verilen miktar istinaf başvuru sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, HMK’nın 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda davalı … vekilinin davacı …’a yönelik maddi tazminata ilişkin istinaf isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı … vekilinin davacılar lehine hüküm altına alınan manevi tazminata ve davacı … yönünden hüküm altına alınan maddi tazminata yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde;
Dosyadaki mevcut delillere göre, davacıların maluliyetlerinin tespitlerine ilişkin Ankara ATK’nn 28.07.2015 tarihli ve 23.02.2017 tarihli raporları kaza tarihlerindeki yasal mevzuat gereğince düzenlenmiş olup hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi; 10.02.2012 tarihli kaza tespit tutanağı, kesinleşen Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/892 Esas – 2012/1077 Karar sayılı dosyasından alınan 05.11.2012 tarihli, eldeki dosyadan alınan 07.08.2018 tarihli uzman bilirkişi raporlarından davalı sürücünün inşaat nedeniyle yaya ve taşıt trafiğine kısmen kapalı ancak fiilen kullanılan yola tersten girerek karşı istikametten gelen davacıların içinde yolcu olarak bulunduğu ticari taksinin şeridine girmek suretiyle oluşan kazada tam ve asli kusurlu bulunduğu anlaşılmış olup yerel mahkemece davalı sürücünün tam kusurlu olduğuna dair kabulünde bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davacıların manevi tazminat istemi BK 56. maddeye dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir. Tüm bu kriterlere göre belirlenecek tazminat -aynı anda- tarafların ikisini de memnun etmese dahi, adil olacağı için, hukuk tarafından kabul edilen ve uygulanan sistem haline gelmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK.’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, 10.02.2012 tarihli kaza nedeni ile davacı …’in, kaburgalarında kırık oluştuğu, sağ kaş dış yandan yaralandığı, bu nedenle çeşitli ameliyatlar geçirdiği, vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği 2 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı, davacı …’ın da kaza sırasında sol kaşında tendon kesisinin olduğu, sol kaşının düştüğünü, ameliyat edildiğini, kazadan 2 ay sonrada sol bacağından ameliyat edildiğini, vücut genel çalışma gücünü kaybetmediği, 6 ay süre ile iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı ve kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün tam kusurlu olduğu sabittir. Davacıların yaralanmasının boyutları ve kazadaki kusur durumu gözetildiğinde, hükmedilen manevi tazminat miktarının; duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde ve her iki tarafın mali ve sosyal durumlar uygun olduğu görülerek, davalı tarafın maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf talepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, olaya ilişkin benimsenen kusur ve maluliyete ilişkin bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun olduğu, davalı … vekilinin manevi tazminatlara ve davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin ileriye sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı ve ilk derece mahkemesinin manevi tazminatlar ile davacı … yönünden maddi tazminata ilişkin kararı usul ve esas yönünden yasaya uygun bulunduğundan, davalı … vekilinin davacı …’la ilgili maddi ve manevi tazminat, davacı …’le ilgili manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun HMK.nın 3531-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.02.2019 tarih 2014/802 Esas, 2019/110 Karar sayılı kararındaki davacı … yönünden maddi tazminat yönelik davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 352/1. maddeleri gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2- 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin davacı …’la ilgili maddi ve manevi tazminat; davacı …’la ilgili manevi tazminata yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince maddi tazminat davası nedeniyle alınması gereken 401,13-TL karar ve ilam harcı ile manevi tazminat davası nedeniyle alınması gerekli 409,86-TL karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 810,99-TL harçtan peşin alınan 202,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 608,25-TL harcın davalı … alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği ile harç mahsup ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.