Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2528 E. 2022/439 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 05/06/2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki…… plaka sayılı motosiklet ile … sevk ve idaresindeki ….. plâka sayılı motosikletin …. Kavşağında çarpışmaları sonucu çift taraflı, yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde … plâka sayılı motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkili …… ağır şekilde yaralandığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde araç sürücülerinin kusurlu olduğunu, müvekkilinin de yolcu olarak bulunması nedeniyle kusursuz olduğunu, kazaya yol açan ….. plâka sayılı motosikletin ZMMS poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından,…..plâka sayılı motosikletin ise … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu belirterek müvekkilinin uğramış olduğu bedensel zararlar neticesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle şimdilik 100,00 TL sürekli iş göremezlik, 50,00 TL geçici iş göremezlik ve kaza nedeniyle ortaya çıkan geçici bakım ve bakıcı giderleri için 100,00 TL olmak üzere toplam 250,00 TL maddi tazminat ve malûliyet oranının tespiti için yapılmış olan 1.200,00 TL rapor masrafı ile birlikte toplam 1.450,00 TL maddi tazminatın davalıların temerrüde düştükleri tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, dava konusu kaza nedeniyle davacının malûliyetine ilişkin açılan davada davacı vekili adına 28/02/2018 tarihinde 30.000,00 TL asıl alacak ve ferileri toplam olarak 36.750,00 TL ödeme yapıldığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda azami 268.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, öncelikle tarafların kusur durumunun tespitinin gerekeceğini beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının malûliyeti yönünden…..Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda sonuç olarak, davacı …’in %20 oranında çalışma ve meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı, kaza nedeniyle mağdurun geçici iş göremezlik süresinin 180 gün olduğu, bu süre içerisinde kişinin başkasının bakımına muhtaç olduğunu, fatura edilmeyen tedavi giderinin 6.000,00 TL olduğunun belirtildiği, kusur bilirkişisinden alınan raporda sonuç olarak…. plâka sayılı motosikletin sürücüsü …’in %100 oranında kusurlu olduğu, ….. plâka sayılı motosikletin sürücüsü …’ın kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, aktüer bilirkişiden alınan raporda sonuç olarak; malûliyet oranına göre davacı …’in geçici iş göremezlik tazminat miktarının 5.593,64 TL, sürekli iş göremezlik tazminatının 222.436,32 TL, 5.593,64 TL faturalandırılmayan tedavi gideri alacağının olduğunun belirtildiği, davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilleri arasında imzalanan sulh protokolü ile 36.750,00 TL ödeme yapıldığı ve sulh olduklarının bildirildiğini 15/03/2018 tarihli dilekçe ile beyan ettikleri, aktüer bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, davacının … Sigorta A.Ş.’ye karşı açtığı davanın kabulü ile, 222.436,32 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 5.593,64 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 228.029,96 TL maddi tazminatın 21/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/149 E., 2019/373 K. sayılı kararında her ne kadar davanın kabulüne karar verilse de adli tıp ücreti için kendileri tarafından yapılan 1.200,00 TL’lik rapor masrafının yargılama gideri olarak sayılmadığını, bu hususta talep olduğu halde hiçbir şekilde gerekçeli kararda talep hakkında değerlendirme yapılmadığını, mahkeme hükmünün yargılama giderleri yönünden hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından, dava öncesi müvekkil şirkete eksik evrakla birlikte başvuru yapıldığını ve dava şartı eksikliği nedeniyle davanın reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik teminatının poliçe kapsamında bulunmadığını, maluliyet raporunun denetime elverişli olmadığını ve raporun kendilerine tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını, kusur raporuna itiraz ettiklerini, davacının kask takmadığı için müterafik kusurlu olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları gereğince ya …. oluşacak heyetten ya da Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir.
1)Maluliyet raporuna ilişkin olarak,
Maluliyete esas raporun davacı tarafından dava öncesinde alınan rapor olduğu ve yargılama sırasında rapor alınmadan ve rapor davalıya tebliğ edilmeden karar verildiği ve bu şekilde davalının savunma hakkının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının tazminat talebi TBK’nın 54. maddesi gereğince Çalışma Gücünün azalması ve yitirilmesi kapsamında sürekli iş göremezlik ve geçici iş görmezlik zararlarına ilişkin olup, her ne kadar ZMMS Genel Şartlarında sigortanın sorumluluğunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği belirtilmiş ise de, AYM’nin 90. maddesindeki kısmi iptal kararına göre zararın belirlemesinde Genel Şartlar değil, TBK hükümleri ve Yargıtay tarafından gerçek zararın belirlenmesinde esas alınan ilkelerin nazara alınması gerekir. Alınacak raporun da hangi yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğinin bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektir.
Talebin “çalışma gücünün azalması veya yitirilmesine” ilişkin olması nedeniyle alınacak raporun bu kapsamdaki zararların tespiti açısından alınması gereken yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. Bu kapsamda “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ve “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri değerlendirilerek, “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği”, “iş kazası ve meslek hastalığı” açısından halen yürürlükte bulunduğundan (aksi görüşler bulunmakla birlikte) ve “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” ise kişinin engel oranını belirleyen yönetmelik olmasına göre çalışma gücüne etki edecek “meslek kodu” cetvellerinin bulunmaması nazara alınarak, her iki yönetmelik hükümlerine göre maluliyet/engel durumunun, tespit edildiği rapor alınarak, oranların farklı olması halinde davacının talep ettiği tazminat kalemleri yönünden uygulanacak maluliyet/engel oranı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekmektedir.
Ayrıca, davacının 2017 yılında tekrar kaza geçirdiği anlaşılmakla davadan sonraki yaralanmanın da maluliyete etkisi tartışılmalı ve münhasıran davaya konu kaza yönünden malullük oranı belirlenmelidir.
2)Faturalandırılmayan tedavi giderine ilişkin olarak ise, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle sigorta şirketi zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır, ancak sigortanın SGK tarafından karşılanmayan belgesiz tedavi giderlerinden sorumluluğu devam etmekte olup buna yönelik mahkeme kabulü yerinde ise de, buna yönelik yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere olayın niteliği gereği bütün giderlerin belgelendirilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Ulaşım gideri konusunda belge bulunmasa da, davacının yaralanmasına göre tedavisi tamamlanıncaya kadar hastaneye gidip gelmesi hayatın olağan akışına uygundur. Bu durumda mahkemece doktor bilirkişiden davacının tedaviye gitmesi gerektiği tarihler konusunda rapor alınarak davacının ikamet adresi ile hastanelerin mesafesi, o tarihlerdeki ticari taksi ücretleri v.s. gözönünde bulundurularak makul bir ulaşım giderine hükmedilmesi gerekmektedir. Yine yaralanmaya bağlı olarak yapılması olanaklı bulunan fatura edilemeyen tedavi giderleri yönünden davacının tüm tedavi evrakları incelenerek yaralanma derecesi ve iyileşme süreci de gözetilerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre fatura edilmeyen tedavi giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesi karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. (Yargıtay 17. H.D’nin 11.06.2020 tarih 2019/2585 Esas- 2020/3385 Karar, 28.02.2019 tarih 2016/4476 Esas- 2019/2293 Karar, 27.09.2017 tarih 2015/1535 Esas- 2017/8273 Karar, 09.04.2015 tarih 2015/1134 Esas – 2015/5600 Karar ve 12.11.2012 tarih 2012/32523 Esas-2012/12417Karar).
3) Başvuru koşuluna ilişkin olarak ise,
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı …. Gazete de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez yada verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği davanın bu nedenle reddedilemeyeceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvuru koşulunun yerine getirilmediğine yönelik istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
4)Geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak ise,
SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun kanunda belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair kanunda düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile kanunla belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilememiştir.
5)Müterafik kusur konusunda ise, davacının kask takmamasının kazanın oluşumuna değil, zararın artmasına yol açan bir etmen olması nedeniyle, bu husus mahkemece tatbik edildiği üzere bir takdiri indirim sebebi ise de, salt kaskın takılmaması tek başına indirim yapılmasına imkân vermeyip, kask takmama eylemi ile zarar arasında illiyet bağının bulunması da gereklidir. Somut olayda maluliyete ilişkin alınan adli tıp raporu kapsamında belirlenen yaralanmaya ilişkin bilgi ve bulgular dikkate alındığında davacının kafa travmasına bağlı yaralanmasının bulunmadığı, dosya kapsamında yer alan kaza ile ilgili fotoğraflarda kaskın davacının hemen yanında bulunduğunun anlaşıldığı, kaza tespit tutanağında bulunan mevcut tabloda kask kısmında “takılı değil” yerine “tespit edilemedi” olarak işaretlemenin yapılmış olduğu, bu tespitin aksinin davalı tarafça ispat edilemediği ve davacının kaza sırasında kask takmadığını kanıtlayan bir somut delil bulunmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilmemiştir.
6) Ekspertiz giderlerine ilişkin olarak ise,
Davanın açılmasından önce yapılan delil tespitine ilişkin masraflar yargılama giderlerinden sayılacağından davacı tarafından ödenen delillerin tespitine yönelik ekspertiz ücretinin yargılama giderlerine ilave edilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsiz olup, bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de kabulü gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklik ikmal edilerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/05/2019 tarihli 2018/149 Esas – 2019/373 Karar
sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 44,40-TL’nin istek halinde davacıya iadesine, istinaf eden davalı … Sigorta A.Ş. tarafından istinaf peşin harcı olarak yatırılan 3.894,19-TL’nin istek halinde anılan davalıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 32. İcra Dairesinin 2019/8945 Esas sayılı dosyasına yatırılan 318.280,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.