Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2509 E. 2022/916 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI :……

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 07/04/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 29/04/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve …. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;18.02.2017 tarihinde davalılardan …’nun sevk ve idaresindeki, ….’nin maliki olduğu tescilsiz ve ZMMS sigortası bulunmayan iş makinesi ile dava dışı … plakalı aracın çarpışması sonucu … plakalı araçta yolcu olarak bulunan …’ın vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı …’nun asli kusurlu olduğunu, …’ın mirasçıları tarafından davacıya başvurulması üzerine davacı tarafından …’ın eşine 210.553,00 TL, babasına 26.500,00 TL, annesine 33.597,00 TL ve kızına 44.135,00 TL olmak üzere toplamda 314.785,00 TL ödeme yapıldığını, iş makinesinin kaza tarihinde tescili ve zorunlu trafik poliçesinin bulunmadığını, belirterek … Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesi gereğince fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 314.785,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren T.C … Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont (avans) faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …. vekili; davacının hatalı kusur raporuna dayalı olarak yaptığı ödemeyi davalılardan isteyemeyeceğini, ceza dosyasında henüz kusur tespiti yapılmadığı gibi meydana gelen kazada dava dışı … plakalı araç sürücüsü ile … Genel Müdürlüğünün de kusuru bulunduğunu, ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesini, davacı tarafından müteveffanın ailesine destek niteliğinde olduğunu gösterir yazılı herhangi bir delil ibraz edilmeden yapılan ödemenin hukuka aykırı olduğunu ve rücu konusu edilemeyeceğini, davacı … Hesabı’nın kanuna aykırı olarak tanzim edilen kusur tespiti raporunu baz alarak hazırlattığı aktüer hesaplamasına dayalı raporunu kabul etmediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan kusur ve aktüer bilirkişinin raporları gereğince; davacının tazminat ödemesi yaptığı kişilerin desteğinin olayda herhangi bir kusurunun olmadığı, davalı sürücünün ise %75 oranında kusurunun olduğu, davalılar aracının olay tarihi itibariyle trafikte tescili ve zorunlu trafik sigortasının bulunmaması nedeniyle davacı … hesabının kaza nedeniyle ölen kişinin yakınlarına 314.785,00 TL tazminat ödemesinde bulunduğu, bu ödemenin … Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesi gereğince davacının rücu hakkının doğduğu, aktüer bilirkişi raporunda da ayrıntılı açıklandığı üzere davalı araç sürücüsünün %75 oranındaki kusuru dikkate alındığında dava dışı 3. Kişilerin 327,553,73 TL’lik maddi zararlarının doğduğu, ancak davacının bu bedelden daha aşağı bir ödeme yaptığı ve herhangi bir fazla ödeme bulunmadığı anlaşıldığından davanın kabulü ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 314.785,00 TL rücu tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, bu bedelin 44.135,00 TL’sine 26/04/2017’den itibaren, bakiyesine ise 03/04/2017’den itibaren avans faizi yürütülmesine,karar verilmiş; hükme karşı davalılar … ve …. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalılar … ve …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın hukuka uygun olmadığını, olayda … Genel Müdürlüğünün de kusurlu bulunduğuna dair beyanlarının ve dosyada mevcut raporlara yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını, özellikle … Üniversitesi … bölümünden aldırılan ve Adli Tıp tarafından verilen raporların dava konusu olayın özellikleri ile bağdaşmadığını, raporların kendi içerisinde çelişkili olduğunu, mevcut fotoğraflar ve ceza dosyası içerisindeki beyanlar incelendiğinde meydana gelen kazanın raporlarda iddia edildiği gibi olmadığı, sanık beyanları ile tanık anlatımlarına itibar edilmediğinin anlaşılacağını, kazanın meydana geldiği yerin çevre yolu üzerinde bir kavşak olduğunu, ceza davasının sanığı …‘nun yolun işlerliğini hesap ederek dönüş yapmadan evvel yolun en sağına geçip arkadan gelen araçlar için herhangi bir tehlike yaratmak istemediğini, iş makinasını başka bir aracın da takip ettiğini, gerek sanık gerekse tanığın anlatımları incelendiğinde iş makinesinin ağırlığı ve yolda hareket edebileceği hızın çok düşük olması sebebiyle yolun dışına çıkacak kadar sağa yanaşıldığı, geriden gelen araçların kontrol edildiği, kontrol edildikten sonra kavşağa yaklaşıldığı ve Ankara yönünden gelen araçların beklenmeye başlandığı, bu bekleme esnasında … plakalı aracın beklemekte olan iş makinasına çarptığının anlaşıldığını, oysa dosyaya konan raporlarda iş makinesinin dönüş kurallarına uygun davranmadığı esas alınarak ve buna göre kusur belirlemesi yapıldığını, iş makinasının hareket halinde iken dönüşe başlamadığını, trafiği terk etmek suretiyle yolun en sağına yanaşarak durduğunu yolu kontrol ettikten sonra dönüşünü yaptığını, yolun geliş ve gidiş olması sebebiyle kavşak noktasında Ankara yönünden gelen araçları beklemeye başladığını, bekleme yaptığı esnada hızlı bir şekilde gelen otomobilin şeridinin dışına çıkarak ve hiç fren tedbiri kullanmadan iş makinasına çarptığını, bu sebeple Trafik polislerince tutulan ve diğer raporlara da dayanak olan … Trafik Kanunu 84/f maddesine yapılan atıfta hukuka uyarlılık bulunmadığını, zira Hilmi’nin hareket halinde iken dönüş yapmadığını, öncelikle trafiği terk ederek yolun en sağ tarafına yanaşarak yolu kontrol edip ve arkadan araç gelmediğini görünce dönüş için kavşağa gelip Ankara yönündeki araçları beklemeye başladığını, kazanın Hilmi’nin Ankara yönünden gelen araçları beklemesi esnasında, otomobilin çarpması neticesinde meydana geldiğini, özellikle kaza sonrası fotoğraflar incelendiğinde çarpma esnasında otomobilin ve iş makinasının konumunun yeterli kanaatin oluşmasına neden olacağını açıklanan hususta bilirkişi raporlarına karşı sayısız itirazda bulunmuş olmalarına rağmen bu hususun dikkate alınmadığını, ayrıca kaza ile ilgili ceza yargılaması da devam etmekte olup nihai rapor halen Adli Tıp Büyük Kurulundan dönmemiş olduğundan anılan dosyasının bekletici mesese yapılması gerekirken aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğunu, kazada Karayollarının kusurlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporları mevcut olmasına rağmen yargılama esnasında alınan raporlarda Karayollarının kusurlu olmadığına dair yapılan tespitlerin doğru olmadığını, bu sebeple özellikle dosyada mevcut 23.11.2018 tarihli …raporunun irdelenmesi gerektiğini, kazanın meydana geldiği yer … Genel Müdürlüğünce dönüşe açılmış olmakla seyir halinde giderken dönüş yapmak üzere olan araçlar için bir cep yapılması zaruri iken, dönüş kısmına denk gelecek bir cep yapılmaksızın kavşak tesis edilmiş olması nedeniyle … Genel Müdürlüğünün de kusurlu olduğunu, bu durumun mevcut bilirkişi raporları ile tespit edilmesine rağmen mahkemece bu hususun gözardı edildiğini hatalı kusur raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında ölen üçüncü kişinin desteğinden yoksun kalan hak sahiplerine … Hesabı tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı … Hesabı, Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davalılara rücu etmektedir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 16.09.2021 Tarih 2021/17896 Esas 2021/4942 Karar ve 25.01.2022 Tarih 2021/24573 Esas 2022 963 Karar emsal kararları )
Açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olması nedeniyle HMK.nın 115/1 maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. Mahkemece davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek esas hakkında karar verilmiş olması doğru görülmediğinden görev hususunun kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle HMK.nın 355. maddesi gereğince resen gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK.nın 353/1.a.3. maddesi gereğince görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine davalılar vekilinin istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar … ve …. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, ilk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1.a.3. maddesi gereğince görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Adı geçen davalılar vekilinin istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
2-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.