Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2486 E. 2022/545 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili; 12/02/2015 tarihinde müvekkiline ait … plakalı araca davalı …’ın işleteni olduğu, diğer davalı tarafından sigortalanan … plakalı aracın tam kusurlu olarak çarpması neticesinde müvekkilinin aracının yoldan çıkarak istinat duvarına çarparak durabildiğini, hasar ödemesi için davalı sigortaya müracaat ettiği halde ödeme yapılmadığını, Ankara 1. SHM 2015/86 D.İş dosyasından yapılan delil tespitine göre araçtaki hasarın 23.000,00 TL olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 23.000,00 TL hasar bedelinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili beyan dilekçesinde; davanın gerçek bir kaza olmayıp, … plakalı araca yönelik haklı bir tazminat talebi oluşturabilmek için kullanılan … plakalı aracın hasarına ilişkin yapılan gerçek olmayan tamamıyla uydurma bir kaza sonrasında yapılan talep olduğundan davanın reddine karar verilmesini, öte yandan avans faizi talebinin de haksız olduğunu bildirerek davanın reddini isteyerek olaya ilişkin araştırma tutanağını dosyaya sunmuştur.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu, hasarlı diğer araçtan alınan kayıt ve tespitlerin kazanın gerçek bir kaza olduğunu kanıtlamadığı, araç üzerindeki ve kaza mahallindeki tespitlerin kazanın varlığını kanıtlamadığı, davacıya ait araçtaki hasarların daha önce 05/05/2014 tarihinde gerçekleştiği belirtilen kazayla benzerlik ve uygunluk taşıdığı, söz konusu kazanın varlığı ve oluş şeklinin hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gerekçeleriyle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili, bilirkişi raporunda yer alan saptamaların ve mahkeme kararının davalı şirketin iddialarının tekrarı niteliğinde olduğunu, ekspertiz raporunun hükme esas alınamayacağını, kazanın gerçekleşmediği yönünde bir delilin bulunmadığını, kazanın gerçek olmadığı, sigorta şirketinin yanıltıldığı yönünde davalının her hangi bir yasal müracaatının da bulunmadığını, mahkeme kararında gerekçe olarak müvekkile ait araca çarpan diğer aracın hava yastığı sensörünün araç 211765 km’de iken yandığı, kazının araç 211824 km’de iken meydana geldiği bu sebeple kazanın uyumlu olmadığının gösterildiğini, müvekkile ait araca çarpan davalıya ait aracın hava yastığı sensörünün farklı km’de yanmasının dava konusu kaza ile ilişkilendirilmesinin dayanaksız olduğunu, araçta meydana gelebilecek teknik bir arıza yada başkaca bir sebepten kaynaklanabilecek bir durumun müvekkil aleyhine yorumlanmasını kabul etmediklerini, kazaya karışan bir aracın kazadan önce bir kaç hafta kullanılmamış olmasının davanın reddine gerekçe gösterilmesinin yerinde olmadığını, hükme esas bilirkişi raporunda müvekkile ait araca çarpan araçta bulunan hava yastıklarının üzerinin tozlandığı bu sebeple hava yastıkların daha önce açıldığı ileri sürülmesinin ileri sürülmesinin isabetsiz olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Kural olarak haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı TBK’nın 50. maddesinde; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, mahkemece alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmede, kazanın oluş şekliyle kazaya karışan araçlardaki hasarın uyumlu bulunmadığı ve hasarın teminat kapsamında bulunmadığı belirtilmiştir.
Aynı şekilde, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden alınan raporda, ön inceleme tutanağı, kaza tespit tutanağı, araçlara ait hasar fotoğrafları, kaza yeri krokileri, ekspertiz raporu, bilirkişi raporu tüm iddia ve savunmalar detaylı şekilde incelendiğinde; … plaka sayılı otomobilin arka kısmındaki hasar durumu ile … plaka sayılı otomobilin ön kısımlarındaki hasar durumları dikkate alındığında bahse konu hasarların, kaza tespit tutanağı ve davacının belirtildiği şekilde oluşan bir kaza nedeniyle gerçekleştiğinin kabulü halinde araçlarda oluşabilecek hasarlar ile örtüşemeyeceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve durumlar ışığında, davacı tarafından açılan davanın ispatlanamadığı ve reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla ve mahkemenin gerekçesine göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince (HMK.nın 355. maddesine göre istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu) esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70TL maktu istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40TL maktu harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nın 359/4. maddesi gereğince kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde TEMYİZİ KABİL olmak üzere 04/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.