Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2484 E. 2022/177 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı … tarafından sigortalı bulunan dava dışı 3. kişiye ait araç ile davacının kullandığı motosikletin çarpışması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını belirterek 10.000,00 TL harca esas değer belirlemek suretiyle yapılacak yargılama sırasında belirlenecek iş göremezlik zararının yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiş, 28/09/2017 tarihli dilekçesi ile talebini 1,00 TL geçici iş göremezlik zararı, 9.999,99 TL sürekli iş göremezlik zararı olarak açıklamış, ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik zarar miktarını 30.110,61 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, kaza ile iş göremezlik arasında illiyet bağının bulunmadığını, bu nedenle davacı başvurusunun kabul edilmediğini, kusurun sigortalılarında olmadığını, olsa bile kusuru oranında sorumlu tutulmaları gerektiğini, iş göremezlik oranının adli tıp kurumu tarafından tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 12/10/2016 tarihinde dava dışı sürücü … yönetiminde bulunan ve dosyaya getirilen sigorta poliçesine göre kaza tarihi itibari ile davalı şirket tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılan …. plaka sayılı araç ile davacı …’in kullanmakta olduğu motosikletin çarpışması sonucunda davacının yaralandığı, kusur durumuna ilişkin olarak alınan rapora göre meydana gelen kazada davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacının kaza nedeniyle sürekli iş göremezlik oranının % 7, geçici iş göremezlik süresinin ise 3 ay olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesine göre işletene düşen hukuki sorumluluğun aynı Kanunun 91. maddesine göre poliçede belirtilen limitler altında sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının da poliçe kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu, davalı … tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı, dosyaya getirilen maaş bordrosu ve ilgili belgelere göre davacının kamu görevlisi olduğu ve geçici iş göremez kaldığı süre içerisinde maaşını almaya devam ettiği, bu hali ile davacının geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı, aktüerya konusunda uzman bilirkişiden alınan rapora göre sürekli iş göremezlik zararının bulunduğu ve zarardan davalı … şirketinin sorumlu olduğu gerekçesiyle geçici iş göremezlik tazminatına yönelik davanın reddine, sürekli iş göremezlik tazminatına yönelik davanın KABULÜ ile 30.110,61 TL sürekli iş göremezlik zararının temerrüt tarihi olan 13/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, kusur raporunda hatalı hazırlanmış olan trafik kazası tespit tutanağının esas alındığını, tutanakta motosikletin yaya gibi nitelendirilmiş olup kusur oranlarının buna göre belirlendiğini, oysa motosiklet sürücüsünün orta refüjden yaya geçidini dikey olarak kullandığından ters yönde gelen bir araç sürücüsü gibi asli kusurlu olduğunu, başvuran lehine rapor ücretine hükmedilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın rapor ücretine ve ulaşım giderine ilişkin herhangi bir dekont sunmamış olup, bu iddiasını ispatlayamadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, geçici iş göremezlik zararının da bulunduğunu, geçici iş göremezlik zararının efor kaybı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, maluliyet raporları arasında açık çelişki bulunduğunu, Yargıtay kararlarına göre maluliyetin 2013 tarihli çalışma gücü yönetmeliğine göre belirlenmesi gerektiğini, ayrıca sigorta şirketinin bütün işlerinin ticari iş niteliğinde olup avans faizine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunun incelenmesinde, tazminat hesabında ZMMS genel şartlar ekindeki hesaplama yönteminin kullanıldığı, TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faizin uygulandığı anlaşılmıştır.
1)Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve annüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 Tablosu’nun esas alınmasına bir isabetsizlik görülmemiş ise de; progressif rant formülü yerine %1,8 faizin tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
2)Geçici iş göremezlik ödeneği konusunda ise,
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli, 2019/40 E-202/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, davalı … şirketinden talep edebilir. Her ne kadar, davalı tarafından ZMSS yeni genel şartları ve 6111 Sayılı Yasa ile değişiklik yapılan 2918 Sayılı Yasanın 98. Maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Bu itibarla davalı şirket, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamayacağından, geçici iş göremezlik ödeneği teminat kapsamında bulunmaktadır.
Bununla birlikte dosya kapsamına göre davacının imam olduğu anlaşılmaktadır. Davacının memur olması nedeni ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde maaşını almaya devam ettiğinden kazanç kaybı oluşmayacağından bu dönemdeki zararı, varsa bu süre içerisinde çalışamadığı için alamadığı ek ödemeler kadardır. Bu itibarla, mahkemece, geçici iş göremezlik süresi içerisinde mahrum kaldığı yan ödemelerin olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme neticesinde hüküm kurulması isabetsiz bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf talebinin kabulüne, dosyanın önceki bilirkişiye tevdii ile davacının muhtemel ve beklenen yaşam süresinin TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi, bakiye ömrü esas alınarak, % 1,8 teknik faiz uygulanmadan progressif rant tekniği uygulanmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi, geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak yukarıda belirtilen şekilde değerlendirme yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine sair istinaf taleplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 21/05/2019 tarihli, 2017/200 Esas 2019/423 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
2-İstinaf başvurma harçları peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL, davalı … tarafından yatırılan 515,00-TL istinaf karar harcının talepleri halinde ilgililerine ayrı ayrı iadesine,
4-Davacı ve davalı tarafından yatırılan istinaf gider avansından varsa, kullanılmayan kısımların ilgili taraflara ayrı ayrı iadesine,
5-Taraflarca yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada ayrı ayrı gözetilmesine,
6-Ankara 7. İcra Dairesinin 2019/9499 esasına yatırılan 54.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme ve harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.