Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2467 E. 2022/113 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Tazminat)

KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, 23.01.2016 tarihinde davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın taş veya buz gibi bir cisim üzerinde geçerken direksiyon hakimiyetini yitirip takla attığını, araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davalı sigorta şirketine 20.12.2017 tarihinde başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL sürekli, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiş; 10.05.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli işgörmezlik tazminatını 159.103,12 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, 22.05.2018 günlü duruşmada kusur ve maluliyet yönünden rapor alınmasını, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, tüm dosya kapsamından; davacının 23/01/2016 tarihli kazaya bağlı özür oranının %13 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince bakıcı ihtiyaç süresinin 45 gün olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği, dava konusu trafik kazasında …… plakalı araç sürücüsü dava dışı …….’ın %100 oranında kusurlu bulunduğu, davacı …… araç içinde yolcu olarak bulunduğu ve kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün kusuru nispetinde 159.103,12 TL sürekli iş göremezlik, 25.200,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının (talep 500 TL ile sınırlı olmakla) hesaplandığı, iş bu tazminatın ödenmesinden davalı sigorta şirketi kazaya karışan aracın e sigortacısı olması sebebiyle ve hesaplanan tazminat da poliçe limiti dahilinde olduğundan sorumlu olacağı, KTK 99/1 maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin kendisine yapılan başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası temerrüde düşeceği bu tarihinde 06/01/2018 olduğu ve aracın hususi araç olması nedeniyle yasal faize hükmedileceği anlaşılmakla dava ve ıslah dilekçesi gözetilerek davanın kısmen kabulüne, 159.013,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ile taleple bağlı kalınarak 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 159.513,12 TL tazminatın 06/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
Tarafların kusur durumunun belirlenmesi için söz konusu dosyanın Adli Tıp Kurumu ……seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişiye gönderilmesi gerekirken, hatalı bir şekilde %100 kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, davalı şirketin; Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, ….. Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi ve ayrıca ……. yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün dava konusu kaza meydana geldiği esnada alkollü içki ve/veya uyuşturucu madde etkisinde olup olmadığı, geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı anlaşılmadığından bu konuya ilişkin de inceleme yapılması gerektiğini,
Poliçe tanzim tarihi dikkate alındığında yeni sigorta genel şartlarına tabi olduğundan davacının maluliyet oranının Yargıtayca da kabul edildiği üzere Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu marifetiyle özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda tespit ettirilmesi gerekirken, … Üniversitesi dahili tıp bilimleri bölümü adli tıp anabilim dalı tarafından hazırlanan maluliyet raporu dikkate alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, gerek doktrinde gerek Yargıtay ilke kararlarında kabul gördüğü üzere hükme esas alınabilecek maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenmiş olması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla dava konusu kazadan sonra alınan…… Raporunda davacını özür oranının %3 olduğunun belirlendiğini, %3’lük rapor mevcut iken mahkemece aldırılan üniversite raporunda %13’lük oran belirlenmesinin hatalı olup kabul edilemeyeceğini,
Davalı şirketin tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş göremezlik zararlarından, sair tedavi giderlerinden sorumluluğu bulunmadığını bu nedenle taleple bağlı kalınarak geçici işgöremezlik süresi dikkate alınarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın yürürlüğe girmesi itibariyle geçici iş göremezlik tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında olup; 6111 sayılı yasa uyarınca davalı şirketin tedavi giderleri, geçici iş göremezlik ve geçici iş göremezlik dönemi geçici bakıcı talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını,
01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları ile birlikte, tedavi giderleri dolayısıyla davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu kalmayıp tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, açıklanan nedenlerle, 09.05.2019 tarihli yerel mahkeme kararında davalı şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik süresi ve tedavi giderinden kaynaklı maddi tazminat hukuka aykırı olup 09.07.2019 tarihli ilamının kaldırılması gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminat hesabı uzmanlık gerektirdiğinden, Hazine Müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılması, uzman olmayan hukukçulara görev tevzi edilmemesi gerektiğini, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketi sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu, bu sebeple bilirkişinin işin özelliğine göre uygun teknik bilgiye sahip olması gerektiği gibi hazırlayacağı raporun uzman olduğu konudaki özel ve teknik bilgiyi içerir nitelikte bulunması gerektiğini, Hazine Müsteşarlığı’nın 05.02.2010 tarih ve 2010/4 sayılı genelgesi uyarınca, aktüer hesaplamalarının Müsteşarlık nezdinde tutulan ……. Siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılmasının uygun görüldüğünü, Yargıtay’ın birçok kararında tazminat hesaplamalarının aktüerya uzmanınca hesaplanması gerektiği vurgulanmakta olup, ehil olmayan bilirkişilerin düzenlediği raporlara itibar edilerek verilen kararların bozulduğunu, öte yandan davacılar lehine tazminat hesaplanmasına karar verildiği takdirde, söz konusu hesaplamanın, TRH 2010 Ulusal … Tablosuna göre yapılması gerektiğini, maluliyet tazminatının hesaplanmasında esas alınacak … tablosunun TRH 2010 olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına davanın davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davalı vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan sürekli ve geçici iş görmezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketlerinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas, 2019/10217 Karar 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) göre davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi doğru görülmemiştir.
Olay mahallinde tutulan kaza tespit tutanağında, 23.01.2016 günü saat 13.45 sıralarında, …..mahallesi sınırları içerisinde, sürücü …’ın yönetimindeki ….plakalı kamyonet cinsi araç ile Ankara yönünden …. numaralı devlet karayolunu takiben Aksaray yönünde sol şeridi takiben seyir halinde iken, olay mahalli kavşak girişinde orta refüje çarptıktan sonra sağ tarafa doğrultu değiştirerek, taşıt yolundan yol dışına çıkarak boş arazide duruşa geçtiği ve araç içinde yolcu olarak bulunan … ile diğer yolcuların yaralanması ve maddi hasarla sonuçlanan bir trafik kazası meydana geldiği, adı geçen sürücünün KTK’nun 52/1-b maddesi gereğince asli kusurlu olduğunun belirtildiği, mahkemece alınan ve….. tarafından düzenlenen 22.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … Genel Sigorta A.Ş.’ne ZMMS sigortası ile sigortalı ….. plakalı araç sürücüsü …’ın yönetimindeki kapalı kasa kamyonet cinsi araç ile Ankara yönünden …. yönünde, gündüz vakti, ıslak zeminde sol şeridi takiben meskun mahal içerisinde seyir halinde iken, aracının hızını hava, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurması, seyri sırasında şerit disiplinini muhafaza etmesi, olay mahalli kavşağa yaklaştığında hızını azaltması gerekirken, olayın oluş şeklinden anlaşıldığına göre, sol şerit üzerinde seyir halinde iken, bir an dikkatsizliği ile şerit disiplininden ayrılarak, aracının sol ön tekerini orta refüj kenar bordürüne kaptırarak, sol tekerinin orta refüj üzerinde 40m hareket ettikten sonra sağ tarafa doğrultu değiştirerek taşıt yolu dışına çıkarak takla attığı olayda asli ve tam kusurlu (%100) olduğu; davacı yolcu …’ın kendisinin yaralanmasına neden olan trafik kazasında müterafik kusurunun bulunmadığının bildirildiği, anılan raporda KTT ve hazırlık dosyasındaki ifadelerin değerlendirildiği, raporun dosya kapsamı ve olayın oluş şekline uygun olması nedeniyle mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsiz bulunmadığı, ……. tarihli raporu ile davacının sürekli maluliyetin davalı sigorta şirketinin talebi gibi 28603 Sayılı Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmiş olduğu, tazminat hesabının davalı sigorta şirketi lehine olması nedeniyle istinafa başvuran taraf aleyhine değerlendirileme yapılamayacağından, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, göre davalı sigorta şirketi vekilin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 10.896,34 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 2.757,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.138,96 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Başvuran taraflarca yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nun 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde başvurana iadesine,
5-Kararın usulüne uygun şekilde taraflara tebliğine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 361/1 maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 27.01.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.