Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2452 E. 2022/290 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/05/2019
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/06/2017 tarihinde, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç ile yaya konumunda bulunan müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin sürekli ve geçici maluliyetinin meydana geldiğini, müvekkilinin yaralanması nedeniyle oluşan zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat edilmesine rağmen zararlarının karşılanmadığını, ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.200,00-TL sürekli iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere 3.300,00-TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili; 05/04/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik zararını 75.380,95-TL olarak talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin sorumluluğunun sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini, davacının dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu; davacının, davalı tarafından sigortalı aracın çarpması ve yaralanması neticesinde, … Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre %31 oranında maluliyetinin meydana geldiği ve 9 ay iş göremez kaldığı, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan kusur raporuna göre; kazanın meydana gelmesinde davacının %25 oranında, davalının ise %75 oranında kusurlu olduğu, aktüer bilirkişiden alınan raporda ise; davacının yaşı itibariyle geçici iş göremezlik zararının olmayacağı, sürekli maluliyet zararının ise 75.380,95-TL olarak hesaplandığı, raporun karar vermeye uygun olduğu, davacının sürekli iş göremezlik zararını davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulüyle, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulü ile 75.380,95-TL sürekli iş göremezlik tazminatının 04/12/2017 tarihinden itibaren işeleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının eksik evrak ile müvekkiline müracaat ettiğini, bu nedenle dava şartı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun da yönetmeliğe uygun olmadığını belirterek, kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı istemidir. Mahkemece, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm sürekli iş göremezlik tazminatına yönelik olarak, davacının esik evrak ile müvekkiline müracaat ettiğinden bahisle dava şartı yerine getirilmediği ve maluliyet raporunun uygun olmadığından bahisle istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, yaya olan davacıya çarpması neticesinde meydana gelen kaza nedeniyle davacının davadan önce zararlarının ZMMS kapsamında karşılanması için davalıya müracaat ettiği, davalı tarafından ödeme yapılmadığı dosyaya kazandırılan hasar dosyasından anlaşılmaktadır.
Davacının dosyaya kazandırılan tedavi evrakları ve yapılan muayenesine göre davacının Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, davacının 12/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı olarak beden özürünün %31 olduğunun ve iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit ediliği, davalının alınan rapora Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre rapor alınması gerektiğinden bahisle itiraz ettiği, mahkemece rapor uygun görülerek, alınan kusur raporu ve hesap raporu çerçevesinde davanın esası hakkında karar verildiği görülmüştür.
1-Davalı vekili, KTK’nın 97. maddesi gereğince başvuru şartının usulüne uygun yerine getirilmediğini müvekkiline eksik evrak ile müracaat edildiğini istinaf dilekçesinde belirtmiş ise de; KTK’nın 97. maddesine göre dava açılmadan yazılı başvuru yapılmasının yeterli olmasına, davacı tarafından da, yazılı başvuru yapılarak sonrasında dava açılmış olmasına göre davalının başvurunun eksik evrakla yapıldığına ve başvurunun usulüne uygun yerine getirilmediğine ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili, davacının maluliyetinin Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de, raporun, davalının uygulanmasını talep ettiği yönetmelik hükümleri çerçevesinde, tedavi evrakları ve muayenesi yapılarak tanzim edilmiş ve yaralanmasına uygun olmasına, maluliyete ilişkin raporun Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kurulu’ndan yahut Üniversitelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınmasının mümkün olmasına, bunun yanı sıra Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasına yönelik yasal bir zorunluluk da bulunmamasına, raporun kaza nedeniyle meydana gelen maluliyet durumunu belirleyecek şekilde hazırlanmış olmasına göre davalı vekilinin rapora yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, davacının KTK’nın 97. maddesi gereğince davalıya müracaatı sonrasında dava açmış olmasına ve alınan maluliyet raporunun davalının talebine uygun ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından maluliyet raporu alınabileceği kabul edilen kurumdan alınmasına, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması hususunda yasal zorunluluk da bulunmamasına, bu itibarla mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalıdan alınması gereken 5.149,27-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 1.320,61-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.828,66-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.