Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2450 E. 2022/212 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/09/2015 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin, sigortalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve müvekkilinin yaralanması nedeniyle zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararının karşılanmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.200,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının davalıdan avans faizi ile tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, davacının zararlardan sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının müterafik kusuru var ise indirilmesi gerektiğini, taşımanın hatır taşıması olması halinde ayrıca hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, davacının zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, Adli Tıp Kurumu Trafik ihtisas Dairesi’nden alınan kusur raporuna göre, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün, meskun mahal içerisinde tek yönlü yolda ters yönde seyri sırasında karşı yönden gelen araçla çarpışması neticesinde meydana gelen kazada, davalı tarafından sigortalanan aracın %100 oranında kusurlu olduğunun anlaşıldığı, kaza neticesinde yaralanan davacının …. Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre genel vücut çalışma gücünü %38,2 oranında kaybettiği 9 ay süre ile iş göremez kaldığının tespit edildiği, davacının iş göremezlik zararlarını davalı sigorta şirketinden teminat limiti ile sınırlı olarak talep edebileceği, ….. bilirkişiden alınan raporda ise davacının geçici iş göremezlik zararının 15.241,32 TL, sürekli iş göremezlik zararının ise 218.827,61 TL olarak hesap edildiği, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan zararı talep etmekte haklı olduğu, feri nitelikte avans faizine ilişkin talebinin ise yerinde olmadığı yasal faizi ile alacağını talep edebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; 15.241,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı 218.827,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 234.068,93 TL’nin 28/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından ve katılma yolu ile davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; geçici iş göremezlik zararlarından müvekkilinin sorumlu olmadığını, ZMMS Genel Şartları A.5 maddesi gereğince sorumluluğun SGK’da olduğunu ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
Davacı vekili katılma yolu ile istinaf başvurusu dilekçesinde; uyuşmazlığın sigorta poliçesinden kaynaklanması nedeniyle faizin avans faizi olarak talep edilebileceğini, bu nedenle mahkemenin yasal faiz uygulamasının hatalı olduğunu, ayrıca bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada hatır taşıması indirimi yapıldığını, müvekkilinin yakın arkadaşının aracı ile yolculuk ederken yaralanmış olmasına göre hatır taşıması indiriminin de hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı istemidir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle yaralandığından, geçici ve sürekli iş göremezliği meydana geldiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir.
1-Davalı vekili istinaf dilekçesinde geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalmadığını belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK’ya ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının da bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin zarar görenin geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları KTK’nın 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketinden de talep edebilir. Diğer yandan, kaza tarihinde ve ilk derece mahkemesi tarafından karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan KTK’nın 90. maddesindeki sigortanın sorumluluğu açısından tazminat belirlenmesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, iptal edilmediği durumda dahi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmadığından, SGK’nın sorumluluğunun düzenleyen 2918 Sayılı Yasanın 98. Maddesinde de geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almadığından, sorumluluğu kanun ile belirlenen Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Şartlar ile sorumlu hale getirilemeyeceğinden davalının KTK ve TBK kapsamında sorumluluğunda bulunan geçici iş göremezlik zararlarından Genel Şartlarla yapılan düzenleme ile SGK’nın sorumlu olduğu yönündeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2872 E 2021/3608 K. ilamı vb)
2-Davacı vekili katılma yolu ile verdiği istinaf dilekçesinde, taşımanın hatır taşıması kabul edilemeyeceği ve faizin avans faizi olması gerektiği ileri sürülmüş ise de; Davacı tarafından da taşmanın bedelsiz yapıldığının kabul edilmiş olmasına, davacı ile araç sürücüsünün arkadaş olmasının, taşımayı hatır taşıması olmaktan çıkarmamasına, taşımanın ailevi sebeplerden veya ahlaki bir görevin yerine getirilmesinden kaynaklanmamış olmasına göre, mahkemece, davacının hatır için taşındığı kabul edilerek hükmedilen tazminattan indirim yapılmasında isabetsizlik bulunmamasına, ayrıca meydana gelen kazanın ticari iş niteliğinde olmamasına, zarar sorumlusu işletenden ticari faiz talep edilemeyeceği durumda, işletenin sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinden de ticari faiz talep edilemeyeceğinin yerleşik Yargıtay içtihatları kabul edilmiş olmasına göre davacı vekilinin de istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin ve katılma yolu ile kararı istinaf eden davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalıdan alınması gereken 15.989,25 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 3.998,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.991,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU açık olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.