Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2420 E. 2022/216 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/06/2019
NUMARASI : …..

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/12/2016 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün virajı alamayarak direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın sol yanına çarpması neticesinde meydana gelen kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkilinin zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmesine rağmen zararlarının davalı tarafından karşılanmadığını, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle…. işletme müdürü olduğunu ve aylık gelirinin net 6.000,00 TL olduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.500,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 09/05/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 56.032,94 TL olarak, sürekli iş göremezlik tazminatını 151.173,44 TL olarak belirleyerek davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ZMMS Genel Şartlarına göre sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyeti kanıtlaması gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamı dışında, SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, davacının maluliyetini Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik Hükümlerine göre kanıtlaması gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin de yasal dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğu, davacının olay tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında, içerisinde yolcu olarak bulunduğu araca çarpan davalı tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğundan bahisle davalıdan zararlarını talep ettiği, alınan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, …… alınan maluliyet raporuna göre davacının trafik kazasına bağlı %15 oranında maluliyetinin meydana geldiği ve iyileşme süresinin 9 ay olduğunun tespit ediliği, aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda davacının geçici iş göremezlik zararlarının 56.032,94 TL, kalıcı iş görmezlik zararlarının 151.173,44 TL olarak hesaplandığı, hesaplanan tazminatın dosya kapsamına uygun olduğu ve davacının davalıdan talebinde haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile 56.032,94 TL geçici iş göremezlik, 151.173,44 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 14/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Mahkemenin sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olmasına göre müvekkili aleyhine tazminata hükmettiğini, kusur durumunun tespitine ilişkin raporun Adli Tıp Kurumundan veya Karayolları Trafik Fen Heyetinden alınması gerektiğini, bu nedenle raporu kabul etmediklerini, ayrıca sigortalı araç sürücüsünün alkollü olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, davacının maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu’ndan Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması, Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre alınması gerektiğini, davacının T12 çökme fraktörü nedeniyle maluliyeti olduğunun raporda belirtildiğini, tedavi evraklarında bu hususta bir rahatsızlık tariflenmediğini, bu nedenle maluliyetinin kaza ile illiyetinin bulunmadığını, ayrıca %15 maluliyet oranının da hatalı olup kabulünün mümkün olmadığını, geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında olmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu, bu nedenle müvekkilinin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, hesap raporunun aktüer bilirkişiden ve TRH2010 Yaşam Tablosuna göre ve 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplanması gerektiğini, davacının gelirinin belirlenebilir. SGK kayıtlarındaki gelirine göre asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekirken 6.000,00 TL olduğu kabul edilerek yapılan hesaplamanın da hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, faize hükmedilmesi durumunda dahi dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici iş göremezlik ve sürekli iş görmezlik tazminatı istemidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili sair istinaf sebepleri yanında davacının tazminatın hesaplanmasındaki gelirinin de hatalı belirlendiğinden bahisle kararı istinaf etmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının ve tazminatın miktarının doğru biçimde belirlenmesi açısından, zarar görenin kaza anındaki gerçek gelir durumunun doğru biçimde saptanması büyük önem taşımaktadır. Kazadan ve davadan sonra tanzim edilen, kaza tarihinden önce zarar görene yapılan ödemeleri göstermeyen beyana dayalı belge her zaman tanzim edilebileceğinden, tek başına gerçek gelirin tespiti açısından yeterli değildir.
Somut olayda; davacı dava dilekçesinde …’de işletme müdürü olarak çalıştığını ve kaza tarihindeki gelirinin 6.000,00 TL olduğunu belirtmiş, buna ilişkin olarak iş yerinden aldığını beyan ettiği belgeyi sunmuştur. Mahkemece yargılama sırasında ilgili şirkete yazılan yazı üzerine gönderilen adi şekilde düzenlenen belgede de davacının şirketleri bünyesinde 04/01/2011 tarihinden itibaren işletme müdürü olarak çalıştığı ve aylık gelirinin 6.000,00 TL olduğu belirtilmiş, yapılan ödemelere ilişkin bordro veya ödeme belgeleri sunulmamıştır.
Öte yandan, davacının sunduğu belgenin aksine, … hizmet dökümünde ve iş görmezlik ödemelerine ilişkin belgelerde ise davacının gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır.
Kazadan sonra düzenlenen ve kazadan önceki davacıya yapılan ödemeleri göstermeyen adi şekilde düzenlenen belge, SGK kayıtları ile teyit edilmediğinden, beyan edildiği şekilde kaza tarihinde davacının asgari ücretin 5.09 katı gelir elde ettiğini kanıtlamaya yeterli ve elverişli olmadığından, davacının kazadan önce SGK’ya bildirilen geliri üzerinde gelir elde ettiğini kanıtlayan delilleri varsa toplanarak, gerçek geliri tespit edilerek, gerçek geliri tespit edildikten sonra alınacak rapora göre karar verilmesi gerekirken, davacıya belirtilen miktarda ödeme yapıldığını kanıtlamaya yeterli ve elverişi olmayan belgede belirtilen miktarda gelir elde ettiği kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre davanın esası hakkında karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir.
Bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davacının gelirine ilişkin varsa delilleri toplanarak, ödemelere ilişkin bordrolar dosyaya kazandırılarak, gerektiğinde SGK Kayıtlarında “ön muhasebeci” meslek kodu ile kayıtlı olan davacıya yapılan ödemelere ilişkin şirket kayıtları da incelenerek, gerçek gelir tespit edilerek, gerçek geliri tespit edildikten sonra, gerçek gelirin hükme esas bilirkişi raporunda belirtilen kadar olmadığının tespit edilmesi halinde, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle davalının usulü kazanılmış hakları korunarak, kaldırılan hükme esas alınan rapor tarihindeki verilere göre ancak tazminat hesaplamasında Yargıtay 4. Hukuk Dairesi içtihat değişikliğine giderek, muhtemel yaşam süresinin tespitinde TRH2010 Yaşam Tablosunun uygulanması gerektiğini ve hesaplamanın da “progresif rant yöntemi” uygulanarak yapılması gerektiğini benimsediğinden, Yargıtay tarafından benimsenen yöntem ile yapılarak, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaf sebeplerinin kaldırma sebebine göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/06/2019 tarihli 2017/607 Esas 2019/557 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından İstinaf peşin harcı olarak alınan 44,00 TL ve 3.494,17 TL istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacılara iadesine,
4-Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2019/9796 E. Sayılı dosyasına depo edilen 315.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 03/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.