Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2405 E. 2022/663 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2405 – 2022/663
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2405
KARAR NO : 2022/663

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2018/361 Esas 2019/455 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI : 1 -… Sigorta A.Ş.
VEKİLİ :

DAVALI : 2 -… Sigorta A.Ş. (Eski Ünvan: … Sigorta A.Ş.)
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 31/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde: 20.02.2017 tarihinde maliki … Nakliyat ve Tic A.Ş olan sürücü …’nin sevk ve idaresindeki kamyon ile seyir halinde iken, kontrollü kavşağa gelip, trafik ışıklarını dikkate almadan kavşağa girdiği sırada Kırşehir Merkez istikametinden Kayseri ili istikametine doğru seyreden sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracın ön kısmı ile kamyonun sol ön yan kısmına kavşak içerisinde çarptığını, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı …’ın ağır şekilde yaralandığını, davacının dava dışı … yönetimindeki araçta yolcu konumunda olduğunu, bu aracın davalı … Sigorta AŞ’ne, … yönetimindeki kamyonun ise diğer davalı … Sigorta AŞ’ne trafik sigortalı olduğunu belirterek şimdilik davacı için 5.000,00TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve tedavi süresince bakım ihtiyacı nedeniyle 100,00 TL bakıcı gideri tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinden müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 20.02.2019 tarihli artırım dilekçesi ile işgöremezlik ve bakıcı tazminatı talebini toplam 32.021,18TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde: Davacı tarafından maluliyet sebebiyle sigorta şirketine başvurulduğunu, düzenlenen aktüerya raporuna göre davacı … için 25.794,00 TL tazminat hesaplandığını, hesaplanan tazminatın davacıya 09.05.2018 tarihinde ödendiğini, davalı şirketin trafik poliçesi teminatı kapsamında davacının taleplerine ilişkin sorumluluğunu yerine getirdiğini, kişinin hastanede yattığı süre boyunca sağlık personeli tarafından bakımının yapıldığını ayrıca bakıcıya ihtiyacı olmadığını, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde: davacı vekili tarafından eksik belge ve bilgilerle sigorta şirketine yapılan başvuruyla hasar dosyasının açıldığını, davacıya 15.11.2017 tarihinde 1.883,00TL, 03.05.2018 tarihinde 7.408,00TL tazminat ödendiğini, yasal tazmin sorumluluğunun yerine getirildiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığını, olayda hatır taşıması bulunduğunu, avans faizi istenemeyeceğini, davanın zamanaşımına uğradığını, kusur ve maluliyet durumunun ispatı gerektiğini, SGK’dan rücuya tabi ödeme olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; maluliyet raporuna göre davacının %13 oranında özürlü olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik içerisinde kalacağı, Bu rapora binaen hazırlanan aktüer ve kusur raporunda davalı sigorta şirketlerince sigortalanmış araç sürücülerinin kusurlu, davacı asilin kusursuz olduğu, davacının bakiye maddi zararının 32.021,18 TL olduğu, Hazırlanan raporlar usul ve yasaya uygun, hüküm kurmaya elverişli görülmekle, davacının davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalanmış … plaka sayılı araçta yolcu olarak bulunduğu, herhangi bir karşılık olmadan hatır taşıması niteliğinde yolculuk yaptığı anlaşılmakla Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları uyarınca bilirkişi heyeti tarafından tespit edilen 32.021,18 TL’lik bedelden %20 oranında indirim yapılmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne, 25.616,94 TL nin 17/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirketin sigortalısının kusuru oranında zarardan sorumlu olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporda bu husus nazara alınmadan tazminat hesaplandığını, bilirkişi raporuna göre sigortalı araç sürücüsünün olayda %80 oranında kusurlu olduğunu, Zira KTK. 91 ve 95. maddeleri TTK. nun sigortaya ilişkin hükümleri ve yollaması ile BK.nun haksız fiile ilişkin hükümleri ve Sigorta Genel Şartlarının ittifakla ortaya koyduğu üzere, işleten veya sürücüye tereddüp etmeyen bir kusurlu halden sigortacının da sorumlu olmayacağını, ZMSS genel şartları ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre sigorta şirketinin, işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceğini, İşletenin sorumluluğu kusur oranında olduğu için, davalı şirketin de meydana gelen zarardan kusura tekabül eden miktar ile ve poliçe limiti ilesorumlu olacağını, Trafik Sigortası da bir sorumluluk sigortası olup; sigortacının sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, Mahkemece kusur oranı dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, sigortalı sürücü olayda %80 oranında kusurlu olduğundan, %100 kusura göre yapılan tazminat hesabını kabul etmediklerini, davalı şirket tarafından davacıya 25794.00TL tazminat ödendiğini, davacının toplam zararından %20 oranında hatır indirimi yapıldıktan sonra ödemenin güncellenen değerinin tenzili gerektiğini, hükmedilen tazminatın davacının gerçek zararını yansıtmadığını, bilirkişi raporunda davacının muhtemel yaşam süresine göre hesaplama yapılmadığını, kullanılan yaşam tablosunun sonuna kadar(99 yaş)irat hesabı yapıldığını, bu yöntemin ZMSS genel şartlarına aykırı olduğunu, devra başı ödemelei rant formülüne göre tazminat hesabı yapılması gerektiğini, davacının muhtemel yaşam süresi 22.37olmasına rağmen 99 yaşına kadar tazminat hesabının hatalı olduğunu, bu durumun hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, TRH 2010 yaşam tablosuna göre belirtilen bakiye yaşam sürelerinin uygulanması gerektiğini, davacının bakıcı tutup tutmadığını belgelendirmesi gerektiğini, maluliyet oranı %70 ‘in altında olduğundan bakıcı gideri zararı olmadığını, bu konuda 2828 sayılı Sosyal hizmaetler kanunu ve bakıma muhtaç özürlülerin tespiti ve bakım hizmeti esaslarının belirlenmesine ilişkin yönetmelik hükümleri gereğince değerlendirme yapılması gerekirken, davacı tarafça sunulan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bakıcı giderinin net asgari ücret üzerinden hesaplanması ve %50 oranında indirim yapılması gerekirken, brüt asgari ücretin %100’ü esas alınarak hesaplanmasının doğru olmadığını, tedavi giderlerinin teminat kapsamında olmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri istenemeyeceğini, bu zararlardan SGK’nın sorumlu olduğunu, davacının hastanede bakım ihtiyacının sağlık personeli tarafından yapıldığını, başkaca bakıcı ihtiyacı olmadığını, refakatçi ücretinin SGK tarafından karşılandığını, tazminat raporunda bilinen geçmiş dönemde 01.01.2019 – 20.02.2019 tarijhleri arasında 51 gün olduğu halde sehven 79 gün için hesaplama yapıldığınıbu nedenle olması gerekenden 1701.02TL fazla tazminat bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2-Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davalı şirketin maluliyet raporunda belirtilen kriterlere göre davacı tarafa ödeme yaptığını, Bu gibi durumlarda ödeme tarihine göre hesaplama yapılarak, ödenen ve hesaplanan arasında fahiş fark bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, Bilirkişi tarafından hesap yapıldığını, ancak Geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı hesaba katıldığından farkın fazla çıktığını, Yeni genel şartlara göre sadece sürekli maluliyet tazminatından sorumlu olmaları nedeniyle bilirkişinin hesapladığı 41.353,49 TL’nin %20 si 8.270,69 TL olup taraflarınca 9.291,00 TL ödendiğini, Bu nedenle herhangi bir sorumlulukları kalmadığını, Karşı tarafa bir borcun bulunmaması ve ibranamenin geçerliliğinin sabit olduğunu, ayrıca kusur oranı olarak bilirkişi raporunda … Sigorta A.Ş. Tarafından sigortalanan aracın sürücüsünün kusur oranı %20 olarak belirtilmişken, gerekçeli kararda %80 oranın esas alındığını, Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bakıcı ve geçici maluliyet tazminatı hesabı da yapıldığını ve mahkemece de bu kalemler üzerinden aleyhte hüküm kurulduğunu, trafik sigortası genel şartları’na göre; maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde tedavi gideri, bakıcı gideri ve geçici iş göremezliğe ilişkin talepler poliçe kapsamında olmayıp, davalının bu zararlardan sorumlu olmadığını, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu bulunduğunu, 6111 sayılı Kanun ve sonraki yasal düzenlemeler gereğince tedavi gideri talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hatır taşıması indiriminin, içinde yolcu olarak bulunduğu aracın sigorta şirketi yönünden yapılması gerekirken, mahkemece hem davalı şirket hemda diğer davalı şirket yönünden indirim yapıldığını, hatır taşıması, kusur indirimi gibi sebeplerle indirim yapılacaksa, ödeme düşürülmeden belirlenen rakam üzerinden indirim yapılarak daha sonra güncellenmiş değerin indirilmesi gerektiğini, Yapılan ödemeler, bilirkişi tarafından mahsup edilirken, yasal faiz dikkate alınarak hesaplama yapıldığını, davacının talebi ve yerel mahkeme kararının bu faiz oranından farklı olarak avans faizi olduğunu, dolayısıyla yapılan ödemenin güncellenmiş halinin doğru şekilde tespit edilmediğini, davalı aleyhine hatalı hesaba dayanarak hatalı bir hüküm kurulduğunu, yasal faiz yerine avans faizine hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenlerin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; Dava trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda davalı … Sigorta A.Ş.nin sigortalısının %20, davalı … Sigorta AŞ’nin sigortalısının %80 oranında kusurlu bulunduğu anlaşılmakta olup, gerekçede davalı … Sigorta AŞ’ye sigortalı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğuna dair ibarenin maddi hatadan kaynaklandığı ve mahkemece her zaman düzeltilmesi mümkün olduğundan bu husus inceleme konusu yapılmamıştır.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, … Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, … Danışmanlık, … Üniversitesi ve … Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve annüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Somut olayda hükme esas, davalılar tarafından zarar gören davacıya ödenmesi gereken gerçek zararın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda; davacı için iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak bakiye ömür süresi belirlendiği belirtilmiş ise de; adı geçen davacının beklenen yaşam süresi 99 yaş esas alınarak bu yaşa göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü üzerinden işleyecek / bilinmeyen devre hesabının yapılarak tazminat belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen / işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp, % 10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması suretiyle daimi iş göremezlik zararı tespit edilmesi (9 aylık geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri yönünden tazminat miktarı değişmeyeceğinden) ve davalı sigorta şirketleri yararına oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek (davacı tarafın istinaf talebi olmadığından, davalı sigorta şirketlerinin daha aleyhlerine hüküm kurulamayacağından) hesaplama yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 01.01.2019-20.02.2019 arası 51 gün olduğu halde 2.63 ay olarak davalı taraf aleyhine fazla süre belirlenerek tazminat hesabı yapılması da doğru görülmediğinden, davalılar … Sigorta AŞ vekili ile davalı … Sigorta AŞ vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile; 6100 sayılı HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … Sigorta AŞ vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı kabulü ile; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28.05.2019 tarihli, 2018/361 Esas-2019/455 Karar sayılı kararının HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülüp sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre adı geçen davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 438,00TL, davalı … Sigorta AŞ tarafından yatırılan 44,40 TL maktu, 437.53 TL nispi istinaf karar harcının istek halinde ilgili davalılara iadesine,
3-Davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılamada ayrı ayrı dikkate alınmasına,
4-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 100,00TL gider avansından kullanılmayan kısmın adı geçen davalıya iadesine,
5-Ankara 1. İcra Müdürlüğünün 2019/9271 esasına yatırılan 48.000,00 TL ve 52.000,00 TL tutarlı teminat mektuplarının yatıran taraflara iadesine,
6-Karar tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1.a. maddesi gereğince KESİN olmak üzere 17.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.