Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2403 E. 2022/521 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/06/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 04/03/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 06.06.2016 günü sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonetin, davacı …’ın kullandığı araca çarpması neticesi çift taraflı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada … ve araçta yolcu olarak bulunan …’in yaralandığını ve sakat kaldıklarını, kaza tespit tutanağında davacı sürücüye atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacının hiçbir kusuru bulunmadığını, dava dışı sürücü … yönetimindeki aracın kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacıların iş bu trafik kazasından dolayı uğradığı maddi zarar ZMMS sigortacısı davalıdan poliçe kapsamında talep edilmiş ise de davalı yanca talebe yazılı bir cevap verilmediğini, ödeme yapılmadığını belirterek iş bu kaza nedeni ile davacıların geçici ve sürekli iş göremezlik sebebi ile uğradığı şimdilik 5.000,00 TL (davacı … için 100,00 TL geçici, 4.800,00 TL sürekli iş gücü kaybı, davacı … için 90,00 TL geçici ve 10,00 TL sürekli iş gücü olmak üzere toplam 5.000,00 TL belirsiz alacak davasının) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 08.05.2019 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı … için geçici iş göremezlik tazminatını 2.699,89 TL’sına, sürekli iş göremezlik tazminatını 8.706,28 TL’sına, davacı … için geçici iş göremezlik tazminatını 1.177,46 TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava açılmadan önce davalı şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını belirterek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davaya konu kazaya karışan … yönetimindeki aracın davalı … şirketi nezdinde Trafik Sigorta Poliçesi ile 09.12.2015/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, davacının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, trafik sigortasının sorumluluk sigortası olup üçüncü kişilere verilen zararların karşılanmasının amaçlandığını, davacı tarafın kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, davacıların sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, Trafik sigorta poliçesinin 09.12.2015 tarihinde tanzim edildiğini, poliçenin 01.06.2015 tarihli Trafik Sigortası Poliçesi Genel Şartlarına tabi olduğunu, maluliyet tazminatına ilişkin hesaplamanın güncel TRH-2010 Tabloları esas alınarak yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik gideri ile geçici göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden davalının sorumlu olmadığını, davacıların herhangi bir sosyal sigorta kurumuna bağlı olup olmadığının, varsa bu kurum tarafından yapılan ödemelerin araştırılması gerektiğini, davacı yanın gelir durumunun somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalının temerrüdü söz konusu olmadığından faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, alınan bilirkişi raporunda davacı …’in sevk ve idaresinde bulunan motosikletin hızını aracın yük ve teknik özelliğine, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığından direksiyon hakimiyetini kaybetmesi suretiyle şerit ihlali yapması sonucu gerçekleşen kazada başlıca kusurlu olduğu, sigortalı araç sürücüsünün ise şeridinde beliren tehlike karşısında dikkatsizce ve tedbirsiz araç sevk etmesi nedeniyle çarpışmayı önleyememekten dolayı tali kusurlu olduğu ve bu kapsamda sigortalı araç sürücüsüne %25 kusur izafe edilebileceği sonucuna varıldığı, yapılan tespit oluşa uygun olduğundan belirlenen kusur oranlarının benimsendiği,
Ankara Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığınca hazırlanan rapora göre davacı …’in kati maluliyeti olmadığı, erişkin olması halinde 4 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, davacı …’in ise %4 oranında kalıcı maluliyeti olduğu ve erişkin olması halinde 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kalacağının tespit edildiği, davacı …’in kalıcı maluliyeti oluşmamış olup kaza tarihi itibariyle 14 yaşında bulunduğu, 14 yaşındaki davacının gelir getiren bir işi olduğu yönünde iddia ve ispat söz konusu olmadığından geçici maluliyeti döneminde kazanç elde etmekten mahrum kaldığı söylenemeyeceğinden … yönünden açılan davanın reddine karar vermek gerektiği, davacı …’in ise %4 oranında kalıcı maluliyeti bulunduğundan ve yine kaza tarihi itibariyle 16 yaşında olup gelir getirici iş sahibi olduğu iddia ve ispat edilemediğinden 9 aylık geçici iş göremezlik süresi boyunca tam maluliyet üzerinden hesaplama yapılamayacağı ancak geçici iş göremezlik dönemi için kalıcı maluliyeti oranında, daha fazla efor sarf ederek günlük hayatını devam ettireceği gözetilerek efor tazminatı verilmesi gerektiği sonucuna varılmakla, bu kapsamda geçici maluliyet dönemi için %100 maluliyete dayalı hesap yapan bilirkişi raporundan ayrılınarak, bilirkişi raporunun 7. sayfasındaki 1. tablodaki maluliyet oranı %4 esas alınarak yapılan hesaplamada 431,98 TL efor tazminatı miktarına ulaşıldığı, bu tutarı kalıcı maluliyete dayalı 34.825,13 TL tazminat eklenip davacıya ait %75 kusur oranı esas alınarak toplamda davacının hak ettiği tazminat tutarının 8.814,28 TL olduğunun mahkemece hesaplandığı, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, sigortalı araç şirket adına kayıtlı kamyonet olduğu için faiz türünün avans faizi olarak belirlendiği gerekçesi ile davacı … yönünden açılan davanın reddine, davacı … yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 8.706,28 TL kalıcı maluliyete dayalı tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacıların tazminatının az hesaplandığını, davacı … yönünden açılan davanın reddine karar verilmesinin ve davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yargılama giderinin davalıya yüklenmemesinin ve kusur indirimi yapılmasının hatalı olduğunu, poliçede davalının sorumlu olmadığına dair bir hüküm bulunmadığını, davalının zarardan sorumlu olduğunu, davacı … yönünden hükmedilen tazminat tutarının az olduğunu, fazlaya ilişkin talebin ve geçici maluliyet tazminatının, bakım giderinin reddinin hatalı olduğunu, poliçede davalının sorumlu olmadığına dair bir hüküm olmadığını ve davalının zarardan sorumlu olduğunu, kusur indirimi yapılmaması gerektiğini, davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi ve yargılama giderinin tamamının davalıya yüklenmemesinin hatalı olduğunu, davacıların yaşı küçük diye hem tazminat taleplerinin reddine karar verildiğini, hem de davalı lehine vekalet ücreti taktir edildiğini, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle her iki davacı yönünden geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece davacı … için açılan davanın (sürekli maluliyeti bulunmaması, geçici iş göremezlik talebi yönünden yaşının küçük olması ve fiilen bir işte çalıştığının ispatlanmaması nedeniyle) reddine, davacı … yönünden sürekli maluliyeti olması, geçici iş göremezlik süresince yaşıtlarına göre daha fazla efor sarfetmesi nedeniyle maluliyeti oranında efor tazminatı talep edebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 431,98 TL efor tazminatı ve 34.825,13 TL sürekli iş göremezlik tazminatı toplamından adı geçen araç sürücüsü davacıya izafe edilen kusur oranında indirim yapılıp, taleple bağlı kalındığından bahisle 8.706,28 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Somut olayda hükme esas, davalı tarafından zarar gören kişiye ödenmesi gereken gerçek zararın belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda; davacı … için iş göremezlik tazminatının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak bakiye ömür süresi belirlendiği belirtilmiş ise de; adı geçen davacının beklenen yaşam süresi 99 yaş esas alınarak bu yaşa göre devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü üzerinden işleyecek / bilinmeyen devre hesabının yapılarak tazminat belirlenmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması, Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre 18 yaşından küçük olanların fiilen çalıştıkları sabit olmadığı sürece kazanç kaybına uğramayacakları kabul edilmekle, davacı …’in de kaza tarihindeki yaşı(16) itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalıştığı iddia ve ispat edilmediğinden, 9 aylık iyileşme süresi ve yaşı dikkate alınarak davacı için kaza tarihinden itibaren efor kaybına uğrayacağının kabulü ile(mahkemece bu hususta yapılan uygulama isabetli olmakla) %4 maluliyet oranı üzerinden daimi iş göremezlik zararı tespit edilmesi ve davalı … şirketi yararına oluşan usulü kazanılmış haklar gözetilerek hesaplama yapılması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacılar vekilinin diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10.06.2019 tarih, 2018/306 Esas 2019/475 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak davacı taraftan alınan 44,40 TL karar harcının istek halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde yeniden yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 50,00 TL gider avansından, kullanılmayan kısmın davacı tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme,harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 04/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

….

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.