Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2402 E. 2022/279 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:.
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

.

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/06/2019
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27.05.2016 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresinde olup, davalı … … A.Ş.’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) … poliçesi ile sigortalı araç ile davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı … sevk ve idaresinde olup, davalı … … A.Ş.’ne Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) … poliçesi ile sigortalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve sürekli iş göremezlik halinde kalacak derecede yaralandığını, olay sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde davalı … … A.Ş.’ne sigortalı araç sürücüsünün asli, davalı … … A.Ş.’ne sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunun tespit edildiğini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maddi zarara uğradığını, dava öncesi davalı şirketlere başvuruda bulunulmuş ise de bir sonuç alamadıklarını belirterek, fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydı ile her bir davalı şirket yönünden kusurları oranında ayrı ayrı 1.100,00’er TL maddi tazminatın başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrasından başlamak üzere avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili 23/10/2017 tarihli talep açıklama dilekçesi ile her bir … şirketinden ayrı ayrı istenilen 1.100,00-TL nin 1.000,00-TL sinin sürekli iş göremezliğe, 100,00-TL sinin ise geçici iş göremezliğe dayalı tazminat olduğunu açıklamış, 16/02/2019 tarihli talep artırım dilekçesi ile davalı … … A.Ş den olan 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 206.414,98-TL ye, … … A.Ş den olan 1.000,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 68.894,99-TL ye çıkardığını bildirmiştir.
Davalı … … vekili cevap dilekçesinde; kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumu tarafından belirlenmesini talep ettiklerini, davacının yaralanmasında müterafik kusuru bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, tespiti halinde bunun hatır taşıması ile birlikte indirim sebebi olduğunu, hesaplamanın uzman bilirkişi marifetiyle yapılması gerektiğini, davacıya SGK tarafından rücuya tabii bir ödeme yapılması halinde tazminat tutarından ödenen bu miktarın indirilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararına yönelik talebin teminat dışında olup, bu kalem tazminat talebinin 6111 sayılı yasa gereği SGK’ya yöneltilmesinin zorunlu olduğunu, avans faizi talebinin yasal dayanağı bulunmadığım belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan aracın davalı şirket nezdinde 19/01/2016 – 2017 tarihleri arasında trafik sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, kusur ve maluliyet oranlarının Adli Tıp Kurumu tarafından tespit edilmesini müteakip hesaplamanın aktüer sıfatına sahip bilirkişi marifetiyle yapılmasını, davacının emniyet kemeri takmaması, anne ve babasının da davacı çocuğu çocuk koltuğunda oturtmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, SGK’ca yapılan rücua esas tazminat var ise indirilmesi gerektiği, avans faizi talebinin yasal dayanağının bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesi, davanın kısmen kabulüne, 206.414,98-TL kalıcı maluliyet zararının 13/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalı … … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine, 68.904,99-TL kalıcı maluliyete dayalı zararın 13/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … … A.Ş den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, davacı tarafından davalı şirkete yapılan başvuruda maluliyet raporu bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, … Üniversitesi’nin raporunda belirtilen tedavi ile işlevselliği kısmen düzelen travma sonrası stres bozukluğu teşhisine ilişkin olarak “sürekli” kaydı ile rapor verilmesine olanak bulunmadığından başvuru sahibinin % 30 özür oranının bulunduğunun belirlendiğini, işbu raporun kabulünün mümkün olmadığını, raporda davacının sürekli maluliyetine ilişkin bir ibare bulunmadığını, geçici işgöremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, başvuru sahibinin travma sonrası stres bozukluğuna bağlı maluliyeti belirlenirken; ilgili yönetmeliğe göre başvuru sahibinin işlevselliğini etkileme düzeyine göre yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf eden davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, davacının maluliyetinin fahiş şekilde hatalı belirlendiğini, bu nedenle işbu maluliyete dayanılarak yapılan hesaplamanın hükme esas alınamayacağını, bir an için davacı çocuğun travma sonrası stres bozukluğu meydana geldiğinin varsayılması halinde bile bu halin ancak ve ancak geçici fonksiyon kaybına neden olabileceğini, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, post travmatik stres bozukluğunun daimi maluliyet teşkil etmediğini, stres bozukluğunun sürekli ruhsal bozukluk olarak kabul edilebilmesi için uygulanacak maksimal medikal tedaviye rağmen kişinin yaşamını etkileyen bulguların kalmış olması gerektiğini, bu şartları taşıyan bozuklukların kişinin işlevselliğine olan etkilerine göre oranının belirlendiğini, maluliyet oranının sağlıklı tespiti için ise, davacının geçirdiği trafik kazasından sonra yapılan ilk ve acil tedavisinin bitmesinin ardından taburcu edilmesinden günümüze değin geçen süreç içerisinde “travma sonrası stres bozukluğu” bağlamında yapılmış olması lazım gelen takip-tetkik ve tedavilerine ilişkin poliklinik kayıt ve raporları ile sürekli ilaç kullanım raporları ve reçetelerin dosyaya eklenmesi ve yeni bir maluliyet oranı tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne dosyanın gönderilmesi gerektiğini, bir maluliyet oranı varsa da …. göre hesaplanan orana göre iyileşme indirimi yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusursuz olduğunu,yerel mahkemece 13.07.2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını, davacı tarafından davalı şirkete eksik evrakla başvurulduğundan şirketin temerrüde düşmediğini, dava şartı olan başvuru koşulunun yerine getirilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
“Bedensel Zarar” başlığı altında düzenlenen 6098 sayılı TBK.’nın 54. maddesinde bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Trafik kazasına maruz kalan kişilerin kaza nedeniyle psikolojik olarak etkilenecekleri tartışmasız bir gerçek olsa da, bu etkilenmenin maluliyete sebep olacak yoğunlukta olup olmadığı hususunun saptanması gerekir.
Somut olayda, davacının travma sonrası stres bozukluğu nedeniyle tedavisinin devam ettiği ve tedavi ile şikayetlerinin azaldığının Yozgat Şehir Hastanesi’nden alınan son durum raporunda belirtilmiş olmasına göre travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisi devam ettiğine göre tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediği değerlendirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece öncelikle davacının travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından davacının kaza öncesinde stres bozukluğu ile ilgili tedavi görüp görmediğinin ve buna ilişkin ilaç kullanıp kullanmadığının belirlenmesi için kaza tarihi ve öncesine ait tedavi bilgilerinin istenmesi, ondan sonra kaza tarihinden sonra ortaya çıktığının belirlenmesi halinde tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp kürsüsünden rapor alınması gerektiği halde bu hususa ilişkin araştırma ve değerlendirme yapılmamış olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 353/1-a-6. maddesi gereği davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile, mahkemece yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince ayrı ayrı kabulü ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/06/2019 tarih ve 2016/794 Esas – 2019/529 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, delillerin toplanıp birlikte değerlendirilerek varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre davalı … … A.Ş. vekili ve davalı … … A.Ş. vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı … … A.Ş.’den peşin olarak alınan 1.180,00-TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde adı geçen davalıya iadesine,
3-Davalı … … A.Ş.’den peşin olarak alınan 3.526,00-TL nispi istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde adı geçen davalıya iadesine,
4-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin yerel mahkemece yeniden kurulacak hükümde dikkate alınmasına,
6-Ankara 26. İcra Dairesinin 2019/10632 sayılı dosyasına yatırılan 128.000,00-TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.