Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2387 E. 2022/274 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/04/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)

KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili; 24.10.2012 tarihinde davalı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı aracın davacıların desteği olan yaya …’e çarpması sonucu …’in vefat ettiğini, davalı … şirketine başvurmalarına rağmen ödeme yapılmadığını, Sosyal … bağlanan maaş vb. gelirin rücuya tabi olmadığından tazminattan düşülemeyeceğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı eş … için 1.000,00-TL çocuklar … ve … için ayrı ayrı 1.000,00-TL olmak üzere toplam 3.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 03.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini davacı … için 99.36343-TL’ye, … için 25.685,55-TL’ye … için 28.717,09-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı … şirketi vekili, kazaya karışan… plakalı aracın davalı şirket nezdinde 07/02/2012-2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını ve kaza tarihi itibariyle kişi başına sakatlanma ve ölüm teminat limitinin 225.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı bulunduğunu, kusur konusunda ATK’dan rapor alınmasını, desteğin gelirinin resmi olarak belirlenmesini, tazminat hesabının %2 teknik faiz esas alınmasını, davacı eşin evlilik ihtimali ve kaza aynı zamanda iş kazası olduğundan … tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, davacı vekilinin ticari faiz talebinin mesnetsiz olduğunu davalı şirket yönünden ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece tüm dosya kapsamından; davacıların murisi ve desteğinin 24/10/2012 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiği, … plakalı davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araç sürücüsü …’ın % 75 oranında kusurlu olduğu, davacılar murisi yaya …’in ise % 25 oranında kusurlu olduğu, desteğin kaza tarihinde çalıştığı şirket olan….’nin yazı cevapları incelendiğinde, müteveffanın ölüm tarihinde asgari ücretin 1.27140 katı kadar kazancı bulunduğunun tespit edildiği, dava konusu trafik kazasının mahiyet itibarıyla trafik iş kazası niteliğinde olduğu ve SGK tarafından hak sahiplerine iş kazası ölüm geliri bağlandığının bildirildiği, ilgili SGK’ya sorulduğunda 06/04/2018 tarihli kurum yazı cevabında müteveffa …’in iş kazası nedeniyle hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelirlerin rücuya tabi olduğunun bildirildiği, tespit olunacak tazminat miktarından iş bu gelirin tenzil edilmesi gerektiği, somut olayda yukarıda belirtilen olgular dışında başkaca tazminat miktarından indirim yapılmasını gerektirir bir nedenin oluşmadığı, bu suretle müteveffanın destek süresi ve aile üyelerine ayrılacak gelir payı, SGK tarafından yapılan ödeme, kazaya karışan tarafların kusur durumu ile istikrar bulmuş Yargıtay içtihatlarına uygun, denetime elverişli ve gerekçeli olarak bilirkişi …’dan alınan raporlara itibar edildiğinde davacılardan …’in 56.614,16-TL, …’in 4.927,05-TL, …’in ise 9.172,06-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkı bulunduğu, davacı vekilinin talep arttırım dilekçesinde bu miktarları aşacak şekilde tazminat miktarını yükselttiği, dava açmazdan evvel davalı … şirketine davacı tarafça başvurulmadığından dava tarihi itibarıyla davalının temerrüt olgusunun oluştuğu, diğer yandan kaza yapan sigortalı aracın özel araç olması ve davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle dava tarihinden itibaren tespit olunan miktarlara yasal faiz uygulanacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; davacılardan …’e 56.614,16-TL, …’e 4.927,05-TL, …’e ise 9.172,06-TL destekten yoksun kalma tazminatının 14.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte poliçe limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak üzere davalıdan tahsili ile adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle raporlarda davacı …’e yapılan evlilik ihtimali indirimi kaza tarihi verilerine göre yapıldığından ve şu ana dek evlenmemesi fiili bir durum olup bunun dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre: hüküm tarihine en yakın verilere göre değerlendirme yapılması gerektiğini, tazminat hesabında, rapor/hüküm tarihindeki en son verilerin dikkate alınacağını, gerçek belli iken varsayımlara göre değerlendirme yapılamayacağını, yeniden evlenme olasılığının belirlenmesinde ölüm gününün değil de hüküm gününün (en yakın veriler-rapor tanzim tarihi) esas alınması gerekeceğine ilişkin emsal Yargıtay kararı olduğunu,
SGK ödemesinin rücuya tabi olup olmadığının açıklığa kavuşturulamadığını, rücuya tabi olduğunun kabulü halinde dahi PSD hesabı yanlış yapıldığından davacılar için hak kaybı meydana getirildiğini, ödemenin Peşin Sermaye Değeri alanında uzman bilirkişiye hesaplattırılmadığını, ayrıca PSD’nin müşterek sorumluluk gereği şahıstan tazmin edilip edilmediğinin araştırılmadığını; tazmin edilmesi durumunda sigorta şirketinin poliçe limitinden düşülmesinin mükerrer ödeme teşkil edeceğinin gözetilmediğini, bu hususta dosya aydınlatılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu,
24.10.2018 tarihli rapor ile davacılar için destekten yoksun kalma hesabı yapıldığını; tespit edilen peşin sermaye değerlerinin düşüldüğünü; tarafınca rapora uygun şekilde artırım yapıldığını, dosyaya 3 bilirkişi raporu kazandırıldıktan ve tarafınca talep artırım dilekçesi sunulduktan sonra davalı yanın müteveffanın annesi için hesap yapılması gerektiği yönündeki itirazının kötü niyetli olduğunu, davalı yanın bu hususta dosyada gelinen aşamada iddia ve savunmalarını genişletmesine muvafakat etmedikleri halde bu hususta ek bilirkişi raporu aldırılmasının hatalı olduğunu, basiretli bir tacir olan davalının dosyada iddia ve savunmalarını sunması gereken süre geçtikten 3 bilirkişi raporu alınıp, talep artırımı yapıldıktan sonraki iddialarının gözetilmemesi gerektiğini, bu hususta son rapor dikkate alınmaksızın 24.10.2018 tarihli bilirkişi raporuna uygun şekilde karar verilmesi gerekirken aksine uygulamanın hatalı olduğunu, taleplerinin reddi halinde kabul anlamına gelmemek kaydı ile 21.03.2019 tarihli raporda rücuya tabi ise SGK ödemesinin Peşin sermaye değerinin sigorta şirketinin poliçe limitinden düşülmesi ile davalının sorumlu olduğu bakiye limitin tespit edilmesi gerektiğini, sonrasında ise davacılar ile müteveffanın annesi için tazminat tutarları ayrı ayrı belirlenmeli ve bakiye poliçe limitine uygun şekilde garame yapılması gerektiğini, aksine rapor tanziminin hatalı olduğunu belirterek istinaf isteminin kabulü ile Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/832 Esas – 2019/490 Karar sayılı kararının kaldırılarak, davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Davacılar vekilinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava ölümlü trafik kazasından kaynaklanan, desteğin eşi ve çocukları tarafından desteğe çarpan aracın ZMMS’na karşı açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Hükme esas alınan 21.03.2019 tarihli ek aktüer bilirkişi raporunda davacı eş … yönünden; desteğin %25 kusuru, davacının kaza tarihindeki evlenme ihtimali ve SGK tarafından yapılan ödemenin rucuya tabi olması halinde garame sonucu hak kazanacağı tazminat miktarının 56.614,16-TL; SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olmaması halinde 128.687,72-TL; davacı çocuk … yönünden; desteğin %25 kusuru ve SGK tarafından yapılan ödemenin rucuya tabi olması halinde garame sonucu hak kazanacağı tazminat miktarının 4.927,05-TL; SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olmaması halinde 27.685,63-TL; davacı çocuk … yönünden; desteğin %25 kusuru ve SGK tarafından yapılan ödemenin rucuya tabi olması halinde garame sonucu hak kazanacağı tazminat miktarının 9.172,06-TL; SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olmaması halinde 31.163,15-TL; desteğin annesi sağ olduğundan dava dışı anne … yönünden desteğin %25 kusuruna göre SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olması halinde garame sonucu hak kazanacağı tazminat miktarının 37.465,99-TL, SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olmaması halinde 65.165,27-TL olduğu hesaplanmıştır.
Bilirkişi raporunda davacı eş …’in evlenme ihtimalinin rapor tarihine göre belirlenmesi gerekirken bu yöndeki davacı itirazının reddi ile kaza tarihindeki evlenme ihtimali gözönüne alınarak tazminattan indirim yapılması doğru görülmemiştir.
Desteğin hayatını kaybettiği kaza aynı zamanda trafik iş kazası olduğundan ve davacılara bağlanan gelirle ilgili olarak … tarafından kazaya karışan desteğin işverenleri … A…, desteğe çarparak ölümüne neden olan… plakalı araç işleteni ve şoförü … ile… plakalı aracı ZMMS ile sigortalayan … aleyhine Sakarya 2 .İş Mahkemesinin 2015/1381 Esas -2016/911 Karar sayılı dosyası ile dava açıldığından anılan dosyanın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden davacılar vekilinin anılan yönlere ilişkin istinaf istemlerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre davacılar vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yerolmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 25.04.2019 Tarih 2015/832 Esas 2019/490 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Yukarıda açıklandığı üzere işlem yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf harcının talepleri halinde kendilerine iadesine
3-Davacılar tarafından yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
4-İstinafa gelen davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına dair,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 10.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.