Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2379 E. 2022/312 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )

KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 17/07/2015 tarihinde …’nın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıktığını, araçta yolcu olarak bulunan davacının malul ve sakat kalacak şekilde yaralandığını belirterek şimdilik 50,00 TL geçici iş göremezlik, 50,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 100,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 12.04.2019 tarihli artırım dilekçesi ile 4.531,86 TL geçici ve 192.509,66 TL sürekli iş göremezlik tazminatının tazminini istemiştir.
Davalı … sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımına uğradığını, 2918 SY. 97. Maddesine göre dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapılmasının dava şartı olduğunu, davacının davadan önce davalı şirkete müracaat etmediğini, 17/07/2015 tarihli jandarma tarafından tutulan tutanakta, petroldeki görevlinin ifadesi ile davacının savcılığa verdiği ifadenin çelişkili olduğunu, tutanakta jandarmanın yolda kontrol yaptığı ve kazaya ait herhangi bir hasar olmadığının belirtildiğini, davaya konu kazanın gerçekleşmiş olduğuna dair delil bulunmaması sebebiyle şirketin sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş görmezlik talebinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediğini, avans faizi talebinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, … Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda, olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre davacının vücut genel çalışma gücünün %16,2 sini kaybettiği, 3 ay süre ile geçici iş görmezlik halinde kaldığının tespit edildiği, trafik bilirkişisi ve aktüer bilirkişiden alınan raporda, davalıya sigortalı motosiklet sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacının asgari ücret üzerinden yapılan hesaplama ile geçici iş göremezlik zararının 4.531,86 TL, daimi iş görmezlik zararının 192.509,66 TL olarak hesaplandığı, kaza tarihinin 17.07.2015 olduğu, poliçe tarihinin 06.07.2015 – 06.07.2016 dönemini kapsadığı, poliçe tarihi itibariyle yeni Sigorta Genel Şartlarının yürürlükte olduğu, aktüer bilirkişinin TRH 2010 ve 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yaptığı, davacının bu hesaplamaya itiraz etmediği ve hesaplanan miktar üzerinden talebini ıslah ettiği, davalı vekilinin, davacının kasksız ve koruyucu kıyafetsiz olması nedeniyle müterafik kusuru olduğu, olayda hatır taşıması olduğu, geçici iş görmezlik tazminatının poliçe teminatı dışı olduğunu belirterek yeni bir rapor alınmasını istediği, 6704 sayılı yasanın 3. maddesiyle yapılan değişiklik öncesine ilişkin 2918 sayılı yasanın eski 90. Maddesinde “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” denildiği ve böylece ZMM sigortası genel şartlarına herhangi bir atıf olmadığı halde, 6704 sayılı yasanın 3. Maddesiyle değişik 2918 sayılı yasanın yeni 90. Maddesi “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Sözkonusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme olduğu, Kanunda yer almayan hususlarda ZMMS Genel Şartlarında da düzenleme yapılabileceğinin hüküm altına alındığı, kaza tarihi ve Poliçe tarihi itibariyle 6704 sayılı yasa yürürlükte olmadığından 11 Ekim 2008 tarihli 27021 sayılı … de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ne göre rapor düzenlenmesinin hukuka uygun kabul edildiği, davalının yeniden rapor alınması talebinin reddedildiği, 6704 sayılı yasanın 3. maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesinin yürürlüğe giriş tarihi 26.04.2016 olup, bu tarihin kazadan sonra olduğu, bu itibarla kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan 2918 sayılı KTK”nun 90. Maddesinde sigorta genel şartlarına atıf henüz yapılmamış olduğundan maluliyet ve aktüerya bilirkişisi raporlarının yöntemine ilişkin genel şartların ilgili hükümlerinin sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan davacı aleyhine uygulanamayacağı, dolayısıyla raporların genel hükümlere göre alınması gerektiğinin düşünüldüğü, ne var ki aktüer hesabının PMF tablosuna göre değil TRH 2010 yöntemine göre yapıldığı, itiraz olmadığından ve hatta talep ıslah edildiğinden yeniden PMF yöntemine göre yeni bir rapor alınmasına gerek görülmediği, bilirkişi raporunda davacının müterafik kusurunun bulunmadığı belirtilerek, hatır taşımasının varlığına işaret edildiği, sürücü ve yolcunun kask takılı halde seyahat edip etmedikleri belli olmadığı gibi, yaralanma baş kısmında olmadığından kask takmamasının sonuca etkili olmadığının anlaşıldığı, sigorta şirketine 12.04.2017 tarihinde başvurulduğundan dava şartının gerçekleştiği, davalının 28.04.2017 tarihinde temerrüde düştüğü, 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde…’nun sorumluluğunun üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırıldığı, bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; Bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin (geçici iş göremezlik kayıpları)Sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamının genişletildiği, bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltmasının düşünülemeyeceği, yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 06.07.2015 başlangıç tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan…’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemenin aksine bir sorumluluk yüklenemeyeceği, bu sebeple Geçici iş görmezlik talebinin de poliçe teminatı kapsamında kabul edildiği, davalı tarafça, davacının hatır için taşındığı yönünde savunma ileri sürüldüğü, hatır taşımasının bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma hali olduğu, davacının arkadaşı ile gezmek ve eğlenmek amacı ile seyahat etmesi bir menfaat karşılığı olmayıp davacının yararına bir durum olmakla davacının hatır için taşındığı gözetilerek %20 indirim yapıldığı, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu hareketi ile meydana gelen kazada davacının malul olacak şekilde yaralandığı, bilirkişi raporuna göre geçici iş göremezlik zararının 4.531,86, daimi iş görmezlik zararının 192.509,66 TL olduğu, bilirkişi raporu Yargıtay uygulamalarına göre düzenlendiğinden hükme esas alınabileceği, sigortalı araç ticari araç olmadığından hüküm altına alınan miktar için temerrüt itibaren yasal faize hükmedildiği, Yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından ise hatır taşıması indirimi nedeni ile karşı vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı yararına yargılama giderinin indirilmesi hukuken mümkün görülmediğinden (17. Hukuk Dairesinin 2018/1094 E. 2018/6778 K.) yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verildiği gerekçesi ile davacının geçici işgöremezlik talebinin kısmen kabulü ile 4.531,86 TL geçici işgörmezlik tazminatı alacağından %20 oranında hatır indirimi yapılarak 3.625,48 TL geçici işgörmezlik tazminatının 28.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline, davacının daimi işgöremezlik talebinin kısmen kabulüne, 192.509,66 TL daimi işgörmezlik tazminatı alacağından %20 oranında hatır indirimi yapılarak 154.007,72 TL daimi işgörmezlik tazminatının 28.04.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; davalı sigorta şirketinin 28.04.2017 tarihinde temerrüde düşmediği gibi şirkete herhangi bir başvuruda da bulunulmadığını, hesap raporunda ve davacının ıslah beyanında, afaki olarak sigorta şirketinin 28.04.2017 tarihinde temerrüde düştüğü iddia edilmişse de işbu iddiaların somut delille ispatlanmadığını, kabul manasına gelmemekle birlikte- başvuruya ilişkin bir delilin mevcudiyeti varsa bile kendilerine tebliğ edilmediğini, varlığı iddia edilen delile karşı savunma yapma hakkının ihlal edildiğini, bir an için başvuruya ilişkin delilin mevcut olduğu varsayılsa bile eksik evrak ile mi başvuru, yoksa kanuna uygun bir başvuru mu değerlendirmesi yapmalarına imkan verilmediğini, dava açmadan önce başvuru olmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, bu hususun 6704 Sayılı Torba Yasa 5.maddesi ile değişiklik yapılan 26.04.2016 tarihinde …’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. Maddesi ile düzenlendiğini, davacının başvuru yapmadığı gibi başvurduğu iddiasıyla konu davayı ikame ettiğini, ancak başvuruya ve gerekli tüm evrakları ibraz ettiğine dair herhangi bir somut delil ortaya koymadığını, sigorta şirketine bir başvuru olmadan temerrüde düşmesinin söz konusu olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için davacının bir tazminata hak kazanabileceği düşünüldüğünde de işleyebilecek faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olacağını, kazanın gerçekleştiğine dair somut bir delil bulunmadığını, farazi kabuller ile yargılamanın yürütüldüğünü ve davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, HMK’nın md.119/e-f uyarınca, “Davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri” ve “İddia edilen her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin” dilekçede belirtilmesi gerektiğini, HMK hükümleri ve Türk Medeni Kanunu’nun md. 6. hükmüne göre, …’da meydana gelen maluliyetin, gerçekleştiği iddia olunan kaza ile illiyet bağının ispatlanamadığını,düzenlenen tutanağın dahi iddialarını desteklediğini, kazanın gerçekleştiğinin kabul edildiği olay yeri tutanağında”Saat 22:00 sıralarında ilgili petrole gelindiğinde (…) motosikletin (…) park halinde olduğu, petrolde görevli … ile yapılan görüşmede söz konusu motor çalışır vaziyette, üzerinde bir bayan ile bir erkeğin olduğu, (…) petrol istasyonuna geldiklerinde üzerlerinde herhangi bir yara, kanama görmediklerini, (…) motorda yapılan incelemede herhangi bir hasar olmadığı, yolda yapılan kontrolde de kazaya ait herhangi bir iz olmadığının” ifade edildiğini, davacı tarafından Emirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan şikayette görüleceği üzere davacı yanın “bir tahkikat evrakı toplanmadığı, kazaya ilişkin eskişehir ve … savcılıklarında açılmış herhangi soruşturma dosyası bulunmadığı, fezleke dahi düzenlenmediğini de tasdiklediğini, gerçekleştiği dahi ispatlanamayan konu dosyada sigorta şirketine afaki olay örgüsü sonucu yürütülen yargılamayla eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu, mahkemece görünürde gerekçe ile kazanın gerçekleştiğinin belirtildiğini, ancak gerekli araştırma yapılmadığını, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunmasının zorunlu olduğunu, görünürde gerekçenin yeterli olmadığını,raporların hükme esas alınamayacağını, davacının maluliyetinin poliçe tanzim tarihi itibariyle yanlış ölçüte göre belirlendiğinden ve doğru ölçüte göre rapor alınmaksızın hesaplama yapıldığından işbu maluliyet ve hesap raporunu kabul etmediklerini, 01.06.2015 tarihinden sonra tanzim edilmiş sigorta poliçelerine ilişkin uygulanacak mevzuatın, Sigorta Yeni Genel Şartları olduğunu, yeni genel şartların uygulama zamanının torba kanundan sonra değil, poliçenin akdedildiği tarihin 01.06.2015 tarihinden sonra olması şartının Yargıtayca öngörüldüğünü, (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/14573 E.2017/6035 K. Sayılı ilamı), maluliyet raporlarında esas alınacak ölçütün “özürlülük ölçütü” olduğunu, keza ölçütün esaslarının da “Özürlülük ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında belirlenmesi hasebiyle, raporun bu yönetmeliğe göre tanzim edilmesi gerekmekte iken yeni yürürlüğe giren “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin “Özürlülük ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” mülga etmiş olup artık poliçe tanzim tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra olan poliçelerde işbu yönetmeliğe göre maluliyet belirleneceğini,30/3/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığını, davaya konu olayda poliçe tanzim tarihi 06.07.2015 tarihi olduğundan somut olaya yeni genel şartların uygulanması gerektiğini, yeni yürürlüğe giren “Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre maluliyetin belirlenmesi ve işbu yönetmeliğe göre davacının maluliyeti bulunmaktaysa ancak o zaman tazmin yükümlülüğünün değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişilerce tanzim edilen raporun, “çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliği”ni esas aldığını, bu sebeple bilirkişilerce tanzim edilmiş olan maluliyet raporunu ve bu maluliyet oranı esas alınarak hesaplama yapılan hesap raporunu kabul etmediklerini, davacı yanın kalıcı bir maluliyet bulunmamakla birlikte, kabul anlamına gelmemek kaydıyla “erişkinler için engellilik değerlendirmesi hakkında yönetmelik” kullanılarak rapor hazırlanması için dosyanın adalet bakanlığı adli tıp kurumuna tevdiini talep ettiklerini, yeni genel şartlar gereği geçici iş göremezik tazminatının teminat dışı olduğunu, ZMMS poliçelerine uygulanan yeni genel şartlarda tedavi giderlerinin kapsamına dahil olan geçici iş göremezlik tazminatının poliçenin teminatından çıkarıldığını, kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi veya daraltmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle geçici iş göremezliğe hükmedilse de bu hususun hukuka aykırı olduğunu, tedavi gideri kapsamında olan geçici iş göremezlik talebinin yeni genel şartlarda açıkça düzenlendiği üzere ZMMS poliçesi teminatının kapsamından çıkarıldığını, kişinin tedavi gördüğü süre boyunca iş göremez sayıldığı zaman dilimi olan geçici iş göremezlik durumunun, tedavi giderlerinin kapsamına gireceğini ve davalı şirketin tazmin yükümlülüğü doğmayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın reddi taleplerinin kabul edilmemesi halinde de usuli kazanılmış hak ilkesi uyarınca rapor tarihindeki mevcut verilerle yeniden tazminat hesabı yapılması gerektiğini, kesinleşmiş kısımlar lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluştuğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı tarafa başvuru dilekçesinin ekindeki belgelerle birlikte tebliği için 11.04.2017 tarihinde yurt içi kargo şirketine teslim edildiği ve 204585189852 nolu gönderi kodunun sorgulanmasında 12.04.2017 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı sigorta şirketinin, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi 28.04.2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmıştır. Davaya konu kazanın 17.07.2015 tarihinde saat 21:30 da gerçekleştiğinin jandarma görevlilerine ihbar edildiği, Jandarma görevlilerinin saat: 22:00 sıralarında olay mahalline geldiği anlaşılmış, aynı tarihli tutanakta; olay mahallinde motosikletin park halinde olduğu, petrol ofisinde görevli …’in, motosiklette bir kadın ve bir erkeğin olduğunu, aracı erkeğin kullandığını, motosikleti kaydırdıklarını, şahısların petrol ofisine yanına geldiklerinde üzerlerinde yara, kanama görmediğini, ambulans çağırmasını istediklerini, motosikleti orada bırakıp gelen ambulansla … hastanesine götürüldüklerini beyan etmiş, motosiklette hasar olmadığı, yolda yapılan kontrolde kazaya ait iz olmadığı belirtilmiştir. … devlet hastanesi kaydında, davacının 17.07.2015 tarihinde 22:11 de hastane kaydının yapıldığı, muayene edildiği, evraka motosiklet trafik kazası yazıldığı, davacının sol omuz ve kaburga altında ağrısı olduğu saptandığından ileri tetkik ve tedavi için 112 ambulansla Eskişehir’e sevk edildiği belirtilmiştir. … Devlet Hastanesi kaydı ile davacı vekili tarafından Emirdağ Cumhuriyet Savcılığına verilen şikayet dilekçesinde bu hususlar doğrulanmıştır. Yine … Devlet Hastanesince, ilgili Cumhuriyet Savcılığına gönderilen 02.08.2017 havaleli yazıda davacının olay tarihinde hastaneye müracaatı olduğu ve adli vaka olarak değerlendirildiği bildirilmiştir. Cumhuriyet Savcılığının istemi ile … İlçe Emniyet Müdürlüğü Çarşı Polis Merkezi Amirliğince yapılan inceleme sonucu düzenlenen 25.07.2017 tarihli tutanakta davacının Emirdağ ilçesinden ile gelirken Afyonkarahisar sınırları içinde Jandarma sorumluluk bölgesinde tek taraflı yaralamalı trafik kazası geçirdiğinin araştırma sonucu anlaşıldığının belirtilmiştir. Davacının motosiklet sürücüsü … ve olayı savcılığa bildirmeyen jandarma görevlileri hakkında şikayeti üzerine Emirdağ Cumhuriyet Savcılığınca sürücü yönünden 6 aylık şikayet süresi geçtiğinden, resmi görevliler yönünden suçun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle KYO kararı verildiğinin görülmüştür.
Davacının … hastanesinde 18.07.2015-24.07.2015 tarihleri arasında tedavi görmesi, hastanın trafik kazası geçirdiğinin, batın üst kadranda hassasiyeti sebebiyle acil operasyon yapılarak dalağının alınması, ortopedi konsültasyon notunda grafide sağ ischium kolunda minimal deplase kırığı görüldüğü, cerrahi düşünülmediğini, walker ile mobilizasyon ve yatak istirahati verildiğinin anlaşılması, göğüs cerrahi konsültasyon notunda, palpasyonla her iki hemitoraksta ağrı ve hassasiyet olduğu, acil cerrahi girişim gerektirecek patoloji saptanmadığının kayıtlı olması, maluliyetine ilişkin hükme esas alınan raporda davacının muayenesi ve tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, davaya konu trafik kazasına bağlı meydana gelen dalak alınması ve pelvis fraktürü nedeniyle %16.2 oranında sürekli maluliyeti, 3 ay geçici işgöremezlik süresi, 1 ay bakıcı ihtiyacı olduğunun belirlenmesi, kazanın gece saatinde gerçekleşmesi ve davacının kanamalı yada açık yarası olmaması sebebiyle petrol ofisi görevlisinin davacıda yaralanma görmediğini beyan etmesi hayatın olağan akışına uygun bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan tüm belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde olay yerinde yol bakım çalışması olduğu, motosiklet sürücüsünün yol yapım çalışması alanında hızlı seyretmesi nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip aracı kaydırıp devirerek davaya konu kazanın meydana gelmesi ve araçta yolcu konumunda olan davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğinin anlaşılması, kazanın petrol ofisi alanında değil istasyona yakın yerde gerçekleşmesi, jandarma görevlilerinin yol yapım çalışması alanında inceleme yapıp yapmadığının tutanaktan anlaşılamaması, davalı sigortacının bu durumun aksini somut delillerle kanıtlayamaması, aracın davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunması, zarardan sorumlu olması, maluliyet raporunun yöntem ve usule uygun şekilde düzenlenmesi, tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanması gerekirken, TRH 2010 ve 1.8 teknik faiz yöntemi uygulanmış ise de, bu husus istinafa gelen davalının lehine olduğundan, usulü kazanılmış hak gözetilerek bu hususa girilmemesi, davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, bu giderlerden SGK’nın sorumlu olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesinin gerekmesi, 6098 Sayılı TBK’nun 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacının geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketlerinden talep edebilmesi, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nun sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb), davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebinin doğru görülmemesi, kararın gerekçeli olması, davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması, bu halde dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı sigorta şirketinden alınması gereken 10.767,92 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 2.692,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.075,92 TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süresi içinde temyizi kabil olmak üzere 11.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.