Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2373 E. 2022/390 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı …’e velayeten … vekili dava dilekçesinde; 04/06/2016 tarihinde … idaresindeki araç ile … idaresindeki aracın çarpışması sonucu … yönetimindeki araçta yolcu olarak bulunan davacının annesi …’in vefat ettiğini, olaya ilişkin Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/108 esas sayılı dosyasında kamu davasının devam ettiğini, davacının destekten yoksun kaldığını, davalılara destekten yoksun kalma tazminatı yönünden başvuru yapıldığını, … yönetimindeki aracın … Sigorta tarafından, karşı aracın davalı … Sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalandığını, davacının davalılara başvuru yaptığını, yapılan ödemelerin zararı gidermediğini ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, talep arttırım dilekçesi ile davalı … Sigorta yönünden taleplerini 44.059,90 TL’ye yükseltmiştir.
Davacı ve davalı … Sigorta vekili 22/12/2017 tarihli celsede imzalı beyanlarıyla; … Sigortanın davacıya ödeme yaptığını, aralarında protokol yaparak anlaştıklarını ve … Sigorta yönünden davanın konusuz kaldığını bildirmişler, aynı celsede … Sigorta yönünden dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; 33.062,35 TL’nin 29/12/2016 tarihinde davacının hesabına ödendiğini, sorumluluğun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, başkaca bir sorumlulukları kalmadığını, hesaplanacak maddi tazminattan sigorta şirketince ödemesi yapılan tazminat miktarının mahsup edilmesi gerektiğini, davalının temerrüte düşmediğini, kaza tarihinden itibaren faiz talebinde yasal isabet olmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, dosya içerisinde toplanan tüm deliller, kaza tespit tutanağı, veraset ilamı, gelen yazı cevapları, bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; meydana gelen trafik kazası nedeni ile davacının desteği … …’nın vefat ettiği, davalı … Sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu, ölümlü meydana gelen kazada ceza zamanaşımı uygulanacağından davalı tarafın itirazlarının reddi gerektiği, vefat eden … … nedeniyle davacıya davalı tarafından yapılan ödemelerin dikkate alındığı, denetime elverişli ve yargıtay içtihatlarına uygun bilirkişi raporuna göre müteveffa …’in vefatı sebebiyle 44.059,90 TL tazminatı davacının davalıdan talep hakkı bulunduğu, davalıya dava açmazdan evvel yapılan başvuru gereği 21.10.2016 tarihinde temerrüt olgusunun oluştuğu, sigortalı aracın cinsi gereği yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşıldığından davalı … Sigorta yönünden dava konusuz kalmakla ve bu dosyadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmekle karar verilmesine yer olmadığına, davalı … Sigorta yönünden davanın kabulü ile dava ve ıslah dilekçesi doğrultusunda 44.059,90 TL’nin 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı … Sigorta şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Davalı şirket’in zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, tarafların kusur oranlarının tespiti için hem Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’nden hem de … Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, dosyada mevcut mübrez bilgi ve belgelerin hiçbirinin tarafların kusur oranlarını tespit etmeye elverişli bulunmadığını, oysa davalı şirket’in; … Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, … Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi ve ayrıca Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi marifetiyle kusur durumu tespiti yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2011/7022 E., 2011/8043 K. sayılı ve 22.09.2011 tarihli kararı), Yargıtay’ın içtihadı uyarınca ceza yargılamalarında alınan kusur raporları da hukuk hâkimini bağlamayacağından, varsa ceza yargılamasında alınan raporun da kabulü mümkün olmayıp yeniden rapor alınması gerektiğini, kazaya ilişkin derdest bir ceza davası varsa sonucunun bekletici mesele yapılmasına ayrıca dikkat edilmesi gerektiğini,
Dava konusu kazanın hangi sebeple meydana geldiğinin de her durumda araştırılması, … Genel Müdürlüğü’nün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığının da ayrıca belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araçta meydana gelen teknik bir arızanın kazanın oluşmasına sebebiyet verip vermediği hususunun da ayrıca değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu kaza nedeniyle talep edilen tazminat hesabı uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamaların yaptırılması, uzman olmayan hukukçulara bu görevin verilmemesi gerektiğini, sigorta bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin sigortalısının, kaza nedeniyle oluşan maddi zararlarını tazmin etmekle yükümlü olduğunu(Yargıtay 11. H.D. 2007/11312 E., 2009/538 K. ve 22.01.2009 tarihli kararı), ilgili dosya Yeni Genel Şartlara tabi olduğundan söz konusu hesaplamanın, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 Ulusal … Tablosuna göre yapılması gerektiğini, maluliyet tazminatının hesaplanmasında esas alınacak … Tablosunun TRH 2010 olduğunun,
Davalı şirket ile sigortalısı arasındaki sözleşme niteliğinde olan Trafik Sigortası Genel Şartlarının Ek 3’te yer aldığını, davalı Şirket’in işbu davada taraf olmasına sebep olan hukuki belgelerin 2918 sayılı … Trafik Kanunu ile Trafik Sigortası Genel Şartları olduğunu, genel şartlarda yer alan hüküm ve şartların tazminat hesabında dikkate alınması gerektiğini, hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu dikkate alınması, Tablonun belirli periyodlarla güncellenmesi halinde tazminat tutarının, kaza tarihi itibariyle güncel versiyona göre hesaplanması, hesaplamalarda iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınması gerektiğini, İskonto oranının (teknik faiz) gerekli görülen hallerde Hazine Müsteşarlığı tarafından güncellendiğini, alınan ödemelerin tenzili ve gerçek zararın tespiti gerektiğinden, yapılacak hesaplamanın oldukça fazla teknik bilgi gerektirdiğini, Trafik Sigortası hakkındaki Yeni Genel Şartlar ve … Yasa ile de açıkça görüleceği üzere, TRH 2010 Yaşam Tablosunun hesaplamalarda esas alınması gerektiğini, hükme esas olan hesap raporunda davacı çocuğun üniversite okuyacağı varsayımında bulunularak 25 yaşına kadar destek hesabı yapıldığını, davacı …’in 2003 doğumlu olup kaza tarihinde 13 yaşında olduğunu, davacının yaşı itibariyle üniversite okuyup okumayacağı belli olmadığından üniversite okuyacağı varsayımına dayanarak 25 yaşına kadar hesap yapılmış olmasını kabul etmediklerini, davacının destek hesabının 18 yaşına kadar yapılması gerektiğini, 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faize ilişkin hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu,
KTK’nın 99 maddesi gereğince davalı şirket aleyhine faize hükmedilemeyeceğini, davayı ve faizi kabul anlamına gelmemek kaydı ile, gerekli şartların varlığı halinde dava konusu tazminata “ancak dava tarihinden itibaren” yasal faize karar verilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden bakiye destek tazminatının kabulüne karar verilmiştir.
KTT; Cumhuriyet Savcılığında komiser bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, ceza mahkemesinde makine mühendisi bilirkişice düzenlenen rapor ve iş bu dava dosyasında makine mühendisi bilirkişiden alınan kusura ilişkin raporlarda davacı küçüğün babası olan davalıya sigortalı araç sürücüsü …’ın olayda kavşaklarda geçiş önceliğine uymaması nedeniyle asli(%75 oranında), kazaya karışan karşı aracın sürücüsü …’nın aracının hızını ayarlamaması, kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması sebebiyle tali(%25 oranında) kusurlu oldukları tespit edilmiş, bilirkişi raporu ve kusur durumu dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunmuştur.
Tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunun konusunda uzman aktüer bilirkişice düzenlenmesi, tazminat hesabında TRH 2010 ve prograsif rant yöntemi yerine, TRH 2010 ve 1.8 teknik faiz yönteminin uygulanması doğru değil ise de bu durumun davalı lehine olması, hükmün davalı tarafça istinaf edilmesi ve davalı taraf lehine oluşan usulü kazanılmış hak nedeniyle bu konunun incelenmemesi, davacı küçüğün … araştırması ve dosyada mevcut belge ve bilgiler gözetildiğinde Özel … … Koleji öğrencisi olup, 2017 yılında orta öğretim bölümünden mezun olması, halen … Lisesinde eğitimine devam ettiğinin anlaşılması, not ortalamasının 93.11 olması, pekiyi ile sınıfını geçmesi, müteveffa annenin üniversite mezunu öğretmen olduğu, babanın da üniversite mezunu olduğunun anlaşılması, bu nedenle davacı küçüğün üniversite eğitimi alacağının kabulü ile 25 yaşa kadar destek tazminatı hesabı yapılmasında bir isabetsizlik bulunmaması, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunularak zararın giderilmesinin istenmesi, davalı sigorta tarafından davacı tarafa 33.062,35 TL tazminat ödendiğinin ve taraflar arasında ibra düzenlendiğinin anlaşılması, yapılan ödemenin güncellenmiş değerinin, hesaplanan tazminattan mahsubu ile davalının sigortalısına izafe edilen kusur oranında bakiye tazminatın belirlenmesi, davalı sigorta şirketinin dava açılmadan önce temerrüde düştüğünün ve bu nedenle temerrüt tarihinden itibaren faizle sorumluluğuna karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre davalı sigorta şirketi vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurma harcı peşin alındığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davalı sigorta şirketinden alınması gereken 3.009,73 TL nispi istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40 TL maktu, 708,03 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 2.257,30-TL harcın davalı sigortacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın tebliği, kesinleştirme ve harç ikmali işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 17.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.