Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2354 E. 2022/42 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/01/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde;14/10/2016 tarihinde, dava dışı …’in sevk ve idaresindeki, davalı tarafından İMMS ile sigortalı aracın, ….. yolcu olarak bulunduğu dava dışı …..sevk ve idaresindeki araca çarpması neticesinde, ….. vefat ettiğini, vefat edenin müvekkili …’ın eşi diğer müvekkillerinin ise annesi olduğunu, meydana gelen vefat nedeniyle müvekkillerinin manevi olarak ızdırap çektiğini, kazanın meydana gelmesinde ölenin kusurlu olmadığını, kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğu ve davalının kusur oranına bakılmaksızın müvekilinin manevi zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, ileri sürerek müvekkili ….. için 70.000,00 TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 40.000,00’er TL olmak üzere toplam 230.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın İMMS ile müvekkili tarafından sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın davacıların sosyal ekonomik durumuna göre takdir edilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarını kabul etmediklerini, fahiş olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle manevi tazminat istemi olduğu, çift taraflı trafik kazasında kazaya karışan ve….. plakalı aracın davalı tarafından İMMS ile sigortalı olduğu ve sigortanın manevi zararlarını kapsadığını, kazanın meydana gelmesinde sigortalı aracın %35 oranında, diğer aracın ise %65 oranında kusurlu olduğu, meydana gelen kazada davacı …’ın eşini, diğerlerinin ise annelerini kaybettiği, bu nedenle manevi zararlarının oluşacağı, paranın satın alma gücü, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ekonomik durumları, tarafları kusur durumu, olayın ağırlığı ve olay tarihi gibi özelliklerle nazara alındığında davacının eşi için 30.000,00 TL, diğerleri için 15.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile; … için 30.000,00 TL, …… ayrı ayrı 15.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilleri, ölenin eşi için 70.000,00 TL, diğerleri için ise 40.000,00’er TL olmak üzere toplam 230.000,00 TL manevi tazminat talep etmişken, mahkemece … için 30.000,00 TL, diğerleri için 15.000,00’er TL olmak üzere 90.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, hükmedilen manevi tazminatın son derece az olduğunu, ileri sürerek kararın kaldırılarak istinaf talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. Maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava; trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle TBK’nın 56/2 maddesi gereğince, ölenin yakınları tarafından açılan manevi tazminat istemidir.
Olay tarihinde, davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu araç ile, davalı tarafından İMMS kapsamında sigortalı aracın karıştığı kazada davacı …’ın eşi diğerlerinin ise annesi olan Naime …’nin vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde her iki araç sürücünün de kusurlu olduğu, vefat edenin kusurunun bulunmadığı, dosya kapsamındaki delil durumundan ve oluşa uygun bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.
6098 TBK’nun 56/2. maddesi hükmüne göre “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” Aynı Yasanın 51. maddesinde de “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira MK’nın 4. maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir.
Davacılar, manevi zararlarının tazminini, her iki araç sürücüsünün birlikte kusuru çerçevesinde müştereken ve müteselsilen davalı sigorta şirketinden talep etmiştir. TBK’nın 61. maddesi gereğince birden çok kişinin zarara birlikte neden olması halinde manevi zararların tamamı zarara neden olanlardan ayrı ayrı talep edilebileceği gibi, müştereken ve müteselsilen zararın tamamı zarara neden olan taraflardan birisinden de talep edilebilir. Bu durumda manevi zararın belirlenmesinde nazara alınacak kusur zarara neden olanların tamamının kusurlarına göre belirlenir
Belirtilen bu hususlar ve özellikle kazanın meydana gelmesinde zarara neden olan araçların %100 oranında kusurlu bulunması, vefat edenin ise kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmaması, kaza neticesi davacı …’ın eşini, diğerlerinin ise annelerini kaybetmiş olması, kaza tarihi, paranın atın alma gücü, tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğu, dosya kapsamı itibariyle davacı … için 50.000,00-TL, diğer davacılar için ayrı ayrı 20.000.00-TL, manevi tazminat takdir edilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği sonucuna varılmış ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararındaki manevi tazminat miktarları düzeltilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/05/2019 tarihli, 2017/181 Esas 2019/402 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
-Davacı … … için 50.000,00 TL
-Davacı … … için 20.000,00 TL
-Davacı … … için 20.000,00 TL
-Davacı … için 20.000,00 TL
-Davacı … … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 130.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi 08/03/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile belirtilen tutarlarda davacılara verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 8.880,30 TL harçtan peşin alınan 785,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.094,73 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacılar vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … için takdir olunan 7.300,00 TL, davacı … için takdir olunan 5.100,00 TL, davacı … için takdir olunan 5.100,00 TL TL, davacı Satı için takdir olunan 5.100,00 TL, davacı … için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile belirtilen tutarların davacılara verilmesine,
4-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 5.100,00 TL vekalet ücretinin Satı’dan,5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 785,57 TL peşin harç olmak üzere toplam 816,97 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 218,20 TL posta masrafı, 600,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 818,20 TL yargılama giderinden kabul oranı dikkate alınarak 462.35 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan her hangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının davacıya iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacılara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 121,30 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 51,80-TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 173,10 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
lV-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 20/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.