Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2353 E. 2022/389 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 17/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 04/03/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı …Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 23/12/2017 tarihinde sürücü …’un sevk ve idaresindeki aracı ile seyir halinde iken, aracının direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde gidiş istikametine göre sağ tarafındaki bankete çarpması sonucu tek taraflı, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının araç içerisinde yolcu konumunda olduğunu ve kaza nedeniyle yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre sürücünün kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, kaza nedeniyle meydana gelen sakatlanma neticesinde oluşan maddi zararın davalı … tarafından karşılanması için 21/03/2018 tarihinde davalıya yazılı başvuru yapıldığını, ancak ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik sürekli işgücü kaybı nedeniyle 3.650,00-TL, geçici iş gücü kaybı nedeniyle 100,00-TL olmak üzere toplam 3.750,00-TL maddi tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 21/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.03.2019 tarihli artırım dilekçesi ile geçici iş gücü kaybına ilişkin talebini 14.381,63-TL’sına, sürekli iş gücü kaybına ilişkin talebini 70.857,97-TL’sına yükseltmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından yapılan başvuruya istinaden şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, ibrazı zorunlu evrakların eksik olması nedeniyle yeterli değerlendirme yapılamadığını ve ödemenin gerçekleştirilemediğini, kazanın oluşumunda kusur durumunun ve davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığın tespiti için rapor alınması gerektiğini, davacı tarafın araç içerisinde yolcu konumunda bulunması nedeniyle kabul anlamına gelmemek kaydıyla hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Yerel mahkemece, toplanan deliller, hasar dosyası, savcılık dosyası, Adli Tıp Raporu, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı … şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün yaptığı tek taraflı trafik kazası nedeniyle araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacının %18 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğu, 9 ay süre ile geçici iş göremez halde kaldığı, geçici iş göremezlik zararının 14.381,63-TL, kalıcı iş göremezlik zararının 70.857,97-TL olduğu, davalı … şirketinin ZMMS poliçesi gereği bu zarardan sorumlu olduğu, davacı ile sürücünün yakın akraba olmaması nedeniyle olayda hatır taşıması şartlarının oluştuğu, bu nedenle tespit edilen tazminattan takdiren %20 oranında hatır taşıması nedeniyle indirim yapıldığında davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 11.505,30-TL, kalıcı iş göremezlik zararının 56.686,38-TL olduğu,
Davacının davalı … şirketine yaptığı başvuru tarihine göre hesaplanan 03/04/2018 temerrüt tarihinden itibaren, sigortalı aracın otomobil olması nedeniyle yasal faiz uygulanması gerektiği, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden 6098 sayılı TBK md. 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği hususu dikkate alınarak Davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 11.505,30-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 56.686,38-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 68.191,68-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 03/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1-Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece bilirkişi raporu’nda yapılan hesaplama sonucu davacının sürekli iş göremezlik zararının 70.857,97-TL, geçici iş göremezlik zararının ise 14.381,63-TL olduğunun kabul edildiğini, ancak davacı ile sürücünün yakın akraba olmaması nedeniyle olayda hatır taşıması şartlarının oluştuğu, bu nedenle tespit edilen tazminattan takdiren %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak neticede davacının talep edebileceği kalıcı iş göremezlik zararının 56.686,38-TL, geçici iş göremezlik zararının ise 11.505,30-TL olduğuna hükmedildiğini, davacı aleyhine hak kaybı yaratan, yasaya ve hakkaniyete açıkça aykırı olan iş bu kararın kaldırılması gerektiğini, aracın içerisinde yolcu olarak bulunan davacı …’un; aracın sürücüsü …’un eşi olan …’un kız kardeşi olduğunu, kısacası sürücü …’un, davacı …’un eniştesi olduğunu, bu nedenle davacı ile sürücünün yakın akraba olmaması nedeniyle olayda hatır taşıması şartlarının oluştuğu şeklinde verilen hükmün anlaşılması ve kabulünün mümkün olmadığını,
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının yakın akrabalar arasında hatır taşımasının mümkün olamayacağı, yakın akrabaların taşınmasının ahlaki bir ödevin ifası kapsamında olduğu yönünde olduğunu, bu nedenle, hatır taşıması indirimi yapılmasının yakın akrabalar arasında söz konusu olmadığını, davanın tamamen kabulü yerine yapılan hatır indirimi neticesinde kısmen kabul ile sonuçlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek hatır taşıması indirimi sebebiyle davanın kısmen kabulüne dair kararının kaldırılmasına, bilirkişi raporu’nda yapılan hesaplama uyarınca 70.857,97-TL sürekli iş göremezlik,14.381,63-TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplamda 85.239,60-TL maddi zararın herhangi bir hatır taşıması indirimi yapılmadan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, usule ve yasaya aykırı olarak davanın kabulüne karar verilmesi ve bu husustaki itirazlarının değerlendirilmemesini kabul etmediklerini, kararın gerekçeli olmadığını,
6704 Sayılı Kanun ile 26.04.2016 tarihinde yapılan değişiklik ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde; Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiğini, sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceğini veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceğini, davanın ilgili kanunun yürürlüğünden sonra açıldığını, poliçenin 22.06.2017 tarihinde düzenlendiğini, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası Genel Şartlarının C.7. maddesinde paralel düzenleme yapıldığını, anılan mevzuat gereği, dava yoluna gitmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılmasının dava şartı haline geldiğini,
Kara Yolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar hakkında yayınlanan tebliğ ile başvuru sırasında ibrazı zorunlu olan evrakların belirtildiğini, trafik sigorta poliçesi 22.06.2017 tarihinde tanzim edildiğinden 02.08.2016 tarihinde poliçe genel şartlarında meydana gelen değişikliğin işbu poliçe açısından da hüküm ifade edeceğini, başvuru ile beraber gerekli evrakların ibraz edilmediğini, dolayısıyla başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, davalıya sigortalı aracın tek taraflı olarak yaptığı kaza sonucu araçta yolcu olan davacının yaralandığını, dava konusu kazanın oluşumunda sigortalı araç sürücüsünün yeterli inceleme yapılmadan %100 kusurlu olduğunun kabulü ile tazminat hesabı yapıldığını, olayın meydana geliş şekli göz önüne alındığında sürücünün %100 kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, olayda sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, … Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda, davacının özür oranının %18 olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığının belirtildiğini, raporun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik esas alınmadan oluşturulduğunu, ilgili yönetmelikte özürlü sağlık kurulunun teşkili, yetkili sağlık kurumları, özürlü sağlık kurulu raporlarının formuna uygun olarak düzenlenmesi, özürlü sağlık kurulu raporunun doldurulması hususunda düzenlemeler olduğunu, raporun alındığı hastanenin özürlü sağlık kurulu raporu düzenlemeye yetkili olmadığını, rapor hazırlanırken yönetmelik ekinde yer alan özür oranları cetveli ve özürlü sağlık kurulu raporu örneğinin dikkate alınmadığını, rapor usule aykırı alındığından kabul etmediklerini, hesap bilirkişisi raporunda; 70.857,97-TL sürekli iş göremezlik,14.381,63-TL geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, usule ve yasaya uygun olmayan yönetmelik esas alınarak belirlenen maluliyet oranı üzerinden ve kusur tespiti yapılmadan tazminat hesaplanmasının hukuka aykırı olduğunu, sürekli iş göremezlik tazminatının afaki olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadıklarını, Zorunlu Karayolu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında ancak gerçek zarardan sorumlu olduklarını, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı kaza sırasında araçta karşılıksız taşındığı için hatır taşıması indirimi yapıldığını, ancak davanın reddedilen kısmı yönünden lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediğini, geçici iş göremezlik giderinin sosyal güvenlik kurumunun sorumluluğunda olduğunu, kanuni başvuru şartları yerine getirilmediğinden temerrüdün gerçekleşmediğini, temerrüt tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini kabul etmediklerini, temerrüt tarihine hangi tarihlerin esas alındığının kararda açıklanmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenlerin sıfatına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının, davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu aracın ZMSS şirketi olan davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
1-Davalı … vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; Dava açılmadan önce davalı … şirketine 21.03.2018 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulduğu ve aynı tarihte davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafın 21.03.2018 tarihinde başvuru dilekçesinin teslim alındığına dair dilekçe üzerinde tarihi gösteren mühür olduğu, davacı tarafın başvuru dilekçesine, davacının tedavisine dair tıbbi belgeleri, KTT, poliçe, ruhsat, sürücü belgesi, hazırlık ifadeleri, KYO kararı, alkol raporu, kimlik fotokopisi, nüfus kayıt örneği, gelir beyanı, maluliyet beyanı, vekaletname gibi belgeleri eklediği görülmüş, davalının buna rağmen tazminatı hesaplayıp davacıya ödemede bulunmadığı, davalı tarafça iş bu dava dosyasına verilen 16.05.2018 tarihli cevabında soyut şekilde yeterli belge olmadığından ödeme yapılamadığını bildirdiği, mahkemece tebliğ tarihine 8 iş günü ilavesi ile davalının temerrüt tarihinin belirlendiği, davacının usule uygun şekilde davalıya başvuruda bulunduğu, davalının belirlenen tarihte temerrüde düştüğü, bu nedenle temerrüt tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının davalıya ZMSS poliçesi ile sigortalı araçta yolcu konumunda iken gerçekleşen tek taraflı trafik kazası sonucu yaralanması, KTT’da davalıya sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının sağ ön teker kısmı ile sağ tarafındaki bankete çarpıp savrularak sağ arka teker kısmı ile de orta refüje çarpması sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında sürücünün aracının hızını, aracın teknik özellikleri ile yol, hava, görüş ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması sebebiyle kusurlu olduğu belirtilmiştir. Hazırlık soruşturması kapsamı, araç sürücüsü ve araçta bulunanların ifadelerinden kazanın, sürücü …’nın bölünmüş yolda karşı trafiğin seyrettiği yolda seyrederken, karşıdan araç geldiğini görünce direksiyonu sağa kırması sonucu direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle meydana geldiği anlaşılmıştır. Kazanın tek taraflı olarak gerçekleşmiş, kaldı ki davacı araçta yolcu konumunda olup kazanın oluşumuna ilişkin herhangi bir kusuru da bulunmamaktadır. Davacının kusuru olmadığından, davalının talebi de gözetildiğinde davalı … şirketinin kusur oranı gözetilmeksizin tazminattan sorumluluğunun bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece kusura ilişkin rapor alınmamasının iş bu davanın sonucuna etkili olmaması, davacının kaza sonucu oluşan maluliyetinin (geçici ve sürekli) özürlülük ölçütü yönetmeliği esas alınarak tespit edilmesi, tazminat raporunda TRH 2010 tablosu ve 1.8 teknik faiz yönteminin uygulanması, her ne kadar davacının maluliyet durumu Çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı yönetmeliği gereğince belirlenmemiş ve tazminat hesabında TRH 2010 tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanmamış ise de davacı tarafın bu hususta açıkça istinaf talebinin bulunmaması ve bu hususların davalı … şirketinin lehine olması nedeniyle usulü kazanılmış hak dikkate alınarak bu konuya girilmemiştir.
Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekİR. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. Maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. Maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı … şirketlerinden talep edebilİR. genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde, geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmaması (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) nedeniyle davalı … şirketinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.
Yasal düzenlemeler gereği 6098 sayılı TBK md. 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddedilmesi nedeniyle indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyeceği ve yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği hususunun yerleşik Yargıtay kararları ve uygulamaları ile kabul edilmesi nedeniyle davalı taraf lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve mahkemenin gerekçesine göre HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı … vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin mahkemece hatır taşıması olduğunun kabulü ile tazminattan indirim yapmasına ilişkin istinaf talebine gelince; 2918 sayılı KTK’nın 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 6098 sayılı TBK 51. maddesi uygulama alanı bulacaktır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödemeden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Zira hatır taşımasında taşıma münhasıran taşınan yararına olmalıdır. Taşıyanın taşımadan kaynaklı maddi veya manevi bir menfaati bulunuyorsa bu durumda hatır ilişkisinin varlığından söz edilemeyecektir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir. Hatır taşıması tartışılırken tarafların yakınlığı da nazara alınması gereken ölçütlerdendir. Zira yakın akrabalar arasında hatır taşımasından bahsedilmesi mümkün değildir. Çünkü yakın akrabalar arasında taşımanın menfaat karşılığı yapılması söz konusu değildir. Hatır taşımasının kıstaslarından biri olan “menfaat karşılığı olmama” koşulu mevcut olmadığından yakın akrabalar arasında hatır taşıması indirimi yapılamaz.
Somut olayda; dosya ve hazırlık evrakı kapsamı ile ifadelerden, kazaya karışan araç sürücüsü …’un, davacı …’un kız kardeşinin eşi (eniştesi), bir başka ifade ile davacının, sürücünün baldızı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı ile dava dışı araç sürücüsü arasında yakın akrabalık bağı bulunduğu (enişte-baldız) ve olay günü de davacının, sürücü yönetimindeki araçta yolculuk ettiği sırada trafik kazasının meydana geldiği sabittir. Bu durumda mahkemece hatır taşıması olmadığının kabulü ile indirim yapılmadan tazminata hükmedilmesi gerekirken, maddi ve manevi menfaatin bulunduğu akrabalar arasındaki bu taşımada hatır taşıması bulunmamasına rağmen davacının hatır için taşındığı gerekçesiyle hesaplanan iş göremezlik tazminatından %20 oranında indirim yapılarak hüküm kurulması doğru olmadığından, davacı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf talebi yerinde görülmekle istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılması ve düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan inceleme sonunda, infazda tereddüt olmaması için yerel mahkeme kararının Dairemizce düzeltilen ve kaldırılan kısımları dışında kalan hüküm fıkrası aynen yazılmış, ancak harç hususu kamu düzenine ilişkin olmakla mahkemece eksik hesaplanan harç miktarı resen düzeltilmiştir.)
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
A-Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
B-Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29.05.2019 gün ve 2018/290 Esas-2019/571Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca yeniden esas hakkında düzelterek karar verilmesi gerektiğinden;
1-Davanın kabulü ile 14.381,63-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 70.857,97-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 85.239,60-TL maddi tazminatın 03.04.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsili ile davacı …’a verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, davanın kabul edilen kısmı üzerinden alınması gereken 5.822,71-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90-TL ve 295,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 5.491,81-TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 149,50-TL posta-tebligat gideri ile 600,00-TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 749,50-TL yargılama gideri ile 35,90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin harç ve 295,00-TL ıslah harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi gereğince tespit ve takdir edilen 11.881,14-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-HMK’nın 333.maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
1-Davalı … şirketinden alınması gereken 5.822,71-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 196,48-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.626,24-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafça yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yapılan topla 51,70-TL istinaf yargılama giderinin, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı … tarafından yatırılan 100,00-TL gider avansından kullanılmayan kısmın, davalıya iadesine,
6-Kararın tebliği, harç ikmali ve iadesi ile gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, KESİN olmak üzere 17.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.