Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2352 E. 2022/88 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/04/2019
NUMARASI : ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan Destekten Yoksun Kalma Tazminatına Yönelik Bakiye Faiz Alacağı)

KARAR TARİHİ : 27/01/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili, davacıların müşterek çocuklarının trafik kazası sonucu vefatı nedeniyle kazaya sebep olan aracın sigortacısı aleyhine Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açtıkları destekten yoksun kalma tazminatı istemli davanın yapılan yargılaması sonucunda mahkemece talep artırım dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak davacı … için 58.574,59- TL ve davacı … için 85.043,85-TL’nin 04/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiğini, anılan dosyada alınan bilirkişi raporunda dava tarihi olan 07/02/2012 tarihinden itibaren faiz talep edileceğinin tespit edildiğini, 07/02/2012 – 04/10/2012 tarihleri arasındaki dönem için davacı …’ın 3.514,44-TL ve davacı …’nin 5.102,58-TL yasal faiz alacağı bulunduğunu belirterek anılan tutarların dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacıların davalarına dayanak yaptıkları kararın temyiz incelemesinin devam ettiğini, derdestlik sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, avans faizi talebinde isabet olmadığını, faiz alacağına faiz talep edilemeyeceğini, tüm tazminat tutarına değil ancak kısmi dava konusu edilen tutara dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davanın reddine karar verilmiş; karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; kök dosyada talep artırım sırasında temerrüt tarihinde yazım hatası yaptıklarının dosyada içeriğindeki belgelerde açıkça görüldüğünü, kök dosyanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinlemiş olmasının eldeki davada talep edilen faiz alacağının değerlendirilip hüküm altına alınmasına bir engel yaratmayacağını, hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kök davada talep edilmemiş faiz alacağına ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
1)Davacılar vekilinin, davacı … yönünden istinaf talebinin incelenmesinde;
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların birlikte dava açtıkları durumda esasen birden fazla dava mevcut olup; her bir dava arkadaşı hükme karşı ayrı ayrı kanun yoluna başvurabileceği gibi birlikte başvurmasına engel bir hal de bulunmamaktadır. İstinaf incelemesi yapılabilmesi için gereken değerin belirlenmesinde her bir davacının talebi ve lehlerine hükmedilen tutarlar ayrı ayrı dikkate alınmaktadır.
6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesinde 6763 Sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile miktar veya değeri 3.000,00-TL’sini geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş; yasa’ya eklenen EK madde 1 ile de söz konusu kesinlik sınırının her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Buna göre 6100 sayılı HMK’nın 341/2. maddesinde öngörülen malvarlığına yönelik istinaf kesinlik sınırı mahkemenin karar tarihi olan 2019 yılı için 4.400,00-TL olup, HMK’nın 341/4. maddesi gereğince, alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü bu miktarı geçmeyen taraf istinaf yoluna başvuramaz.
HMK’nın 346. maddesi gereğince istinaf dilekçesinin, kesin olan karara ilişkin olması halinde ilk derece mahkemesince istinaf dilekçesi reddedilebileceği gibi HMK’nın 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin (dilekçesinin) reddine karar verilebilir.
Mahkemece davacı … hakkında verilen karar davacılar vekilince istinaf edilmiş olup, davacı … yönünden talep edilen ve mahkemece ret edilen miktar 3.514,44-TL olmasına göre hükmün verildiği tarih itibariyle davacı … açısından verilen karar miktar itibariyle kesin olduğundan, davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf başvuru dilekçesinin miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin olması nedeniyle HMK’nın 341/2. ve 352. maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
2)Davacılar vekilinin, davacı … yönünden istinaf talebinin incelenmesinde;
Davacılar tarafından Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davada, trafik kazası sonucu müşterek çocuklarının vefatı nedeniyle kazaya sebep olan aracın sigortacısı aleyhine destekten yoksun kalma tazminatının talep edildiği, dosyada alınan bilirkişi raporu üzerine davacılar vekilince “Fazlaya ilişkin her türlü talep, dava, ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı … için 58.574,59-TL ve davacı … için 85.043,85-TL’nin 04/10/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili” talepli talep artırım dilekçesi verildiği, mahkemece talep artırım dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak anılan tutarların 04/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, faizle ilgili fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin dilekçelerinde maddi hata yaptıkları, dava tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğine yönelik temyiz itirazları üzerine Yargıtay 17. HD. Esas 2014/3651 – Karar15/7329 ilamı ile davacılar vekilinin tüm itirazlarının reddine, müteveffanın müterafik kusuru nedeniyle indirim yapılması gerektiğine dair davalı vekilinin itirazının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak 02/05/2016 tarih Esas 2016/159 – Karar 2016/302 sayılı ilam ile anılan tazminatlardan müterafik kusur indirimi yapılarak davacı … için 52.717,14 TL ve davacı … için 76.539,47 TL’nin 04/10/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verildiği, davacılar vekilinin temyiz itirazları üzerine Yargıtay 17.HD. E.16/18799 K.18/11112 ilamı ile davacılar vekilinin tüm itirazlarının reddi ile kararın onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, eldeki davada mahkemece, dava konusu faiz alacaklarına yönelik olarak taleple bağlılık ilkesi gereğince kurulan karara karşı temyiz itirazlarının reddi ile kararın kesinleştiği, bu nedenle davacıların talebinin eldeki davaya konu edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada tesis edilen hükmün, davacılar vekilinin faiz başlangıç tarihinde hata yaptıklarına dair temyiz itirazlarının reddi ile onanmasının eldeki dava açısından kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı, kısmi dava açılırken saklı tutulan fazlaya ilişkin hakların, ıslah yolu ile artırımı esnasında talep edilen faiz başlangıç tarihinden öncesine ait faiz alacağının talep edilip edilemeyeceği hususundadır.
6100 Sayılı HMK’nun 26.maddesi kapsamında mahkemeler taleple bağlılık kuralına göre tarafların talep sonuçları ile bağlı olup ondan daha fazlasına karar veremezler. Bu ilke gereğince verilen hükmün onanması sadece onanan kısım yönünden kesin hüküm teşkil eder. İkinci ıslah yasağı gereğince davacının temyiz itirazının bir an için kabulü halinde bozmadan sonra ıslah suretiyle talep sonucunun arttırılması da mümkün olmadığından davacının ancak ek dava ile alacağını dava konusu etmesi gerekir.
Davacının kısmi davada ve ıslah sırasında saklı tuttuğu ve talep etmediği haklarını asıl alacağın zamanaşımı süresi içinde ek dava yolu ile talep etmesi mümkündür.
Bu durumda mahkemece davacılardan … … yönünden davada talep edilen faiz alacağına dayanak asıl alacak tutarının Yargıtay bozma ilamı sonrası tesis edilen kararda daha azına da hükmedildiği dikkate alınarak, davada talep edilen döneme ait faiz alacağının hesabı ile tüm dosya kapsamı ve deliller değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmediğinden; davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf talebinin kabulü gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf talebinin kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle reddine, yukarıda (2) no’lu bentte sayılan nedenlerle davacılar vekilinin davacı … yönünden istinaf talebinin kabulü ile hükmün, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına ve dosyanın belirtilen gerekçeyle yerel mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Gerekçesi yukarıda 1 nolu bentte izah edildiği üzere Davacılar vekilinin davacı … … yönünden istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 maddesi gereğince MİKTAR İTİBARİYLE REDDİNE,
2-Davacılar vekilinin davacı … … yönünden istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/04/2019 tarihli 2014/66 Esas 2019/375 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yatırılan gider avansından varsa artan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
4-Davacı … … yönünden yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince verilecek kararda gözetilmesine,
5- Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…..

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.