Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi 2019/2348 E. 2022/443 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar …
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
26. HUKUK DAİRESİ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 24/02/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/02/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14/05/2015 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletine, plakasını tespit edemediği başka bir motosikletin çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiğini, kendisine çarpan ve kaza mahallinden kaçan diğer motosiklet sürücüsünün paket servisi yapan bir kişi olduğunu, meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, kaza tespit tutanağında kazaya karışan diğer motosikletin kazaya karışıp karışmadığının tespit edilemediğini, müvekkilinin dava konusu kaza ile ilgili olarak daha önce davalı … Hesabına başvurduğunu, müvekkiline bir miktar ödeme yapıldığını, yapılan bu ödemenin müvekkilinin kazada %70 kusurlu olduğu varsayımına dayanılarak hesaplandığını, ancak hesaplamanın hatalı olduğunu, müvekkilinin dava konusu trafik kazasında kusurunun bulunmadığını, bu nedenlerle öncelikle kusur oranının belirlenmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL geçici iş göremezlik, 1.500,00 TL kalıcı maluliyet olmak üzere toplam 1.600,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde; davacının davadan önce başvurusu üzerine tüm zararlarının karşılandığını, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen aracın tespit edilmediğinin ispatı gerektiğini, kusur ve maluliyet durumunun tespiti gerektiğini, davacının müterafik kusurunun bulunması halinde zarar miktarından indirim yapılması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davacının %30, tespit edilemeyen araç sürücüsünün %70 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü …….Yönetmeliği uyarınca davacının dava konusu kaza nedeniyle bedensel özür oranının %8, geçici iş görmezlik süresinin 6 ay olduğu, davacının bu nedenle uğradığı zararlardan kazaya %70 kusuruyla sebebiyet veren aracın tespit edilememesi nedeniyle davalının sorumlu olduğu, somut olaya kaza tarihinde yürürlükte bulunan 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS genel şartlarının uygulanması gerektiği, davacının davadan önce başvurusu üzerine davalının 13.412,00 TL ödeme yaptığı, bu ödeme sonucunda makbuz ve ibraname başlıklı belge düzenlenmişse de davacının 2 yıllık sürede yapılan ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek işbu davayı açtığı, bilirkişi raporundan davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin yeterli olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle sözü edilen belgenin makbuz hükmünde olduğu, davacının, plakası tespit edilmeyen araç sürücüsünün kusuruna isabet eden ve davalı tarafça ödenen tutarın güncellenmiş değeri düşüldükten sonra, 4.942,06 TL geçici iş göremezlik, 29.721,02 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 34.663,08 TL maddi tazminatı, davalıya başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olan 01/04/2016 temerrüt tarihinden, plakası tespit edilemeyen aracın motosiklet olması nedeniyle yasal faiziyle talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 4.942,06 TL geçici iş göremezlik, 29.721,02 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 34.663,08 TL maddi tazminatın 01/04/2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Hesabı vekili istinaf dilekçesinde, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumundan maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, 08.09.2017 tarihli maluliyet raporunda, 06.09.2017 tarihli muayenenin sonucunun belirtildiğini, burada davacının kazada yaralanmasının ortaya çıktığı bölümlerde herhangi bir sorun olmadığı, hareket açıklıklarının tam ve normal olduğunun belirtildiğini, buna rağmen maluliyet tespiti yapıldığını, ayrıca, davacı tarafın müvekkil kuruma sunmuş olduğu….. ….. Hastanesinden alınmış olan 13.01.2016 tarih …. nolu engelli sağlık kurulu raporunda davacının maluliyet oranının %4 olduğu tespit edildiğini, 08.09.2017 tarihli rapora göre ise davacının maluliyet oranının %6,3 olduğunu, her iki rapor arasında çelişki bulunduğundan, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden alınacak raporla çelişkinin giderilmesinin talep edilmesine rağmen çelişkinin giderilmediğini, geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat kapsamında bulunmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, SGK’dan gerçekleştiği iddia olunan kazayla ilgili olarak, davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması ve müvekkil kurum aleyhine karar verilmesi halinde, davacı yana ödeme yapılmış ise bu miktarın hesaplanan tazminattan mahsubu gerektiğini bu husus incelenmeksizin hüküm kurulduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Cismani zarar nedeniyle iş göremezlik tazminatının belirlemesinde, davacının maluliyet durumunun gerçek durumu tam olarak yansıtacak şekilde belirlenmesi gerekir. Maluliyet oranı tazminatın belirlenmesinde esas alındığından, maluliyet oranında tereddüt olması ve/veya çelişki olması halinde, tereddüt oluşturacak veya çelişki yaratacak hususlar giderilmeden davanın esası hakkında karar verilemez. Diğer yandan davacının maluliyetine ilişkin farklı yönetmelikler çerçevesinde alınan raporlarda da, maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi durumunda, özellikle raporlarda belirlenen maluliyet oranları arasındaki farkın yüksek olması veya tespit edilen rahatsızlıkların çelişmesi durumunda raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/292 E. 2020/6372 K., 2019/3629 E. 2020/5191 K., 2016/13576 E. 2019/6279 K.)
Somut olayda, hükme esas raporda, maluliyetin hesaplanmasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik esas alınmış, davacıda mevcut alt ekstremite atrofisi için Tablo 3.5’e göre kişinin özür oranının %8 (yüzdesekiz) olduğu tespit edilmiş, … Hesabı tarafından yargılamadan önce yapılan ödeme sırasında ise …..Hastanesinden alınmış olan 13.01.2016 tarih ….. nolu engelli sağlık kurulu raporunda davacının maluliyet oranının %4 olduğu belirlenmiştir.
Bu durumda, mahkemece davacının meydana gelen kaza nedeniyle tüm tedavi evrakları dosyaya kazandırılarak, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde; davacının kazaya bağlı maluliyetinin meydana gelip gelmediği, maluliyeti meydana gelmiş ise hangi oranda olduğu hususunda rapor alınarak, sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması da isabetli olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin kararın eksik incelemeden kaldırılmış olmasına göre incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/07/2019 tarihli 2016/903 Esas – 2019/640 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalı tarafından peşin yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,

5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 11. İcra Dairesinin 2019/11240 Esas sayılı dosyasına yatırılan 63.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

……

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.